Dera’daki memurların istifaları kamu sektörünü tehdit ediyor

Suriye’nin güneyindeki devlet kurumları, zorlu geçim koşulları nedeniyle tam bir yıkımla karşı karşıya.

Dera ile benzer ekonomik koşullarda yaşayan Halep halkı seyyar tezgahlar ile yaşamlarını sürdürmeye çalışıyor. (AFP)
Dera ile benzer ekonomik koşullarda yaşayan Halep halkı seyyar tezgahlar ile yaşamlarını sürdürmeye çalışıyor. (AFP)
TT

Dera’daki memurların istifaları kamu sektörünü tehdit ediyor

Dera ile benzer ekonomik koşullarda yaşayan Halep halkı seyyar tezgahlar ile yaşamlarını sürdürmeye çalışıyor. (AFP)
Dera ile benzer ekonomik koşullarda yaşayan Halep halkı seyyar tezgahlar ile yaşamlarını sürdürmeye çalışıyor. (AFP)

Suriyeli memurlar kendilerine dayatılan denklemden şikayetçi. Zira aylık maaşları yetmiyor. Şarku’l Avsat’a konuşan Dera’daki kamu kuruluşlarından memurlar, Suriye’de hayatı tüm yönleriyle etkileyen aşırı pahalılık nedeniyle başka bir geçim kapısı bulmak istediklerinde işten çıkmalarına izin verilmediğini aktardılar.
Dera’da çalışan bir memur, ortalama bir maaşın 130 bin Suriye lirası olduğu göz önüne alındığında kazancının 27 doların üzerine çıkmadığını belirtti. İşe devamsızlığı 15 günün üzerine çıkan bir memur 3 ila 5 yıl arasında hapis cezası ve yıllık maaşına denk gelen para cezası alabiliyor. Bu uygulama, Ceza Kanunu’nun 364’üncü maddesine dayandırılıyor.
Şarku’l Avsat’a açıklamalrda bulunan söz konusu Deralı memur şu ifadeleri kullandı:
“Memurun önündeki tek seçenek istifa etmektir. Bu da neredeyse imkansız hale geldi. İstifa etmek için referans bulmak ve bazen yaklaşık 3 milyon Suriye lirasına ulaşan miktarlarda rüşvet vermek gerekiyor. İstifa için onay almak ve memurluğu sona erdirmek adeta bir maraton koşusu ve büyük rüşvetler ödemeyi gerektiriyor.”
Dera kenti bu yıl içinde benzeri görülmemiş bir istifa dalgasına tanık oldu. Devlet dairelerinden toplu kaçış anlamına gelen bu dalga, kamu sektörünü tam bir yıkımla karşı karşıya getirdi. Bu durumun aynı ivmeyle devam etmesi halinde kamu sektöründe yıkım kaçınılmaz olarak görülüyor.
İl Eğitim Müdürlüğü’nde çalışan bir kadın memur, Şarku’l Avsat’a şu açıklamada bulundu:
“Müdürlüğümüz günde 10’dan fazla istifa dilekçesi alıyor. Tüm dilekçeler alternatif olmadığı için reddediliyor. Bu yıl kasım ayı boyunca istifa dilekçesi sunan kadın ve erkek öğretmenlerin sayısının 200’ü aştığını söyleyebilirim.”
Kadın memur, gerçekleştirdiğimiz röportajımız sırasında istifa dilekçesinin yanıtını öğrenmek için gelen bir diğer kadın öğretmen de, “Maaş çok yetersiz. Basit bir hesap yaparsak bu maaş neredeyse sadece ulaşım ücretlerine yetiyor. Aylık 120 bin Suriye lirası maaş alıyorum. Ulaşım gideri ise 85 bin Suriye lirası yani maaşımın dörtte üçü. Bu nedenle istifa etmem artık bir zorunluluk haline geldi” diye konuştu.
Bu yıkımı durdurmak için hiçbir şey yapamayan yetersiz nitelikteki sendikalar durum karşısında seyirci kalıyor.  
Finans ve Banka İşçileri Sendikası’ndan bir hükümet kaynağı, “Bu istifalar ve toplu iş bırakmalar kaçınılmaz olarak devlet dairelerinin memursuz kalmasına yol açacak. Bu durum, en sonunda kamu sektörünün çöküşüne varacak bir felaketin habercisidir” dedi.
Dera’daki bir devlet dairesinin Müdürü de “Bizim burada kâğıt üzerinde yaklaşık 250 memurumuz var. Ancak devlet dairesinde sadece 75 memur bulunuyor” dedi. Müdür, memurların şikayetleri karşısında nasıl bir yol izlediği sorusuna şu yanıtı verdi:
“En nihayetinde ben de bir memurum. Onların dertlerini ve yüklerini anlıyorum. Maaş gerçekten yetmiyor. Hiç kimseyi suçlayamam. Bana sunulan istifa dilekçelerinin çoğunu onaylamıyorum. Dairedeki bu büyük boşluğun sebebi işe devamsızlık.”
Bir diğer kadın memur da bir erkek meslektaşının Avrupa’ya ulaşmak için işi bırakarak yasa dışı yollarla Lübnan’a gittiğini söyledi. “Meslektaşım istifa dilekçesini sundu. Talebi reddedilince ağlayarak yurt dışına kaçmayı tercih etti” dedi. Kadın memur diğer meslektaşlarının durumuyla ilgili soruya şu cevabı verdi:
“Şu an boş olan bu büro meslektaşıma aitti. Meslektaşım 3 ay süreyle ücretsiz izne çıktı. Ardından Ürdün’deki akrabalarını ziyaret etmek için 15 günlük seyahat izni aldı. Yaklaşık 7 ay önce gitti ve halen dönmedi. Büroda 6 memurduk. Benden başka kimse kalmadı. Bu iş artık ailemin masraflarını karşılamıyor.”
Birçok memur ek işler yapıyor. Bazıları özel sektörde -ki verilen ücretler nispeten daha iyi- bazıları da mağazalarda veya toplu taşıma araçlarında şoför olarak çalışıyor.
Dera’da bir devlet kurumunda memur olan Ahmed, “Bir boya atölyesi ile birlikte iki bölgede çalışıyorum. Günlük 25 bin Suriye lirası alıyorum. Memurluk, maddi olarak bana fayda sağlayabilecek vakti benden alıyor, beni kısıtlıyor” ifadesini kullandı. Ahmed, neden işi bırakmadığı sorusuna “Yaklaşık 10 kez istifamı sundum Fakat hepsi reddedildi. Doğrusu, karşılığında para vermeme mâl olsa bile şu an bir referans arıyorum” yanıtını verdi.
Dera’da emeklilik hakları tasfiyesi işlemleriyle ilgilenen Sigorta ve Emeklilik Genel Kurumu’ndan bir memur, emeklilik haklarının tasfiyesiyle ilgili kuruma ayda yaklaşık 50 dosya geldiğini aktardı. Memur açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“İstifa dilekçelerine onay alanların çoğu 60 yaşındakilerden oluşuyor. Çoğu da eğitim sektöründen. Şu an emeklilik yaşının 60’tan 65’e çıkarılması için bir yasa üzerinde çalışılıyor.”
Devlet dairelerinde karşılaştığımız memurların hemen hemen hepsi ümitsiz. Güvensizlik yaşıyorlar. Hepsinin derdi ortak: Ailelerini geçindirebilecek bir yol bulmak, onurlu ve saygın bir hayat yaşamak. Ülkelerindeki hayallerini terk etmek ve her türlü riske ve zorluğa rağmen dünyanın öbür ucunda hayallerini kovalamak pahasına olsa bile...



