Meghan Markle: Arkadaşlarıma fotoğraf bile gönderemiyordum

Sussex Düşesi, Netflix belgesel dizisinin 4. bölümünde, "her şeyin kontrol edildiği" bir "balonun" içindeymiş gibi hissettiğini söyledi

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Meghan Markle: Arkadaşlarıma fotoğraf bile gönderemiyordum

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Meghan Markle, kendisi ve Prens Harry'nin üst düzey kraliyet mensubu olduğu dönemde "her şeyin kontrol edildiği" bir "balonun" içine hapsolmuş gibi hissettiğini söylüyor.
Sussex Düşesi, çiftin Netflix belgesel dizisi Harry ve Meghan'ın 4. bölümünde kraliyet mensubu olmanın getirdiği kısıtlamalar hakkında konuştu.
The Independent'ta yer alan habere göre çiftin 2018'deki kraliyet düğününü, Nottingham Cottage'da geçirdiği zamanı ve kraliyet ailesindeki anlaşmazlığın başlangıcını belgeleyen bölümde Meghan, arkadaşlarına mesajla fotoğraf göndermesinin kısıtlandığını hissettiğini iddia etti.
Meghan 4. bölümde, 2018'de Nottingham Cottage'da Noel'i kutlayan çiftin video görüntüleri sırasında, "Her şeyin onlar tarafından kontrol edildiği bu balonun içindeydik" dedi.
"Arkadaşlarıma mesajla fotoğraf bile gönderemiyordum."
Kendisinin nasıl yönlendirildiğine dair iddialarda bulunan Meghan şöyle devam etti:
"Bunu yapamazsın, şunu yapamazsın... Ve sana söyleneni yap."
Meghan, kısıtlamaların kendisine dünyasının gittikçe küçüldüğünü hissettirdiğini söyleyerek devam etti.
Sussex Düşesi ellerini birbirine yaklaştırıp birleştirirken, "Dünyanız gitgide daha fazla buna benziyor" dedi.
Meghan'a neden arkadaşlarına fotoğraf göndermemesinin söylendiğinin belirtilmediği sahne, Prens Harry'nin ciddiyetle aşağıya bakmasıyla sona erdi.
Bölümde ayrıca Meghan'ın Suits dizisindeki eski rol arkadaşı Abigail Spencer o dönemden "gerçekten karanlık bir zaman" diye bahsetti.
Oyuncu, "Gerçekten karanlık... Gerçekten karanlık bir zamandı" dedi:
"Ve ben ne yapacağımı bilmiyordum. Mesele şu ki onlar, hakkında hiçbir şey bilmediğim, nasıl yardım edeceğimi ya da ne yapacağımı bilmediğim ve hiçbir şey söylememe izin verilmeyen karmaşık bir organizmanın içindeler. Yani hiçbir şey söylememe izin verilmedi."
Çiftin belgesel dizisinin son üç bölümündeki farklı bir kısımda Harry ve Meghan, Meghan'ın akıl sağlığıyla ilgili mücadelesini ve kendileriyle kraliyet ailesinin diğer üyeleri arasında büyüyen anlaşmazlığın ortasında rollerinden geri çekilme kararlarını anlatıyor.



İkonik yönetmenden şaşırtan itiraf: O kadar da özel bulmuyorum

David Cronenberg, son filmi Kefenler'i yazarken 43 yıllık eşi Carolyn'in ölümünden ilham aldığını söylüyor (SBS Productions)
David Cronenberg, son filmi Kefenler'i yazarken 43 yıllık eşi Carolyn'in ölümünden ilham aldığını söylüyor (SBS Productions)
TT

İkonik yönetmenden şaşırtan itiraf: O kadar da özel bulmuyorum

David Cronenberg, son filmi Kefenler'i yazarken 43 yıllık eşi Carolyn'in ölümünden ilham aldığını söylüyor (SBS Productions)
David Cronenberg, son filmi Kefenler'i yazarken 43 yıllık eşi Carolyn'in ölümünden ilham aldığını söylüyor (SBS Productions)

Beden korkusu (body horror) türünün öncüsü kabul edilen usta yönetmen David Cronenberg, sinema salonlarına dair nostaljik duygular taşımadığını ve dijitalleşen film yapım süreçlerini daha verimli bulduğunu söyledi.

