Yemen'de yolsuzlukla mücadele ve geçim kaynaklarını iyileştirmek için kaynakları seferber etme vurgusu

Yemen hükümetinin Pazartesi günkü Aden kentindeki olağan toplantısından (SABA)
Yemen hükümetinin Pazartesi günkü Aden kentindeki olağan toplantısından (SABA)
TT

Yemen'de yolsuzlukla mücadele ve geçim kaynaklarını iyileştirmek için kaynakları seferber etme vurgusu

Yemen hükümetinin Pazartesi günkü Aden kentindeki olağan toplantısından (SABA)
Yemen hükümetinin Pazartesi günkü Aden kentindeki olağan toplantısından (SABA)

Yemen hükümetinin yolsuzlukla mücadele ve reformları uygulamaya yönelik karar alma toplantısıyla bağlantılı olarak, Başkanlık Konseyi Başkanı Raşid el-Alimi dün (Pazartesi), yaptığı açıklamada geçim kaynaklarını iyileştirmek ve vatandaşlarının acılarını hafifletmek için ülkesindeki kaynakların seferber edilmesi gerektiğini vurguladı.
Alimi'nin açıklamaları, Riyad'da Hadramout Valisi Mebhut bin Madi ve El-Cevf Valisi Hüseyin el-Aci el-Avadi ile yaptığı görüşmede gerçekleşti. Hükümet medyasına göre, iki valiliğin koşulları, yerel hizmetlerin iyileştirilmesi ve Husi terör saldırılarının çeşitli düzeylerde olumsuz insani yansımalarının azaltılmasına yönelik yerel planlar hakkında Alimi’ye bilgi verildi.
Hadramut, El-Cevf ve kurtarılan vilayetlerdeki yerel yetkililerin çabalarının iki katına çıkarılması gerektiğini vurgulayan Alimi, geçim kaynaklarını iyileştirmek ve vatandaşların acılarını hafifletmek için tüm kaynakları seferber etme gereğinin altını çizdi. Devlet kurumlarını restore etme mücadelesini desteklemek için geniş ittifakı güçlendirmek gerektiğini belirten Başkanlık Konseyi Başkanı, İran rejimi tarafından desteklenen terörist Husi milislerinin darbesini sona erdirmek için çalışma vurgusu yaptı.
Yemen hükümeti, ülkedeki genel duruma ilişkin gelişmeleri ve bir dizi önemli dosya ve konuyu tartıştığı periyodik toplantısını Aden'de yaptı. Dış bursların ve diplomatik birlik personelinin gözden geçirilmesi prosedürlerinin yürütülmesi de dahil olmak üzere birçok konu masaya yatırıldı.
Resmi SABA haber ajansına göre, Alimi, Bakanlar Kurulu direktiflerinin uygulanmasında burs listelerinin düzeltilmesi ve adalet ve fırsat eşitliği ilkesi dışında kalanların isimlerinin dış burslardan çıkarılması için atılan adımlarla ilgili olarak kabineye bilgi verildiğini bildirdi.
Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Raşid el-Alimi, hükümet yetkililerinin akrabalarının ülke dışında ayrıcalıklara sahip olmamasını sağlamak için yurtdışındaki eğitim bursları ve diplomatik misyonlara atama sisteminin kapsamlı bir şekilde gözden geçirilmesi talimatını verdi.
Ajansa göre, hükümet toplantısı “yetkinlikleri ve dürüstlükleri ile bilinen akademik yeterliliğe sahip bir komitenin kurulması ve burs politikalarını ve faydalanıcıların dosyalarını istisnasız ve kapsamlı bir şekilde incelemek, yasal standartları herkese uygulamak ve burs şeffaflığını artıran mekanizmalar geliştirmek için bir hükümet ekibiyle birlikte çalışılması” vurgusu yaptı.
