Ramallah ve İsrail ile ilişkilerde Hamas'ın öncelikleri neler?

35'inci yıldönümünü vesilesiyle Hamas, çetrefilli sorularla karşı karşıya, seçenekler sınırlı ve Fetih ile uzlaşma müzakereleri farklı nedenlerle ertelendi

Hamas, siyasi ve stratejik sahneyi yönetmeye devam etme çıkmazıyla karşı karşıya / Fotoğraf: AFP
Hamas, siyasi ve stratejik sahneyi yönetmeye devam etme çıkmazıyla karşı karşıya / Fotoğraf: AFP
TT

Ramallah ve İsrail ile ilişkilerde Hamas'ın öncelikleri neler?

Hamas, siyasi ve stratejik sahneyi yönetmeye devam etme çıkmazıyla karşı karşıya / Fotoğraf: AFP
Hamas, siyasi ve stratejik sahneyi yönetmeye devam etme çıkmazıyla karşı karşıya / Fotoğraf: AFP

Tarık Fehmi
Hamas, 35'inci yıldönümünü vesilesiyle, Gazze Şeridisokaklarındaki varlığını sergileyerek, Batı Şeria'ya,'Ramallah'ta bir varlık aramak için birçok yönde çalıştığına dair önemli ve düşündürücü bir mesaj'gönderdi.
Hareket, özellikle İsrail tarafındaki mevcut siyasi atmosfer ve aşırı sağcı bir hükümetin kurulmasıyla birlikte şu anda ana kartlarını ve hesaplarını yeniden düzenliyor.
Öyle ki mevcut atmosfer, hareketi neler olup bittiğini yeniden okumaya ve bunlarla başa çıkma mekanizmaları aramaya itiyor.

Karışık ilişkiler
Hamas hareketi ile Filistin Yönetimi arasındaki ilişkiler, son dönemde Ramallah yönetiminin Batı Şeria'da hareketin bazı üyelerini tutuklamasının ve bir uzlaşma çerçevesinde serbest bırakmayı reddetmesinin ardından geniş bir gerilim alanına girdi.
Yönetim, Batı Şeria'daki siyasi varlığını göstermeye çalışırken, özellikle Kudüs'te yaşanan gelişmeler ve olaylar da Hamas'ı sadece Gazze Şeridi'ni değil tüm Filistin topraklarını savunma çemberine sokuyor.
Bu durum, harekete özellikle Nablus, Kudüs ve Cenin olmak üzere Batı Şeria'daki şehirlerde gerçekleşen gösterilerde ve halk hareketi açısından sembolik bir varlık kazandırıyor.
Ayrıca bu, iki taraf arasındaki uzlaşma yolunu tamamlamak için aralık ayı sonunda Cezayir'de Hamas Hareketi ile bir araya gelmesi beklenen Filistin Yönetimi'ne hitap etmiyor.
Filistin Yönetimi'nin zayıflığı, hedeflerinin dağılması ve çöküşü ortasında Hamas, Batı Şeria'yı bir sonraki hedef olarak görüyor. Bu nedenle de deneyime sahip hazır bir alternatif olacak.
Hareket, hem yasama hem de cumhurbaşkanlığı seçimlerini yapma seçeneğine bel bağlarken, önce bölünmeyi sona erdirmek ve Filistin Kurtuluş Örgütü'nün (FKÖ) statüsünü reforme eden bir sonraki adıma geçmek amacıyla bu seçimler için çabalıyor.
Ayrıca İsrail'i yok etmek isteyen bir terör hareketi olarak görülmeye devam etmek yerine gerçek meşruiyete ve resmi bir varlığa geçmeyi amaçlıyor. 
Seçimlere katılma meselesi, özellikle şu ana kadar pek olası olmayan seçimlerde FKÖ'nün de varlık gösterecek olması nedeniyle, günümüzde hala hareket içinde büyük bir siyasi tartışma konusu.
Zira FKÖ'nün varlığı, İsrail'in bütünüyle resmi olarak tanınması anlamına geliyor. Her halükârda hareket, şu anda Filistin Yönetimi'ne herhangi bir taviz vermeyecek.
 
