Mısır’da göçmen tartışması: Mülteci mi yoksa bölge sakini mi?

Hükümet açıklamaları ve uluslararası kuruluşların istatistikleri arasında değişiklikler mevcut.

Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri. (Reuters)
Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri. (Reuters)
TT

Mısır’da göçmen tartışması: Mülteci mi yoksa bölge sakini mi?

Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri. (Reuters)
Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri. (Reuters)

Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri’nin ülkesinin farklı milletlerden altı milyon mülteciye ev sahipliği yaptığını açıklaması, Mısır’ın kapılarını açtığı kişilerin sayısı ile ilgili soruları yeniden gündeme taşıdı. Birleşmiş Milletler'e (BM) bağlı Uluslararası Göç Örgütü'nün birkaç ay önce açıkladığı bir istatistik, Mısır'da 133 ülkeden 9 milyon göçmen olduğunu gösteriyor. Sosyal paylaşım platformlarında paylaşılan iddialara göre ise Mısır kendi vatandaşlığında bulunmayan 20 milyon Arapa ev sahipliği yapıyor. Uzmanların tahminlerine ve uluslararası kuruluşlara göre Mısır'da ikamet eden yabancıların sayısının izlenmesindeki tutarsızlığın ana nedeni, gurbetçilerin farklı kesimlerine verilen ‘mülteci, göçmen, turist, ikamet eden’ arasında değişen isimler arasındaki farktan kaynaklanıyor.
Şukri, Kuzey Makedonyalı Mevkidaşı Bujar Osmani ile dün gerçekleştirdiği görüşmede “Mısır ülkede yaklaşık 6 milyon mülteciye ev sahipliği yapıyor. Onlara geçim kaynağı, bakım ve tam destek sağlıyor” dedi. Mısır'ın yasa dışı göçle mücadele çabalarını desteklemek için Avrupalı ve uluslararası ortaklara duyulan ihtiyacı vurguladı. Mısır tarafından yapılan açıklamaya göre Şukri, Osmani’ye Mısır'ın yasa dışı göç olgusuyla mücadelede oynadığı büyük rol ve Mısır vatandaşlarına onları yasa dışı göçün tehlikeli kaderinden korumak için iş fırsatları sağlama konusunda bilgi verdi. Mısır'ın yasa dışı göç konusuyla ilgili yasal çerçevelere bağlılığına vurgu yaptı.
Şukri'nin 6 milyon mülteciye işaret ettiği istatistik, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi'nin söz konusu dosyayla ilgili olarak mültecilerin barındırılmasına ilişkin birden fazla röportajda söyledikleriyle de örtüşüyor. Sisi, ülkesinin mültecileri kamplara kapatmayı reddettiğini vurgulayarak Kahire'nin bu dosyayla ilgili olarak hiçbir ülkeye şantaj yapmadığının altını çizdi.
Ancak BM Uluslararası Göç Örgütü'nün geçtiğimiz ağustos ayında açıkladığı detaylı bir istatistik, Mısır'da ikamet eden göçmen sayısının 133 ülkeden 9 milyondan fazla olduğunu gösteriyor. Bu da yaklaşık 103 milyon kişiden oluşan nüfusun yüzde 8,7’sini oluşturuyor.
Örgüt izlenen ‘göçmenleri’, kişinin yasal statüsüne bakılmaksızın, sınırlar arası veya olağan ikamet yerinden uzak bir ülke içinde hareket eden herhangi biri olarak tanımladı. Mısır’daki göçmenlerden ‘büyük gruplar’ olarak nitelenenler ise şöyle sıralandı:
Sudanlı: 4 milyon
Suriyeli: 1 buçuk milyon
Yemenli: 1
Libyalı: 1 milyon
Örgüte göre bu dört ülke şu an Mısır’da ülkede ikamet eden göçmenlerin yüzde 80'ini oluşturuyor. Mısır'ın komşu ülkelerinde uzun süreli istikrarsızlık nedeniyle 2019'dan bu yana göçmen sayısında belirgin bir artış olduğunu ve binlerce Sudanlı, Güney Sudanlı, Suriyeli, Etiyopyalı, Iraklı ve Yemenliyi Mısır'a sığınmaya yönelttiği biliniyor
Ahram Siyasi Araştırmalar Merkezi'nden uzman Beşir Abdulfettah’a göre uluslararası kuruluşlar ve hükümetler için bir mülteci veya göçmen tanımlama kriterleri konusunda farklılıklar var. Dolayısıyla kesin bir nüfus sayımı yapmak zor. Ancak her iki tarafın ifadeleri bize bölge ve çevredeki bazı ülkelerdeki huzursuzlukla uyumlu yukarı yönlü bir grafik çerçeve sunuyor.
Abdulfettah Şarku'l Avsat’a şu açıklamada bulundu:
“Mısır, ilgili uluslararası kuruluşların tahminlerine göre (göçmenler hakkında olumlu bir söylem sunsa da) Mısır'a gelenlerin bir kısmı gelişlerinin gerçek sebebini açıklamıyor. Aralarından bazıları yasal olarak ikamet eden veya Mısır'a turist vizesi ile gelebilecek akraba ziyaretleri ile ilgili vizeler alıyorlar. Bu da sayının doğru bir şekilde izlenmesini zorlaştırıyor.”
Mısır'ın bazı bölgesel partilerin yaptığı gibi, kendisini başkalarının çıkarı için mülteci dosyasını alan veya yöneten bir ülke olarak sunmadığı uyarısında bulunan Abdulfettah iş birliği programlarının, yasa dışı göçü önlemek için sınır güvenliği kontrol çabalarını güçlendirmeye ve çeşitli ekonomik ve yaşamsal baskılara rağmen mültecilerin ve bölge sakinlerinin ihtiyaçlarını dikkate alan istihdam programları oluşturmaya odaklandığını söyledi.
Uluslararası Göç Ajansı'na göre, göçmenlerin yüzde 56'sı beş ana Mısır valilliğinde barınıyor. Bunlar Kahire, Gize, İskenderiye, Dimyat ve Dekahliye. Göçmenlerin geri kalanı Asyut, Asvan, Garbiye, Ismailiye, Uksur, Mersa Matruh, el-Minufiye, el-Minye, Port Said, Kalyubiye, Kina, Şarkiya, Sevhac, Süveyş gibi vilayetlerde yaşarken Kızıldeniz ve Güney Sina’da ise az sayıda göçmen bulunuyor. Elçiliklere göre örgüt, ‘göçmenlerin üçte birinden fazlasının, yani yüzde 37’sinin istikrarlı işlerde ve istikrarlı şirketlerde çalıştığını aktardı. Bu, Mısır'daki göçmenlerin işgücü piyasasına ve Mısır ekonomisinin büyümesine olumlu katkıda bulunduğunu gösteriyor.



Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
TT

Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)

Filistin Enformasyon Merkezi, Gazze Şeridi'ndeki İç Güvenlik Teşkilatı yetkililerinden Yarbay Ahmed Zemzem’in bu sabah Gazze Şeridi'nin orta kesiminde yer alan Megazi Mülteci Kampı’nda silahlı kişiler tarafından düzenlenen silahlı saldırıda öldürüldüğünü bildirdi.

Gazze İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan kısa basın açıklamasında, ilgili makamların Yarbay Ahmed Zemzem suikastıyla ilgili ‘derhal soruşturma başlattığı’ ve suikasta karışan şüphelilerden birini tutukladığı, diğer şüphelilerin izini sürme çabalarının ise devam ettiği belirtildi. Açıklamada olayın arkasındaki koşulları ve nedenleri ortaya çıkarmak için çalışmaların sürdürüldüğü ifade edildi.

Olay, İsrail ordusunun dün akşam Gazze şehrinin batısındaki er-Raşid Caddesi’nde bir araca düzenlenen baskında Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları liderlerinden Raid Saad'ı öldürdüğünü açıklamasının üzerinden 24 saat geçmeden meydana geldi. İsrail, Saad'ın öldürüldüğü saldırıyla, Gazze'deki ateşkes anlaşmasını bir kez daha ihlal etti.


Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
TT

Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)

Cezayir’de Kabiliye bölgesi, ayrılıkçı “MAK” hareketinin Fransa’da ilan etmeyi planladığı “bağımsız Kabiliye devleti” girişimine karşı dikkat çekici bir toplumsal mobilizasyona sahne oldu. Cezayir yönetiminin, ülkenin toprak bütünlüğünü hedef almakla suçladığı bu girişime karşı bölgede çeşitli protesto ve farkındalık faaliyetleri gerçekleştirildi.

Başkent Cezayir’in yaklaşık 250 kilometre doğusunda bulunan ve Kabiliye’nin en büyük kentlerinden biri olan Becaia (Bejaia) vilayetinde, vatandaşlar ve yerel aktörler ulusal birliğe zarar verecek her türlü projeye karşı olduklarını ortaya koyan çok sayıda inisiyatif gerçekleştirdi. Kent genelinde çok sayıda ev ve iş yerinin cephelerine Cezayir bayraklarının asıldığı gözlemlendi.

Becaia Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü tarafından “Cezayir tek ve bölünmezdir” sloganıyla düzenlenen, ulusal bayraklarla süslenmiş araçlardan oluşan bir konvoy, kent merkezinden hareket ederek çeşitli cadde ve köyleri dolaştı. Öte yandan Becaia Üniversitesi öğrencileri yayımladıkları bildiride, ayrılıkçı MAK hareketinin projesini reddettiklerini belirterek, “Cezayir’in birliği ve egemenliğine” olan bağlılıklarını vurguladı.


HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
TT

HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)

Sudan’da Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine insansız hava aracı (İHA) ile düzenlediği bir saldırıyla şehirdeki Birleşmiş Milletler (BM) karargahını hedef aldı. Saldırıda en az altı Bangladeşli asker öldürüldü. Öte yandan şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

BM Abyei Geçici Güvenlik Misyonu (UNISFA) tarafından yapılan açıklamada, Kadugli'deki BM merkezine düzenlenen İHA’lı saldırıda ‘altı askerin öldürüldüğü ve altı askerin yaralandığı’ duyuruldu. UNISFA tüm kurbanların Bangladeşli olduğunu ekledi.

Öte yandan Bangladeş Başbakanı Muhammed Yunus, yaptığı açıklamada olaydan dolayı ‘derin üzüntüsünü’ dile getirdi.

BM Genel Sekreteri António Guterres ise Sudan'daki UNISFA askerlerine yönelik saldırıların ‘haksız ve savaş suçu niteliğinde’ olduğunu vurguladı.

Guterres, sosyal medya platformu X hesabından yaptığı paylaşımda, UNISFA askerlerini hedef alanlardan hesap sorulması çağrısında bulundu.

Sudan Egemenlik Konseyi saldırıyı kınadı

Öte yandan Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi.

Konsey tarafından yapılan açıklamada, ‘korunan bir BM tesisini hedef almanın, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanış ve suç teşkil eden bir davranış olduğu, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe saydığı’ vurgulandı.

sd
Sudan ordusu komutanı Korgeneral Abdulfettah el-Burhan (AFP)

Saldırıdan HDK’yı sorumlu tutan konsey, BM ile uluslararası topluma BM tesislerinin korunması için ‘kararlı tutumlar ve caydırıcı önlemler almaları’ çağrısında bulundu.

HDK dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenleyerek BM karargahını hedef aldı ve en az altı sivili öldürdü. Bunun üzerine şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi. Konsey tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Korunan bir BM tesisini hedef almak, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanma ve suç teşkil eden bir davranış olup, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe sayma ve insani yardım ve uluslararası misyonların çalışmalarını doğrudan tehdit etme anlamına gelir.”

dfrgt
BM Genel Sekreteri António Guterres (Reuters)

HDK, bu saldırıyı, BM Genel Sekreteri António Guterres’in HDK’yı ‘kötü güçler’ olarak nitelendirdiği, HDK’nın ise BM'yi ‘çifte standart’ uygulamakla suçladığı açıklamasından iki sonra gerçekleşti.

Birçok kaynak, HDK'nın Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenlediğini bildirdi. Şehirde dumanlar yükseldiği görüldü. Fransız Haber Ajansı AFP’ye konuşan bir sağlık kaynağı, BM karargahına düzenlenen İHA’lı saldırıda en az altı sivilin öldüğünü söyledi.

