Ekonomik krizdeki Şam ‘acı verici’ teklifler bekliyor

Reuters
Reuters
TT

Ekonomik krizdeki Şam ‘acı verici’ teklifler bekliyor

Reuters
Reuters

Şam, boğucu ekonomik krize saplanmış durumda. Sınırlara yakın çizgilerle ayrılmış, üç ‘küçük devlete’ bölünmüş durumda ve buralarda halk değil milisler, örgütler, aşırılık yanlıları ve savaşan yabancı ordular yaşıyor. Bölgeden ve uluslararası alanın önde gelen büyük ülkelerinden rejime bu durumdan çıkması için uzun ve karmaşık bir yürüyüşü temsil eden, çelişkili teklifler ve farklı koşullar geliyor. Şarku'l Avsat'ın derlediği en önemli koşullar ve tuzaklar şunlar:

1-İran’ın teklifi
İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi önümüzdeki günlerde Şam'a gidecek. 1979'dan bu yana Şam ile özel bir ilişki sürdüren Tahran, 2011'den sonra ilişkilerini güçlendirdi. 20 milyar doları aşan ekonomik ve mali destek sağladı. Ayrıca ‘rejimi kurtarmak’ için milisler, silahlar ve askeri yardım gönderdi. Tahran, 2012'nin sonunda Suriye'ye müdahalesi ve 2015'in sonunda Rusya'nın Suriye'ye müdahalesi için arabuluculuğu olmasaydı, ‘müttefikin değişeceğine’ inanıyor. Rejim kaldı ve kalmaya da devam ediyor ve müttefikinden bunun için bir bedel istiyor. Bölgedeki konumunu güçlendiren stratejik bir askeri konum talep ediyor. Akdeniz'de stratejik bir dayanak istiyor. Petrol, gaz, fosfat, proje ve iletişim alanlarında egemen mali tavizler istiyor. Son isteği ise İranlılara Suriyeliler gibi davranmayı istemesi.
Hiç şüphe yok ki Reisi'nin ziyareti bu bağlamda, Şam'a diğer tarafa gitme ve Rusya'nın Ukrayna savaşıyla meşgul olmasından yararlanma tekliflerinin ardından geldi. Buna ek olarak İsrail, Suriye başkentindeki büyük varlığı sırasında Şam'ın dış mahallelerini bombalasaydı ne olurdu merak konusu.

2-Arap teklifi
Ulusal Güvenlik Bürosu Müdürü Tümgeneral Ali Memlük ve Genel İstihbarat Başkanı Tümgeneral Husam Luka, geçtiğimiz haftalarda Arap ve Körfez ülkelerini ziyaret etti. Bunların arasında ilk kez bu ülkelerin liderleriyle görüşmelerin gerçekleştiği temaslar da vardı. Peki, Araplar ne sunuyor?
Doğrudan bir ikili, bir de başka büyük jeopolitik olan dahil olmak üzere sunabileceklerinin yelpazesi çok geniştir. Liste, Ürdün sınırlarından ‘Captagon’ akışının durdurulması, kaçakçıların ve teröristlerin sızmasını önlemek için iş birliği gibi doğrudan konuları içeriyor. Suriye'nin Arap güvenliğini tehdit eden terör örgütlerini ve milisleri desteklemek için bir dayanak noktası ve geçit olmaması için İran'la ilişkinin doğasını değiştirmek gibi jeopolitik konuları içeriyor. Listede siyasi çözüm, anayasa komitesi ve mültecilerin dönüşü veya geri dönüşü için garantiler gibi Suriye konuları yer alıyor. Bazı ülkeler için Şam'ın İsrail ile ‘İbrahim Anlaşmaları’ standartlarına yaklaşacağına dair iddialar var.
Diğer yandan Arap ülkeleri; ekonomik destek, ABD’nin ‘Sezar Yasası’nın yaptırımlarından muafiyet, Arap Birliği'ne dönüş ve Arap kucaklaşması, yardım ve yeniden yapılanma sunuyor.

