Husiler, Yemenli kadınlara yönelik baskıyı artırıyor

Taiz'deki kadınlar, meşru hükümete şehrin Husi kuşatmasından kurtarılması çağrısında bulunuyor. (AFP)
Taiz'deki kadınlar, meşru hükümete şehrin Husi kuşatmasından kurtarılması çağrısında bulunuyor. (AFP)
TT

Husiler, Yemenli kadınlara yönelik baskıyı artırıyor

Taiz'deki kadınlar, meşru hükümete şehrin Husi kuşatmasından kurtarılması çağrısında bulunuyor. (AFP)
Taiz'deki kadınlar, meşru hükümete şehrin Husi kuşatmasından kurtarılması çağrısında bulunuyor. (AFP)

Husi milisler, vergi dairesi ve valiliklerdeki kadınların saha çalışmasını engelleyerek görevlerini sadece bürolarda sürdürmeleri talimatı verdi. Kadınlar, erkek meslektaşlarına verilen aylık ikramiyeden de mahrum bırakıldı.
İran destekli grup, kadınlara karşı aldıkları baskıcı kararlar kapsamında mahrem şartını (bir kadına bir erkek akrabanın eşlik etmesi şartı) getirmişti. Yardım kuruluşlarında çalışan kadınları hedef alan grup, üniversitelerde ve kafelerde erkekler ile kadınların bir arada bulunmasını da engellemişti.
Husi vergi dairesi başkanı tarafından yöneltilen, Şarku’l Avsat’ın da inceleme fırsatı bulduğu bir belgeye göre kadınların saha çalışmalarının engellendi ve erkek meslektaşları gibi kendilerine de verilen aylık ikramiyelerden mahrum bırakıldı. Milis liderleri, bu belgenin ofislerdeki tüm vergi görevlilerine dağıtılmasını emretti.
Başkent Sana'daki kadın çalışanlara yönelik talimatlarda, vergi dairelerinin ofislerde çalışmaya yönlendirilen çok fazla kadın çalışanı vergi dairesi başkanına sevk etmesi gerektiğine dikkat çekildi. Bu çalışanların akıbetleri ise belirtilmedi.
Şarku’l Avsat’ın bir nüshasına eriştiği, vergi dairesi başkanlığı tarafından İbb’deki Husi valiye gönderilen belgede ise kadınların bu sektörde çalışmasının tamamen yasaklanması kararı yer alıyor. Belgede, tüm vergi memuru kadınların işlerine son verilmesi, ellerindeki tüm dosyaları teslim etmeleri, yerlerine erkek çalışanların görevlendirilmesi, haklarında başka bir karar alına kadar başka bir saha çalışmasında görevlendirilmemeleri talimatlarına yer veriliyor. 
Böyle bir kararın alınması dolayısıyla duydukları derin üzüntüyü dile getirdikleri bir bildiri yayınlayan aktivistler ise yasaların ihlal edildiğine ve adaletin çiğnendiğine dikkat çekti. Bildiriye imza atanlar, kadınlara yönelik ayrımcı uygulamaları kınayarak Sana'daki Husi vergi dairesi liderliğinden bu hatayı düzeltmelerini, vatandaşlık, haklar ve görevlerde eşitliği sağlayacak şekilde anayasa ve yasalara uygun hareket etmelerini talep etti.
Sosyal bilgiler ve araştırma bölümünde çalışan 60 yaşındaki bir kadın, eşinin ölümünün ardından ailede geçimi sağlayan tek kişi olduğunu dile getirerek, milislerin aldığı mahrem şartı ve sahada çalışmasının engellenmesi neticesinde geçim kaynağını kaybettiğinden şikayet etti.
Mahrem şartı öncesinde ailesi ile birlikte saygın bir hayat yaşadıklarına işaret eden kadın, eşi olmaması sebebiyle mahrem şartını yerine getiremeyeceğini, dolayısıyla işsiz kaldığını vurguladı.