Toplantıda, komitenin “dış burslar için eşit fırsatları garanti edecek şekilde şeffaf kriterler hazırlaması ve burs gerektiren bilimsel disiplinlerdeki mevcut ihtiyaç ve gereklilikleri dikkate almak ve rastgeleliği azaltmak” gerektiği vurgulandı.
Resmi kaynaklar, hükümetin "Başkanlık Konseyi'nin desteğiyle, tüm yolsuzluk vakalarının ele alınmasında ciddi, şeffaf ve sorumlu tavırlar alacağını" belirtti.
Hükümete göre hesap verebilirlik ve yolsuzlukla mücadele ile ilgili kurumsal çerçeveler, bu davalarda tek hakem ve yargıç olmalıdır. Hiç kimse hesap vermekten ve sorumluluktan muaf olduğunu veya kanunların üzerinde olduğunu düşünmemeli. Kanun önünde herkes eşittir, hiçbir yetkili dokunulmaz değildir ve kimse adaletten kaçamaz.
Yemen hükümeti aynı toplantıda, büyükelçiliklerde teknik ataşeliklerin kurulmasına ilişkin hüküm ve koşulları gözden geçirmekle görevli komitenin raporunu da görüştü. Toplantıda misyon kadrolarının sayısını azaltmak, harcamaları en aza indirgemek ve vatandaşların hayatını ve geçimini etkileyen temel hizmetlere yönlendirmek gerektiğine dikkat çekildi.
SABA haber ajansının aktardığına göre Başbakan Muin Abdülmelik, "Sürecin adı, acı verici olsa bile bütünlük, şeffaflık ve gerekli reformların başarılması olacaktır. Amaç, diğer tüm düşüncelerden uzak, yalnızca ulusal çıkarları dikkate alarak kamu parasını korumak ve israfı azaltmak olmalıdır.” açıklamalarında bulundu.
Hükümet toplantısında, “terörist Husi milislerinin devam eden saldırıları, tehditleri, Yemen halkının yeteneklerini ve uluslararası denizciliği hedef almaları ve sivillere yönelik tekrarlanan saldırıları” üzerinde de duruldu. Bu saldırıların, "Husi milislerinin tüm barış çabalarını engelleme ve sahadaki gerçekleri değiştirmeden bir çözüme ulaşma olasılığına dair her türlü yanılsamayı ortadan kaldırma konusundaki terörist davranışının bir devamı" olduğu vurgulandı.
Abdülmelik, "Devlet ve hükümet, petrol ihracatına yönelik Husi terör saldırılarını caydırmak için gereken her şeyi yapacaktır. Bu mesele halkın geçimi, canı ve milli imkânlarıyla ilgili. Bu konuda müsamaha gösterilmeyecek ve yarım yamalak çözümler kabul edilmeyecek." dedi.
Yemen hükümeti, uluslararası topluma Husi milislerinin küresel terörizm listelerinde sınıflandırması çağrısını yineledi. Milisleri desteklemekle suçlanan 12 yerel kuruluşun (şirket ve kurum) yasaklanmasını ve faaliyetlerinin dondurulmasını onayladı. Hükümetin bu adımı, Ulusal Savunma Konseyi'nin grubu ve liderlerini yerel yasalara göre “terörist” olarak sınıflandırması bağlamında geldi. Konsey, grubu cezalandırmayı ve finansman kaynaklarını kurutmayı amaçlıyor.



Halep’teki operasyona hangi gruplar katılıyor? Hedeflerinin kapsamını neden genişlettiler?

Halep Kalesi yakınlarında HTŞ ve diğer grupların üyeleri, 30 Kasım (AFP)
Halep Kalesi yakınlarında HTŞ ve diğer grupların üyeleri, 30 Kasım (AFP)
TT

Halep’teki operasyona hangi gruplar katılıyor? Hedeflerinin kapsamını neden genişlettiler?

