Müslüman Kardeşler içinde kriz sesleri: İstanbul Grubu’nun mesajları Londra Cephesi’ne karşı yeni bir gerilimi mi yoksa meşruiyetin kanıtını mı temsil ediyor?

Muhyiddin ez-Zayit’in İhvan hesaplarında paylaşılan fotoğrafı.
Muhyiddin ez-Zayit’in İhvan hesaplarında paylaşılan fotoğrafı.
TT

Müslüman Kardeşler içinde kriz sesleri: İstanbul Grubu’nun mesajları Londra Cephesi’ne karşı yeni bir gerilimi mi yoksa meşruiyetin kanıtını mı temsil ediyor?

Muhyiddin ez-Zayit’in İhvan hesaplarında paylaşılan fotoğrafı.
Muhyiddin ez-Zayit’in İhvan hesaplarında paylaşılan fotoğrafı.

Müslüman Kardeşler’in (İhvan-ı Müslimin) İstanbul Grubu tarafından yapılan örgütün Genel Mürşid Vekili ve Maslahatgüzar konusuyla ilgili iki açıklamadan günler sonra grup lideri Mahmud Hüseyin, saldırılarını ve medyaya verdiği demeçleri yoğunlaştırdı. Mahmud Hüseyin, ‘İstanbul Cephesi’ tarafından görevlendirildikten sonra medyaya bu ilk çıkışında, örgüte bağlı ‘Watan’ kanalındaki röportajda ‘meşruiyetini vurgulamaya’ çalıştı. Kendisi ve İstanbul Grubu’nun Müslüman Kardeşler’in işlerini yönetebileceğini ileri sürdü. Gözlemciler, Mahmud Hüseyin'in örgütün liderliği konusunda çatışan cephelerden biri olan ‘Londra Cephesi’ne vermeye çalıştığı mesajların, eski Genel Mürşid Vekili İbrahim Münir’in ölümünden sonra Londra Cephesi’ne karşı yeni bir gerilimi mi yoksa Müslüman Kardeşler’e liderlik meşruiyetini kanıtlama çabasını mı temsil ettiğini merak ediyor.
İstanbul ve Londra cepheleri arasındaki çekişme İbrahim Münir’in yerine Müslüman Kardeşler’in Genel Mürşid Vekili olarak iki kişinin; Londra’da Muhyiddin Zayit ve İstanbul’da Mahmud Hüseyin’in atanmasıyla daha da şiddetlendi. Geçtiğimiz aylarda İbrahim Münir'in Türkiye'deki teşkilat işlerinden sorumlu idari daireyi feshetmesi ve ‘İhvan'ın irşat’ dairesi yerine bir ‘üst organ’ oluşturması ile Müslüman Kardeşler çatışması derinleşti. Ayrıca ‘Londra Şura Meclisi’nin kurulmasını da hızlandırdı. Mahmud Hüseyin liderliğindeki ‘İstanbul Şura Meclisi’ üyelerini görevden aldı.
İslami Hareketler konusunda uzmanlaşmış Mısırlı Araştırmacı Ahmed Zağlul, Şarku'l Avsat’a şu değerlendirmede bulundu:
“İstanbul ve Londra Cepheleri, bir sonraki aşamada, Müslüman Kardeşler’e kimin liderlik etme hakkının olduğunu doğrulamak için ellerinde ne kadar kart varsa oynamaya çalışıyorlar. İstanbul Grubu, kendisinin liderliği en çok hak eden taraf olduğuna inanıyor. Ancak Londra Grubu, Mahmud Hüseyin ve grubunun herhangi bir meşruiyetinin olmadığına işaret ediyor. Örgüt unsurları ve yurt dışındaki gençler açısından bakıldığında, iki cephe çatışmayı yönetemedikleri için örgüte liderlik etme kabiliyetine sahip değildir.”
Nitekim İstanbul Cephesi, İbrahim Münir'in ölümünün ardından rehber vekili olarak Mahmud Hüseyin'in atandığını duyurmuştu. İstanbul Cephesi, Mahmud Hüseyin’in maslahatgüzarlık görevine atanması konusunda, Genel Şura Konseyi’nin grubun genel tüzüğünün 5’inci maddesindeki çalışmaların etkinleştirilmesi ve orijinal metne uygun olarak uygulanmasının incelenmesine dayanıyor. Söz konusu maddeye göre Genel Mürşid’in görevini yapmasına mâni olan mücbir sebepler hâlinde, yerine birinci vekili, sonra vekillerin en yaşlısı getiriliyor.
Zayit, 4 Kasım'da ‘örgütün iç kurumları tamamlanana kadar Müslüman Kardeşler içindeki idari görevleri geçici olarak devralacağını’ doğrulamıştı. Ayrıca Londra Cephesi’nin bir aydan kısa bir süre içinde tüm yeni idari konuları açıklayacağını söylemişti.
