Yemen 5’inci Kadın Zirvesi’nde gündem: Kadına karşı şiddet

Aden’deki 5’inci Kadın Zirvesi’nde, kadınlara yönelik ihlaller ve barış süreci tartışmaları gündemdeydi

Aden’de düzenlenen beşinci Yemenli Kadın Zirvesi’nden bir kare (Şarku’l Avsat)
Aden’de düzenlenen beşinci Yemenli Kadın Zirvesi’nden bir kare (Şarku’l Avsat)
TT

Yemen 5’inci Kadın Zirvesi’nde gündem: Kadına karşı şiddet

Aden’de düzenlenen beşinci Yemenli Kadın Zirvesi’nden bir kare (Şarku’l Avsat)
Aden’de düzenlenen beşinci Yemenli Kadın Zirvesi’nden bir kare (Şarku’l Avsat)

Yemen’in geçici başkenti Aden’de başlayan 5’inci Kadın Zirvesi’nin çalışmalarında, siyasi konular ve Yemenli kadınların maruz kaldığı ihlaller öncelikli olarak ele alındı. Siyasi partileri, sivil kuruluşları ve aktivistleri temsil eden 200’den fazla kadın, barış konusunu, kadınların katılımını ve Birleşmiş Milletler (BM) destekli ateşkesin geleceğinin yanı sıra kadın gölge hükümeti kurma önerisini tartıştı.
‘Gücümüz - Mücadelemiz - Çabalarımız’ sloganı altında düzenlenen 5. Kadın Zirvesi, Yemen’in geçici başkenti Aden’de, Husi milislerin kontrolündeki şehirler de dahil olmak üzere ülkenin çeşitli şehirlerinden temsilcileri bir araya getirdi. Katılımcılar iki gün boyunca arabuluculuk ve ateşkes çabalarını, Yemen’deki siyasi konuları, barış sürecini, kadınların gölge hükümetini (demokratik model), kadınların yürüttüğü barış çabaları konusunda medyanın durumunu ayrıca yerinden edilmiş kadınlar ve kadına yönelik ihlaller dosyasını tartıştılar.
Danışma ve Uzlaşma Komisyonu üyesi Raşa Curhum Şarku’l Avsat’a ‘zirvenin feminist çalışmanın tohumlarından biri olduğunu ve tüm şehirlerden 200’den fazla kadının bir araya gelmesi sonucunda geniş bir katılım sağlaması nedeniyle büyük önem taşıdığını söyledi. Zirvenin, gelecek yıl üzerinde çalışılacak en önemli öncelikleri ve tavsiyeleri belirlemek üzere koordinasyon ve stratejik feminist çalışmayı sağlamak için bir fırsat olduğunu belirtti.
Aden’de 5’inci Kadın Zirvesi Vucud Vakfı tarafından düzenleniyor. Zirve sonunda onaylanan konularla ilgili bir bildiri yayınlanıyor. Curhum zirvenin, toplulukların endişelerini karar alma alanlarında gündeme getirmek ve bu seslerin doğrudan veya dolaylı olarak gerekli yerlere iletilmesi için fırsatlar sağlamak üzere kadınlar arasında yerel ve merkezi düzeyde bir iletişim alanı sağladığını belirtti.
Zirveye katılanlardan biri olan gazeteci Alya el-Hamati, çatışmanın genel siyasi duruma gölge düşürdüğünü ve kadınların her alanda rolünün kısıtlanmasına yol açtığını belirtti. Gazeteci, bir grup kadının 5 yıldır her alanda kadınları yeniden güçlendirmek için çalıştığını ancak bu çabanın hala birçok engelle yüzleşitğini de vurguladı. Şarku’l Avsat’a, zirvenin ilk gününün, kadınların koşulları, karşılaştıkları zorluklar ve barışı sağlama çabaları hakkında önemli tartışmalara sahne olduğunu belirtti.
Zirve oturumlarında katılımcılar, kadınların barış müzakerelerine ve siyasi konulara yönelik yüzde 30 oranında katılımlarının artırılması gerektiğini vurguladı. Ayrıca kadınların barış sürecini destekleme ve Yemen’deki kadın hareketini güçlendirme amacıyla  uluslararası ve yerel mekanizmalara katılmakta karşılaştıkları kısıtlamalar eleştirildi.
Zirvenin açılışına Vucud İnsani Güvenlik Vakfı başkanı Maha Avad da katıldı. Avad, zirvenin feminist hareketi güçlendirmek ve ortak eylem yaklaşımının rolünü artırmak için toplandığını belirtti. Zirvenin amacının, barış süreci ve geçiş dönemindeki anlaşmalara ilişkin konularda kadınların görüş, fikir ve vizyonlarının desteklenmesi, barış sürecini ve sonuçlarında sistematik ve stratejik olarak etki sağlamaları için kadınlara sunulan fırsatları ve yeteneklerini belirleyerek, etkili bir feminist hareket inşa etmek için stratejilerin geliştirilmesi olduğunu belirtti.
Avad, zirvenin taşıdığı mesajının ‘Ortak feminist çalışmanın, gücün ve mücadelenin temeli’ olduğunu söylerken, kapsamlı bir yaklaşım ve tamamlayıcı iş birliği yoluyla, birlikte çalışan ve birbirini daha fazla destekleyen bir grup çerçevesinde kadınların işbirliğinin ve barış ve güvenlik konularındaki hedeflerinin gerçekleştirilmesinin önemine de dikkat çekti.
Aynı bağlamda, Uluslararası Hukukçu Prof. Dr. Ali el-Evlaki, Devlet Bakanı Aden Valisi Ahmed Hamid Lamlas adına bir konuşma yaptı. Konuşmasında, barış için yol haritası çizebilecek feminist seçkinlerin katıldığı 5’inci feminist zirvenin önemini vurguladı.
Evlaki ise başkent Aden’in barış ve barış içinde yaşama şehri olduğuna dikkat çekti. Şehirdeki yerel otoritenin, inşaat ve gelişim sürecinde her alanda ve her düzeyde kadının rolünü yükseltmeye ve güçlendirmeye çalıştığını açıkladı.
Barış ve Özgürlük için Uluslararası Kadın Birliği (WILPF) Başkanı aynı zamanda Orta Doğu ve Kuzey Afrika Kurumu Direktörü Selma Kahla’nın yanı sıra Friedrich Ebert Vakfı Mayada Al-Baydani ve Hollanda'nın Yemen Büyükelçisi Peter Dirk Hof da konuşma yaptı.