Halep Kalesi yakınlarında HTŞ ve diğer grupların üyeleri, 30 Kasım (AFP)
Halep Kalesi yakınlarında HTŞ ve diğer grupların üyeleri, 30 Kasım (AFP)

Firas Kerem

Heyetu Tahriru'ş Şam (HTŞ) ve diğer grupların ‘Saldırganlığı Caydırma’ adını verdikleri yeni bir askeri operasyon başlatmasının ardından Suriye'nin kuzey ve orta kesimlerinde konuşlu Şam’a bağlı güçler ve İran destekli milisler hızla çöktü.

Al Majalla muhabiri, grupların Suriye’nin kuzeyindeki Halep’in kontrolünü ele geçirmesinin, sınırlı çatışmalar yaşandıktan sonra Hama’nın merkezine girmesinin ve Şam’a bağlı güçlerin bu iki ilden büyük ölçüde çekilmesinin ardından Halep'e gitti.

Peki, Saldırganlığı Caydırma Operasyonu’na katılan başlıca gruplar hangileri? Kaç kişiler? Hedeflerini neden değiştirdiler? Şu an ne kadarlık bir bölgeyi kontrol ediyorlar?

Başta HTŞ olmak üzere muhalif grupların oluşturduğu Fethu'l Mubin Operasyon Odası, 29 Kasım Cuma akşamı, Saldırganlığı Caydırma Operasyonu adı altında Şam’a bağlı güçlere ve bölgedeki İran varlığına yönelik düzenlenen askeri operasyonla, Suriye'nin başkenti Şam'a 310 kilometre uzaklıktaki Halep’in tamamının kontrolünü ele geçirdiğini duyurdu.

Muhaliflerin 27 Kasım'da başlattığı askeri operasyon, ilk gününde Şam ve İran güçlerinin savunma hatlarını kırdı ve rejimin muhalif bölgelerle temas hattındaki gelişmiş askeri cephaneliği olan 46. Alay'ın, her iki tarafın da ölü ve yaralı olmak üzere yaklaşık 200 kayıp verdiği şiddetli çatışmaların ardından düşmesine yol açtı.

Saldırganlığı Caydırma Operasyonu Halep'in 190 kilometrekarelik meskûn mahallelerinde durmadı. Muhalif gruplar, Şam’a bağlı güçler ve İran destekli milislerle yaşanan şiddetli çatışmaların ardından kentin yaklaşık 10 kilometre doğusundaki uluslararası havaalanına doğru ilerlemeye devam etti. Şam güçleri ile onlara destek veren İranlı ve yerel milislerin Halep şehir merkezinin 30 kilometre güneydoğusunda yer alan ve rejime ait savunma sektörü tesisleri ile askeri depoların bulunduğu es-Safira bölgesine doğru çekilmesiyle sonuçlanan şiddetli çatışmaların ardından muhalifler Halep ve uluslararası havaalanının tamamen kontrolllerine geçtiğini ilan ettiler.

Halep'in tamamen kontrol atına alındığının ilan edilmesinden önce, bir yandan muhaliflerle Şam güçleri ve İranlı milisler arasında Halep'in içinde ve doğusunda şiddetli çatışmalar yaşanırken, diğer yandan da diğer muhalif gruplar İdlib ilinin güney ve doğu kesimlerinde ilerliyordu. Muhalif gruplar Maaret en-Numan, Kefer Nebil, Cebel ez-Zaviye'nin güney kesimi ve İdlib’in doğu kesimi üzerindeki nüfuzunu artırırken, Halep-Şam uluslararası yolunu (M5) keserek Suriye'nin orta kesimlerindeki Hama’nın surlarına kadar girmeyi başardı. Muhalifler, Şam’a bağlı güçlerin Hama şehri surları ve askeri havaalanındaki mevzilerinden Humus’a doğru büyük ölçüde çekildiğini gözlemleyerek, muhalif grupların Hama şehir merkezine doğru ilerlemesini ve kentte tam kontrol ilan etmesini kolaylaştırdı.

