Basil, Hizbullah ile ittifakı sürdürmek için Avn'dan yardım istiyor

Basil (National News Agency)
Basil (National News Agency)
TT

Basil, Hizbullah ile ittifakı sürdürmek için Avn'dan yardım istiyor

Basil (National News Agency)
Basil (National News Agency)

Lübnanlılar, ülkedeki ekonomik durumda kayda değer bir gelişme gerçekleşeceğine dair herhangi bir umudun yokluğunda yeni yıla hazırlanıyor. Parlamento ise cumhurbaşkanının seçileceği oturumların kesintiye uğratılmasına engel olamıyor.
Meclis Başkanı Nebih Berri’nin yarın milletvekillerini cumhurbaşkanı seçmeye davet etme kararı öncesinde, Lübnan Kuvvetleri Partisi Genel Başkanı Samir Caca ve Özgür Yurtsever Hareketi lideri Cibran Basil’in teşkil ettiği Maruni ikili, seçim oturumlarının aksamasına yol açan çıkmazda bir çözüm sağlamayı amaçlayan yarınki meclis oturumunu bir diyalog ve istişare oturumuna dönüştürme önerisine açılan kapıyı kapattı. Cumhurbaşkanının seçilmesi kararına kim engel olursa olsun, öz konusu krizin giderek büyümesinden meclis sorumlu tutuluyor.
Seçim oturumu, cumhurbaşkanının artık seçilebilmesini sağlayacak noktaya getirmeyen bir diyalog oturumuna dönüşmüştü. Oturumu seçim ile sınırlamak, Meclis Başkanı Berri'ye Maronu ikilisine yaptığı çağrıya yanıt verilmemesinin sorumluluğunu yükledi. Lübnan Kuvvetleri, temsilcisi Mişal Muvad’ın cumhurbaşkanlığı adaylığını desteklerken Marada Hareketi Lideri Süleyman Franciye’yi desteklemeyi reddeden Basil liderliğindeki Özgür Yurtsever Hareketi ise Joseph Avn’ın adaylığını açıklamakta çekimser kalıyor.
Şarku'l Avsat'a konuşan bir meclis kaynağı, Berri’nin söz konusu çağrısının Maruni ikili anlaşmazlıkları dolayısıyla bunu reddetse de istenen siyasi hedeflere ulaştığını söylüyor. Aynı zamanda diyalog çağrısına yanıt vermeyi reddeden Maruni ikili sayesinde Berri'nin Şii ikiliyi seçim oturumlarını aksatma sorumluluğundan muaf tutan siyasi bir masumiyet elde ettiğini vurguluyor. Zirâ Şii ikili ve müttefikleri, beyaz kağıtla oy kullanmış, aynı zamanda ikinci seçimlerde salonu terk ederek gerekli çoğunluğun sağlanmasını engellemişti.
Söz konusu kaynak, Maruni ikilinin parlamenter oy birliğinden çıkışının hem Lübnan Kuvvetleri Partisi hem de ve Özgür Yurtsever Hareketi’nin dahil oldukları siyasi eksen içerisinde mahcubiyetine yol açtığını söylüyor. Lübnan Kuvvetleri Partisi’nin Muvad’ın adaylığını destekleyen müttefiklerinin, cumhurbaşkanı seçimi ile oturumu istişare için bir süreliğine erteleme arasındaki bağıntıya dayanarak belirlediği koşullara aykırı çıktığını söylüyor.
Aynı durumun Basil için de geçerli olduğunu ekleyen kaynak, her bir partinin kendi pozisyonunun arkasına saklandığı bahanesiyle, siyasi koşulların istenen siyasi amaca hizmet etmeyecek bir diyalog başlatmaya elverişli olmadığı ifadelerine değiniyor. Zamanlamayı reddetmesi, bu sefer tek müttefiki Hizbullah ile anlaşmazlığın arttığı zamana denk geliyor. Hizbullah, Basil'in kendisiyle yeniden temasa geçme çağrılarına henüz yanıt vermemişti. Söz konusu temaların basın toplantısından bu yana kesintiye uğradığı biliniyor. Franciye’nin cumhurbaşkanlığı adaylığını desteklemeyi reddetmesi konusunda aralarında bir tutarsızlığın olduğu açıkça anlaşılmıştı.
Basil ile Hizbullah arasındaki iletişimin Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ın açık bir kararıyla kesilmesi üzerinden en az bir hafta geçtiğine değinen söz konusu kaynak, Basil'in uzlaştırma sağlaması için eski Cumhurbaşkanı Mişel Avn’dan kişisel müdahale talep ettiğini söylüyor. Ancak ilişkinin istenen hızda düzelmeyeceği, zirâ Franciye’nin adaylığı konusundaki anlaşmazlığı kamuoyuna taşımak için inisiyatif aldığında Nasrallah ile doğrudan bir çatışmaya giren Basil’in sebep olduğu bir çöküşün yaşandığı biliniyor. Dolayısıyla Basil'in yarın düzenlenecek oturum öncesinde Nasrallah'ın güvenini yeniden kazanması gerekiyor. Parlamenter bloğunun üyesi olan bazı milletvekillerine beyaz kağıtla oy vermeleri için yeşil ışık yaktığı önceki seçim oturumunda yaşananların yaşanmaması gerekiyor.



