Yapay zeka ChatGPT'den gelecek senaryosu: "İşsiz yazarlar sokaklarda yatıyor"

"Yapay zekanın edebiyat ve sanat camiasını ele geçirmesinin ne denli trajik ve yıkıcı olduğu anlaşılıyordu"

ChatGPT'yle yapılan her sohbet, OpenAI'a ortalama 1 ila 9 cente mâl oluyor (Independent Türkçe / Midjourney)
ChatGPT'yle yapılan her sohbet, OpenAI'a ortalama 1 ila 9 cente mâl oluyor (Independent Türkçe / Midjourney)
TT

Yapay zeka ChatGPT'den gelecek senaryosu: "İşsiz yazarlar sokaklarda yatıyor"

ChatGPT'yle yapılan her sohbet, OpenAI'a ortalama 1 ila 9 cente mâl oluyor (Independent Türkçe / Midjourney)
ChatGPT'yle yapılan her sohbet, OpenAI'a ortalama 1 ila 9 cente mâl oluyor (Independent Türkçe / Midjourney)

ABD merkezli OpenAI firmasının geliştirdiği dil modeli GPT-3, sohbet botu versiyonuyla kullanıcılara açıldığından beri gündemde.
ChatGPT adı verilen sohbet botu için açılan internet sitesinde kullanıcılar yapay zekayla ücretsiz konuşabiliyor, ona sorular sorup metinler yazdırabiliyor.
Teknoloji sitesi Futurism'in şef editörü Jon Christian da ChatGPT'ye ürkütücü bir hikaye yazdırdı.
Christian, ChatGPT'den yapay zeka nedeniyle işinden olan sanatçı ve yazarların açlıktan öldüğü bir hikaye yazmasını istedi.
Bu isteği yerine getiren sohbet botu, artık temel ihtiyaçlarını bile karşılamakta zorlanan yazar ve sanatçıların üretimlerini yaşatmak için yorulmak bilmeden çalıştığı ama başarılı olamadığı bir kısa öykü yazdı.
Öyküde, "Çoğu yazarın ve sanatçının durumu dehşet vericiydi. Sokaklarda yatmak zorunda kalmışlardı. Artık onların yeteneklerine ihtiyaç duymayan bir dünyada hayatta kalma mücadelesi veriyorlardı" ifadeleri yer aldı.
Christian'ın tam metnini Twitter hesabından paylaştığı öykü, şöyle sona erdi:
"Nihayetinde, yapay zekanın edebiyat ve sanat camiasını ele geçirmesinin ne denli trajik ve yıkıcı olduğu anlaşılıyordu. Sayısız sanatçı artık onlara yer olmayan bir dünyada hayatta kalmakta bile zorlanır olmuştu."

Mayıs 2020'de tanıtılan GPT-3 dil modeli, verileri işlemesini sağlayan 175 milyar parametreye sahip. Bu da onu şimdiye dek piyasaya sürülen en büyük model haline getiriyor.
OpenAI, ilk olarak GPT-1 adlı sürümü 7 bin kitapla eğitmiş, ardından GPT-2'ye 8 milyondan fazla belgeden oluşan 40 GB'lık metin yüklemişti.
Üçüncü sürüm o kadar başarılı oldu ki dünya genelinde büyük yankı uyandırmaya devam ediyor.
Firma halihazırda GPT-4 adını verdiği yeni sürüm üzerinde çalışırken, GPT-3'ün yazdığı metinler, halihazırda insanların yazdıklarından ayırt edilemez durumda.
Şirket yetkilileri, ChatGPT sayesinde kullanıcıların puanlarını ve geri bildirimlerini toplamayı ve bunları son sürümü geliştirirken rehber edinmeyi hedefliyor. 
Independent Türkçe, Futurism, The Guardian



"Esrarengiz" kehribarda 116 milyon yıllık tsunaminin izleri keşfedildi

Japonya'nın Minamisoma kıyılarına 2011'de tsunami dalgaları vurmuştu (AFP)
Japonya'nın Minamisoma kıyılarına 2011'de tsunami dalgaları vurmuştu (AFP)
TT

"Esrarengiz" kehribarda 116 milyon yıllık tsunaminin izleri keşfedildi

Japonya'nın Minamisoma kıyılarına 2011'de tsunami dalgaları vurmuştu (AFP)
Japonya'nın Minamisoma kıyılarına 2011'de tsunami dalgaları vurmuştu (AFP)

Rachel Clun 

Bilim insanları 116 milyon yıllık bir tsunaminin kanıtını bir kehribar içinde bulduklarını ve bunun muhtemelen bu doğa olayına dair en eski kayıt olduğunu düşünüyor.