3-Türk teklifi
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in müdahalesi sayesinde, Devlet Başkanları Beşşar Esed ve Recep Tayyip Erdoğan, Suriye Güvenlik Bürosu başkanı Ali Memlük ile Türk mevkidaşı Hakan Fidan arasında Moskova'da güvenlik görüşmeleri yapılması konusunda anlaştı. Türkiye'nin talebi, PKK ve YPG’ye karşı ortak bir operasyon, Suriyeli mültecilerin geri dönüşü için iş birliği ve teröre karşı ortak eylemi temsil ediyordu. Ankara karşılığında ekonomik destek, yeniden inşa projeleri için finansman, siyasi temaslar ve rejimin “meşrulaştırılması” teklifinde bulunuyor. Esed bu teklifleri henüz kabul etmedi. Ankara'nın muhalif gurupları desteklemeyi bırakmasını, teröre karşı iş birliği yapmasını ve Suriye'den çekildiğini duyurmasını istiyor. Kürtlerden ek tavizler almak, ABD ile iş birliği yaptıklarından onları cezalandırmak için bundan yararlanmaya çalışıyor.

4-Batı teklifi
Batı teklifleri ülkeden ülkeye değişiyor. “Üç hayır” içeren bir Avrupa kararı söz konusu: Yeniden yapılanmaya katkıda bulunmaya hayır, tecridin kaldırılmasına hayır ve siyasi süreçte ilerleme kaydedilmeden yaptırımların kaldırılmasına hayır. ABD’nin ‘Sezar Yasası’ ve Washington'dan yaptırımlar da gündemde.
Karada teröre ve DEAŞ’a karşı ABD ordusu ve Avrupalı ​​müttefikleri ile arazinin kontrolü, Rusya ile denge ve müzakere, İsrail'e destek ve Suriye'de İran'a yönelik baskınlarıyla ilgili iş birliği yapıyor.
Bu jeopolitik meselelerin gölgesinde insani konularda küçük teklifler bulunuyor:
ABD, gazeteci Austin Bennett Tice'in akıbetini öğrenmek için bütün kapıları çaldı. Etkili şahsiyetlere yönelik yaptırımları durdurma veya insani konularda istisnalar sağlama karşılığında bilgi takası teklifleri oldu. Avrupa ülkeleri, Avrupa şehirlerinde siyasi kolaylıklar sağlanması ve konsolosluklar açılması veya bir heyetin Şam'ı ziyaret etmesi karşılığında uluslararası sınır ötesi yardım sağlama kararının bir parçası olarak elektrik, sağlık ve eğitim sektörlerindeki ‘erken iyileştirme’ projelerini desteklemeyi teklif ediyor. (Gelecek ayın 10'una kadar uzatılmasına ilişkin karar alınması planlanıyor.)

5- İsrail’in teklifi
İsrail bazı teklifleri izliyor, takip ediyor ve onlara danışıyor. Ancak Suriye'nin güneyinde Şam'dan başlayarak kuzeydoğuda Bukemal'e ve batıda Tartus kırsalına kadar Suriye'deki ‘İran mevzilerine’ yönelik baskınlarını sürdürüyor. Tel Aviv, Batılı ülkeler veya Moskova aracılığıyla, İran'ın Suriye'de stratejik olarak geri çekilmesini ve kırmızı çizgilere bağlılığını talep ediyor. Bunlar: güneyde stratejik konumlanma ve üsler kurulmasına son verilmesi, Hizbullah'ın belirli füzelerle silahlandırılmasına son verilmesi ve Suriye'de isabetli ve uzun menzilli ‘balistik’ füzeler için fabrikalar kurulmasına son verilmesi. Karar alma koridorlarında ve başkentlerde Şam'ın taleplerini kolaylaştırmayı ve Rusya'nın rolünü, Rusya'nın varlığını ve Rusya'nın kararını kabul etmeyi de ‘teklif ediyor.’
Yani Suriye’nin krizi devam ediyor. Şartlar veya talepler listesi sadece uzun değil, aynı zamanda çelişkili ve kafa karıştırıcı. Bunlar Suriye'nin imkânsız bir şekilde iç içe geçmiş sorunlarını ifade ediyor. Gerçekten de Suriye çözümü, bölgesel ve uluslararası düzenlemeleri ve hem Suriye hem de uluslararası alandaki bu sancılı süreçten rejimin doğmasını bekliyor.