İsrail, Gazze’deki kafeyi 230 kiloluk bombalarla vurdu

İsrail ordusu, Filistinlilerin sıkça kullandığı deniz kenarındaki kafeyi harabeye çevirdi (AFP)
İsrail ordusu, Filistinlilerin sıkça kullandığı deniz kenarındaki kafeyi harabeye çevirdi (AFP)
TT

İsrail, Gazze’deki kafeyi 230 kiloluk bombalarla vurdu

İsrail ordusu, Filistinlilerin sıkça kullandığı deniz kenarındaki kafeyi harabeye çevirdi (AFP)
İsrail ordusu, Filistinlilerin sıkça kullandığı deniz kenarındaki kafeyi harabeye çevirdi (AFP)

İsrail, Gazze’de internete erişim sağlayan kafeye düzenlediği saldırıda 230 kilogramlık bombalar kullandı.

Guardian’ın haberinde, İsrail ordusunun pazartesi günü düzenlediği saldırıda Amerikan yapımı MK-82 bombalarından kullandığı yazılıyor. Bu bombalar büyük bir krater oluşturuyor ve şarapnelin geniş bir alana yayılmasına yol açıyor.

El Beka adlı kafeye yapılan saldırıda en az 41 Filistinli öldürülmüş, 75 kişi yaralanmıştı. Hayatını kaybedenler arasında 4, 12 ve 14 yaşlarındaki çocuklar da vardı.

Gazetenin bombanın parçalarına dair elde ettiği fotoğrafları inceleyen uzmanlar, sivillerin böyle bir mühimmatla kasten vurulmasının savaş suçu teşkil edebileceğine dikkat çekiyor.

Kopenhag Üniversitesi'nde uluslararası hukuk alanında çalışan Marc Schack şunları söylüyor:

Bu tür bir mühimmatın kullanımını gerekçelendirmek neredeyse imkansız. Eğer 20, 30, 40 ya da daha fazla sivil kayıptan bahsediyorsanız, bu genellikle çok büyük öneme sahip bir hedef olmalıdır. Afganistan ve Irak'taki koalisyon güçleri açısından çok üst düzey bir hedef için kabul edilen rakam 30'dan az sivilin öldürülmesiydi, o zaman da istisnai koşullar söz konusuydu.

Diğer yandan saldırının ardından İsrail Savunma Kuvvetleri’nden (IDF) yapılan açıklamada “asla sivillerin hedef alınmadığı” ileri sürüldü. Ayrıca saldırıdan önce sivil kaybın azaltılması için adımlar atıldığı savunuldu. Analistler, İsrail ordusunun drone’larla kafe etrafındaki sivilleri görmesine rağmen saldırı düzenlediğini söylüyor.

Filistinli bir aile tarafından 40 yıl önce kurulan kafe, hızlı internet bağlantısıyla öğrenciler, gazeteciler ve uzaktan çalışanların sık uğradığı bir mekandı.

İsrail ordusu Gazze’yi her gün bombalarken bölgede ateşkes sağlanması için yürütülen çalışmalar da hızlandı.

İsrail medyasındaki haberlerde, Başbakan Binyamin Netanyahu’nun 7 Temmuz’da yapacağı ABD ziyareti öncesinde ateşkes anlaşmasının imzalanmasının hedeflendiği yazılıyor.

Ayrıca ABD Başkanı Donald Trump’ın İsrail tarafından kabul edildiğini savunduğu 60 günlük ateşkes teklifine Hamas’ın da sıcak baktığı ileri sürülüyor. Anlaşmaya dair detaylar resmi kanallardan paylaşılmadı. Ancak haberlerde Hamas’tan kalan 50 rehinenin tamamını serbest bırakmasının isteneceği aktarılıyor.

Hamas’ın buna yanıtını cuma akşamına kadar arabuluculara sunması bekleniyor. Filistinli örgütün, Gazze’ye yardım girişine izin verilmesi ve İsrail ordusunun bölgedeki işgalini sonlandırması taleplerinden geri adım atmayacağı belirtiliyor. Anlaşma kapsamında IDF’nin Gazze’deki bazı bölgelerden çekilebileceği savunuluyor.

Independent Türkçe, Guardian, Times of Israel, Haaretz