Eski Birleşik Krallık Başbakanı Truss'ın kokain partileri düzenlediği iddia edildi

Dışişleri bakanıyken Liz Truss için çalışan kişiler, onu ifşa etti

Truss, son ulusa seslenişinde "Önümüzde daha parlak günler olduğunu biliyorum" demişti ( (AP))
Truss, son ulusa seslenişinde "Önümüzde daha parlak günler olduğunu biliyorum" demişti ( (AP))
TT

Eski Birleşik Krallık Başbakanı Truss'ın kokain partileri düzenlediği iddia edildi

Truss, son ulusa seslenişinde "Önümüzde daha parlak günler olduğunu biliyorum" demişti ( (AP))
Truss, son ulusa seslenişinde "Önümüzde daha parlak günler olduğunu biliyorum" demişti ( (AP))

Eski Birleşik Krallık (BK) Başbakanı Liz Truss'ın düzenlediği partilerde, kokain olduğu düşünülen beyaz toz kalıntıları bulundu.
Ülkenin önde gelen gazetelerinden Guardian'ın haberinde, Truss'ın dışişleri bakanı olduğu ve başbakanlık yarışına katıldığı dönemde, kendisine yakın isimleri davet ettiği iki parti düzenlediği belirtildi.
Söz konusu beyaz tozun, ülkenin güneydoğusundaki Kent'te yer alan Chevening Evi'nde 19-21 Ağustos'ta ve 2-4 Eylül'de düzenlenen partilerde bulunduğu öne sürüldü.
Etkinliklerde çalışan personel, tozun snooker masalarının yer aldığı oyun odalarındaki sehpalarda bulunduğunu iddia etti.
Kimliğini paylaşmayan başka bir kaynaksa Truss'ın davetiyle gelen bazı siyasetçilerin kokain kullandığını savundu.   
Kaynak, kokainle temas edince renk değiştiren özel bir çubukla tozu test ettiklerini ve maddenin kokain olduğunu gördüklerini iddia etti. Söz konusu testin ne kadar güvenilir olduğu bilinmezken, iddialar henüz bağımsız olarak doğrulanamadı.
17. yüzyıldan kalma Chevening Evi resmi konut olmasa da genellikle dışişleri bakanlarının toplantıları ve görüşmeleri için kullanılıyor. Evde düzenlenen partilere beyaz tozun nasıl getirildiği de bilinmiyor.
Öte yandan kimliklerini paylaşmayan kaynaklar, eski lider Boris Johnson döneminde 10 Numara'da (BK Başbakanlık Konutu ve Ofisi) düzenlenen iki partide daha beyaz toz kalıntıları bulunduğunu öne sürdü.
Bu partilerden birinin 19 Aralık 2020'de, diğerinin de Edinburgh Dükü Prens Philip'in cenaze töreninden bir gün önce 17 Nisan 2021'de yapıldığı belirtildi.
Söz konusu etkinliklerin katı pandemi kurallarının uygulandığı dönemde yapıldığı sonradan ortaya çıkmış, ülkede "Partygate" adıyla bilinen büyük bir skandala yol açmıştı.
Partilerde çalışan temizlik görevlilerinin, beyaz toz kalıntılarını masalarda, sehpalarda ve ofisin tuvaletlerindeki çöplerde bulduğu iddia edildi.
Truss'ın veya Johnson'ın uyuşturucu kullandığına yönelik herhangi bir delil bulunmadığı belirtildi. Eski iki liderin, etkinliklere katılanların uyuşturucu aldığına dair bilgi sahibi olduğunu gösteren kanıtlar da yok.  
Buna ek olarak Johnson'ın 10 Numara'daki partilere katılmadığı da ifade edildi. Partygate skandalı kapsamında polis, 12 etkinliği incelemeye almıştı. Bunlardan üçüne Johnson'ın da katıldığı tespit edilmişti.
Eski liderler ve Dışişleri Bakanlığı, Guardian'ın yorum taleplerine yanıt vermedi.
Ancak Truss adına açıklama yapan sözcü, iddiaları reddederek Guardian'ın hiçbir kanıt sunmadığını savundu.
Johnson'ın sözcüsü de iddiaların gerçeği yansıtmadığını öne sürerek, eski liderin görevi boyunca uyuşturucuyla mücadele ettiğine dikkat çekti.
10 Numara adına açıklama yapan sözcüyse, "Guardian iddiaları için hiçbir delil sunmadı. Desteklenebilir iddialar olsaydı polisle iletişim kurulmasını beklerdik" dedi.
24 Temmuz 2019'da göreve başlayan Johnson, 8 Temmuz'da Muhafazakar Parti liderliği ve başbakanlıktan istifa etmişti.
Parti içinde yapılan seçimleri kazanan Truss, 6 Eylül'de ülkenin başına geçmişti. Fakat tepki toplayan ekonomi politikalarıyla gündemden düşmeyen eski lider, 45 gün sonra istifa etmişti.
Bunun üzerine yeniden başlayan parti içi seçimleri kazanan Rishi Sunak, 25 Ekim'de başbakan olarak göreve başlamıştı.