Yaser Ebu Şebab İsrail ordusuyla iş birliği yaptığını açıkladı

Ebu Şebab ve bir grup silahlı kişi, Refah'ın doğusunda görüldü (Yaser Ebu Şebab adlı Facebook hesabı)
Ebu Şebab ve bir grup silahlı kişi, Refah'ın doğusunda görüldü (Yaser Ebu Şebab adlı Facebook hesabı)
TT

Yaser Ebu Şebab İsrail ordusuyla iş birliği yaptığını açıkladı

Ebu Şebab ve bir grup silahlı kişi, Refah'ın doğusunda görüldü (Yaser Ebu Şebab adlı Facebook hesabı)
Ebu Şebab ve bir grup silahlı kişi, Refah'ın doğusunda görüldü (Yaser Ebu Şebab adlı Facebook hesabı)

Gazze'de Hamas hareketine karşı çıkan Halk Güçleri’nin lideri Yaser Ebu Şebab, İsrail'in Arapça yayın yapan resmi radyo kanalı Makan'a verdiği röportajda, İsrail ordusuyla Gazze'nin güneyinde iş birliği yaptığını teyit etti.

Halk Güçleri’nin İsrail ordusunun kontrolündeki bölgelerde rahatlıkla hareket ettiğini belirten Ebu Şebab, iki taraf arasında koordinasyon olduğunu vurguladı.

Halk Güçleri’nin İsrail ordusuna, tek başına gerçekleştirdiği askeri faaliyetleri bildirdiğini açıklayan Ebu Şebab, herhangi bir ayrıntıya girmeden ‘dışarıdan destek aldıklarını’ belirtti. Ebu Şebab, bazı konuların açıkça konuşulamayacağını ifade etti.

İsrailli yetkililer, geçtiğimiz haziran ayında Hamas'a muhalif bir Filistinli grubu desteklediğini ve silahlandırdığını kabul etmiş, ancak bu grubun Ebu Şebab liderliğindeki Halk Güçleri olduğunu açıklamamıştı.

İsrail Ordu Sözcüsü Effie Defrin, konuyla ilgili bir soruya “Hamas yönetimi karşısında farklı yöntemler kullandığımızı söyleyebilirim” yanıtını verdi, ancak ayrıntılara girmedi.

Bir araştırma merkezi olan Avrupa Dış İlişkiler Konseyi, Ebu Şebab’ı ‘Refah bölgesinde faaliyet gösteren ve yardım tırlarını yağmalamakla suçlanan bir suç çetesinin lideri’ olarak tanımladı.

Röportajda, Halk Güçleri’nin herhangi bir ideoloji veya siyasi örgüte bağlı olmadığını belirten Ebu Şebab, lideri olduğu grubun 2007 yılında Gazze'de iktidara gelen Hamas'a atıfla ‘adaletsizlik ve yolsuzlukla mücadele ettiğini’ vurguladı. Şarku’l Avsat’ın Independnet Arabia’dan aktardığı habere göre Halk Güçleri’nin ne kadar büyük fedakarlıklar yaparsa yapsın mücadelesine devam edeceğini vurgulayan Ebu Şebab, Hamas’ın şu anda iç çatışmalar yaşadığını ve sonunun yaklaştığını bildiğini söyledi.

Hamas'ın askeri yargı organı geçtiğimiz çarşamba günü, Ebu Şebab’a silahlı çete kurmak ve İsrail ile iş birliği yapmakla suçlandığı gerekçesiyle 10 gün içinde teslim olması için süre tanıdığını açıkladı.

Filistinli birçok grubu bir araya getiren ‘Filistinli Gruplar Ortak Odası’ pazar günü, Halk Güçleri'ni ‘işgalci İsrail’in maşası olmakla’ suçladı. Filistinli Gruplar Ortak Odası tarafından yapılan açıklamada, “Ebu Şebab ve onunla birlikte olanlar ulusal kimliklerinden mahrumdurlar, Filistin ulusal saflarının dışındadırlar ve direniş gruplarının oybirliği ile kanları dökülmüştür” denildi.

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta yaşayan 1990 doğumlu Yaser Ebu Şebab, İsrail ordusunun kontrolü altındaki Refah'ın güneydoğu bölgesinde faaliyet gösteren Halk Güçleri adında bir silahlı grup kurdu.

Ebu Şebab liderliğindeki Halk Güçleri’nin silahlı üyeleri geçtiğimiz haftalarda, Refah'taki bir yardım merkezinin yakınlarında hafif makineli tüfeklerle görüldüler.