Yemen nüfusunun dörtte üçü su arıtma hizmeti alamıyor

Yemen’de yardım kuruluşları, çalışmalarını en çok ihtiyaç duyan topluluklara yöneltme sözü veriyor

Sana’da bir gönüllü tarafından açılan bir kuyudan su doldurmak için bidon taşıyan yerinden edilmiş Yemenli bir kadın (EPA)
Sana’da bir gönüllü tarafından açılan bir kuyudan su doldurmak için bidon taşıyan yerinden edilmiş Yemenli bir kadın (EPA)
TT

Yemen nüfusunun dörtte üçü su arıtma hizmeti alamıyor

Sana’da bir gönüllü tarafından açılan bir kuyudan su doldurmak için bidon taşıyan yerinden edilmiş Yemenli bir kadın (EPA)
Sana’da bir gönüllü tarafından açılan bir kuyudan su doldurmak için bidon taşıyan yerinden edilmiş Yemenli bir kadın (EPA)

Yemen’de sivillerin büyük bir insani kriz yaşamasına ve meşru hükümetin barışı sağlamak için büyük tavizler vermesine rağmen, Husi darbeciler bu çabaları engellemeye ve insani durumun çok daha kötü bir hal almasına neden olarak baskı uygulamaya devam ediyor. Uluslararası kuruluşlar bu duruma karşı uyarıda bulunarak, önümüzdeki yıl ülke nüfusunun dörtte üçünün su ve sanitasyon hizmetlerine erişemeyeceğini ve Yemen’in, dünya genelinde yerinden edilme krizlerinde altıncı sırada kalmaya devam edeceğini belirtti.
Bu uyarılar, uluslararası kuruluşların ve krizdeki veya kriz riski altındaki ülkelerde yaptıkları değerlendirme, veri tabanı ve haritalama hizmetleri sunarak yardım çalışmalarının planlanması alanında çalışan kurumların, 2023 yılına kadar su ve sanitasyon hizmetlerinin koşullarının nasıl olacağına yönelik yayınladıkları ortak bir bildiride yer aldı.
Bu kuruluşlar, Yemen’in son beş yıldır dünyanın en kötü insani krizine tanık olması ile bilindiğini belirtti. Ülke savaşın sekizinci yılına girerken, ekonomik bozulma ve uzayan silahlı çatışmayla birlikte, insani durum kritik bir hal teşkil etmeye devam ediyor.
Söz konusu kuruluşlar, ülkede kötüleşen gıda güvensizliğinin bir sonucu olarak çok sayıda Yemenlinin yardıma muhtaç durumda olduğunu, sağlık ve eğitim hizmetleri dahil olmak üzere temel hizmetlerin ve altyapının hasar gördüğünü ve bunun da ekonomiye ve toplumsal yapıya büyük zarar verdiğini belirtti.
Ortak bildiride, Yemenin ülke içinde yerinden edilme krizinde dünya genelinde altıncı sırada olmaya devam ettiği, zira ülke içinde yerinden edilmiş nüfus 4,3 milyonun üzerinde olduğu vurgulandı. Yerinden edilmelerin beşte birinden fazlasının, Marib vilayetindeki olaylardan kaynaklandığını zira bölgedeki düşmanlıkların arttığı belirtildi.
Bildiride, ülke genelinde su ve sanitasyon sistemlerinin ve hizmetlerinin zarar gördüğü ve Su, Sanitasyon ve Hijyen (WASH) programına göre bu yıl içerisinde ihtiyaçlarını karşılamak için desteğe ihtiyaç duyan kişi sayısının bir önceki yıla kıyasla yüzde 16 arttığı (ihtiyaç sahibi 17,8 milyon kişi), acil ihtiyacı olanların sayısının ise yüzde 28,7 arttığı bildirildi.
Bu bildiriye göre, nüfusun sadece dörtte birinden azı güvenli su, sanitasyon ve hijyen hizmetlerine erişebiliyor.
Ortak bildiride “Bu acil ihtiyaçlara rağmen, küresel finansman su, sanitasyon ve hijyen için gereken fonlardı 2,7 milyar dolar kadar eksik kaldı. Bu nedenle, en çok ihtiyaca sahip olan toplulukları belirleyip onlara öncelik vermek, savunmasız oldukları konuları ve maruz kaldıkları risklerini belirlemek gerekiyor” uyarısı da yer aldı.
Söz konusu kuruluşlar, Yemen’deki nüfusun su, sanitasyon ve hijyen ihtiyaçlarını ve bu konudaki riskleri ve savunmasızlıklarını anlamayı hedefliyor. Bu bağlamda kuruluşlar, ihtiyaçların ciddiyetini ölçmek için kullanılacak göstergeleri ve kaynakları belirlemek, demografik grup ve coğrafi konuma göre ihtiyaç sahibi kişi sayısı ve ihtiyaç şiddetini tespit etmek amacıyla gelecek yıl boyunca tüm şehirlerde su, sanitasyon ve hijyen göstergelerin değerlendirilmesi üzerinde çalışacaklarını taahhüt ettiler.