Gerçek kriz
Hamas, siyasi ve stratejik sahneyi yönetmeye devam etme çıkmazıyla karşı karşıya. Filistin İslami Cihat Hareketi'nin yanında son çatışmalara girmedi.
Bu durum ise kendisini, direnişi terk etmek ve Gazze Şeridi'nde cihatçı grupların tavrını desteklemekle suçlanma çemberine soktu.
Bu durum, hareket için büyük bir sıkıntıya neden olurken, Hamas'ın mücadele edebilecek bir direniş hareketi değil, siyasi bir parti olduğuna ilişkin tavırlara yol açtı.
Hamas liderleri ise gerçek bir sorun olmadığı, direnişin bir seçenek değil, daha çok bir gerçeklik ve Hamas'ın diğer Filistinli gruplarla ilişkileri çerçevesinde üzerine inşa edilebilecek bir konum olduğu yönünde açıklamalar yaptı.
Ayrıca Hamas, takındığı tavrın göz ardı edilemeyecek önemli hesaplamalara dayandığını, hareketin hala güçlü olduğunu, siyasi ve stratejik seçeneklerini ve pozisyonlarını İsrail tarafına dayattığını ve ateşkesin istikrara kavuşturulmasının hala önemli ve var olan bir gerçeklik olduğunu vurguladı. 
Gerçekler ise hareketin Filistin Yönetimi ile ilişkilerinin yeniden kurulmasının biraz zaman alacağını, uzlaşmanın gerçekleşmeyeceğini, Hamas'ın Gazze'deki varlığını yeniden konumlandırdığını ve meselenin kapandığını gösteriyor.
Dolayısıyla uzlaşı sağlanan konuları tamamlayabilecek bir arabulucu olarak Cezayir'den bahsetmek mümkün olmayacaktır.
Zira Cezayir bildirgesinin başarılı olabilmesi için, önemli önceliklere, görevlere ve unsurlarını tasfiye edecek kapsamlı bir anlaşmaya ihtiyacı var.
Filistin Yönetimi, özellikle şu anda Hamas'ın Batı Şeria'da herhangi bir siyasi veya sosyal faaliyetine izin vermemekte kararlı.
Ayrıca Filistin sokaklarında kamusal veya özel faaliyetler yoluyla yapılacak herhangi bir uygulamaya da engel olacaktır.
Bu durum ise günümüzde yaşananları ve kuruluşundan 35 yıl sonra Hamas hareketinin varlığını kutlamak için yaptığı hazırlıkları açıklıyor.

Belirlenmiş öncelikler
Hareket şu anda hareketin finansmanı ve faaliyetleri üzerindeki kısıtlamalar ortasında bahsedilen konuların nasıl inşa edileceği, silahlanma sistemini kimin finanse ettiği ve Türkiye ve İran'a bel bağlama açısından yaşananlar ortasında kimden eğitim alınacağı da dahil olmak üzere bir dizi sorunla meşgul.
Hareketin siyasi makamı son dönemde tacize uğramaya başladığı için Malezya, Endonezya ve hatta bazı Orta Asya cumhuriyetlerinde ve özellikle Rusya'da, ticari kanallar ve kaynaklar açılması konusunda da tartışmalar var.
Ayrıca İsrail'in Türk şehirlerindeki eğitim ve hazırlık merkezlerini kapatma şartı ortasında Hamas, başka yerlere ihtiyaç duyuyor. Bu da Ürdün'e geri dönüş ihtimaline dair soru işaretlerine neden oldu.
Hareket, aşırı sağın iktidara gelmesi ortasında İsrail'le var olan statükoyu olduğu gibi koruma kriziyle karşı karşıya. Bu durum, Hamas'ın çatışma isteyen ve gece gündüz açıkça Şeridi vurmak ve mevcut sükûneti bozmak için çağrıda bulunan bu aşırılık yanlısı yüzlerle nasıl başa çıkılacağını derinlemesine araştırdığını gösterecektir.
Hareket de içerisinde bulunduğu dönemde bunları öncelikleri arasına koyuyor. İktidar koalisyonunun güçlenmesini sürdürebilecek yeni bir çatışmaya girme korkusuyla, İsrail Başbakan Binyamin Netanyahu'nun bağlı kalmak istediği mevcut sahnenin devamını sağlamak için Mısır ve Katar arabulucuları aracılığıyla mesajlar vermeye çalışıyor.
Durum, ilk günlerinde hükümet içinde daha fazla çatlaklara yol açabilir. Dolayısıyla Hamas hareketi, sakinleşmek için çalışacak ve bir sonraki pozisyonları beklemeye başlayacak. Her halükârda hareketin askeri kanadı, İsrail'le yeni bir mücadele için çabalıyor. 

