Uykusuzluk ve bel ağrısı arasındaki ilişki nedir?

Çalışma Avrupa kökenli 400 binden fazla kişiye ait verilere dayanıyor (Reuters-Arşiv)
Çalışma Avrupa kökenli 400 binden fazla kişiye ait verilere dayanıyor (Reuters-Arşiv)
TT

Uykusuzluk ve bel ağrısı arasındaki ilişki nedir?

Çalışma Avrupa kökenli 400 binden fazla kişiye ait verilere dayanıyor (Reuters-Arşiv)
Çalışma Avrupa kökenli 400 binden fazla kişiye ait verilere dayanıyor (Reuters-Arşiv)

Çoğu insanın yaşamları boyunca bir tür bel ağrısı yaşaması muhtemeldir. Bu ağrılar bazen yaralanmalar, kronik sırt sorunları, tıbbi durumlar, adet döngüsü veya hamilelik ve diğer fizyolojik nedenlerle ilişkilidir. 
Bununla birlikte, birçok durumda ciddiyetine ve etkilenenlerin günlük yaşamı üzerindeki potansiyel etkisine rağmen, bel ağrısının kaynağını kesin olarak belirlemek zordur.
Bazı araştırmalar, bel ağrısı ile cinsiyet, vücut ağırlığı, sigara içme alışkanlıkları ve duygudurum bozuklukları gibi farklı psikolojik ve sosyal faktörler arasında ilişkiler buldu. 
Bununla birlikçe Çin’de yapılan yeni bir araştırma, bel ağrısını uykusuzluk ve genel olarak uyku bozuklukları gibi yeni nedenlerle ilişkilendirdi.
Çin’deki Zhejiang Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden bir araştırma ekibi tarafından yürütülen çalışmada, İngiltere merkezli Biobank tarafından genom çapında ilişkilendirme çalışmasının (GWAS) bir parçası olarak toplanan, Avrupa kökenli 400 binden fazla kişinin genetik verileri incelendi. 
Bu insanlar genetik testleri tamamladılar ve uyku düzenleriyle ilgili bir dizi soruyu yanıtladılar.
Frontiers in Neuroscience dergisinde sonuçları yayınlanan çalışmada, araştırmacıların analizleri, uykusuzluk, uzun uyku süresi, kısa uyku süresi ve gündüz uyku hali gibi düşük uyku kalitesiyle ilişkili farklı faktörlere odaklanıldı.
Araştırmacılar, genetik faktörlerin belirli sağlık sorunlarının ve uyku sorunları gibi patolojik semptomların görülme sıklığı üzerindeki etkisini ölçmek için Mendel Randomizasyonu olarak bilinen bilimsel bir teknik kullandı.
Bu çalışma sayesinde araştırma ekibi, uykusuzluk ile bel ağrısı arasında çift yönlü nedensel bir ilişki olduğu sonucuna vardı.
Bu da, uykusuzluğun bel ağrısına neden olabileceği veya bu bel ağrılarının uykusuzluğa sebep olacağı ve hatta bel ağrısının gündüz saatlerinde uykulu hale neden olabileceği anlamına geliyor. 
Tıbbi araştırmalarda uzman Medical Express sitesine göre, araştırmacı Ge Luo makalede, “Araştırmamızın ana sonuçları, genetik olarak tahmin edilen uykusuzluğun bel ağrısı ile potansiyel bir çift yönlü nedensel ilişkisini gösterdi. Uyku alışkanlıklarını geliştirmek bel ağrısı probleminin tedavisinde önemli bir role sahip olabilir” ifadesini kullandı.



Yaşlılıkta hastalıklardan koruyan beslenme biçimleri açıklandı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Yaşlılıkta hastalıklardan koruyan beslenme biçimleri açıklandı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Bilim insanları, yediklerimizin hayatımızın ilerleyen dönemlerinde yakalanacağımız kronik hastalıkların miktarını belirleyebileceği konusunda uyarıyor.

Araştırma sebze-meyve, balık ve doymamış yağlar bakımından zengin Akdeniz diyeti gibi sağlıklı bir beslenme düzeninin yaşlılarda demans da dahil olmak üzere kronik hastalıkların gelişimini yavaşlatabileceğini ortaya koydu. İşlenmiş et ve şeker açısından zengin, iltihabı artıran diyetlerse bu süreci hızlandırabilir.

İsveç'teki Karolinska Enstitüsü'nden araştırmacılar, 4 diyetin yaşlılardaki kronik hastalıklar üzerindeki etkilerini inceledi.

İncelenen diyetlerden üçü sağlıklı ve sebze, meyve, tam tahıl, kuruyemiş, baklagiller ve doymamış yağların alımına; şekerli yiyecekler, kırmızı et, işlenmiş et ve tereyağı/margarin tüketimininse azaltılmasına odaklanıyor.

Diğer yandan dördüncü diyet iltihaplanmaya yol açıyor ve daha az sebze, çay ve kahve; daha çok kırmızı ve işlenmiş et, rafine tahıllar ve şekerli içecek tüketimini içeriyor.

Araştırmacılar İsveç'teki 60 yaş ve üstü 2400 yetişkinin beslenmelerini 15 yıl boyunca izleyip kronik hastalıklarını takip etti.

Alınan besinleri, gıda sıklığı anketleri ve şu 4 diyet örüntüsüne bağlılıkla ölçtü: Ampirik Diyet İnflamatuar İndeksi (EDII), AHEI, Alternatif Akdeniz Diyeti (AMED) ve MIND (Nörodejeneratif Gecikme için Akdeniz - Dash Müdahalesi).

Multimorbidite, kronik hastalıkların sayısıyla tanımlanıp organ sistemlerine göre (kas-iskelet, kardiyovasküler ve nöropsikiyatrik) gruplandırıldı.

Nature Aging adlı bilimsel dergide yayımlanan sonuçlar, sağlıklı diyetleri benimseyenlerde kronik hastalıkların daha yavaş geliştiğini ortaya koydu.

Örneğin, başta AMED, AHEI ve MIND olmak üzere sağlıklı beslenme örüntülerine uzun süreli bağlılık, yaşlılarda kronik hastalıkların daha yavaş gelişmesiyle bağlantılı çıktı.

Bu, kardiyovasküler hastalıklar ve demans için geçerli olsa da kas ve kemiklerle ilgili hastalıklarda böyle bir bağlantı görülmedi.

Ancak iltihaplanma oluşturan diyeti benimseyenlerde kronik hastalık riski arttı.

Karolinska Enstitüsü'ndeki Yaşlanma Araştırma Merkezi, Nörobiyoloji, Bakım Bilimleri ve Toplum Bölümü'nde doktora sonrası araştırmacı olan ortak birinci yazar Adrián Carballo-Casla, "Sonuçlarımız, yaşlanan popülasyonlarda multimorbiditenin gelişimini diyetin ne kadar önemli ölçüde etkilediğini gösteriyor" diyor.

Diyetin koruyucu etkileri, yaşlanmaya bağlı hastalıklarda kilit önem taşıyan bir faktör olan iltihaplanmanın azalmasıyla açıklanabilir.

Araştırma makalesinin yazarları, uzun ömür üzerinde en büyük etkiye sahip olabilecek diyet önerilerini ve yaşlarına, cinsiyetlerine, psikososyal geçmişlerine ve kronik hastalıklarına göre bunlardan en fazla yararlanabilecek yaşlı gruplarını belirleyerek araştırmalarını ilerletmek istiyor.

Independent Türkçe