Frontex Finlandiya-Rusya sınırına birlik konuşlandırıyor

Finlandiya’nın Rusya sınırını denetlemek için yaklaşık 50 personel görevlendirildi (AFP)
Finlandiya’nın Rusya sınırını denetlemek için yaklaşık 50 personel görevlendirildi (AFP)
TT

Frontex Finlandiya-Rusya sınırına birlik konuşlandırıyor

Finlandiya’nın Rusya sınırını denetlemek için yaklaşık 50 personel görevlendirildi (AFP)
Finlandiya’nın Rusya sınırını denetlemek için yaklaşık 50 personel görevlendirildi (AFP)

Avrupa Birliği (AB) Sınır ve Sahil Güvenlik Ajansı Frontex, Helsinki yönetiminin Moskova’yı düzensiz göçmenleri kasıtlı olarak sınırlarına göndermekle suçladığı bir zamanda, Finlandiya’nın Rusya ile olan sınırlarını denetlemek üzere yaklaşık 50 kişilik birlik konuşlandırdı.

Frontex Sözcüsü Piotr Świtalski Fransız haber ajansı AFP’ye “Şu anda Finlandiya’da 55 personel görevlendiriyoruz ve bunların çoğunluğu gözetimden sorumlu sınır personelleri” açıklamasında bulundu.

Kasım ayı sonlarında açıklanan desteğin şubat ayı sonuna kadar devam etmesi planlanıyor.

Świtalski, “Elbette, durum değiştikçe uygulamalarımızı değiştirmeye hazırız. Gerekirse daha uzun veya daha kısa bir süre burada olabiliriz” ifadelerini kullandı. Ayrıca “Göç baskısının Kremlin’in kullandığı araçlardan biri olduğunu biliyoruz, dolayısıyla bunun devam edeceğini öngörebiliriz” değerlendirmesinde bulundu.

Finlandiyalı yetkililere göre çoğu Somali, Irak ve Yemen’den olmak üzere yaklaşık bin sığınmacı, ağustos ayının başından bu yana iki ülkeyi ayıran bin 340 kilometre uzunluğundaki sınırdan geçti.

Helsinki, Moskova’yı bu göçmenleri kasıtlı olarak Finlandiya’ya göndermekle suçluyor ve bunu ‘hibrit bir operasyon’ olarak tanımlıyor.

Fin sınır muhafızı Ville Joskitt “Sınıra yakın bölgede hâlâ üçüncü ülkelerden gelen büyük göçmen grupları var. Ancak durumu iki hafta öncesiyle karşılaştırırsak, bir kısmı kendi başlarına veya yetkililer aracılığıyla Rusya’nın diğer bölgelerine taşındı” dedi.

Joskitt, AFP’ye sınırdaki durumun ‘uzun süre’ devam etmesinin beklendiğini söyledi.

Finlandiya, kasım ayı ortasında Rusya ile olan 8 sınır kapısından 4’ünü kapattı ve en son da geçişleri ülkenin en kuzeyindeki tek bir geçişle sınırlandırdı. Bu son sınır kapısı da kasım ayının sonunda kapatıldı.

Finlandiya’nın doğu komşusu ile ilişkileri, Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik işgal girişimini başlatmasının ardından gerginleşti. Bu durum, Finlandiya’yı nisan ayında ABD liderliğindeki Kuzey Atlantik Antlaşması Teşkilatı’na (NATO) katılmaya yönlendirdi.