Tunus Genel İşçi Sendikası’ndan ülkeyi kurtarmak için syol haritası hazırlanması çağrısı

İşçi Sendikası Genel Sekreteri Nureddin Tabubi. (EPA)
İşçi Sendikası Genel Sekreteri Nureddin Tabubi. (EPA)
TT

Tunus Genel İşçi Sendikası’ndan ülkeyi kurtarmak için syol haritası hazırlanması çağrısı

İşçi Sendikası Genel Sekreteri Nureddin Tabubi. (EPA)
İşçi Sendikası Genel Sekreteri Nureddin Tabubi. (EPA)

Tunus Genel İşçi Sendikası (TGİS), geçen cumartesi yapılan milletvekili seçimlerinde oylamaya katılımın önemli ölçüde düşük olmasının nedeninin ‘Cumhurbaşkanı Kays Said’in halk tarafından reddedilmesi’ olduğunu bildirdi. Ülkeyi krizden ‘kurtarmak’ için bir yol haritası belirlenmesi çağrısında bulundu.
TGİS Genel Sekreteri Nureddin Tabubi önceki gün TGİS yürütme kurulu toplantısının ardından yayınlanan sert açıklamasında şunları söyledi:
“Genel İşçi Sendikası, seçimlere katılım oranında önemli bir düşüş kaydediyor ve bu da seçimlerin güvenilirliğini ve meşruiyetini yitirmesine neden oluyor.”
Cumartesi günü gerçekleştirilen seçimlere katılım oranı yüzde 11,22’yi geçmedi. Bu, merhum Cumhurbaşkanı Zeynel Abidin Bin Ali’yi deviren ve demokratik bir sistem kuran 2011 Devrimi’nden bu yana kaydedilen en düşük seviye oldu. Seçim otoritesine göre, kayıtlı 9 milyondan fazla seçmenden yalnızca yaklaşık 1 milyon 25 bini oy kullandı.
TGİS’e göre bu katılım oranı, Temmuz 2021’den bu yana Said’in kurmaya çalıştığı, Tunusluların maruz kaldığı ekonomik ve sosyal krizleri yönetmeyi başaramayan yönetimin ‘açık bir şekilde reddedilmesini’ yansıtıyor. TGİS’e göre bu durum ayrıca imtiyazlardan yoksun parlamento gölgesindeki cumhurbaşkanlığı sisteminin, demokratik bir ortamın oluşmasına yardımcı olmadığını gösteriyor.
TGİS ciddi bir ekonomik kriz yaşayan Tunus’taki durumu ‘her an patlamaya hazır’ olarak nitelendirdi. Diğer yandan, ‘net ulusal hedefler ve kesin bir yol haritasına göre ülkenin kurtarılması konusunda ulusal güçlerle katkıda bulunmak üzere ulusal sorumluluğunu üstlendiğini’ vurguladı. Muhalefet, seçimlere rekor düzeyde çekimser kaldıktan sonra Cumhurbaşkanı Said’i hükümette köklü bir değişiklik yapmaya çağırdı.
Tunus’ta siyaset sahnesinde etkili bir parti olarak kabul edilen TGİS 2015 yılında, diğer üç Tunus kuruluşu ile birlikte Arap Baharı’nın beşiği olan ülkedeki demokratik geçişe yaptıkları katkı sebebiyle Nobel Barış Ödülü’nü kazandı.
Tunus Genel İşçi Sendikası (TGİS) üyelerinden Sami et-Tahiri, TGİS’nin genişletilmiş toplantısının oturum aralarında, ülkedeki genel durum kötüleşirken, 25 Temmuz yolunun pusulasından sapılmış olduğu konusunda hemfikir olunduğuna yönelik uyarıda bulundu. Sami, ülkedeki kötüleşen sosyal ve ekonomik koşullardan sorumlu tuttuğu hükümete sert eleştiriler yöneltti.
TGİS’den yapılan açıklamada da siyasi ve sosyal durum eleştirilirken şu ifadelere ye verildi:
“Milletvekili seçimlerine önemli ölçüde düşük katılım oranı, seçimlerin güvenilirliği ve meşruiyetini kaybettirdi. Aynı zamanda şimdiye kadar oluşturulmuş seçenekleri reddeden toplumsal bir tutum olduğunu ve ülkeyi yalnızca daha fazla trajedi ve açmaza götürecek bir yola girme konusundaki isteksizliği de ortaya koydu.”



Irak'ta seçimlerin boykotu iktidar koalisyonunu karıştırdı

Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)
Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)
TT

Irak'ta seçimlerin boykotu iktidar koalisyonunu karıştırdı

Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)
Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)

Eski Başbakan Haydar el-İbadi Irak'ta ‘seçim sisteminin reforme edilmesi’ çağrısında bulunurken, Koordinasyon Çerçevesi’nin Mukteda es-Sadr'ın Kasım 2025'te yapılması planlanan seçimleri boykot etme kararına karşı tavır alması bekleniyor.