Gazze hastaneleri kapanma tehdidiyle karşı karşıya

Gazze Şeridi'ndeki İsrail saldırısında hayatını kaybeden yakınlarının cenazeleri başında yas tutan Filistinliler (Reuters)
Gazze Şeridi'ndeki İsrail saldırısında hayatını kaybeden yakınlarının cenazeleri başında yas tutan Filistinliler (Reuters)
TT

Gazze hastaneleri kapanma tehdidiyle karşı karşıya

Gazze Şeridi'ndeki İsrail saldırısında hayatını kaybeden yakınlarının cenazeleri başında yas tutan Filistinliler (Reuters)
Gazze Şeridi'ndeki İsrail saldırısında hayatını kaybeden yakınlarının cenazeleri başında yas tutan Filistinliler (Reuters)

Gazze Şeridi'ndeki Sivil Savunma Müdürlüğü, bu sabah İsrail'in Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerine düzenlediği saldırılar ve ağır topçu bombardımanında aralarında çocukların da bulunduğu 19 kişinin hayatını kaybettiğini bildirdi. Bu arada Gazze Şeridi'ndeki Sağlık Bakanlığı dün (Cuma) yaptığı açıklamada, yakıt yetersizliği nedeniyle 48 saat içinde tüm hastanelerin çalışmayı durduracağı ya da hizmetlerini azaltacağı uyarısında bulundu. Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre İsrail, bir yıldan uzun bir süredir savaş yürüttüğü Gazze Şeridi'ne yakıt girmesine izin vermiyor.

Sivil Savunma Müdürlüğü Sözcüsü Mahmud Basal AFP'ye yaptığı açıklamada, “İsrail'in gece yarısından sonra sabaha kadar Gazze Şeridi'ne düzenlediği bir dizi şiddetli hava saldırısında 19 vatandaş şehit oldu ve 40'tan fazla kişi de yaralandı” dedi.

Daha önce Filistin televizyonu, Gazze şehrinin doğusundaki ez-Zeytun mahallesinde bir evi hedef alan İsrail bombardımanında altı kişinin öldüğünü ve birkaç kişinin de yaralandığını bildirmişti.

Gazze Şeridi'ndeki Sağlık Bakanlığı, İsrail'in dün şafak vaktinden bu yana Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerine düzenlediği saldırılarda 38 kişinin öldüğünü açıkladı.

Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin (UCM) perşembe günü İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, eski Savunma Bakanı Yoav Gallant ve Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları Komutanı Muhammed ed-Dayf hakkında, Hamas'ın 7 Ekim 2023'te İsrail yerleşimlerine eşi benzeri görülmemiş bir saldırı başlatmasından bu yana Gazze Şeridi'ndeki çatışmalarda insanlığa karşı suç ve savaş suçu işledikleri şüphesiyle yakalama kararı çıkarmasının ardından uluslararası tepkiler devam ediyor.

Gazze Şeridi'ndeki Sahra Hastaneleri Genel Müdürü Dr. Mervan el-Hams, “İşgalcilerin yakıt girişini engellemesi nedeniyle Gazze Şeridi'ndeki tüm hastanelerin 48 saat içinde çalışmayı durduracağı ya da hizmetlerini azaltacağı konusunda acil bir uyarıda bulunuyoruz” dedi.

Sivil Savunma Müdürlüğü, İsrail'in biri Gazze Şehri'nin doğusunda diğeri de şehrin güneyinde bulunan iki evi hedef alan saldırısında ölen on iki kişinin cesedine ulaşıldığını ve onlarca kişinin de yaralandığını duyurdu.

İsrail ordusu dün yaptığı açıklamada, 7 Ekim 2023'teki saldırıya karışan beş Hamas mensubunu öldürdüğünü bildirdi.