Operasyona katılan grupların başını, üye sayısı ve teçhizat bakımından askeri ağırlığı olan İdlib merkezli HTŞ çekiyor.

Saldırganlığın Caydırılması Operasyonu’nu yürüten Fethu'l Mubin Operasyon Odası’ndan (kimliğinin gizli tutulmasını isteyen) bir komutan, operasyona katılan grupların başını üye sayısı ve teçhizat bakımından askeri ağırlığı olan İdlib merkezli HTŞ’nin çektiğini, HTŞ’yi bağımsız Ceyş el-İzze ve Ceyş en-Nasır’ın yanı sıra Nureddin Zengi Hareketi, Ulusal Kurtuluş Cephesi ve Ortak Kuvvet gibi Türkiye destekli Suriye Milli Ordusu (SMO) çatısı altındaki gruplardan bazılarının izlediğini söyledi.

dscv
Suriyeliler, Halep'in merkezinde Basil Hafız Esad'ın heykelini devirdikten sonra bir at heykelinin önünden geçiyor, 29 Kasım (Reuters)

Halep, İdlib ve Hama’daki savaş sahalarında rejim güçlerine karşı yürütülen operasyonlara yaklaşık 40 bin muhalif unsur katılıyor. Komutan, grupların yedekte yaklaşık 80 bin savaşçısının bulunduğunu ve tamamının çeşitli savaş ve çatışma biçimlerinin yanı sıra koşullarla nasıl başa çıkılacağı, silahların nasıl kullanılacağı ve rejim güçleri ve müttefikleriyle nasıl çatışmaya girileceği konusunda askeri eğitim aldığını açıkladı.

Peki, neden Türkiye destekli SMO çatısı altındaki gruplarının tamamı operasyona katılmadı?

Türkiye, Saldırganlığı Caydırma Operasyonu'nun başlamasından bir gün sonra Halep'in kuzeyinde kendi nüfuz alanındaki SMO gruplarını gizli bir acil durum toplantısına çağırdı. Şarku’l Avsat’ın Majalla’dan aktardığına göre SMO komutanlarından biri, toplantı sırasında Türk tarafıyla Halep’te, Suriye Demokratik Güçleri’ne (SDG) karşı, Halep'in batısı ve İdlib'deki Saldırganlığı Caydırma Operasyonu’na paralel bir askeri operasyon başlatılması ve SDG'nin Halep’in kuzeyindeki Eşrefiye ve Şeyh Maksud mahalleleri ile Halep'in kuzey kırsalındaki Tel Rıfat ve Münbiç'te kontrol ettiği bölgelerden çıkarılması konusunda anlaşmaya varıldığını söyledi.

SMO ve Türkiye ile SDG arasında bir savaşın yaşanmayabileceğini belirten komutan, Saldırganlığı Caydırma Operasyonu'na katılan gruplar, Halep’in tamamını, SMO ise Halep kırsalının kuzey kesimini kontrol ettikten sonra, SDG’nin savaşmadan geri çekilebileceğini söyledi.

Halep, İdlib'in güney kırsalı ve Hama ilindeki gruplar onlarca silah deposunu ele geçirdi.

Saldırganlığı Caydırma Operasyonu kapsamındaki mevcut askeri operasyonların yönetiminde yer alan Fethu'l Mubin Operasyon Odası komutanlarından Albay Mustafa Bakur, “Gruplar, Halep, İdlib'in güney kırsalı ve Hama’da rejimin elindeki mevzilerin kurtarılması sırasında rejim güçleriyle yaşanan çatışmaları Suriye'nin başkenti Şam'a kadar genişletmelerine olanak tanıyan büyük miktarlarda silah ve mühimmatın olduğu onlarca cephanelik buldu. Bu mühimmatlar arasında kısa menzilli karadan karaya füzeler, Kornet roketleri, büyük miktarlarda Grad roketlerinin yanı sıra, çok sayıda tank mermileri ile orta ve hafif ağırlıkta mühimmat da bulunuyor” ifadelerini kullandı.