Hareket etme kriterleri
Şu anda Hamas içerisinde ortaya koyulan zorlu kontroller ortasında ve sakinleşme veya gerginliği tırmandırma öncelikleriyle ilgili çekişmeli koşullar ışığında Hamas, birkaç eksende hareketliliğe öncelik veriyor.
İlk olarak Hizbullah ve iç direniş örgütleriyle ilişkilerini güçlendirirken, Arap desteği eksenine bağlı ve (genel çerçevesi içinde Filistin'in pozisyonuna hizmet eden bir gelişme olsa bile) bazı kesimlerin girişimlerine izin vermiyor.
Fetih Hareketi ile herhangi bir çıkarı tamamlamak da öncelikleri arasında yer almayacak. Yani uzlaşının tamamlanması en azından öngörülebilir gelecekte ertelenecek. 
İkinci olarak ülke dışı da dahil gerçek, tutarlı, güçlü ve kabul görmüş bir meşruiyet elde etmeye hazırlık olarak, faaliyetlerini meşrulaştırmaya yöneldi.
Bu durum, geçmişe nazaran farklı bir konum inşa etmeyi amaçlayan Hamas içerisinde genel bir tavır oluşturma çerçevesinde gelişti.
Zira bölgedeki ve bölge dışındaki istikrarsızlık durumu, Hamas'ın böyle bir adım atmasını gerektirecek.
Hamas hareketi, bölgedeki ana aktörlerin, kendisiyle başka bir taraf olarak değil, önde gelen bir taraf olarak onunla ilgilenmeye devam edeceğinin ve Filistin Yönetimi'nin, belirli ve önemli çevrelerde resmi olarak hareket etmeyi sürdüreceğinin de farkında.

Son notlar
Hamas hareketinin '35 yıl önce göreve başlama' kutlamasının yıldönümünde, 'alternatif seçeneklerin neler olduğu' ve 'hareketin, sivil ve askeri çerçevesiyle bir süreklilik ve karşı tarafla mücadele kriziyle karşı karşıya kalıp kalmayacağı' da dahil olmak üzere pek çok önemli soru gündeme geliyor.
Hamas, hala fon sağlamakla kalmayıp, Gazze Şeridi içerisinde ve dışında hesapları yeniden düzenlemeye, seçimler yapılana kadar ana çıkarlarına ulaşmak için birden fazla yol üzerinde çalışmaya yönelmiş durumda.
Ayrıca Hamas, gerçekçi ve faydacı bir hareket olduğu için her yönde ve eğilimde çalışacak, tek bir yolda durmayacaktır.



Suriye zorlu iki yıllık bir Amerikan sınavı dönemine mi giriyor?

Washington'da, Trump'ın yaptığı gibi Suriye'ye yönelik yaptırımları sonlandırmak konusunda aceleci davranıldığı mı sorgulanıyor (AFP)
Washington'da, Trump'ın yaptığı gibi Suriye'ye yönelik yaptırımları sonlandırmak konusunda aceleci davranıldığı mı sorgulanıyor (AFP)
TT

Suriye zorlu iki yıllık bir Amerikan sınavı dönemine mi giriyor?