Filistinli tıbbi kaynaklara göre saldırıda onlarca kişi öldü ve yaralandı.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO), sekizi yoğun bakımda olmak üzere 80 hastanın ve Gazze Şeridi'nin kuzeyinde kısmen faaliyet gösteren iki hastaneden biri olan Kemal Advan Hastanesi'ndeki personelin durumuyla ilgili ‘ciddi endişelerini’ dile getirdi.

WHO Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus'a göre, hastane perşembe günü bir insansız hava aracı (İHA) saldırısının hedefi oldu. Söz konusu saldırı, bir elektrik jeneratörünün ve bir su deposunun tahrip olmasına yol açtı.

Kemal Advan Hastanesi Müdürü Hüsam Ebu Safiye AFP'ye yaptığı açıklamada, kurumunun dün yine İsrail hava saldırılarının hedefi olduğunu, bir doktor ve hastaların yaralandığını söyledi.

İsrail ordusu, Hamas savaşçılarının yeniden toparlanmasını önlemek amacıyla 6 Ekim'de Gazze Şeridi'nin kuzeyinde büyük bir kara operasyonu başlattı.

‘Masum çocuklar’

Bilal isimli Filistinli, kurbanların götürüldüğü el-Ehli Arap Hastanesi'nin salonlarından birinde şunları söyledi: “Tüm ailem öldürüldü. Aileden geriye bir tek ben kaldım. Adaletsizliği durdurun.”

AFP'ye konuşan bir başka adam ise hastane yatağında hareketsiz yatan bir çocuğun yanında otururken, “Orada masum çocuklar vardı (...) Onların suçu neydi?” diye sordu.

Birleşmiş Milletler’in (BM) güvenilir bulduğu Hamas yönetimindeki Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda şimdiye kadar çoğu sivil kadın ve çocuk olmak üzere en az 44 bin 56 kişi hayatını kaybetti.

AFP'nin İsrail'in resmi verilerinden aktardığına göre, Hamas'ın İsrail yerleşimlerine yönelik saldırısında çoğu sivil bin 206 kişi öldü.

Saldırı sırasında 251 kişi esir alınarak Gazze Şeridi'ne götürüldü. Bunlardan 97'si Gazze Şeridi'nde kaldı ve İsrail ordusu kalan esirlerden 34'ünün öldüğünü tahmin ediyor.

‘Tehlikeli bir emsal’

Savaşın başlamasından bir yıldan fazla bir süre sonra, UCM'nin perşembe günü aldığı karar İsrail'i çileden çıkardı.

Netanyahu perşembe akşamı yaptığı açıklamada, “Hiçbir bariz İsrail karşıtı karar bizi, özellikle de beni, ülkemizi savunmaya devam etmekten alıkoyamaz. Baskılara boyun eğmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.

Gallant kararı, ‘terörizmi teşvik eden tehlikeli bir emsal’ olarak değerlendirdi.

ABD Başkanı Joe Biden, ‘utanç verici’ olarak nitelendirdiği kararı kınadı. Macaristan Başbakanı Viktor Orban ise dün yaptığı açıklamada, Netanyahu'yu karara ‘meydan okuyarak’ Macaristan'ı ziyaret etmeye davet edeceğini söyledi.

Netanyahu, Orban'ın tutumunu memnuniyetle karşılayarak, bunun ‘ahlaki netliği’ yansıttığını söyledi.

Macaristan da dahil olmak üzere UCM'ye üye 124 ülke teorik olarak üç yetkiliyi kendi topraklarına girmeleri halinde gözaltına almakla yükümlü.

İngiliz hükümeti dün Netanyahu'nun yakalama kararı kapsamında gözaltına alınabileceğini ima etti.

İrlanda Başbakanı Simon Harris, ülkesini ziyaret etmesi halinde Netanyahu'yu gözaltına alacağını söyledi.

Harris, RTE devlet televizyonunda UCM üyesi olan İrlanda'nın Netanyahu'yu ülkeyi ziyaret etmesi halinde gözaltına alıp almayacağı sorusuna “Evet, kesinlikle” yanıtını verdi.

İtalya Başbakanı Giorgia Meloni dün yaptığı açıklamada, G7 dışişleri bakanlarının pazartesi ve salı günleri Roma yakınlarında bir araya geldiklerinde mahkemenin yakalama kararlarını görüşeceklerini duyurdu.

İran kararı, ‘Siyonist varlık için siyasi bir ölüm’ olarak değerlendirirken, Çin mahkemeyi ‘objektif ve adil bir duruş’ sergilemeye çağırdı.

Hamas mahkemenin kararını memnuniyetle karşılayarak, bunu ‘tarihi ve önemli’ bir adım olarak nitelendirdi.