dfgt
Suriye ordusundan ele geçirdikleri bir tankın üzerine çıkan HTŞ ve ona bağlı grupların üyeleri, 30 Kasım (AFP)

Saldırganlığı Caydırma Operasyonu'nun hedefleri nasıl oldu da Şam’a bağlı güçleri ve İran destekli milisleri temas hatlarından uzak tutmaktan, Suriye'nin ikinci büyük şehri Halep başta olmak üzere üç ilin kontrolünü ele geçirmeye dönüştü?

Albay Bakur, bu soruyu şöyle yanıtladı:

“Rejim güçlerini temas hatlarından uzak tutmayı ve sivilleri hedef almalarını durdurmayı amaçlayan Saldırganlığı Caydırma Operasyonu sırasında rejim güçlerinin 2019 yılında Halep’in batı ve İdlib'in güney sınırlarına ilerlemesinin ardından uzun yıllar boyunca kurdukları savunma hatlarını kırdıktan sonra, çok kısa bir sürede rejim güçleri saflarında büyük bir ahlaki ve askeri çöküş olduğunu gördük. Bu durum güçlerimizin yeni hedeflere doğru ilerlemesinin önünü açtı. Halep şehri operasyonun ana hedefi haline geldi. Bunu İdlib'in güney kırsalı ve Hama izledi.”

Saldırganlığı Caydırma Operasyonu çerçevesinde muhalifler tarafından kontrol edilen coğrafi alanın yaklaşık bin 200 kilometrekare olduğu tahmin ediliyor.

Suriye Kurtuluş Hükûmeti (SKH), aralarında Kalkınma ve İnsani İşler Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ile temizlik ve elektrik gibi diğer birimlerin de bulunduğu insani yardım kadrolarını, Halep'in kontrolünün ele geçirilmesinden bir gün sonra şehirdeki insani durumu değerlendirmek ve bölge sakinlerine mevcut insani hizmetleri sunmak üzere Halep'e gönderdi. Halep'teki aktivistlerin bildirdiğine göre Halep’teki hastanelerde sağlık durumunun değerlendirilmesinin yanı sıra, ilde güvenliği sağlamak ve herhangi bir kaos yahut güvensizlik ortamının oluşmasını önlemek üzere askeri ve güvenlik birimleri konuşlandırıldı.

Bin 200 kilometre kare

Bu gelişme, bazıları 10 yıldır evlerinden edilmiş halde olan yüzlerce Halepli ailenin sevinç, mutluluk ve özlem içinde Halep’e dönmeye başladığı bir dönemde yaşanırken, sadece Halep şehrinde yerinden edilen sivillerin sayısının 800 bin olduğu düşünülüyor.

Saldırıyı Caydırma Operasyonu kapsamında muhalif güçler tarafından kontrol edilen coğrafi alanın, doğu kırsalı hariç, Halep ve İdlib’in güney kesimi ile Hama şehir merkezinin yanı sıra kuzey ve doğu kırsalının bir kısmını kapsayacak şekilde bin 200 kilometre kare olduğu tahmin ediliyor.

Saldırıyı Caydırma Operasyonu sırasında muhalifler tarafından ele geçirilen bölgelerin bazıları Halep ile Şam arasındaki uluslararası yol (M5) üzerinde bulunurken sayıları, aralarında İdlib kırsalındaki Serakib, Maaret en-Numan ve Han Şeyhun şehirleri ile Hama kırsalındaki Morek ve Suran ilçelerinin de bulunduğu köy, belde ve şehir olmak üzere yaklaşık 430’a ulaştı. Böylece Suriye'nin yaklaşık üçte biri muhaliflerin kontrolüne geçti.