Washington'da, Trump'ın yaptığı gibi Suriye'ye yönelik yaptırımları sonlandırmak konusunda aceleci davranıldığı mı sorgulanıyor (AFP)
Washington'da, Trump'ın yaptığı gibi Suriye'ye yönelik yaptırımları sonlandırmak konusunda aceleci davranıldığı mı sorgulanıyor (AFP)

Sevsen Mehenna

Suriye, sahil bölgesindeki kanlı olaylarla ilgili soruşturma raporunu yayınladığı sırada, ABD Temsilciler Meclisi Finansal Hizmetler Komitesi, ABD'nin Suriye'ye uyguladığı yaptırımları düzenleyen Sezar Yasası'nı yürürlükten kaldırmak yerine, yeniden düzenleyen bir yasa tasarısını onayladı. “Suriye Yaptırımları Sorumluluk Yasası” başlıklı yasa tasarısı, 31 kabul, 23 aleyhte oyla kabul edildi. Bu onayla birlikte, yasa tasarısı yürürlüğe girmesi için geçmesi gereken bir sonraki aşamaya geçiş yaptı.

 

Temsilciler Meclisi Dışişleri Komisyonu Ortadoğu ve Kuzey Afrika Alt Komitesi Başkanı Cumhuriyetçi Senatör Michael Lawler tarafından 16 Temmuz'da sunulan yasa tasarısı, bankacılık kısıtlamalarını gözden geçirmeyi, kara para aklamayla mücadele imkânlarını artırmayı ve Sezar Yasası'nı kalıcı olarak yürürlükten kaldırmak için insan hakları ile ilgili şartlar koşmayı amaçlıyor. Lawler, tasarının Kongre'nin Suriye'ye yönelik tüm yaptırımları sonlandırmak için benimsemeyi planladığı icraatları gözden geçirmek amacıyla, “azınlıkların ve dini özgürlüklerin korunması ve Captagon ticaretiyle mücadele” çağrısında bulunduğunu belirtti.

Yasa tasarısı neyi öngörüyor?

Ayrıntılı olarak yasa tasarısı, yaptırım muafiyet süresinin 180 günden iki tam yıla uzatılmasını öngörüyor. Ayrıca, ABD yönetiminin Suriye hükümetinin belirtilen koşullara uyumunu iki yıl üst üste veya 2029 sonuna kadar teyit etmesi halinde Sezar Yasası'nın tamamen feshedilmesini de öngörüyor.

Tasarı ek olarak, ABD yönetiminin Kongre'yi Suriye Merkez Bankası'na tanınan düzenleyici ve idari kolaylıklar konusunda bilgilendirmesini gerektiren bir madde de içeriyor. Yasa tasarısı Temsilciler Meclisi Maliye Komitesi'nden geçmiş olsa da, yasalaşmadan önce Temsilciler Meclisi Dışişleri Komitesi tarafından incelenmesi ve hem Temsilciler Meclisi'nde hem de Kongre'de nihai olarak oylanması da dahil olmak üzere atılması gereken birkaç adım var.

Bu arada, ABD’deki medya kuruluşları Suriye hükümetini güneyde, özellikle Suveyda şehrinde yaşanan son olaylar nedeniyle eleştirdi. Wall Street Journal başyazısında, “Suriye Özel Temsilcisi Büyükelçi Tom Barrack'ın tekrar tekrar yaptığı merkezileşme yanlısı yorumlar, Suriye hükümetini İsrail'in uyarılarına rağmen Suveyda'ya asker göndermek için yeşil ışık yaktığına inandırdı” ifadeleri yer aldı. Gazete, Kongre'de bazı kişilerin “ABD'nin Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara'yı destekleme konusunda daha fazla temkinli olması gerektiğini” belirttiğine de işaret etti. Temsilciler Meclisi Finansal Hizmetler Komitesi'nin tasarıyı değerlendirmesinin bir denetim mekanizması oluşturacağı ve Suriye'ye yönelik yaptırımların daha fazlasının sonlandırılması için gereken koşulları belirleyeceği de belirtildi.

