Suveyda’da Dürziler Suriye’de siyasi çözüm için meydanlarda

Suriye’nin Suveyda kentinde gösterileri düzenleyen Dürzi aktivistler eylemlerinin barışçıl olduğunu belirtiyor

Suveyda merkezinde sivil protestolar (Suwayda24)
Suveyda merkezinde sivil protestolar (Suwayda24)
TT

Suveyda’da Dürziler Suriye’de siyasi çözüm için meydanlarda

Suveyda merkezinde sivil protestolar (Suwayda24)
Suveyda merkezinde sivil protestolar (Suwayda24)

Suriye’nin güneyinde yer alan Suveyda şehrinde halk protesto gösterileri düzenliyor. 19 Aralık sabahı şehir merkezindeki Seir Meydanı’nda sloganlar atarak ve Suriye’de siyasi geçiş sürecini öngören 2254 sayılı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) kararını uygulama da dahil olmak üzere siyasi, ekonomik ve yaşamsal taleplerde bulunarak sivil bir protesto gösterisi düzenledi. Protestolar sırasında, ‘Halk açlıktan ölürse yöneticilerden hesap sorulacak’, ‘Toplumu uyuşturucudan kurtar’ gibi insan haklarına, barışa ve Suriye topraklarının birliğine yönelik farklı sloganlar atıldı.
Barışçıl protesto gösterisini düzenleyen eylemciler, amacın protestoların sivil bir şekilde devam ettiğini ve tüm Suriyelilerin haklı taleplerini duyurmak olduğunu belirtti. Gösterilerin, dünyaya ve uluslararası topluma Suriye halkının neler başardığının farkında olmaları için bir mesaj olduğunu söyleyen eylemciler ayrıca, bu mesajın Esed rejiminin her zaman iddia ettiği gibi değil, tüm taraflara şiddetten uzak barışçıl bir mesaj olduğuna dikkati çekti.
İki gün önce Suveyda şehrinin güneydoğu kırsalındaki Malih kasabasında öğrencilerin de katıldığı barışçıl bir protesto gösterisinde onlarca eylemci, eğitim, ısınma ve onurlu yaşam hakkıyla ilgili sloganlar attı.
Şarku’l Avsat’ın yerel kaynaklardan edindiği bilgilere göre Suveyda meydanlarında protesto çağrısını yineleyen aktivistler, bir hafta önce de Suveyda’da çeşitli çağrılar yaptı. Yapılan açıklamada, tüm Suriyelilerin el-Kerame Meydanı’ndaki sessiz oturma eylemine katılmaları, Suriye halkının haklı ve meşru siyasi, ekonomik ve sosyal taleplerine bağlı kalmaları istendi.
Organizatörlerinin her pazartesi devam edeceğini duyurduğu protestoların başlamasından birkaç gün önce birçok grup lideri ve eylemci, Dürzi lider Şeyh Ebu Vail Hammud el-Hinnavi’ye hitaben, Dürzi dini liderliği olan “Şeyhlik” konumu ve dini söylemi birleştirme, halkın endişelerinin yanında yer alıp haklarını arama ve sesini en üst seviyelere yükseltme çağrısı yaptı. Dürzi Şeyh ise ‘halkın haklı taleplerinin yanında olduğunu’ vurguladı.
Suveyda şehrindeki son protestolar, Aralık ayı başlarında şehirdeki valilik binasının basılması, bazı ofislerin yakılması ve Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed’in bir fotoğrafının yakılması üzerine baş gösteren gerginlik atmosferi ve şiddet eylemleri ortasında düzenlendi. Bu çatışmalar sonucunda Süveyde şehrinden bir genç ve kolluk kuvvetlerinden bir polis memuru öldü. Suriye rejimi ise dış güçleri Suveyda’da yaşananların arkasında olmakla suçladı.
Öyle ki Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed’in Özel Danışmanı Luna eş-Şibil, sosyal medya aracılığıyla ülkede yaşananlara dair açıklama yaparak, “Bir kişinin şehit olmasına neden olan keskin nişancıların kullanımı, belirli bir gündemin uygulanmasına yönelik yabancı müdahalenin var olduğunu gösteriyor” ifadelerini kullandı. Şibil, durumun ‘büyük bir güvenlik operasyonu’ ile ele alınacağını vurguladı.
Esed rejimine bağlı el-Vatan gazetesi de “Batı’nın Suriye’ye yönelik politikaları değişmedikçe bu ekonomik gerçekliğin değişemeyeceğini” yazarak bu tavrı destekledi.
Öte yandan Dürzi liderler, sükunet çağrıları yapanlar ve eylemcilerin taleplerinin gerçekleştirilmesine destek verenler arasında bölündü. Bu bağlamda Hammud el-Hinnavi, Suriye devlet televizyonuna yaptığı açıklamada, herkesi sakinleşmeye ve akla uymaya çağırdı. Şeyh, ülkedeki koşulların ‘sabır, tahammül ve sonuçları takdir etme’ ile karşılanması gerektiğini söylerken, ‘iç barış’ ve ‘çekişmelerin ortadan kaldırılması’ çağrısında bulundu. Yusuf el-Carbou ise “Talepler sakin bir şekilde ortaya koyulsaydı, o zaman ekonomik koşulların iyileştirilmesine yönelik halk talepleri diyebilirdik. Ama devlet kurumlarını sabote etmeye yönelme olduğunda ülke dışından gelen başka hedeflerin varlığına yöneliyoruz” dedi.
Şeyh Hikmet el-Hicri de Twitter üzerinden yaptığı açıklamada yaşananları, ‘açlık ve ihtiyaçlardan tahrip olan, müzayedelerden acı çeken ve haklı taleplerine yanıt bulamayan bir halkın barışçıl ve olağan hareketi’ olarak nitelendirdi. Hicri ayrıca, sebebi ne olursa olsun protestoculara karşı her türlü silah kullanımını reddettiğini vurguladı.
Suveyda’daki en büyük yerel silahlı grup olan ‘Onurlular Hareketi’ de yaptığı açıklamada, eylemcilerin yanında yer aldıklarını söyleyerek, taleplerin kapsamı dışında kalan her türlü sabotaj eylemini reddettiğini dile getirdi.