Mahmud Hüseyin geçtiğimiz perşembe akşamı verdiği röportajda Müslüman Kardeşler üyelerine, ‘ofisin bir üyesi olduğu için örgütsel ve düzenleyici meşruiyet sahibi olduğu için örgüt Genel Mürşid Vekilliğini kabul ederek çalışmaya devam etme’ çağrısında bulunuldu. Tüzüğün 5’inci maddesine göre maslahatgüzar olma hakkı olduğunu söyledi. Ona baskı yapan ve sorumlu tutmaları konusunda ısrar edenlerin (İstanbul'daki Kardeşler Şura Meclisi) üyeleri olduğuna işaret etti.
Ancak Mahmud Hüseyin, örgüt içindeki herhangi bir anlaşmazlığın sorumluluğunu reddederek “Mısır içinde veya dışında Müslüman Kardeşler için sorun teşkil edecek hiçbir dosyayı yönetmedim” dedi. Örgütün disiplinli olduğunu ve muhalif olmadığını iddia ederek Londra Grubu’nu ‘azınlık’ olarak tanımladı. Müslüman Kardeşler’in yurt dışındaki işlerini yöneten yeni bir varlık kuracağını beyan ederek, “Müslüman Kardeşler için yeni bir organ oluşturacak ve -ona göre- İstanbul'daki Genel Mürşid Vekili makamının yerine geçmeyecek ve sadece bir danışma organı olacak” şeklinde konuştu.
Mahmud Hüseyin röportajında, ‘İhvan krizine bir çözüm bulmak için siyasi eylemden vazgeçeceklerini’ iddia ederek kasıtlı olarak Munir'in grubunu hedef aldı. Londra Grubu’nu örgütsel krizlere neden olmakla suçladı. Ancak gözlemcilere göre Londra Cephesi, Mahmud Hüseyin'in mesajları ve açıklamaları hakkında herhangi bir yorum yapmadı. Genel Mürşid Vekili pozisyonunu kimin kalıcı olarak işgal edeceğini henüz açıklamadı.
Londra Cephesi geçtiğimiz ekim ayında, ‘Mısır'daki iktidar mücadelesinin üstesinden gelindiğini ve bu konudaki her türlü çatışmadan çekildiğini’ beyan ettiği bir siyasi belge yayınladı. Londra Cephesi ayrıca, ‘siyasi eylemden uzaklaşmaya’ işaret etti.  İslami hareketler konusunda uzman Mısırlı araştırmacı Zağlul konuya dair şunları söyledi:
“İstanbul Cephesi'nin son zamanlarda yaptıkları, İhvan örgütü içindeki bölünmelerin arttığını ve liderlik konusundaki çatışma ve anlaşmazlıklardan geri dönüşün olmadığını doğruluyor."
İstanbul Cephesi, birkaç gün önce art arda yaptığı iki açıklamada ‘Londra Cephesi ile örgütün Genel Mürşid Vekili pozisyonuna ilişkin müzakerelerin başarısızlıkla sonuçlandığını ve önemli bir şahsiyet etrafında uzlaşıldığını’ ima etti. “Bundan sonraki aşamada teşkilatı yönetecek iki cephe var” ifadelerine yer verdi. İstanbul Cephesi tarafından geçtiğimiz salı günü yapılan açıklamada, örgütün Genel Mürşid Vekili pozisyonuyla ilgili olarak Londra cephesiyle yürütülen müzakerelerin başarısız olduğu ve bir sonraki aşamada örgüte liderlik edecek iki cephede önde gelen bir şahsiyet etrafında fikir birliğine varıldığına işaret edildi. Açıklama, ‘İstanbul Cephesi’nin Londra Cephesi’ni, İhvan'ı parçalama ve yasadışı paralel oluşumlar kurmaya çalışmakla suçlamasının bölünmeyi ne denli derinleştiğini gözler önüne serdi.
Zağlul’a göre Londra Grubu, yeni Genel Mürşid Vekili’ni duyurmadaki başarısızlık, pozisyon için bazı potansiyel kişiliklerle ilgili anlaşmazlıklara işaret edebilir.  Zağlul açıklamasında “İstanbul Grubu'nun açıklamaları ve mesajları, Londra Cephesi'nin Münir'in ölümden sonra yaşadığı karışıklık durumundan yararlanarak, örgüt üzerindeki kontrolleri konusunda dayatma ve teyit etme girişimidir” dedi.



