Rusya’ya göre Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyine askeri operasyon düzenlemesi için ‘uygun bir zaman’ değil

Temas hatlarında sessizlik hakim olurken rejimle yakınlaşma açıklamalarını kınayan protestolar düzenlendi

İdlib ilinin Binniş ilçesinde Türkiye’ye ait bir askeri mühimmat, 12 Şubat 2020 (AFP)
İdlib ilinin Binniş ilçesinde Türkiye’ye ait bir askeri mühimmat, 12 Şubat 2020 (AFP)
TT

Rusya’ya göre Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyine askeri operasyon düzenlemesi için ‘uygun bir zaman’ değil

İdlib ilinin Binniş ilçesinde Türkiye’ye ait bir askeri mühimmat, 12 Şubat 2020 (AFP)
İdlib ilinin Binniş ilçesinde Türkiye’ye ait bir askeri mühimmat, 12 Şubat 2020 (AFP)

Ankara’dan Suriye’nin kuzeyine yönelik olası askeri operasyon açıklamalarının artık yapılmadığı bir dönemde Rusya, Türkiye'nin Suriye’nin kuzeyinde Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG)  mevzilerini hedef alma tehdidinde bulunduğu kara harekâtına karşı olduğunu bir kez daha vurguladı. Rusya, böyle bir operasyonun erken atılmış bir adım olacağını ve gerginliğin daha fazla tırmanmasına yol açacağını belirterek iki ülkenin yetkilileri arasında konuyla ilgili temasların sürdüğünü bildirdi.
Rusya Dışişleri Bakanlığı Dördüncü Avrupa Dairesi Direktörü Yuriy Pilipson, Türkiye'nin Suriye'de gerçekleştirmeyi planladığı kara operasyonunu ‘erken atılacak ve gerilimi daha da tırmandıracak bir adım’ olarak nitelendirdi.
Pilipson, Türkiye basınında yer alan Rus Haber Ajansı TASS'a verdiği röportajda, “Türkiye'nin Suriye'de planladığı askeri operasyon konusuyla ilgili İki ülkenin kurmayları ve istihbarat yetkilileri yakın temas halinde. Hassas konular anlayışla ele alınıyor” dedi. Pilipson, röportajda ayrıca Suriye devletinin toprak bütünlüğü, bağımsızlığı ve egemenliği ilkelerine ‘sıkı bir şekilde bağlı kalınması gerektiğini’ vurguladı.
Rus yetkili, ‘böyle bir operasyon için şuan erken olduğunu, gerginliği daha da tırmandırıp, ayrılıkçı duyguları harekete geçirebileceğini ve silahlı çatışmayı şiddetlendirebileceğini’ açıkladı.
Rus diplomat, “Bilindiği üzere Suriye’deki krizi çözmenin tek etkili yolu Rusya, Türkiye ve İran arasındaki Astana formülüdür” ifadelerini kullandı.
Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergey Verşinin, geçtiğimiz Cuma günü Türkiye-Suriye sınırındaki halen güç bir durumun hakim olduğunu, ancak her iki tarafın (Türkiye ve SDG) endişelerinin dikkate alınması halinde bu sorunun çözülebileceğini söyledi.
İstanbul’da düzenlenen ve Suriye dosyası ile Türkiye’nin olası askeri harekâtının ele alındığı Türkiye-Rusya istişarelerinde Rus tarafını Verşinin başkanlığındaki heyet temsil etti. Türkiye tarafını ise Dışişleri Bakan Yardımcısı Sedat Önal başkanlığındaki heyet temsil ederken Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, toplantıda Ankara’nın, Rusya'nın, Türkiye'nin terör örgütü olarak sınıflandırdığı PKK'nın Suriye'deki bir uzantısı olarak gördüğü Halk Koruma Birlikleri’nin (YPG) omurgasını oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) Türkiye’nin güney sınırlarında, Suriye topraklarının 30 kilometre derinliklerine çekilmesi sözü verdiği 22 Ekim 2019'da imzalanan Soçi Mutabakat Zaptı'nın uygulanmasına bağlı olduğu vurgulandı.
