Cambridge araştırması klişeleri yıktı: Attila önderliğindeki Hunlar kana susamış barbarlar mıydı?

En yıkıcı Hun akınlarının sebebi belirlendi

Attila, 434'ten 453'e kadar Hun İmparatorluğu altındaki topluluklara önderlik etti (Wikimedia Commons)
Attila, 434'ten 453'e kadar Hun İmparatorluğu altındaki topluluklara önderlik etti (Wikimedia Commons)
TT

Cambridge araştırması klişeleri yıktı: Attila önderliğindeki Hunlar kana susamış barbarlar mıydı?

Attila, 434'ten 453'e kadar Hun İmparatorluğu altındaki topluluklara önderlik etti (Wikimedia Commons)
Attila, 434'ten 453'e kadar Hun İmparatorluğu altındaki topluluklara önderlik etti (Wikimedia Commons)

Yeni bir araştırma, bazı Romalı tarihçilerin ortaya attığı, Hun İmparatorluğu'nun "kana susamış barbar olduğuna" yönelik klişeleri yıktı.
Araştırmanın arkasındaki Cambridge Üniversitesi arkeologları, ağaç halkalarını ve tarihsel iklim verilerini analiz etti. Bunun sonucunda Attila liderliğindeki Hunların kıtlık nedeniyle Doğu Roma eyaletlerine baskınlar düzenlediği ortaya çıktı.
Arkeologlar, MS 420 ve 450 arasında Avrasya bozkırlarında yaşayan insanların çalkantılı bir iklimle karşı karşıya kaldığını düşünüyor.
Çek Cumhuriyeti ve Bavyera'daki meşe ağaçlarının halkaları, Büyük Macaristan ovasında 5. yüzyılın başlarında bazı yazların çok kurak geçtiğini gösterdi.
Kurak geçen mevsimler, Hunları sabit bir bölgede çiftçilik yapmakla hayvanları daha yeşil otlaklara sürmek arasında gidip gelmeye zorladı.
Gerçekten de önceki çalışmalar sırasında bölgede bulunan eski insan dişleri, Hunların yaşamları boyunca farklı beslenme tarzları benimsediğini ortaya koymuştu.
430'larda iktidara gelen Attila'nın Roma'nın doğu sınırına yaptığı baskınlar da Karpat Havzası'nda kuraklığın arttığı döneme denk geliyordu.
Başlangıçta Hunlar ve Romalılar arasındaki ilişkiler iki taraf için de faydalıydı. Ancak bu ilişkiler 440'larda bozulmuştu.
Romalı tarihçiler bu dönemde Hunların altın ve yağma için akınlar düzenlediğini öne sürse de yeni bulgular ışığında arkeologlar bu baskınlara dair başka sonuçlar çıkardı.
Buna göre, kuraklık dönemlerinde otlakların kuruduğu yıllarda Hun çobanları muhtemelen komşularının çiftlik hayvanlarına da baskınlar düzenledi.
Hakemli bilimsel dergi Journal of Roman Archaeology'de yayımlanan araştırma makalesinde şu ifadeler yer aldı:
"Bu olaylar doğru tarihlendirildiyse; MS 447, 451 ve 452'deki en yıkıcı Hun akınları aşırı kurak geçen yaz dönemlerinde gerçekleşti."
Attila'nın hükümdarlığı altında Hunlar, Galya'yı ve İtalya'nın kuzeyini işgal ederek Milano'yu ele geçirmişti. Ancak imparatorun 453'te aniden ölmesinin ardından oğulları arasında iktidar kavgası başladı.
Çıkan karışıklığı fırsat bilen bazı kabileler birlikten ayrıldı ve devlet dağılma sürecine girdi.
Bir sonraki yıl  Nedao Muharebesi'nde Gepidlerin Kralı Ardaric'in liderliğinde birleşen müttefik güçlere yenilen Hunlar, Avrupa'daki üstünlüklerini kaybetti. 
Tarihçiler bu muharebeyi Hun İmparatorluğu'nun sonu olarak değerlendiriyor.
Independent Türkçe, Cambridge Üniversitesi, Science Alert



Oxford Üniversitesi'nde kafatasından şarap içildiği ortaya çıktı

Geçmişi neredeyse bin yıla dayanan Oxford Üniversitesi, tüm dünyada bilinen saygın bir eğitim kurumu (Pixabay)
Geçmişi neredeyse bin yıla dayanan Oxford Üniversitesi, tüm dünyada bilinen saygın bir eğitim kurumu (Pixabay)
TT

Oxford Üniversitesi'nde kafatasından şarap içildiği ortaya çıktı

Geçmişi neredeyse bin yıla dayanan Oxford Üniversitesi, tüm dünyada bilinen saygın bir eğitim kurumu (Pixabay)
Geçmişi neredeyse bin yıla dayanan Oxford Üniversitesi, tüm dünyada bilinen saygın bir eğitim kurumu (Pixabay)

Dünyanın çeşitli yerlerindeki toplumların büyük acılar çekmesine neden olan sömürgeciliğin izleri, beklenmedik yerlerden çıkmayı sürdürüyor. 

Dan Hicks yeni yazdığı Every Monument Will Fall (Her Bir Anıt Devrilecek) adlı kitapta dünyanın en prestijli üniversitelerinden Oxford'daki bir örneğe işaret etti. 

Birleşik Krallık'taki okulda görev yapan akademisyenlerin, onlarca yıl boyunca insan kafatasından yapılmış bir bardak kullandığını ortaya çıkardı. 

Aynı okulda arkeoloji dersleri veren Hicks, 2015'e kadar resmi yemeklerde düzenli kullanılan kadehin, gümüşlerle bezenmiş bir kafatası olduğunu söylüyor. 

İçine konan şarapların sızması üzerine bardak, çikolata servisinde kullanılmaya başlanmış.

Akademisyenler ve misafirler bu durumdan giderek daha fazla rahatsızlık duyunca, kadehin kullanımına son verilmiş.

Dan Hicks, okulun kafatasınının kökenlerini incelemek üzere 2019'da kendisini davet ettiğini Guardian'a anlattı. 

Karbon testiyle kafatasının 225 yaşında olduğunu bulan Hicks, onun büyük ihtimalle Karayipler'den getirildiğini ve köleleştirilmiş bir kadına ait olduğunu belirtiyor. 

Okulun eski öğrencilerinden George Pitt-Rivers, 1946'da bu kupayı Oxford'a armağan etmiş. Bu kadeh, ona da Pitt Rivers Müzesi'ni kuran arkeolog dedesi Augustus Henry Lane Fox Pitt Rivers'tan miras kalmış. 

Kafatasının sahibinin kimliğini tespit edememesini sorunsallaştıran arkeolog, Birleşik Krallık sömürgeciliğinin Cecil Rhodes ve Edward Colston gibi simgelerinin adlarının heykeller ve kurumlarla yaşatıldığını ancak kolonyalizm kurbanlarının tarihten ve hafızalardan silindiğini vurguluyor:

İnsanlıktan çıkarma ve kimliklerin yıkımı da şiddetin bir parçasıydı.

Independent Türkçe, Guardian, Daily Mail