İsrail, savaşı fırsat bilerek Kuneytra kırsalında 16 evi yıktı

İsrail, savaşı fırsat bilerek Kuneytra kırsalında 16 evi yıktı
TT

İsrail, savaşı fırsat bilerek Kuneytra kırsalında 16 evi yıktı

İsrail, savaşı fırsat bilerek Kuneytra kırsalında 16 evi yıktı

Bölgedeki kaynaklara göre İsrail ordusu, Kuneytra vilayetinin kuzey kırsalındaki el Hamidiye köyünde en az 16 evi yıktı. Yıkım, İsrail ile İran arasında geçtiğimiz cuma gününden beri devam eden eşi benzeri görülmemiş çatışmanın yaşandığı bir döneme gerçekleşti. Gözlemciler bu operasyonu, savaş heyecanının istismarı olarak yorumladı.

Köy sakinlerinden biri evlerin yıkılmasıyla ilgili ayrıntıları Şarku’l Avsat'a, “pazartesi/salı gecesi saat 22’de, İsrail işgal askerleri araçlarının (Turksat ve Bavakir) kuzey mahallesindeki hareketinden kaynaklandığı ortaya çıkan sesler duyduk ve evleri yıktıklarını öğrendik” dedi.

 İran'a ait bir insansız hava aracı, İsrail savaş uçaklarının hedefi olduktan sonra Batı Dera kırsalındaki Hayt kasabasında düştü (dolaşımda)İran'a ait bir insansız hava aracı, İsrail savaş uçaklarının hedefi olduktan sonra Batı Dera kırsalındaki Hayt kasabasında düştü (dolaşımda)

Köydeki güvenlik durumu nedeniyle isminin açıklanmasını istemeyen yerel bir kaynak, işgal güçlerinin geçen aralık ayında, Esed rejiminin devrilmesiyle eş zamanlı olarak el-Hamidiye’ye girmesinden bu yana, Mansura yolunda köyün kuzeyinde bulunan 15'ten fazla evi zorla tahliye ettiklerini açıkladı. Bu evlerden bazıları, şu anda konuşlandıkları askeri üssün inşasına kadar işgal askerleri tarafından işgal edildi ve bu yaklaşık iki ay sürdü. O zamandan beri ve şimdiye kadar işgal askerlerinin bu evlerin sahiplerinin geri dönmesini engellediğine dikkat çekti.

İşgal güçleri, yeni üslerine yaklaşık 200-300 metre uzaklıkta bulunan söz konusu evlerin "tehlike" oluşturduğunu ve terörist grupların bu evleri kullanarak üsse ateş açabileceğini iddia ediyor.

Vatandaş, 8 Aralık'taki kurtuluştan bu yana köyde var olan statükonun, “rejimin düşmesinden sonraki sabah, köy ile Golan'ın işgal altında bulunan kısmı arasındaki kapıdan köye giren İsrail ordusu askerlerinin varlığına uyanan sakinlere dayatıldığını” söyledi. El-Hamidiye sakinleri “devletle iletişim kurarak statükoya ve işgal güçlerinin ihlal ve uygulamalarına itiraz ettiler ve itiraz etmeye devam ediyorlar” dedi. “Kendi üzerimizde otokontrol uyguluyoruz ve durum düzelene ve devlet bu konuda harekete geçene kadar bekliyoruz, çünkü kaos yaratmamak ve insanları evlerinden etmemek istiyoruz” ifadelerini kullandı.

Geçen yılın sonundan beri devam eden saldırılar ildeki hizmetleri, turizmi ve tarımı etkiledi. Bir başka Hamidiye sakini, işgal güçlerinin ihlalleri nedeniyle durumu “çok kötü” olarak nitelendirdi ve hükümetin Kuneytra'ya ilgisizliğinden şikayet etti. Şarku’l Avsat'a şunları söyledi “Bölge sakinleri durumu vilayetteki hükümet ve güvenlik yetkililerine anlattılar ama bir sonuç alamadık, Kuneytra'daki durum marjinalleşmiş durumda ve bölgedeki BM (güçleri) kendilerini desteklemiyor.”