Sudan'ın kuşatma altındaki el-Faşir kentinde ilkel malzemeler ve şifalı bitkilerle ilk yardım

Sudanlı bir mülteci, Cidde Limanı’nda USNS Brunswick gemisinden inerken oğluna sarılıyor. (AP)
Sudanlı bir mülteci, Cidde Limanı’nda USNS Brunswick gemisinden inerken oğluna sarılıyor. (AP)
TT

Sudan'ın kuşatma altındaki el-Faşir kentinde ilkel malzemeler ve şifalı bitkilerle ilk yardım

Sudanlı bir mülteci, Cidde Limanı’nda USNS Brunswick gemisinden inerken oğluna sarılıyor. (AP)
Sudanlı bir mülteci, Cidde Limanı’nda USNS Brunswick gemisinden inerken oğluna sarılıyor. (AP)

Sudan'ın batısındaki el-Faşir kentinde yaşayan 8 yaşındaki Muhammed, kolu şarapnel parçalarıyla delik deşik olmasına rağmen tedavi edilebildiği için şanslı kişilerden biri. Diğer savaş yaralıları ise kentin kuşatılmış olması ve tıbbi ekipman eksikliği nedeniyle tedavisi zor olan daha ciddi yaralanmalardan mustarip.

İki yıldır orduya karşı savaşan Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) geçtiğimiz hafta, sağlık sisteminin de çöktüğü Kuzey Darfur'un başkenti ve çevresinde kanlı bir saldırı başlattı. HDK'nin geniş Darfur bölgesinin başkentine yönelik tekrarlanan saldırıları sivillerin her türlü hareketini riskli hale getirdi. Ayrıca tüm sağlık tesisleri bombalandı ya da saldırıya uğradı.

cdfrgt
Hartum Uluslararası Havalimanı'nda hasarlı bir uçak (AFP)

Muhammed'in babası 27 yaşındaki İsa Said, bölgedeki iletişim tamamen kesildiği için Starlink aracılığıyla AFP'ye yaptığı açıklamada, “Eski bir hemşire olan komşumuzun yardımıyla kanamayı durdurduk, ancak Muhammed’in eli şişti ve ağrı nedeniyle geceleri uyuyamıyor” dedi.

Mayıs 2024'ten bu yana HDK tarafından kuşatma altında bulunan el-Faşir'in diğer sakinleri gibi İsa da oğlunu hiçbir hastanenin acil servisine götüremiyor. Bu hafta el-Faşir'e kaçan insani yardım koordinatörü Muhammed, yüzlerce yaralının şu anda şehirde mahsur kaldığını bildirdi.

Tedavi için şifalı bitkiler

Muhammed, HDK'nin el-Faşir'in 15 kilometre güneyindeki Zemzem Kampı’na düzenlediği ölümcül saldırı sırasında kalçasından vuruldu. Güvenlik nedeniyle tam adını açıklamaktan kaçınan Muhammed, “İnsanlar evlerinde özel olarak tedavi görüyor” dedi.

İnsani yardım kaynaklarına göre yüz binlerce insan Birleşmiş Milletler (BM) tarafından kıtlık yaşandığı ilan edilen Zemzem Kampı’ndan kaçarak el-Faşir şehrine sığındı.

El-Faşir'de insanlar, ilkel malzemeler ve şifalı bitkilerle, kurşun ve mermi parçalarından kaynaklanan yanık ve yaraları tedavi etmeye ve ilk yardım sağlamaya çalışıyor.

29 yaşındaki Muhammed Ebkar, bacağından vurulduğunda ailesi için su getirmeye çalıştığını anlattı. Ebkar, “Komşularım beni evin içine taşıdı. Yine komşularım, vücudumdaki kırıkları tedavi etmesi için tahta ve bez parçaları kullanarak atel tedavisi yapan diğer komşumuzu aradı. Sorun şu ki, kırık tedavi edilse bile kurşun halen bacağımda” ifadelerini kullandı.

Muhammed, şehirde tıbbi malzeme son derece sınırlı olsa da, parası olsaydı gazlı bez veya ağrı kesici almak için birini göndermenin mümkün olabileceğini, ancak genellikle malzeme bulunmadığını, bu nedenle tedavinin mevcut imkanlarla yapıldığını söyledi.

Dezenfektan olarak tuz

Birleşmiş Milletler (BM) pazartesi günü, HDK’nin el-Faşir ve çevresindeki göçmen kamplarına yönelik son saldırılarında 400'den fazla kişinin hayatını kaybettiğini bildirdi. Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu'na (UNICEF) göre en az 825 bin çocuk dünyadaki cehennemde sıkışıp kaldı. UNICEF, el-Faşir’i kuşatmış olan HDK tarafından gerçekleştirilecek geniş çaplı bir saldırının yıkıcı sonuçlar doğurabileceğini kaydetti.

dfgrthy
El-Faşir'deki insani durum felaket boyutuna ulaştı. (Arşiv – Şarku’l Avsat)

11 ay süren kuşatma ve iki yıl süren savaşın ardından el-Faşir sakinlerinin çoğu, bombardımandan korunmak için genellikle aceleyle çukurlar kazıp üzerlerini kum torbalarıyla örterek doğaçlama barınaklar inşa etti.

Çarşamba günü Hana Hamad'ın evine isabet eden bir top mermisi kocasını karnından yaraladı. AFP'ye konuşan 34 yaşındaki kadın, “Komşumuzun yardımıyla kanamayı durdurmaya ve yarayı antiseptik olarak sofra tuzuyla tedavi etmeye çalıştık. Ama ertesi sabah kocam öldü” dedi.

Yatalak olan bir başka hasta ise ‘insanları kurtarabilecek herkesin acil müdahalede bulunması’ çağrısında bulundu.

Sınır Tanımayan Doktorlar, insani yardım çağrısında bulundu. Misyon Başkanı Rasmani Kabore, “El-Faşir'e giden yollar kapalı. Ne olursa olsun orada mahsur kalarak açlık çeken bir milyon insana gıda ve ilaç ulaştırmak için hava operasyonları başlatılmalıdır” şeklinde konuştu.