Bölge sakinleri kaçıyor

Sudan merkezli bir haber sitesi, HDK'ya bağlı Sudan Kurucu İttifakı’nın (Te’sis) perşembe günü Kadugli sakinlerine askeri çatışma ve operasyon bölgelerini terk etmeleri çağrısında bulunduğunu aktardı. Haberde, bu çağrının bölge sakinleri tarafından geniş çapta dikkate alındığı, bu göç dalgasının savaşın patlak vermesinden bu yana en büyük dalga olduğu ve bölgeden kaçanların çoğunluğunun kadınlar, çocuklar ve yaşlılar olduğu belirtildi.

Al Sudania News sitesi, Sudan Kurucu İttifakı liderinin yaptığı açıklamada, ittifakın ‘sivilleri korumaya ve Kadugli'den gönüllü tahliyeleri kolaylaştırmaya tam olarak kararlı olduğunu’ söylediğini aktardı.

İttifak lideri, ‘tüm vatandaşlara hayatlarını korumak için çatışmalardan uzak durmaları çağrısını’ yineledi.

Bu gelişmeler yaşanırken Güney Kordofan eyaletinde askeri çatışmalar daha fazla bölgeye yayılıyor ve bunların sivillerin insani durumuna etkisi konusunda endişeler artıyor.

Sudan Ordusu, Güney Kordofan eyaletindeki Kadugli, Dilling ve Abu Jubayhah olmak üzere son üç şehri kontrol ediyor.

Sudan Kurucu İttifakı, geçtiğimiz temmuz ayında, Muhammed Hasan et-Taişi liderliğinde paralel bir hükümetin kurulduğunu açıklayan HDK'nın da dahil olduğu bir siyasi ittifak.

Hartum'da kitlesel gösteriler düzenlendi

Öte yandan dün binlerce Sudanlı, başkent Hartum ve ülkenin diğer şehirlerinde kitlesel gösteriler düzenleyerek, HDK'ya karşı savaşan orduyu destekledi. HDK ise, ülkedeki savaşı sona erdirmek için gösterdiği çabaları boşa çıkarmak amacıyla uluslararası toplumun önünde vatandaşları istismar etmemesi konusunda uyarıda bulundu.

Yürüyüşler, Sudan ordusu ile birlikte savaşan silahlı gruplar ve İslamcı hareketlerle koordineli olarak Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi’nin çağrısı üzerine düzenlendi.

efrgt
Cumartesi günü Port Sudan'da ordu yanlısı yürüyüş (AFP)

Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi lideri Korgenereal Beşir Mekki el-Bahi, geçtğimiz ay, Kordofan’ın tüm cephelerinde orduyu desteklemek için genel seferberlik ilan edildiğini ve bazı eyaletlerde eğitim kamplarının açıldığını duyurdu.

Bahi, komite tarafından yayınlanan açıklamasında şunları söyledi:

“Bu yaygın halk ayaklanması, Sudan halkının gerçek iradesini yansıtıyor ve ulusal devlet kurumlarının üzerinde hiçbir meşruiyet olmadığını teyit ediyor.”

Şarku’l Avsat, aralarında Hartum, Port Sudan, Medeni, Dongola, Sennar ve Halfa’nın bulunduğu, Sudan ordusunun kontrolündeki eyaletlerin başkentlerinde düzenlenen yürüyüşleri yerinde takip etti.

HDK'nın yaygın ihlallerine tanık olan El Cezire eyaletinin merkezindeki onlarca belde ve küçük köyde de dayanışma gösterileri düzenlendi.

Protestocular, Sudan ordusuna destek çağrısı yapan pankartlar açarken ‘Tek ordu, tek halk’ sloganları attı. Bazı protestocular ise HDK'nın terör örgütü olarak sınıflandırılması çağrısında bulunan sloganlar attı.

Öte yandan başta Sivil Demokratik Devrimci Güçler İttifakı (Sumud) olmak üzere savaş karşıtı güçler, ‘Barışa ve demokrasiye evet. Savaşa, askeri yönetime hayır’ sloganıyla sosyal medyada yaygın olarak paylaşımların yapıldığı bir kampanya başlattı.