Tunus'ta resmi olmayan sonuçlara göre seçimlere katılım oranı yüzde 11,22 olduhttps://turkish.aawsat.com/home/article/4053376/tunusta-resmi-olmayan-sonu%C3%A7lara-g%C3%B6re-se%C3%A7imlere-kat%C4%B1l%C4%B1m-oran%C4%B1-y%C3%BCzde-1122-oldu
Tunus'ta resmi olmayan sonuçlara göre seçimlere katılım oranı yüzde 11,22 oldu
Fotoğraf: EPA
Tunus Bağımsız Yüksek Seçim Kurulu, erken genel seçimlere katılım oranının yüzde 11,22 olduğunu duyurdu.
Kurul Başkanı Faruk Buasker, 17 Aralık'ta gerçekleştirilen erken genel seçimlerin resmi olmayan sonuçlarını açıkladı.
9 milyon 136 bin 502 seçmenin bulunduğu Tunus'ta, seçimlere katılımın yüzde 11,22 olarak gerçekleştiğini belirtilen Buasker, "Parlamento seçimlerinin ilk turunda 1 milyon 25 bin 418 seçmen oy kullandı. Sayılan oyların ardından seçimlere katılım oranı yüzde 11,22 olarak hesaplandı" dedi.
Geçerli oy sayısının 956 bin 16 olduğunu kaydeden Buasker, geçersiz oy sayısının 45 bin 613, boş oy sayısının ise 23 bin 789 olduğunu aktardı.
Genel seçimlerde sadece 23 adayın yarıştıkları bölgede yarıdan fazla oy alarak ilk turda milletvekili seçilebildiğini aktaran Buasker, hiçbir adayın yüzde 50'den fazla oy alamadığı 131 bölgede ikinci tur seçimlerin yapılacağını kaydetti.
Erken genel seçimlerin nihai sonuçlarının 19 Ocak'ta açıklanması bekleniyor.
Tunus Bağımsız Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Buasker, 17 Aralık'ta sandıkların kapanmasının ardından yaptığı açıklamada, "ilk bilgilere göre seçimlere katılım oranının yüzde 8,8 olduğunu" duyurmuştu.
Tunus Bağımsız Yüksek Seçim Kurulu Sözcüsü Muhammed et-Telili, gün içinde yaptığı açıklamada, 161 sandalyeli Meclisin belirlenmesi için yapılan erken genel seçimlerde sadece 21 adayın ilk turda milletvekili seçilmeyi başardığını, kalan vekillerin belirlenmesi için ise 133 bölgede ikinci tur seçime gidileceğini bildirmişti.
Tunus’ta iki turlu seçim sistemi
Tunus'ta 15 Eylül'de Cumhurbaşkanı Kays Said tarafından duyurulan yeni seçim yasasına göre Mecliste daha önce 217 olan sandalye sayısı 10'u diasporada olmak üzere 161'e indirilmişti.
Seçim yasasının değişmesiyle siyasi partilerin hazırladığı listeler yerine "şahsi başvuru" yönteminin uygulandığı 2022 seçimlerinde adaylara seçime katılacakları bölgede ikamet eden 400 kişiden imza toplama mecburiyeti getirildi.
İki turlu seçim sisteminin benimsendiği yeni yasaya göre, adayların ilk turda milletvekili seçilebilmesi için yarıştıkları bölgede oyların yarıdan bir fazlasını alması gerekiyor.
Bu oy oranı sağlanamazsa nihai sonuçların açıklanmasının ardından söz konusu bölgede en yüksek oyu alan iki adayın yarışacağı ikinci tur seçimlerin yapılması öngörülüyor.
Geçtiğimiz temmuz ayında Omdurman'daki bir çarşı (AFP)
Sudan'da iki hükümetin varlığı, iç ve dış çevrelerde akıllardan uzak bir ihtimal değildi. Bu senaryo, Sudan ordusu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasında savaşın patlak vermesinden yaklaşık bir yıl sonra, barışçıl bir çözüm için herhangi bir vizyon veya işaretin ufukta görünmemesi nedeniyle, olası birkaç senaryodan biri olarak ortaya atıldı.
ABD Barış Enstitüsü (USIP) Nisan 2024'te, Kenya'nın başkenti Nairobi'de, savaşa karşı olan geniş bir yelpazedeki siyasi ve sivil güçlerin katılımıyla bir çalıştay düzenledi. Çalıştayda savaşın gidişatı ve nereye varacağı değerlendirildi ve olası senaryolar incelendi.
Çalıştayda 3 senaryo ortaya kondu; İlki, savaşın, çatışmanın iki tarafından biri olan Sudan ordusu veya HDK’nin askeri zaferiyle sona ermesi idi. Ancak bu seçenek, savaşın niteliği ve dış müdahalelerin açıkça ortaya çıkması nedeniyle dışlandı.