Beyaz Saray, Temmuz ayı başlarında Başkan Donald Trump'ın Suriye'ye yönelik yaptırımları sonlandıran bir başkanlık kararnamesi imzaladığını duyurmuştu. Bu başkanlık kararnamesi, eski Suriye devlet başkanı Beşşar Esed, yardımcıları, DEAŞ ve Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt'in “İran'ın vekilleri” olarak tanımladığı gruplara yönelik yaptırımları ise sonlandırmadı.

Peki Finansal Hizmetler Komitesi, Sezar Yasası’nı feshetmek yerine neden yeniden düzenlenmesini onayladı?

Birçok Suriyeli muhalif, Şara'nın Suriye'de iktidara gelmesinden bu yana, Alevileri hedef alan sahil olaylarıyla başlayan, daha sonra Ceramana ve Sahnaya'da ve son olarak Suveyda'da devam eden kanlı olayların hız kesmeden devam ettiğini düşünüyor. Bu nedenle Washington, Şam'ın yeni bir istikrar dönemine doğru ilerlediğine halen şüpheyle yaklaşıyor. Bu sebeple de Kongre Finansal Hizmetler Komitesi, Sezar Yasası'nı yürürlükten kaldırmak yerine “Suriye Yaptırımları Sorumluluk Yasası” başlığı altında yeniden düzenlemeyi tercih ederek iki mesaj verdi; ihlaller devam ettiği sürece Suriye yaptırımlardan muaf tutulmayacaktır. Bununla birlikte Şam hükümeti suçları durdurma, azınlıkları koruma ve bölgesel nüfuz eksenlerinden kurtulma konusunda gerçek bir istek gösterirse, kapı açık kalmaya devam edecektir.

Esed sonrası Suriye’ye yeni Amerikan bakışı

Bu düzenleme, yeni Suriye'nin ne savaş kartlarının ne de barışın ana hatlarının belirlenmediği bir savaş arenası olmayı sürdürdüğü konusundaki Amerikan algısını yansıtıyor. Şara'nın iktidara gelmesinden itibaren, ABD'nin Şam'a yaklaşımı değişti. Washington artık Suriye’de durumu eskisi gibi, devrik cumhurbaşkanına bağlı tek bir blok olarak görmüyor. Aksine, Suriye'yi siyasi değişim ve iç reform belirtileri gösterirse uluslararası sisteme kademeli olarak yeniden entegre edilebilecek bir ülke olarak görüyor. Bu nedenle, Finansal Hizmetler Komitesi, Sezar Yasası'nı feshetmek yerine yeniden düzenlemenin ABD yönetimine siyasi ve ekonomik esneklik sağlayacağını, yaptırımları Suriye'yi tamamen tecrit eden bir kılıç yerine seçici bir baskı aracı olarak kullanmasına olanak tanıyacağını düşündü.

Hızlı ve şaşırtıcı bir öneri

Şam henüz yasa tasarısı hakkında resmi bir açıklama yapmamış olsa da, Suriye-Amerikan Konseyi, Sezar Yasası'nı yeniden düzenleyen yasa tasarısına açıkça karşı çıktığını duyurdu. Bu tasarının yaptırımları örtülü bir şekilde genişlettiği ve yaptırımları tamamen sonlandırma çabalarına doğrudan bir tehdit oluşturduğu konusunda uyardı. Özünde, Suriye'nin istikrar, yeniden inşa ve mültecilerin geri dönüşü yönünde temkinli adımlar atmaya başladığı bir dönemde yaptırım sisteminin daha da güçlendirilmesi anlamına geldiğini belirtti.

Eski ABD Dışişleri Bakanlığı danışmanı ve Cumhuriyetçi Parti üyesi Hazem Ghabra, yasa tasarısının çok hızlı ve ani bir şekilde sunulduğunu söyledi. Güneybatı Suriye'de, özellikle de Suveyda kentinde yaşananların bir sonucu gibi göründüğünü ifade etti. Washington'da, Trump'ın Suriye'ye yönelik yaptırımları aceleyle sonlandırması gibi, yaptırımları sonlandırmakta acele etmek ile ilgili soruların  gündemde olduğunu ve yaptırımların kaldırılmasının temel amacının, siyasi nedenler değil, ekonomik ilerleme ve toparlanmanın önündeki engellerin kaldırılması olduğunu kaydetti.

