Guardian: Libya, devrik lider Kaddafi'nin sağ kolunu ABD'ye teslim etmekten son anda vazgeçti

Washington, "kasap" lakaplı Abdullah Senussi'yi 34 yıl önceki Lockerbie faciası nedeniyle yargılamak istiyor

Bombalı saldırıda tüm yolcular ve mürettebat hayatını kaybetmişti (Reuters)
Bombalı saldırıda tüm yolcular ve mürettebat hayatını kaybetmişti (Reuters)
TT

Guardian: Libya, devrik lider Kaddafi'nin sağ kolunu ABD'ye teslim etmekten son anda vazgeçti

Bombalı saldırıda tüm yolcular ve mürettebat hayatını kaybetmişti (Reuters)
Bombalı saldırıda tüm yolcular ve mürettebat hayatını kaybetmişti (Reuters)

Libya'nın, "Lockerbie faciası" soruşturması kapsamında eski lider Muammer Kaddafi'nin sağ kolu Abdullah Senussi'yi ABD'ye iade etmekten son anda vazgeçtiği ortaya çıktı.
Trablus yönetiminden kimliklerini paylaşmayan yetkililer, Birleşik Krallık'ın (BK) tanınmış gazetelerinden Guardian'a açıklamalarında, Senussi'nin iadesinin halktan büyük tepki toplayacağı için iptal edildiğini söyledi.
21 Aralık 1988'de yaşanan Lockerbir faciasında, BK'nin başkenti Londra'dan New York'a yola çıkan Amerikan havayolu şirketi Pan Am'e ait uçak, araca yerleştirilen bombanın infilak ettirilmesiyle sefer halindeyken patlatılmıştı.
243 yolcu ve 16 mürettebatın hepsi hayatını kaybederken, Boeing 747-121 tipi uçağın parçalarının İskoçya'daki Lockerbie şehrine düşmesiyle, kentteki 11 kişi daha yaşamını yitirmişti. Uçakta ölen 109 ABD yurttaşı olduğu bildirilmişti.
ABD, 2020'de yaptığı açıklamada Libyalı Muhammed Ebu Agila Mesut'un uçaktaki bomba düzeneğini hazırlayan şüphelilerden biri olduğunu iddia etmişti.
İki yıl süren görüşmelerin ardından Libya güvenlik güçleri, 17 Kasım 2022'de Mesut'u Trablus'ta gözaltına almıştı. Şüpheli, iki hafta sonra Misrata şehrindeki ABD'li hükümet yetkililerine teslim edilmişti. ABD Adalet Bakanlığı da 10 Aralık'ta Mesut'un ABD'de gözaltında tutulduğunu açıklamıştı.
Öte yandan ailesi Mesut'un masum olduğunu savunmuş, ABD'ye iade edilmesini sağlayan hükümet yetkililerine karşı dava açacaklarını belirtmişti.
FBI ve İskoç polisi, söz konusu saldırının Libya istihbarat teşkilatı tarafından düzenlendiğini savunuyor. Lockerbie faciasının yaşandığı sırada istihbaratın başında, Kaddafi'nin eniştesi Senussi yer alıyordu.
Mesut'un teslim edilmesi için yapılan görüşmelerde ABD'nin Senussi'yi de istediğini belirten hükümet yetkilileri, şunları söyledi:
"Plan önce Mesut'u ABD'ye göndermek, ardından da Senussi'yi teslim etmekti. Bunun için aylardır görüşmeler düzenleniyordu. Fakat yetkililer son anda endişelenmeye başladı."
Kaynaklar, Senussi ve Mesut'un iadesi için görüşmelerin eski ABD Başkanı Donald Trump döneminde de yapıldığını ama bir anlaşmaya varılamadığını söyledi.
ABD merkezli İnsan Hakları İzleme Örgütü, "kasap" lakaplı Senussi'yi Trablus'taki Ebu Salim hapishanesinde tutulan 1270 muhalifin 1996'daki katliamda öldürülmesinden sorumlu tutuyor.
Fransız mahkemesi de 19 Eylül 1989'da bir uçağa bombalı saldırı düzenlenmesinden sorumlu olduğu gerekçesiyle 1999'da Senussi'ye gıyabında hapis cezası vermişti. Fransız havayolu şirketi UTA'ya ait uçak, dönemin Kongo Halk Cumhuriyeti'nden Fransa'ya giderken, araçtaki bombanın infilak ettirilmesi Nijer üzerinde patlatılmıştı. Uçaktaki 170 kişinin tamamı hayatını kaybetmişti.
Senussi, 2015'te Libya'da ölüm cezasına çarptırılmıştı. Kendisi hâlâ hapiste tutuluyor.

