İran, özel havayolu şirketi Mahan Air ile Suriye ve Lübnan'a silah taşıyor

Haaretz: İran, özel havayolu şirketi "Mahan Air" aracılığıyla Suriye ve Lübnan'a silah taşıyor

İran, özel havayolu şirketi Mahan Air ile Suriye ve Lübnan'a silah taşıyor
TT

İran, özel havayolu şirketi Mahan Air ile Suriye ve Lübnan'a silah taşıyor

İran, özel havayolu şirketi Mahan Air ile Suriye ve Lübnan'a silah taşıyor

İran, özel havayolu şirketi "Mahan Air" aracılığıyla Suriye ve Lübnan'a silah taşıyor. Şarku’l Avsat’ın İsrail gazetesi Haaretz’den aktardığı habere göre gazete İsrail'in kuzey cephesinde güvenlik araştırmalarında uzmanlaşmış ve İsrail askeri istihbaratından emekli bir subay olan Sarit Zahavi başkanlığındaki Alma Merkezi tarafından yürütülen bir araştırmaya yer verdi.
Gazetenin özel haberine göre, İran'dan Suriye, Lübnan, Türkiye, Doğu Avrupa ülkeleri ve başka ülkeler de dahil olmak üzere çeşitli hedeflere uçuşlar düzenleyen özel İran havayolu Mahan Air’in faaliyetlerinin izlendiğini ve Hizbullah'a ekipman ve hassas silahlar taşıdığının tespit edildiğini belirtti.
Özel haberde, “İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) mensupları, sivil yolcular ve sivil kargo için Mahan Şirketi’nden uçak bileti alıyor. Kargo silah ve füze yapmak için gereken malzemeleri, teçhizatı ve mekanizmaları içeriyor. Mahan Şirketi'ndeki 63 pilotun geçen yıl Suriye ve Lübnan'a silah kaçakçılığı yapma çabalarına karışma ihtimalleri bulunuyor. Elimizde bunlarla ilgili resimler ve başka bilgiler var, bunları tam raporuyla birlikte yakında yayınlamaya başlayacağız” ifadeleri yer aldı.
DMO bünyesindeki Kudüs Gücü bağlantılı ve kaçakçılık konusunda uzmanlaşmış olan 190. Birim, bu görev için özel pilotlar kiralıyor. Ulaşımın güvenli olmasını sağlamak istedikleri için silah, savaşçı yolcular ve uzmanlar taşıdıkları biliniyor. Yolcuların taşıdığı çantalar sivil uçuşlarla taşınıyor ve bir Avrupa ülkesindeki büyük bir havaalanında duruyor.
Haaretz gazetesi özel haberinde, “İsrail geçtiğimiz günlerde bu Avrupa ülkesine İran'ın faaliyetleri konusunda bir uyarı iletti. Buna paralel olarak İranlılara medya aracılığıyla doğrudan bir uyarı yapıldı. Tehdit burada açık. İstihbarat servisleriyle bağlantılı bir İsrail sivil merkezi, tehlikeli faaliyetlere karıştığını iddia eden İran vatandaşlarının yüzlerini ve isimlerini gösteriyor. Bu, uluslararası kuruluşlar tarafından uygulanan kişisel yaptırımların başlangıcı olabilir ve başka bir senaryoda daha şiddetli hedefleme olasılığına yönelik üstü kapalı bir tehdit olabilir.” ifadelerine yer verdi.
Alma Merkezi, bu operasyona dahil olan kişiler hakkında birçok ayrıntıyı sundu. Mahan Air Havayolu Genel Müdürü Hamid Arab-Nizar'dan söz eden merkez, bu ismin Devrim Muhafızları'nda eski bir subay ve Kasım Süleymani'nin yakın arkadaşı olduğunu söyledi. Genel Müdürün DMO’ya olan bağlılığını gösteren birkaç belge var.
Merkez, Lübnan'daki Hizbullah Yürütme Konseyi Başkanı ve önde gelen liderlerinden bir din adamının oğlu olan Rıza Haşim Safiyuddin'in ve onun amcası Hizbullah’ın Lübnan temsilcisi Abdullah Safiyuddin'in de ismini takdim etti.  İsrailli Merkez Kasım Süleymani'nin kızıyla evli olan Rıza'nın Tahran ve Beyrut arasında çok gidip geldiğini söylüyor. Görevi gelişmiş askeri araçların ve insansız hava araçlarının transferini koordine etmek.”
İsrail'in haberde belirtilen unsurlara karşı eyleme geçebileceğine dair ipuçları açıkça görülüyor. Tel Aviv'deki pek çok yetkili, Lübnan'a çeşitli mesajlar göndererek, "İran’ın Beyrut üzerinden silah aktarmaya devam etmesi halinde Beyrut Uluslararası Havalimanı’nı bombalamakla" tehdit ediyor.