UNRWA: Gazze Şeridi'ndeki İsrailli keskin nişancılar, öldürme yetkileri varmış gibi yardım bekleyen insanlara ateş ediyor

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta yardım alırken hedef alınan yaralıları taşıyan Filistinli bir adam avucundaki kan lekelerini gösteriyor. (Reuters)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta yardım alırken hedef alınan yaralıları taşıyan Filistinli bir adam avucundaki kan lekelerini gösteriyor. (Reuters)
TT

UNRWA: Gazze Şeridi'ndeki İsrailli keskin nişancılar, öldürme yetkileri varmış gibi yardım bekleyen insanlara ateş ediyor

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta yardım alırken hedef alınan yaralıları taşıyan Filistinli bir adam avucundaki kan lekelerini gösteriyor. (Reuters)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta yardım alırken hedef alınan yaralıları taşıyan Filistinli bir adam avucundaki kan lekelerini gösteriyor. (Reuters)

Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) Genel Direktörü Philippe Lazzarini dün (pazartesi) yaptığı açıklamada, İsrailli keskin nişancıların Gazze Şeridi'nde yardım bekleyen insanlara ‘öldürme yetkileri varmış gibi’ ayrım gözetmeksizin ateş ettiğini söyledi.

Lazzarini X platformu üzerinden yaptığı paylaşımda, Gazze Şeridi'nde doktorların, hemşirelerin ve insani yardım çalışanlarının açlık çektiğini ve hiç kimsenin bu trajediden kaçamadığını belirtti.

Lazzarini, Gazze Şeridi'nde gıda arayışının bombardıman kadar ölümcül bir hal aldığını vurgulayarak, Gazze Şeridi'ndeki insani yardım kuruluşunun bir ‘ölüm tuzağı’ haline geldiğini kaydetti.

UNRWA Genel Direktörü, insani yardım dağıtmanın Gazze Şeridi'ndeki ‘paralı askerlerin’ işi olmadığını söyleyerek, kuruluşta çalışanlara atıfta bulundu.

Diğer yandan Dünya Gıda Programı (WFP) pazar günü 25 tırlık bir yardım konvoyunun Gazze Şeridi'nin kuzeyine girerken ateş altında kaldığını ve bunun sonucunda ölüm ve yaralanmaların meydana geldiğini duyurdu.

WFP X platformunda yaptığı açıklamada, konvoyun Zikim Sınır Kapısı’ndan girdikten sonra İsrail tankları ve keskin nişancıları tarafından ateş altına alınmadan önce ‘yardım arayan büyük sivil kalabalıklarla’ karşılaştığını bildirdi.

WFP, olayla ilgili daha fazla ayrıntı toplamak için ‘yetkililerle’ birlikte çalıştığını ifade ederek, ‘insani yardım arayan sivilleri hedef alan herhangi bir şiddetin tamamen kabul edilemez olduğunu’ vurguladı.

WFP, Gazze Şeridi'nde insani yardım konvoylarının ve gıda dağıtım noktalarının yakınında ateş açılmasına son verilmesi ve Gazze Şeridi'nde hayat kurtarıcı yardım sağlayan sivillerin ve insani yardım çalışanlarının korunması çağrısında bulundu.

WFP tarafından yapılan açıklamada, “Tüm siviller ve yardım çalışanları korunmadığı sürece Gazze Şeridi'ne yardım sağlamaya devam edemeyiz” denildi. WFP, uluslararası toplumu Gazze Şeridi'ndeki açlık çeken nüfusa gıda yardımı ulaştırılmasını kolaylaştırmaya çağırdı.