Sözlerini sürdüren Ghabra, Suriye hükümetinin yurt dışına yönelmek ve uluslararası diplomatik çalışmalara katılmak için gerekli iç, siyasi ve sosyal reform sürecini başlatmak amacıyla attığı adımların ne olduğunu, başka bir deyişle, dış diplomatik aktivizmin, geçen hafta diplomatik faaliyetlerin çoğuyla birlikte kısmen çöken kırılgan bir iç yapıya mı dayandığını sorguladı.

Ghabra, bazı Kongre üyelerinin bir tür denetim uygulanması ve Suriye hükümetine, Suveyda'da yaşananlara yol açan kötü bir yönetimin varlığı halinde kaybedecek bir şeyleri olacağının altının çizilmesinin gerektiğini düşündüklerini belirtti. Buradan hareketle, bu yasayı sunma ihtiyacı, bu soruları ele almanın ve Sezar Yasası’nın yürürlükten kaldırılması sürecini planlamanın bir yolu olarak öne çıktı. Böyle bir yasa yürürlüğe girdiğinde, Dışişleri Bakanlığı ve Hazine Bakanlığı gibi ABD hükümet kurumlarının, Suriye hükümetinin yaptıkları ile yapmadıklarının sürekli ve açıkça tanımlanmış bir şekilde denetlenmesine yönelik çalışmalarını aktifleştirecektir. Oylamadan geçeceğine çok güvenilmese de, bunun ABD’deki siyasetçilerin büyük bir kesiminin düşünce yapısının bir göstergesi olduğu biliniyor.

Suveyda olayları ve etkileri

Sosyal medyada, silahlı kişilerin aralarında Husam Saraya adlı bir ABD vatandaşının da bulunduğu aynı aileden sekiz erkeği, göz altına aldıktan sonra öldürdüklerini gösteren videolar dolaşıma girmişti. ABD Dışişleri Bakanlığı da vatandaşlarından birinin ölümünü doğrulayarak endişelerini dile getirdi ve hesap sorulması çağrısında bulundu. Bu arada, İnsan Hakları İzleme Örgütü, hükümet güçleri de dahil olmak üzere tüm tarafları ihlallerde bulunmakla suçlayan bir rapor yayınladı.

Bu nedenle, özellikle Dürzi azınlığı etkileyen son olaylar, yaptırımların tamamen sonlandırılmasına yönelik herhangi bir tartışmanın engellenmesinde önemli bir rol oynadı. Bu olaylar, yeni hükümetin güvenliği sağlama veya mezhepsel kaosu önleme becerisine dair şüpheci olmak ve daha önce eski rejime atfedilen rastgele tasfiye taktiklerinin devam ettiğinin kanıtı olarak görüldü.

Paris'te yaşayan Suriyeli avukat ve siyasi aktivist Zeyd el-Azm, temsilciler ve Pentagon da dahil olmak üzere Amerikan kurumlarının, yeni rejimin mezhep, din veya etnik kökenlerine bakılmaksızın tüm Suriyelileri kapsayabileceği konusunda kendisine tam ve yeterli bir şekilde güvenemediğini söyledi. “Trump'ın danışmanları ve terörle mücadele yetkilileri aracılığıyla daha ilk günden gözlemlediğimiz de buydu. Yeni geçiş dönemi otoritesine şartlar koşulması gerektiğini, çünkü bu otoritenin diğer Suriyeli unsurlara karşı ihlallerde bulunmayacağının garantisi olmadığını söylediler” dedi.

“Son aylarda, Mart ayında Suriye sahilinde, Nisan ayında Sahnaya'da ve en son Suveyda'da olmak üzere birçok olay yaşandı. ABD'de yeni Suriye makamlarının davranışları konusunda şüpheleri olanlar, şüphelerinde haklıydı. Bu konular, bazı milletvekillerini ve temsilcileri, yeni Suriye makamlarının davranışlarını izlemek için iki yıllık bir süre belirleme konusunu gündeme getirmeye yöneltti.”