Japonya'nın kuzeyindeki Hokkaido Adası'nda derin deniz tortularını inceleyen araştırmacılar Aya Kubota, Yusuke Takeda, Keewook Yi, Shin-ichi Sano ve Yasuhiro Iba, erken Kretase dönemine ait tortularda 114 ila 116 milyon yıl öncesine tarihlenen "olağanüstü zengin kehribar konsantrasyonları" keşfetti.

Nature'ın Scientific Reports'unda yayımlanan bulgulara ilişkin raporda araştırmacılar, kehribarın bir veya daha fazla tsunami tarafından okyanusa sürüklenerek havayla çok az temas etmiş olabileceğini öne sürüyor.

Fosilleşmiş ağaç reçinesi olan kehribar, nispeten hızlı kuruyan bir madde. Araştırmacılar, kehribarın havaya maruz kaldığında genellikle bir hafta gibi kısa bir sürede katılaştığını söylüyor.

Ancak araştırmacıların incelediği tortularda, "belirgin şekilde deforme olmuş" kehribar birikintileri bulundu. Bazıları reçinenin akan su tarafından değiştirildiğini gösteren, alev yapıları denen bir şekilde deforme olmuşken, diğerleri yumuşak reçinenin "akarak deniz tabanına kıvamlı bir şekilde yayıldığına" işaret eden düz kehribar şeritlere sahipti.
 

Araştırmacılar, eski okyanus tortularını inceleyerek tsunamiye dair olası kanıtlar buldu (Aya Kubota/Yusuke Takeda/Keewook Yi/Shin-ichi Sano/Yasuhiro Iba)Araştırmacılar, eski okyanus tortularını inceleyerek tsunamiye dair olası kanıtlar buldu (Aya Kubota/Yusuke Takeda/Keewook Yi/Shin-ichi Sano/Yasuhiro Iba)

Araştırmacılar, "Bu esrarengiz kehribarın derin deniz ortamında bulunmasının en muhtemel nedeni, büyük çaplı tsunamiler" diyor.

Bu reçine deformasyonlarının su altında meydana gelmesi, ormandan pelajik deniz tabanına doğrudan taşındıklarını ima ediyor. Karadan okyanusa bu kadar hızlı ve doğrudan bir taşıma, bir tsunamiyle tetiklenmiş olabilir.

Araştırmacılar, antik tortulardaki diğer kanıtların da bu teoriyi desteklediğini belirtiyor. Bunlar arasında, karadan gelen büyük miktarda bitki kalıntıları ve büyük dalgaların sürüklediği odun parçaları da vardı ve bunların çok az çürüme izi taşıması, açık okyanusa "hızla taşındıklarına" işaret ediyor.

Makalede, "Kiltaşındaki kütüklerin varlığı, çok sayıda odunun bulanık akıntılarla taşınmak yerine kopup sürüklenerek pelajik deniz tabanına battığını gösteriyor" ifadeleri kullanılıyor.

Bilim insanları açık okyanuslardaki diğer tortuların, büyük ölçekli eski tsunamiler veya benzer olaylar hakkında daha fazla kanıt sağlayabileceğini öne sürüyor.

Araştırmacılar, Holosen döneminden, yani yaklaşık 4 bin 200 yıl öncesinden daha eski bir tarihten kalma tsunami tortularının normalde tespit edilmediğini ve bunun da kısmen, yol açtıkları geniş çaplı yıkımdan geriye net belirtilerin kalmamasından kaynaklandığını söylüyor.

Independent Türkçe,independent.co.uk/news