Meksika, büyükelçisini sınır dışı eden Peru ile ilişkileri koparmayacak

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Meksika, büyükelçisini sınır dışı eden Peru ile ilişkileri koparmayacak

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Meksika, Lima'daki büyükelçisini "istenmeyen kişi" ilan eden Peru ile diplomatik ilişkileri kesmeyeceğini bildirdi.
Ulusal Saray'daki günlük basın toplantısında konuşan Meksika Devlet Başkanı Andres Manuel Lopez Obrador, ülkesinin Lima Büyükelçisi'ni sınır dışı etme kararı alan Peru ile ilişkileri koparmayacaklarını söyledi.
Lopez Obrador, "Peru'da çalışan ve yaşayan Meksikalıları korumak için büyükelçiliğimizin faaliyetleri devam edecek" ifadesini kullandı.
Peru'da yaşanılanların çok talihsiz olduğunu vurgulayan Lopez Obrador, ülkede son 6 yılda 5 cumhurbaşkanının değiştiğini ve bunun Peru'daki egemen olan ağırlıklı sınıftan kaynaklandığını aktardı.

Peru'nun yeni yönetimine destek veren ABD'ye eleştiri
Lopez Obrador, ABD'nin Peru'da meydana gelen derin krizi anlamadığını savunarak, "ABD hükümetinin, halkın iradesine saygı gösterilmesini istemek yerine, başkanı görevden almak için yapılan tüm acımasız manevraları onaylamasından dolayı çok üzgünüm" dedi.
Öte yandan dün Meksika Büyükelçiliğine sığınma talebinde bulunan eski Peru Cumhurbaşkanı Pedro Castillo'nun eşi ve çocuklarının Meksika'ya vardığı bildirildi.

Ne olmuştu?
Peru hükümeti, Castillo'nun ailesine sığınma hakkı veren Meksika'nın Lima Büyükelçisi Pablo Monroy'u "istenmeyen kişi" ilan etmiş ve ülkeyi terk etmesi için 72 saat süre vermişti.
Castillo'nun eşi ile çocuklarının Lima'daki Meksika Büyükelçiliğine giderek bu ülkeye sığınma talebinde bulunduğu bildirilmişti.
Twitter hesabından dün açıklamalarda bulunan Meksika Dışişleri Bakanı Marcelo Ebrard, kararı eleştirerek "Peru hükümetinin, Lima'daki Büyükelçi Pablo Monroy'a ülkeyi terk etmesi için 72 saat süre verdiğini bana bildirdiler. Bu karar temelsiz ve kınanması gerektiğini düşünüyorum. Büyükelçimizin davranışı hukuka ve müdahale etmeme ilkesine uygundur. Meksika'nın tutumu değişmeyecektir" ifadesini kullanmıştı.
 



ABD'de yargının siyasal silah olarak kullanılmasının önü açılıyor

1970'li yıllardaki Watergate skandalı sonrasında kurulan dairenin ufaltılması ABD Kongresi üyelerini etkileyecek (AP)
1970'li yıllardaki Watergate skandalı sonrasında kurulan dairenin ufaltılması ABD Kongresi üyelerini etkileyecek (AP)
TT

ABD'de yargının siyasal silah olarak kullanılmasının önü açılıyor

1970'li yıllardaki Watergate skandalı sonrasında kurulan dairenin ufaltılması ABD Kongresi üyelerini etkileyecek (AP)
1970'li yıllardaki Watergate skandalı sonrasında kurulan dairenin ufaltılması ABD Kongresi üyelerini etkileyecek (AP)

ABD Adalet Bakanlığı'na bağlı Kamu Dürüstlüğü Dairesi (Public Integrity Section/PIN) seçilmişlere siyasi amaçlarla dava açılmamasını sağlama görevinden vazgeçmeye hazırlanıyor. 

Eğer düşünülen değişiklik gerçekleşirse federal savcılar, PIN yetkililerinden onay almadan ABD Kongresi üyelerine dava açabilecek. 

Washington Post'un üç kaynağına dayandırdığı habere göre bu düşünce, PIN'deki avukatlarla geçen hafta paylaşıldı. 

Amerikan gazetesi, Adalet Bakanlığı sözcülerinden birinin bu tasarının varlığını doğrularken hâlâ nihai kararın alınmadığını da vurguladığını bildirdi. 

Adalet Bakanı Pam Bondi, devraldığı bakanlığın Joe Biden yönetimi döneminde siyasi bir silah haline getirildiğini ve bu durumu değiştirmek istediğini savunuyor. 

Ancak 59 yaşındaki siyasetçi, geçmişte Beyaz Saray'la mesafesini koruyan Adalet Bakanlığı'nı koşulsuz bir şekilde Donald Trump'ın emrine verdiği eleştirileriyle de karşı karşıya. 

Geçmişte PIN'de çalışan Dan Schwager, siyasi motivasyonla açılabilecek davaların kamuoyu algısını şekillendirmek için kullanılabileceğini işaret ederek tasarının muhtemel tehlikesine dikkat çekti:

Bu yönetim siyasallaşmayı durdurmak istediğini söylüyor ama bu dairenin görevi de tam olarak bu.

PIN seçimlerde usulsüzlük iddialarının ortaya atılması halinde Adalet Bakanlığı'nın duruma nasıl müdahale edeceğini de belirliyor. 

Trump yönetiminde PIN kayda değer ölçüde ufaldı. Biden yönetiminin sonlarında 30 savcı barındırırken artık bu sayı 5'in altına düştü. 

Ayrılanlardan biri kovuldu, diğerleriyse Trump yönetimindeki yetkililerle tartışarak istifa etti ya da başka birimlerde görevlendirildi. 

Independent Türkçe, Washington Post, Daily Beast