Yaser Ebu Şebab İsrail ordusuyla iş birliği yaptığını açıkladı

Ebu Şebab ve bir grup silahlı kişi, Refah'ın doğusunda görüldü (Yaser Ebu Şebab adlı Facebook hesabı)
Ebu Şebab ve bir grup silahlı kişi, Refah'ın doğusunda görüldü (Yaser Ebu Şebab adlı Facebook hesabı)
TT

Yaser Ebu Şebab İsrail ordusuyla iş birliği yaptığını açıkladı

Ebu Şebab ve bir grup silahlı kişi, Refah'ın doğusunda görüldü (Yaser Ebu Şebab adlı Facebook hesabı)
Ebu Şebab ve bir grup silahlı kişi, Refah'ın doğusunda görüldü (Yaser Ebu Şebab adlı Facebook hesabı)

Gazze'de Hamas hareketine karşı çıkan Halk Güçleri’nin lideri Yaser Ebu Şebab, İsrail'in Arapça yayın yapan resmi radyo kanalı Makan'a verdiği röportajda, İsrail ordusuyla Gazze'nin güneyinde iş birliği yaptığını teyit etti.

Halk Güçleri’nin İsrail ordusunun kontrolündeki bölgelerde rahatlıkla hareket ettiğini belirten Ebu Şebab, iki taraf arasında koordinasyon olduğunu vurguladı.

Halk Güçleri’nin İsrail ordusuna, tek başına gerçekleştirdiği askeri faaliyetleri bildirdiğini açıklayan Ebu Şebab, herhangi bir ayrıntıya girmeden ‘dışarıdan destek aldıklarını’ belirtti. Ebu Şebab, bazı konuların açıkça konuşulamayacağını ifade etti.

İsrailli yetkililer, geçtiğimiz haziran ayında Hamas'a muhalif bir Filistinli grubu desteklediğini ve silahlandırdığını kabul etmiş, ancak bu grubun Ebu Şebab liderliğindeki Halk Güçleri olduğunu açıklamamıştı.

İsrail Ordu Sözcüsü Effie Defrin, konuyla ilgili bir soruya “Hamas yönetimi karşısında farklı yöntemler kullandığımızı söyleyebilirim” yanıtını verdi, ancak ayrıntılara girmedi.

Bir araştırma merkezi olan Avrupa Dış İlişkiler Konseyi, Ebu Şebab’ı ‘Refah bölgesinde faaliyet gösteren ve yardım tırlarını yağmalamakla suçlanan bir suç çetesinin lideri’ olarak tanımladı.

Röportajda, Halk Güçleri’nin herhangi bir ideoloji veya siyasi örgüte bağlı olmadığını belirten Ebu Şebab, lideri olduğu grubun 2007 yılında Gazze'de iktidara gelen Hamas'a atıfla ‘adaletsizlik ve yolsuzlukla mücadele ettiğini’ vurguladı. Şarku’l Avsat’ın Independnet Arabia’dan aktardığı habere göre Halk Güçleri’nin ne kadar büyük fedakarlıklar yaparsa yapsın mücadelesine devam edeceğini vurgulayan Ebu Şebab, Hamas’ın şu anda iç çatışmalar yaşadığını ve sonunun yaklaştığını bildiğini söyledi.

Hamas'ın askeri yargı organı geçtiğimiz çarşamba günü, Ebu Şebab’a silahlı çete kurmak ve İsrail ile iş birliği yapmakla suçlandığı gerekçesiyle 10 gün içinde teslim olması için süre tanıdığını açıkladı.

Filistinli birçok grubu bir araya getiren ‘Filistinli Gruplar Ortak Odası’ pazar günü, Halk Güçleri'ni ‘işgalci İsrail’in maşası olmakla’ suçladı. Filistinli Gruplar Ortak Odası tarafından yapılan açıklamada, “Ebu Şebab ve onunla birlikte olanlar ulusal kimliklerinden mahrumdurlar, Filistin ulusal saflarının dışındadırlar ve direniş gruplarının oybirliği ile kanları dökülmüştür” denildi.

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta yaşayan 1990 doğumlu Yaser Ebu Şebab, İsrail ordusunun kontrolü altındaki Refah'ın güneydoğu bölgesinde faaliyet gösteren Halk Güçleri adında bir silahlı grup kurdu.

Ebu Şebab liderliğindeki Halk Güçleri’nin silahlı üyeleri geçtiğimiz haftalarda, Refah'taki bir yardım merkezinin yakınlarında hafif makineli tüfeklerle görüldüler.