Baskı kartı

Hem Cumhuriyetçi hem de Demokrat partilerden etkili Kongre üyeleri, yaptırımları düzenleyerek devam ettirmeyi haklı çıkarmak için medyadaki haberleri ve insan hakları ihlalleri ve cinayetlerle ilgili raporları gerekçe gösteriyorlar. Sivilleri korumadaki tam yetersizlikler göz önüne alındığında, yaptırımların garantiler olmadan kaldırılmasının, Amerikan hükümetinin suç ortağı sayılmasına yol açacağını savunuyorlar. Düzeltilen yasa, yaptırımların herhangi bir şekilde hafifletilmesinin, ister silahlı gruplar ister Suriye güvenlik güçleri olsun, suç işleyenler için gerçek bir hesap sorma mekanizmaları kurulması ile bağlantılı olduğunu vurgulayan maddeler ekledi.

Suriye güçleri Suveyda'ya girmedi

ABD'nin Suriye ve Lübnan Özel Temsilcisi Tom Barrack, Suveyda'daki olaylara atıfta bulunarak yaşanan korkunç olaylardan dolayı Suriye hükümeti hesap vermelidir dedi ve Suriye'deki azınlıkların yönetime entegre edilmesi çağrısında bulundu.

Ülkesinin “Suveyda'daki gelişmelere belli bir ölçüde endişe, acı ve yardımla karşılık verdiğini” belirten Barrack, ülkesinin “düşmanca koşulların bulunduğu hiçbir yere daha fazla asker göndermeyeceğini” ekledi.

Associated Press, Barrack'ın “İsrail'in Suriye'ye müdahalesi çok kötü bir zamanda gerçekleşti... Ülkeyi birleştirmek için mevcut Suriye makamlarıyla birlikte çalışmak dışında alternatif bir plan yok” dediğini ve “Suriye ve İsrail arasında deklare edilen ateşkesin yalnızca Suveyda ile ilgili bir anlaşma olduğunu” belirttiğini aktardı.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığı röportaja göre Barrack “mevcut hükümete uygulanabilir bir alternatifin ve alternatif bir planın olmaması durumunda risklerin yüksek olduğunu, Suriye hükümetinin başarısız olması halinde, onu kasıtlı olarak devirmeye çalışanlar olacağını, ancak asıl sorunun neden olacağını” belirtti. Suriye'nin Libya veya Afganistan gibi bir felaket senaryosu ile karşı karşıya kalma olasılığı ile ilgili soruya ise ABD Özel Temsilcisi, “evet, hatta belki daha kötüsü de olabilir” yanıtını verdi.

Sivil barış kurumunun yeniden kurulması

Avukat Zeyd Azm, Suriye'de sivil barışı koruyan bir kurumun, yani ordunun yeniden kurulması gerektiğini söyledi. “18 aylık bir geçiş dönemi belirleyen BM’nin 2254 sayılı kararına geri dönmeliyiz. Bu ideal olmasa da, Şara’ya verilen beş yıllık süreden çok daha iyi” dedi.

Yine bazıları, ABD'nin Sezar Yasası’nı yürürlükten kaldırmak yerine düzenlemeyi onaylayarak, yeni Suriye hükümetine ihlalleri durdurması ve milisler üzerinde devlet kontrolünü sağlaması için baskı yapmaya çalıştığını düşünüyor. Bunun amacı, Suriye'nin tamamen tecrit edilmesini önlemek ve böylece tamamen Rusya, Türkiye ve İran'ın bölgesel nüfuz alanına dönüşmesini engellemektir. Son olaylar, yaptırımların sürdürülmesini meşrulaştırmak için siyasi bir koz olarak kullanılıyor ve her türlü ekonomik rahatlama, sivilleri ve azınlıkları korumak ve daha kapsayıcı bir siyasi sistem inşa etmek için atılacak somut adımlara bağlanıyor. Bunun dışında Sezar Yasası’nın tamamen yürürlükten kaldırılması Suriye ve müttefiklerine verilecek karşılıksız bir armağan olacaktır.