Facebook'un sahibi Meta, veri davasının kapanması için 725 milyon dolar ödeyecek

Facebook, Instagram ve WhatsApp'ın sahibi Meta Platforms Inc, üçüncü tarafların kullanıcıların kişisel bilgilerine erişmesine izin vermekle suçlandığı toplu davanın kapanması için 725 milyon dolar ödemeyi kabul etti.

Facebook'un sahibi Meta logosu (AFP)
Facebook'un sahibi Meta logosu (AFP)
TT

Facebook'un sahibi Meta, veri davasının kapanması için 725 milyon dolar ödeyecek

Facebook'un sahibi Meta logosu (AFP)
Facebook'un sahibi Meta logosu (AFP)

Londra merkezli veri analiz firması Cambridge Analytica'nın 87 milyon kadar kullanıcının verilerine erişmesine izin verdiğinin 2018'de ortaya çıkmasıyla başlayan toplu davanın mahkemede yapılan anlaşma ile sona erdirileceği belirtildi.
Davacıların avukatları, önerilen anlaşmayı ABD'deki bir mahremiyet toplu davasında şimdiye kadar ulaşılan en büyük ve Meta'nın bir toplu davayı sonuçlandırmak için bugüne kadar ödediği en yüksek ödemeli anlaşma olarak nitelendirdi.
Meta Platforms Inc'in, toplu davanın kapanması için ödemeyi kabul ettiği 725 milyon dolarlık anlaşma, federal mahkemenin onayına sunulacak.
Meta’dan yapılan açıklamada ise söz konusu dava için uzlaşmada herhangi bir suçun kabul edilmediği belirtildi. Açıklamada, anlaşma "topluluğumuzun ve hissedarlarımızın çıkarlarına en uygun yol" olduğu vurgulandı.
Nisan 2018’de Londra merkezli Cambridge Analytica adlı veri analiz firmasının, Facebook'un 87 milyon kullanıcısının hesaplarından izinsiz topladığı kişisel verileri, ABD'de Kasım 2016'da yapılan başkanlık seçimleri ile İngiltere'de Haziran 2016'daki Avrupa Birliği (AB) referandumunu etkilemek için kullandığına dair suçlamalar, küresel ölçekte bir krize yol açmıştı.
Facebook Üst Yöneticisi (CEO) Mark Zuckerberg, şirketin veri sızıntısı skandalıyla ilgili 11 Nisan 2018'de ABD Senatosunda ifade vermişti.
ABD ve Avrupa'daki düzenleyici kurumlar, Facebook hakkında soruşturma başlatmış, gelişmelerin ardından, ünlü sosyal paylaşım sitesinin hisseleri büyük değer kaybetmişti.
Daha sonra Facebook'un, kullanıcılarının kişisel verilerini rızalarını almadan Microsoft, Amazon, Spotify gibi dev şirketlerle paylaştığı ve bu veri miktarının Facebook'un açıkladığından daha büyük boyutlarda olduğunu iddia edilmişti.
Netflix ve Spotify gibi bazı şirketler Facebook kullanıcılarının verilerine rızaları dışında ulaştıkları iddialarını yalanlamıştı.
Skandal ortaya çıktıktan sonra Facebook, harici uygulama geliştiricilerin görebileceği bilgi miktarında kısıtlamaya gitmişti.
Adını aldığı üniversiteyle hiçbir ilgisi olmayan Cambridge Analytica, 2013'te bir İngiliz şirket olarak kurulmuş ve 2018'deki skandalların ardından iflas etmişti.
Muhafazakar siyasetçilere yakın olan şirket, bir aplikasyon yardımıyla milyonlarca kullanıcı profilini değerlendirerek birçok ülkede hizmet sunmuştu. Bu hizmetler arasında, Donald Trump'ın başkanlık kampanyasının, seçmenleri siyasi eğilimlerine göre cesaretlendirmek veya caydırmak için tasarlanmış hedefli reklamlar yayınlamasına izin vermek de vardı.
Öte yandan, 2019’da ABD Federal Ticaret Komisyonu (FTC) Facebook'a kişisel bilgileri izinsiz ve usulsüz kullanması sebebiyle 2018’de başlattığı soruşturmanın sonucunda sosyal paylaşım sitesine 5 milyar dolar ceza kesmişti.
Facebook, ABD Menkul Kıymetler ve Borsalar Komisyonu (SEC) ile de, kullanıcı verilerinin kötüye kullanılması konusunda yatırımcıları yanılttığı iddialarını çözmek için100 milyon dolarlık ceza içeren bir anlaşmaya varmıştı.