El-İbadi liderliğindeki Zafer Koalisyonu, seçim sisteminin ‘yolsuzluk’ suçu işleyen kişilerin seçime katılmasını engellemesi gerektiğini bildirdi. Koalisyon tarafından bugün yapılan basın açıklamasında, “Ülkenin karşı karşıya olduğu zorluklar, özellikle de bu tarihi anda, sistemin siyasi tabanını genişletmeyi, herkesi dahil etmeyi ve seçim sürecini yolsuzluğa bulaşmış kişilerden ve manipülatörlerden korumayı gerektiriyor” denildi.

Koalisyon, ‘herhangi bir devletin çöküşünün üstesinden gelmenin, halkın çıkarlarını ve devletin varlığını koruyarak iç siyasi ve sosyal birlikle başarılabileceğini’ vurguladı. Açıklamada, “Ulusal bir reform vizyonu temelinde aday olmamak, çıkarlar nedeniyle başkalarının seçimlere katılmasına izin vermemekten temelde farklıdır” ifadesi yer aldı.

Koordinasyon Çerçevesi’nin ana bileşenlerinden biri olan el-İbadi'nin koalisyonu, Sadr'ın benzer bir açıklama yapmasından bir gün sonra seçimleri boykot ettiğini duyurdu.

 Eski Irak Başbakanı Haydar el-İbadi (X)Eski Irak Başbakanı Haydar el-İbadi (X)

Koordinasyon Çerçevesi'nin pozisyonu

Koordinasyon Çerçevesi, Sadr ve el-İbadi'nin kararları ve bunların bir sonraki parlamentoda Şii temsiliyeti üzerindeki etkileri konusunda hemen bir görüş bildirmedi. Bilgi sahibi kaynaklar, “Sadr ve el-İbadi'nin kararlarını ele alma konusunda Şii meclisi içinde anlaşmazlıklar var” dedi.

Şarku’l Avsat'a konuşan kaynaklar şu ifadeleri kullandı: “Bedir Örgütü lideri Hadi el-Amiri ve Hikmet Hareketi lideri Ammar el-Hekim'in başını çektiği bazı Şii liderlerin durumu kontrol altına alma çabaları var. Yaşananlara uyum sağlamak için uzlaşmacı bir çözüm arayışının yanı sıra Sadr'a seçimlere katılması ve boykotu tersine çevirmesi için davette bulunma ve Bağımsız Yüksek Seçim Komisyonu'nu birkaç günlüğüne adaylık kapısını yeniden açmaya davet etme olasılığı da var… Koordinasyon Çerçevesi içinde farklı görüşler var, ancak Kanun Devleti Koalisyonu lideri Nuri el-Maliki'nin tutumunun Sadr'ı boykotu kırmaya ve seçimlere katılacağını açıklamaya davet etme eğiliminde olduğu dikkat çekiyor.”

Sadr, Kasım ayında yapılması planlanan parlamento seçimlerini boykot etme kararından dönmek için zorlu koşullar öne sürdü.

Sadr X platformundaki hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, “Yolsuzluk var olduğu sürece hiçbir seçime katılmayacağım. Doğruluk ancak kontrolsüz silahların teslim edilmesi, milislerin dağıtılması ve ordunun güçlendirilmesiyle tesis edilecektir” ifadelerini kullandı.

Yerel platformlarda, Sadr Hareketi liderleri ile aralarında Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani'nin de bulunduğu Şii liderler arasında seçimlere katılma amacıyla temaslar kurulduğuna dair sızıntılar dolaşıyor.

Şarku’l Avsat'a konuşan siyasi bir kaynak, ‘Sadr Hareketi ile geri dönme olasılıkları konusunda şu ana kadar görüşmelerin durmadığını’ söyledi.

Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr (Sadr Hareketi medyası)Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr (Sadr Hareketi medyası)

Seçimlerin meşruiyeti

Son dönemde izlenen çeşitli göstergelere göre seçimlerin meşruiyetine ilişkin endişeler bulunuyor. Boykotun kırılgan bir bölgesel ve uluslararası ortamda diğer kesimler tarafından da tekrarlanması, özellikle silah taşıyan ya da geçmişte silah taşımış olanlar başta olmak üzere pek çok Şii gücün, İran'ın hedef alınmasının ardından ABD ve İsrail tarafından hedef alınabilecekleri korkusunu taşımaya devam ettikleri bir dönemde, siyasi sistemin meşruiyetini etkileyebilir.

Aynı bağlamda araştırmacı Seyf es-Saadi Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte şu ifadeleri kullandı: “Irak'taki siyasi sınıf, boykot eden çoğunluğun seçimlere katılma güvenini yeniden tesis edecek olgun bir seçim sistemi sunamadı. Bunun nedeni, seçim yasasının her seçim döneminde, oy veren halkın gerekçeleri dikkate alınmaksızın, büyük geleneksel partilerin ölçülerine uyacak şekilde değiştirilmesidir… Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr ve iki eski başbakan Haydar el-İbadi ve Mustafa el-Kazımi'nin boykotu, seçimlere giden sürecin ciddiyetinin bir göstergesidir.”

Ancak es-Saadi, ‘seçim bölgesi sistemi, Sainte Lague sistemi ve benimsenen yüzde ile her seçimde sorunlara neden olan sonuç hızlandırma cihazlarına ilişkin doğru istatistiklere dayanan olgun bir yasanın çıkarılması yoluyla Irak'taki seçim sisteminde reform yapılabileceğini’ düşünüyor.