Irak Başbakanı Sudani Erbil'de: Hassas bir dönemde sürpriz bir ziyaret

Sudani ve Barzani, 2023 yılının nisan ayında durdurulan IKBY’den petrol ihracatının yeniden başlatılmasını görüştü (AFP)
Sudani ve Barzani, 2023 yılının nisan ayında durdurulan IKBY’den petrol ihracatının yeniden başlatılmasını görüştü (AFP)
TT

Irak Başbakanı Sudani Erbil'de: Hassas bir dönemde sürpriz bir ziyaret

Sudani ve Barzani, 2023 yılının nisan ayında durdurulan IKBY’den petrol ihracatının yeniden başlatılmasını görüştü (AFP)
Sudani ve Barzani, 2023 yılının nisan ayında durdurulan IKBY’den petrol ihracatının yeniden başlatılmasını görüştü (AFP)

Cebbar Zeydan

Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani siyasi, ekonomik ve güvenlik boyutları olan resmi bir ziyaret kapsamında Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin (IKBY) başkenti Erbil'e yaptığı ziyareti tamamladı. Sudani, Erbil’de toplantılar ve görüşmelerle geçen yoğun bir günün ardından başkent Bağdat'a hareket etti.

Sudani cumartesi sabahı Erbil Uluslararası Havalimanı'nda IKBY Başkanı Mesrur Barzani tarafından karşılandı. Ziyaret Bağdat ve Erbil arasında, özellikle de mevcut iç ve bölgesel sorunlar çerçevesinde, diyalogu ve anlayışı güçlendirmeyi amaçlayan bir dizi ziyaretin son halkası olarak gerçekleşti.

Diyalog masasındaki çetrefilli konular

Taraflar arasındaki görüşmede başta federal hükümet ile bölgesel hükümet arasındaki ilişkilerde en karmaşık konulardan birini teşkil eden petrol dosyası olmak üzere hassas dosyalar ele alındı. 2023 yılının nisan ayında askıya alınan IKBY’den petrol ihracatının yeniden başlatılması da ele alınan konular arasındaydı. Ayrıca IKBY’de faaliyet gösteren yabancı şirketlerin borçları ve üretim maliyetinin hesaplanmasından sorumlu teknik organ konusundaki anlaşmazlığa da değinildi.

6u7ı8
Sudani, başbakanlık görevini üstlenmesinden bu yana dördüncü kez Erbil’i ziyaret etti (Arşiv/AFP)

Toplantıda siyasi dosya da ihmal edilmedi. IKBY'de yeni hükümetin kurulması ve Irak'ta yıl sonunda yapılacak olan ve siyasi dengelerde önemli değişikliklere yol açabilecek kader niteliğindeki seçimler öncesinde Irak siyaset sahnesindeki gelişmeler ele alındı.

Öncelikler arasında anayasa ve güvenlik koordinasyonu yer aldı

Görüşme sırasında hem Sudani hem de Barzani, ihtilaflı konuların Irak anayasasına uygun olarak çözülmesi, servet dağılımında adaletin sağlanması ve vatandaşların haklarının korunması gerektiğini vurguladı. Ayrıca özellikle Peşmerge güçleri ve anayasanın tartışmalı bölgelere ilişkin 140’ıncı Maddesi konusunda ortak güvenlik koordinasyonunun sürdürülmesinin önemi konusunda mutabık kaldılar.

Sudani'nin öncesinde duyurusu yapılmamış olan sürpriz ziyareti, gözlemciler tarafından bölgesel gerginlikler ve İran-ABD görüşmelerinde Irak'ı doğrudan etkileyebilecek gelişmelerin yaşandığı hassas bir döneme denk gelmesi nedeniyle önemli bir adım olarak görüldü. Analistlere göre Sudani, bu ziyaretle farklı görüşler arasında köprü kurabilecek ve gerilimi tırmandırmaktan kaçınabilecek ulusal bir arabulucu olarak konumunu güçlendirmeyi amaçlıyor.

İyimser mesajlar

Öte yandan IKBY Hükümet Sözcüsü Peşava Hevramani yaptığı açıklamada Sudani'nin ziyaretinin ‘çok önemli’ olduğunu ve anlaşmazlık yaşanan konuların çözümüne yönelik gerçek bir istek olduğunu yansıttığını vurguladı. Hevramani, iki taraf arasındaki krizleri çözmenin tek yolunun diyalog olduğunun altını çizdi.

Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) üyesi Muhammed Zanekine ise Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani'nin Erbil’e gerçekleştirdiği sürpriz ziyaretin ayrıntılarını açıkladı.