Şarku’l Avsat’a konuşan kaynaklar, Rusya’nın SDG’nin silahlarıyla birlikte Menbiç ve Ayn el-Arab'dan (Kobani) çekilmesini ve yerlerine Suriye rejimi güçlerinin geçmesini, SDG’nin iç güvenlik güçlerinin (Asayiş) bölgede kalmasını ve rejimin güvenlik birimlerine dahil edilmelerini teklif ettiğini, ancak Türkiye’nin Menbiç, Ayn el-Arab ve Tel Rıfat'ta 30 kilometre derinlikte bir güvenlik koridoru oluşturulmasındaki ısrarını sürdürdüğünü belirttiler.
Moskova’nın Ankara ve Şam’ı yakınlaştırma çabası
Öte yandan Moskova, Ankara ile Şam arasındaki ilişkileri normalleştirmeye çalışırken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Rusya, Suriye ve Türkiye’nin liderleri arasında ilişkilerde yeni bir yol çizmek ve Suriye'de siyasi bir çözümü görüşmek üzere bir zirve düzenlenmesi yönündeki önerisi memnuniyetle karşılandı.
Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Türk yetkililerin son dönemde Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed ile görüşmeye ve Ankara ile Şam arasındaki ilişkileri normale döndürmeye hazır olduklarına dair açıklamaları Suriye muhalefetinde ve muhaliflerin kontrolü altındaki bölgelerdeki Suriyeliler arasında endişe yarattı. Suriye'nin kuzeybatısındaki İdlib’de onlarca kişi, cumayı cumartesiye bağlayan gece Erdoğan'ın Esed ile görüşme isteğine ilişkin açıklamalarını kınayan bir protesto gösterisi düzenledi.
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), onlarca kişinin bir meydanda Türk hükümetini kınayan ve Esed rejimi ile uzlaşı yaklaşımını reddeden ifadelerin bulunduğu pankartlarla protesto gösterisi düzenlediğini gösteren fotoğraflar yayınladı. Pankartlardan birinde ‘Devrimimizin üzerinde kimsenin vesayeti yoktur’ yazarken, bir diğerinde ise ‘Esed'e el uzatan Suriye halkının düşmanıdır, tarih bunu yazacaktır’ ifadeleri yer aldı.
Türk Silahlı kuvvetleri (TSK) ve Suriye Milli Ordusu’na (SMO) bağlı gruplar, Haseke kırsalında SDG’nin kontrolündeki bölgelerde SDG mevzilerini ağır toplarla bombaladılar. Haseke'nin kuzey ilçesi Tel Temr kırsalındaki el-Kuzliye, Tel el-Leben ve Tevile köyleri hedef alındı.
Bir yanda Türkiye ile Rusya, diğer yanda Türkiye ile ABD arasında görüşmelerin yapıldığı bir dönemde Halep, Rakka ve Haseke bölgelerine ve kırsalına yönelik bombardımanlarda ve Türkiye’nin karadan gerçekleştirdiği operasyonlarda önemli bir düşüş yaşanırken, üç haftadır Suriye'nin kuzeyinde ve doğusundaki tüm temas hatlarında ihtiyatlı bir sükunet hakim. Rejim güçleri söz konusu bölgelere takviyelerde bulunurken SDG'nin Haseke'de ABD liderliğindeki Uluslararası Koalisyon güçleriyle ortak devriyelerinin yeniden başlaması ve Rakka'daki askeri varlığını yeniden tesis etmesi dikkati çekti.  Ankara, Suriye'nin kuzeyindeki SDG bölgelerine yönelik olası kara operasyonu tehdidini dile getirmeyi bırakırken gözlemciler bu durumu kara operasyonunun tersine dönmesi ya da dondurulması olarak değerlendirdiler.