Independent Türkçe, Guardian, BBC, India Today



Dürzi lideri Şeyh Yusuf Carbu Şarku’l Avsat'a konuştu: El-Hicri ile yeni Suveyda anlaşması üzerinde mutabakata varıldı

Dürzilerin önde gelen liderlerinden Şeyh Yusuf Carbu
Dürzilerin önde gelen liderlerinden Şeyh Yusuf Carbu
TT

Dürzi lideri Şeyh Yusuf Carbu Şarku’l Avsat'a konuştu: El-Hicri ile yeni Suveyda anlaşması üzerinde mutabakata varıldı

Dürzilerin önde gelen liderlerinden Şeyh Yusuf Carbu
Dürzilerin önde gelen liderlerinden Şeyh Yusuf Carbu

Dürzilerin önde gelen liderlerinden Şeyh Yusuf Carbu, Şarku'l Avsat’a yaptığı açıklamada, güneydeki Suveyda vilayetinde varılan yeni ateşkes anlaşmasının Dürzi cemaatinin ruhani liderlerinden Şeyh Hikmet el-Hicri ile iletişim kurulduktan ve onun onayı alındıktan sonra ilan edildiğini doğruladı. Şeyh Yusuf Carbu, yeni anlaşma hakkında kendisiyle iletişime geçilmediğini ve anlaşmanın şartları hakkında hiçbir bilgisi olmadığını belirtti.

Şeyh Yusuf Carbu birkaç gün önce Suriye hükümetiyle Suveyda'da ateşkes için varılan anlaşmanın bir parçasıydı, ancak Şeyh Hikmet el-Hicri söz konusu anlaşmayı reddetti ve bu da vilayette Arap aşiretlerle Dürzi militanlar arasında yeni bir patlamaya yol açtı.

Şeyh Yusuf Carbu bugün Şarku'l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Dün bir anlaşmaya varıldı ve bugün neredeyse bir ateşkes var… Aslında bu konuda benimle temasa geçilmedi. Ateşkes anlaşması, Şeyh Hikmet el-Hicri ile temasa geçilmesi ve onayının alınmasının ardından ilan edildi.”

Dürzi cemaatinin ruhani liderlerinden Şeyh Hikmet el-Hicri, 20 Şubat'ta Suveyda'da cemaatinin üyeleriyle bir araya geldi. (Reuters)Dürzi cemaatinin ruhani liderlerinden Şeyh Hikmet el-Hicri, 20 Şubat'ta Suveyda'da cemaatinin üyeleriyle bir araya geldi. (Reuters)

Şeyh Yusuf Carbu sözlerine şöyle devam etti: “Anlaşmanın şartları hakkında hiçbir şey bilmiyorduk. Bu konuda bize hiçbir şey ulaşmadı. Şu anda bir ateşkes var, ancak küçük ihlaller de var.”

Şeyh Yusuf Carbu, anlaşmaya varmak için yapılan müzakerelere kendisinin dahil edilmemesini şu ifadelerle yorumladı: “Biz ateşkes ve kan dökülmemesini hedefliyorduk, gerisi sonra gelecek. Önemli olan içinde bulunduğumuz trajediden kurtulmak.”

Şeyh Yusuf Carbu, “Suriye'deki Dürzi Cemaati Meclisi’nin üç şeyhinden biri olan Şeyh Hamud el-Hanavi ile temas kuruldu mu?” sorusuna şu cevabı verdi: “Bugün kendisiyle temas kurmadım ve anlaşmadan haberdar edilip edilmediğini bilmiyorum. Şeyh Hikmet el-Hicri ile anlaşmaya varıldı. Çünkü o, daha önce yapılan tüm anlaşmaları reddetmişti. Son anlaşmayı kabul etti ve girişim başlatıldı. İnşallah iyi şeyler olacak.”