Zanekine basına yaptığı açıklamada “Ziyaret çok olumlu geçti ve özellikle yaklaşan seçimler ışığında önemli sonuçlar doğurabilir” dedi. Ayrıca Bağdat ve Erbil arasındaki koordinasyonun devam etmesinin önemini vurgulayan Zanekine, daha önce duyurulmamış olan bu ziyaretin, özellikle IKBY’den petrol ihracatının yeniden başlamasıyla ilgili olarak olumlu ve pratik adımlar atılmasını gerektiren gerginliklere ve birikimlere tanıklık eden bölge için çok hassas bir zamanda gerçekleştiğini belirtildi. Ziyaretin Kürt bölgesinin önemini ve iki taraf arasında koordinasyon ve pozisyonların birleştirilmesi ihtiyacını vurguladığını söyleyen Zanekine, Bağdat ve Erbil arasındaki doğrudan iş birliğine dikkati çekti. Zanekine ayrıca bu ziyaretin Irak'ı etkileyebilecek bölgesel ve uluslararası koşulların, özellikle de seçimlerden sonraki aşamayla ilgili olarak, ortaya çıktığı bir döneme denk geldiğini de sözlerine ekledi.

Zanekine, IKBY’den petrol ihracatının yeniden başlamasıyla ilgili olarak ise şunları söyledi:

“Sudani, IKBY Başkanı Mesrur Barzani'nin anlattığı IKBY petrolünün karşı karşıya olduğu sorunlar, ABD'nin bölgedeki tehditlerinin Irak'a yönelik tehlikeleri ve Irak'ın bu dosyada devletin genel politikasına yönelik tutumunu birleştirmesi gerektiği yönündeki görüşünü dinledi.”

Zanekine, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bağdat ve Erbil arasındaki ortak güvenlik konularının yanı sıra IKBY’nin genel bütçeden alacağı pay ve özellikle Peşmerge güçleri dosyası ve 140’ıncı Madde ile ilgili olarak iki taraf arasındaki birikmiş meseleler de ele alındı.”

Ziyaretin Irak için kritik bir zamanda gerçekleştiğini belirten Zanekine, bir sonraki aşamada yeni hükümetin kurulması ve Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) ile KDP arasında uzlaşı sağlanmasının beklendiğini kaydetti.

Sudani'nin başbakan olduktan sonra dördüncü kez gerçekleştirdiği, zamanlama ve içerik açısından en hassas ziyaretlerden biri olduğu kesin olan Erbil ziyareti, sonuçlarının sahaya nasıl yansıyacağına bağlı olarak başbakan olarak buraya yaptığı son ziyaret olmayabilir.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre Iraklı eski milletvekili Dana Ceza, Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani'nin Erbil ziyaretini ‘önemli’ gelişme olarak nitelendirdi. Eski vekil, ziyaretin Irak içindeki bir meseleyle, yani ABD tarafından tehdit edilen Halk Seferberlik Güçleri (Haşdi Şabi) ve hükümetin kontrolü dışındaki silahlı gruplar meselesiyle ilgili önemli bir dönemde gerçekleştiğini’ söyledi.

Sudani'nin Erbil ziyaretinin ‘IKBY’nin ağırlığını gösteren önemli bir mesaj’ olduğunu vurgulayan Ceza, “IKBY ile Irak arasındaki ilişkiler bu aşamada çok yakın olmalı. Irak'a yönelik mevcut tehditler son derece ciddi” ifadelerini kullandı.

Diğer taraftan siyasi araştırmacı Halid el-Ardavi, Sudani’nin Erbil ziyaretinin; birincisi IKBY’den petrol ihracatı ve bu ihracata başlamak için engelleri aşma girişimiyle ilgili olarak ekonomik, ikincisi ise tüm siyasi güçlerin yaklaşan seçimlere erken hazırlanması ve özellikle Irak'ı yıl sonunda bekleyen ve siyasi dengelerde büyük bir değişikliğe yol açabilecek kritik seçimler nedeniyle her iki tarafın da daha fazla müttefik kazanma çabasıyla ilgili olarak siyasi olmak üzere iki yönü olduğunu düşünüyor.

Bu ziyaretin sonucunu ve hedeflerine ne ölçüde ulaştığını, önümüzdeki haftalarda ve aylarda ekonomi ve siyaset alanlarına yansıyacak sonuçlar belirleyecek.