ABD'de bazı abur cuburlara "insan tüketimine uygun değil" etiketi gelebilir

Meclisten yeni geçen yasa tasarısına göre, ambalajında belirli içerikler hakkında uyarı bulunmayan bazı abur cuburlar yasaklanabilir (Unsplash)
Meclisten yeni geçen yasa tasarısına göre, ambalajında belirli içerikler hakkında uyarı bulunmayan bazı abur cuburlar yasaklanabilir (Unsplash)
TT

ABD'de bazı abur cuburlara "insan tüketimine uygun değil" etiketi gelebilir

Meclisten yeni geçen yasa tasarısına göre, ambalajında belirli içerikler hakkında uyarı bulunmayan bazı abur cuburlar yasaklanabilir (Unsplash)
Meclisten yeni geçen yasa tasarısına göre, ambalajında belirli içerikler hakkında uyarı bulunmayan bazı abur cuburlar yasaklanabilir (Unsplash)

Meclisten yeni geçen yasa tasarısına göre, ambalajında belirli içerikler hakkında uyarı bulunmayan bazı abur cuburlar yasaklanabilir (Unsplash)

Amerika'nın en sevilen abur cuburlarından bazıları, ambalajlarında belirli içeriklere ilişkin uyarı bulundurmaması halinde ABD'nin bazı bölgelerinde yasaklanabilir.

Bloomberg'ün haberine göre Teksas'taki yeni bir yasal düzenlenme, eyaletteki tüketicileri diğer ülkelerde "insan tüketimi için tavsiye edilmeyen" ancak ABD'de hâlâ izin verilen içeriklere karşı uyarabilir.

Yasa tasarısı kabul edilirse 2027'den itibaren, sentetik gıda boyalarından ağartılmış unlara kadar 40'tan fazla bileşen için ürün ambalajlarında uyarı etiketi yer alması gerekecek.

Yasa, Nacho Cheese Doritos, Little Bites Chocolate Chip Muffins, Skittles, M&Ms ve Sour Patch Kids Watermelon gibi abur cubur ve şekerlemelerin yanı sıra Froot Loops, Cinnamon Toast Crunch ve Mountain Dew gibi kahvaltılık gevrekler ve gazlı içecekleri de etkileyecek.

Vali Greg Abbott tasarıyı imzalarsa eyalet genelinde satılan abur cuburlar bu düzenlemeden etkilenecek. Bu durum, ülke çapında bir değişime de kapı aralayabilir. Bloomberg, eyalet düzenlemelerine uymak zorunda bırakılan şirketlerin, üretimi kolaylaştırmak için genellikle değişiklikleri ülke genelinde uygulamayı tercih ettiğini bildirdi.

Abbott'un tasarıyı imzalamak için 20 günden az süresi var ve bunu yapıp yapmayacağı belli değil.

Basın sekreteri Andrew Mahaleris, tasarı valiye gönderilmeden önce Bloomberg'e şöyle demişti:

Abbott, Teksaslıların kendileri ve aileleri için sağlıklı gıdalara erişebilmesini sağlamak amacıyla yasama organıyla çalışmayı sürdürecek ve masasına gönderilen tüm yasaları dikkatle inceleyecek.

Tasarı yasalaşırsa, eyalet tarafından zorunlu kılınan etiketlere bazı durumlarda gerek kalmayacak: ABD Gıda ve İlaç Dairesi veya Tarım Bakanlığı bir bileşeni güvenli bulursa, kullanımını kısıtlar veya 1 Eylül'den sonra yasaklarsa buna ihtiyaç kalmayacak.

Gıda ve içecek üreticileri ve perakende devi Walmart da dahil sektör grupları ve şirketler, Teksas parlamenterlerine yasa tasarısına "şiddetle karşı çıktıklarını" belirten bir mektup göndermişti.

Sosyal medyada dolaşan mektupta şu ifadelere yer verilmişti: 

Yazıldığı haliyle bu tasarıdaki gıda etiketleme hükmü inanılmaz derecede geniş bir alanı kapsıyor ve Teksas düzenleyicileri veya ABD Gıda ve İlaç İdaresi tarafından belirlenen standartlara değil, yabancı hükümetlerin bu tür ürünleri yasakladığı iddiasına dayanarak günlük market ürünlerinde uyarı etiketleri konmasının önünü açıyor.

Mektupta bu potansiyel değişikliğin "işletmelerin halihazırda fiyatları düşük tutmak, stoklarını korumak ve işten çıkarmaları önlemek için mücadele ettiği bir dönemde yerel ve bölgesel ekonomileri istikrarsızlaştırabileceği" uyarısında bulunulmuştu.

Tasarının yasalaşması sadece Teksas parlamenterleri için değil, gıdalardaki sentetik boyalar gibi belirli kimyasalları açıkça eleştiren Sağlık ve Sosyal Hizmetler Bakanı Robert F. Kennedy Jr. için de bir zafer olacak. Bloomberg'ün haberine göre Teksas tasarısının savunucuları, Kennedy'nin yasayı desteklediğini iddia ediyor.

Yayın kuruluşuna göre Teksas Temsilciler Meclisi Üyesi Lacey Hull, yasa tasarısı meclisten geçtiğinde Sağlık ve Sosyal Hizmetler Bakanı'ndan telefon aldığını iddia etmişti.

Independent Türkçe