Interview Magazine için meslektaşı Jim Jarmusch'a konuşan Cronenberg, filmlerinin toplu bir izleyiciyle sinema salonunda izlenmesinin kendisi için özel bir anlam taşımadığını belirtti.

"O hissi yaşamıyorum"

"Filmleri gerçek sinema salonlarında sadece arada sırada, genellikle film festivallerinde izliyorum ve projeksiyon kalitesi her zaman iyi olmuyor" diyen Cronenberg, sözlerine şöyle devam etti: 

Venedik'te Spike Lee'yle sahnedeydim. Sinemanın bir katedral gibi olduğunu, neredeyse dini bir yönü bulunduğunu söylüyordu. Ona, 'Ben Arabistanlı Lawrence'ı (Lawrence of Arabia) akıllı saatimden izliyorum ve orada bin deve var, hepsini görebiliyorum' dedim. Şaka yapıyordum ama anlatmak istediğim şey, sinema deneyimini o kadar da etkileyici bulmadığımdı. Belki yaşlandığım içindir. O toplu izleme hissini yaşamıyorum.

Teknolojiye karşı açık yaklaşımı filmlerine de yansıyan Cronenberg, dijital kameralarla çalışmanın kolaylıklarının, film şeridinin sunduğu görsel avantajların önüne geçtiğini düşünüyor. Kurgu süreçlerinde film şeridiyle çalışmanın epey kısıtlayıcı olduğunu belirten usta yönetmen, dijital araçların sağladığı kontrol imkanlarını öne çıkardı.

"İnsanların dijital platformlarda bir filmi izledikten sonra duyduğu tutkuyu, eskiden sinema salonundan çıktıktan sonra hissettiğimiz heyecana benzetiyorum" diyen Cronenberg, "Farklı olabilir ama daha kötü değil. Ayrıca filmle çalışmayı da özlemiyorum. Kurgu ve montaj benim için tam bir kabustu. Artık çok daha fazla kontrol sahibiyiz ve bir film yapıyorsanız, bir dereceye kadar kontrol manyağısınız demektir" ifadelerini kullandı.

Cronenberg'in son filmi Kefenler (The Shrouds) şu sıralar ABD sinemalarında gösterimde. Yönetmenin 2024 Cannes Film Festivali'nde prömiyer yapan filminde, eşini kaybeden bir adamın yas sürecini, karısının cesedini canlı yayın yapan bir tabut içinde saklayarak yaşaması konu ediliyor.

"Böyle bir filmi sadece Cronenberg çekebilir"

Filmin başrollerinde Fransız aktör Vincent Cassel, Guy Pearce ve Diane Kruger yer alıyor. Yardımcı rollerdeyse Sandrine Holt, Elizabeth Saunders ve Al Sapienza var.

IndieWire'ın incelemesinde filmle ilgili şu yorum yer alıyor:

Yönetmenin eşinin kaybından ilham alan Kefenler, sadece David Cronenberg'in çekebileceği türden bir yas hikayesi. Alaycı, duygusuz ve zaman zaman öylesine cansız ki, sanki film kendisi de katılaşmış gibi. Görüntüler, projeksiyondan perdeye ulaşmadan çok önce ölmüş gibi duruyor. Ama başka ne beklenirdi ki?

Kefenler, Türkiye'de 23 Mayıs'ta sinemaseverlerle buluşacak.

82 yaşındaki Kanadalı sinemacı, Sinek (The Fly), Çarpışma (Crash) ve Müstakbel Suçlar (Crimes of the Future) gibi filmleriyle de tanınıyor. 

Independent Türkçe, IndieWire, Interview Magazine