İsrail, Gazze'deki savaş suçları davalarının yüzde 88'ini iddianame hazırlamadan kapattı

Gazze'deki savaş suçlarıyla ilgili soruşturmaların 10'da 9'u suçlama yöneltilmeden kapatıldı. (Reuters)
Gazze'deki savaş suçlarıyla ilgili soruşturmaların 10'da 9'u suçlama yöneltilmeden kapatıldı. (Reuters)
TT

İsrail, Gazze'deki savaş suçları davalarının yüzde 88'ini iddianame hazırlamadan kapattı

Gazze'deki savaş suçlarıyla ilgili soruşturmaların 10'da 9'u suçlama yöneltilmeden kapatıldı. (Reuters)
Gazze'deki savaş suçlarıyla ilgili soruşturmaların 10'da 9'u suçlama yöneltilmeden kapatıldı. (Reuters)

Londra merkezli Silahlı Şiddete Karşı Eylem (Action on Armed Violence-AOAV) adlı kuruluş tarafından yayınlanan bir rapor, Gazze Şeridi'ndeki savaşın başlamasından bu yana İsrail askerleri tarafından işlenen savaş suçları ya da suiistimallerle ilgili olarak İsrail ordusu tarafından açılan her 10 soruşturmadan yaklaşık 9'unun herhangi bir suçlama yöneltilmeden kapatıldığını ortaya koydu.

Şarku’l Avsat’ın The Guardian'dan aktardığına göre AOAV, Ekim 2023 ile Haziran 2025 sonu arasında İsrail ordusunun Gazze Şeridi veya Batı Şeria'daki güçleri tarafından sivillere zarar verildiği iddiaları üzerine bir soruşturma yürüttüğünü veya yürüteceğini söylediği 52 vakaya ilişkin İngilizce medyada haberler bulduğunu bildirdi. Söz konusu vakalar bin 303 Filistinlinin öldürülmesi ve bin 880 kişinin yaralanmasını içeriyor.

frgty
Yardım dağıtım noktasında vurularak öldürülen oğlu için gözyaşı döken Filistinli bir anne (EPA)

AOAV, soruşturmaların yüzde 88'inin çözülemediğini ve herhangi bir suçlama getirilmediğini kaydetti. Bunlar arasında Şubat 2024'te Gazze Şeridi'nde un kuyruğunda bekleyen en az 112 Filistinlinin öldürülmesi ve Mayıs 2024'te Refah'taki bir kampta 45 kişinin ölümüne neden olan hava saldırısı da yer alıyor.

Refah'taki bir dağıtım noktasından yiyecek almaya giden 31 Filistinlinin 1 Haziran'da İsrail güçlerinin ateş açması sonucu öldürülmesiyle ilgili soruşturma ise halen sonuçlanmadı.

AOAV ekibinden Iain Overton ve Lucas Tsantzouris, “İstatistikler, İsrail'in, güçlerinin savaşla ilgili ihlal suçlamalarını içeren davaların büyük çoğunluğunda sonuca ulaşamayarak ya da suçsuz olduğunu kanıtlayamayarak bir ‘cezasızlık modeli’ yaratmaya çalıştığını gösteriyor” dedi.

cvdfgt
Gazze Şeridi'ndeki bir yardım dağıtım noktasında yaşanan ölüm vakasının ardından Şifa Hastanesi’nin önünde kanlar içindeki bir ambulans sedyesini taşıyan Filistinliler (EPA)

İsrail ordusu, ‘askeri polis tarafından onlarca soruşturma açıldığını ve bu soruşturmaların çoğunun halen devam ettiğini’ bildirdi.

Ordu tarafından yapılan açıklamada, “Kuvvetlerimizin görevi kötüye kullandığına dair her türlü ihbar, şikâyet ya da iddia, kaynağı ne olursa olsun bir ön inceleme sürecinden geçer. Bazı durumlarda kanıtlar askeri polis tarafından cezai soruşturma başlatılması için yeterli olurken, diğer durumlarda sadece bir ön soruşturma yürütülür” ifadeleri yer aldı.

Açıklama şöyle devam etti: “Bu vakalar, İsrail Genelkurmay Başkanlığı Gerçekleri Araştırma ve Değerlendirme Mekanizması olarak bilinen bir mekanizma tarafından, kuvvetlerin suç teşkil eden bir suiistimalde bulunduğuna dair makul bir şüphe olup olmadığının belirlenmesi için değerlendirmeye sevk edilir.”

İnsan hakları örgütleri bu sistemi eleştirerek soruşturmaların yıllar sürebileceğini söylüyor.