Şam: Suveyda'daki ateşkes anlaşması, herhangi bir ihlal olmaksızın çoğu bölgede uygulanıyor

Suriye güvenlik güçleri, Suriye hükümeti ile Dürzi güçler arasında varılan anlaşmanın ardından aşiret güçlerinin Suveyda vilayetindeki Dürzi köylerine doğru ilerlemesini engellemek için Dera kırsalında kurdukları toprak setlerin yanında duruyor. (DPA)
Suriye güvenlik güçleri, Suriye hükümeti ile Dürzi güçler arasında varılan anlaşmanın ardından aşiret güçlerinin Suveyda vilayetindeki Dürzi köylerine doğru ilerlemesini engellemek için Dera kırsalında kurdukları toprak setlerin yanında duruyor. (DPA)
TT

Şam: Suveyda'daki ateşkes anlaşması, herhangi bir ihlal olmaksızın çoğu bölgede uygulanıyor

Suriye güvenlik güçleri, Suriye hükümeti ile Dürzi güçler arasında varılan anlaşmanın ardından aşiret güçlerinin Suveyda vilayetindeki Dürzi köylerine doğru ilerlemesini engellemek için Dera kırsalında kurdukları toprak setlerin yanında duruyor. (DPA)
Suriye güvenlik güçleri, Suriye hükümeti ile Dürzi güçler arasında varılan anlaşmanın ardından aşiret güçlerinin Suveyda vilayetindeki Dürzi köylerine doğru ilerlemesini engellemek için Dera kırsalında kurdukları toprak setlerin yanında duruyor. (DPA)

Suriye devlet televizyonunun bugün ismini açıklamadığı bir güvenlik kaynağına dayandırdığı haberine göre, Suveyda'daki ateşkes anlaşması çoğu bölgede ihlal olmaksızın uygulanıyor.

Kaynak, Suveyda'da bir sonraki adımın tüm vilayette istikrarı yeniden sağlamak için kapsamlı bir ateşkes uygulamak ve her iki taraftan esirlerin değişimi için çalışmak olacağını açıkladı.

Kaynak, ateşkesin hükümetin vilayette yaşam ve hizmetlerin yeniden tesis edilmesi ve vilayeti terk eden ailelerin geri dönmesi için çalışmasına olanak sağlayacağını belirtti.

Şarku’l Avsat’ın yerel kaynaklardan edindiği bilgiye göre, kuşatma altındaki Bedevi aşiretlerinin tahliyesinin ardından Suveyda vilayetinde gerginlikle karışık temkinli bir sakinlik hüküm sürüyor.

Birleşmiş Milletler'e (BM) bağlı Uluslararası Göç Örgütü (IOM) tarafından AFP'ye yapılan açıklamada, Suveyda'da bir haftadır süren çatışmalarda 128 binden fazla kişinin yerinden edildiği ve son bir günde 43 binden fazla kişinin yerinden edildiği kaydedildi.

Suriye İnsan Hakları Ağı (SNHR) 13-21 Temmuz tarihleri arasında en az 558 kişinin öldürüldüğünü ve 783'ten fazla kişinin de çeşitli derecelerde yaralandığını belgeledi.

SNHR'nin raporuna göre ölü sayısına 17 kadın ve 11 çocuk da dahil. Ayrıca, 3’ü kadın olmak üzere 6 sağlık personeli ve 2 medya çalışanı da hayatını kaybedenler arasında yer alıyor. Bunun yanı sıra, ölenler arasında bedevi aşiret gruplarından savaşçılar, devletin kontrolü dışında kalan yerel grupların üyeleri, Suriye hükümetine bağlı İç Güvenlik Güçleri ve Savunma Bakanlığı’ndan unsurlar da bulunuyor.

Suriye Sağlık Bakanlığı, Suveyda'daki olaylar sonucunda 425'i kritik olmak üzere bin 698 hafif ve orta dereceli yaralanma vakası aldı.