Sudan ordusu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasında Hartum'da yaşanan çatışmalarda ağır hasar gören bina (AFP)
İkinci senaryo, müzakere ve savaştı. Bu senaryoda, sahadaki güç dengesinde radikal bir değişiklik ya da ‘zayıf denge’ meydana gelir ve müzakere masasında savaşın durdurulması yönünde bir adım atılır. Her iki taraf da çatışmalardan yorgun düşmüş olsa da, ordu ve İslamcı müttefiklerinin, düşmanlıkları durdurmayı ve sivilleri koruyarak insani yardım ulaştırmayı amaçlayan Cidde Platformu’na defalarca ret cevabı vermeleri nedeniyle, bu seçenek o dönemde mümkün olmadı.
Çalıştayda yapılan uzun tartışmaların ardından odaklanılan üçüncü senaryo, Sudan'da iki hükümetin varlığıdır. Bu senaryo en olası olanıdır ve ülkedeki çatışmaların şiddetini azaltabilir ve taraflar arasında müzakere masasına oturmak için yollar açabilir.
Geçtiğimiz hafta, Sudan Kurucu İttifakı, HDK Komutanı Korgeneral Muhammed Hamdan Daklu (Hamideti) başkanlığında, ülkenin batısındaki Güney Darfur eyaletinin başkenti Nyala'yı merkez alan paralel bir hükümet kurduğunu duyurdu. Ancak, ülkeyi bölünmeye maruz bırakma korkusuyla, resmi devlet kurumları dışında herhangi bir otorite kurulmasına bölgede önceden karşı çıkılmıştı.
Siyasi analist Mahir Ebu’l Cuh, Port Sudan ve Nyala'da meşruiyet için çekişen iki hükümetin varlığının artık bir gerçek olduğunu ve her ikisinin de meşru olmadığını, bu nedenle herhangi bir yasal tanıma olmaksızın ele alınacağını söyledi.
Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan, askerleriyle birlikte daha önceki bir Hartum ziyareti sırasında (Arşiv – Sudan ordusu sayfası)
Ebu’l Cuh, “Arap ve Afrika ülkeleri Sudan'ın bölünmesini istemiyor ve bölünmeye izin vermeyecek. Böylece bölgede parçalanmanın önü açılmayacak” ifadelerini kullandı.
Ebu’l Cuh, “Port Sudan'da ordunun liderliğindeki fiili hükümetin para birimi ve kimlik belgelerinin değiştirilmesi ve kontrol ettiği bölgelerde lise sınavlarının yapılmasıyla ilgili olarak attığı adımlar, HDK’yi bir ittifak kurmak ve paralel bir otorite oluşturmak için gerekçeler ve mazeretler bulmaya itti” dedi.
Siyasi analist Ebu’l Cuh, uluslararası toplumun ‘Sudan'da iki hükümetin varlığının çatışmanın sonucu olduğunu; nedeni olmadığını, çözümün her iki tarafın da varlığında yattığını ve bunun bölgesel ve uluslararası tarafların çıkarlarına uygun olduğunu anladığını, bu nedenle her iki hükümetle de muhatap olunmasının muhtemel olduğunu’ belirtti.
Ebu’l Cuh, ABD, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Mısır'dan oluşan dörtlünün ertelenen toplantısının amacının ‘bölge ülkelerinin endişelerini ve çıkarlarını uzlaşma formülüyle ele almak, bunları krizin çözümüne katkıları çerçevesinde değerlendirmek ve ateşkesle başlayıp Sudan'da demokratik federal sivil yönetimin yeniden tesis edilmesiyle devam etmek’ olduğunu bildirdi.
Ebu’l Cuh, HDK’nin ‘taktiksel’ bir çerçeve içinde ‘iki hükümetin varlığı’ senaryosunu hedeflediğini ve bunun amacının ‘müzakerelerin (eğer gerçekleşirse) fiili durum olarak iki otorite arasında veya her iki tarafın askeri liderleri arasında yapılması’ olduğunu söyledi.
Siyasi ve askeri analist Hüsameddin Bedevi ise Sudan'da iki hükümetin varlığının, uluslararası toplumun barışçıl çözüm şansını artıracağını düşündüğü bir senaryo olduğunu, ancak aynı zamanda düşmanlığın ileri aşamalarına ve çatışmanın uzamasına yol açabilecek olumsuz sonuçlar doğurabileceğini ifade etti.
Bedevi, “Silahlı çatışmanın devam etmesi ve uluslararası aktörlerin çekişmeleri, tarafları kontrol haritasını genişletmeye ve kendi sosyal çevrelerini temsil eden bölgelerde askeri varlık göstermeye itti” dedi.
Bedevi, “Her iki taraf da uluslararası meşruiyet arıyor ve kontrolündeki bölgelerde sivilleri koruduğu mesajını dünyaya iletmeye çalışıyor” diye konuştu.
Diğer yandan Darfur Bölgesi Valisi ve Sudan Kurtuluş Hareketi lideri Mini Arko Minawi, HDK tarafından ilan edilen paralel hükümetin bir veya iki yıl devam etmesi halinde fiili bir hükümet haline geleceğini ve uluslararası alanda tanınacağını, insani yardımların ulaştırılmasını kolaylaştırmak için ateşkesin dayatılacağını söylemişti.