Macron'un liderlerini değiştirme talebi sonrası Lübnan'da sessizlik hakim

Fransa Cumhurbaşkanı, Ağustos 2020'deki patlamanın ardından Beyrut limanını ziyaret etti (Getty Images)
Fransa Cumhurbaşkanı, Ağustos 2020'deki patlamanın ardından Beyrut limanını ziyaret etti (Getty Images)
TT

Macron'un liderlerini değiştirme talebi sonrası Lübnan'da sessizlik hakim

Fransa Cumhurbaşkanı, Ağustos 2020'deki patlamanın ardından Beyrut limanını ziyaret etti (Getty Images)
Fransa Cumhurbaşkanı, Ağustos 2020'deki patlamanın ardından Beyrut limanını ziyaret etti (Getty Images)

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Lübnan’daki siyasi liderlerin değiştirilmesi ve ‘reformları engelleyenlerin görevinden el çektirilmesi’ çağrısında bulunarak yaptığı sert ve üstten açıklamalara, bu liderlerin verdiği ‘tek yanıt’ sessizlik oldu.
Macron'un medya tarafından aktarılan açıklamaları, Fransa Cumhurbaşkanı’nın Lübnan siyasi sınıfını hedef aldığı en sert açıklamalar olarak öne çıkıyor. Macron, Beyrut'u iki kez ziyaret etmişti. Bunlardan ilki Ağustos 2020'de Beyrut limanındaki patlamadan sonraydı, ikincisi ise bir ay sonraydı. Burada Lübnanlı liderleri Fransız Büyükelçiliği merkezinde bir yuvarlak masa etrafında toplamış ve onları yeni bir hükümetin kurulmasını sağlayacak siyasi bir formül üzerinde anlaşmaya davet etmişti.
Demokratik Buluşma Bloğu’ndan milletvekili Bilal Abdullah, Şarku’l Avsat’a verdiği röportajda Macron’un sözlerine yanıt olarak, ‘Lübnan'daki liderliği ve siyasi sistemi değiştirmenin, liderlerinin kim olacağına tek başına karar veren Lübnan halkının iradesine bağlı bir egemenlik meselesi’ olduğunu vurguladı.
Güçlü Cumhuriyet Bloğu’ndan milletvekili Gassan Hasbani ise bu konuda “Reformları kim engelliyor? En önemlisi de Uluslararası Para Fonu (IMF) ile üç yıl önce Bankacılık Sektörünün Yeniden Yapılandırılma Yasası konusunda anlaşmayı bozan kimdi? Gümrük tahsilatını kim engelliyor? Düzenleyici bir kurum kurmayı reddederek elektrik sektöründeki reformu kim engelliyor? Telekomünikasyon sektörünü kim sistematik olarak tahrip ediyor?” yorumunda bulundu.
Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada Hasbani “Oturumların yeter sayısını bozarak cumhurbaşkanı seçilmesini engelleyenin kim olduğu malum olduğu gibi; reformları engelleyen, yıllardır yürütme organında bulunan ve dış ve Arap yardımlarını engelleyenin kim olduğu da malumdur” ifadelerini kullandı.



AB: Gazze’deki savaş nedeniyle artan bir terör tehdidiyle karşı karşıyayız

Fransız polisi, Paris’te geçtiğimiz cumartesi günü meydana gelen bıçaklamanın yaşandığı yerde güvenlik önlemleri aldı. (AFP)
Fransız polisi, Paris’te geçtiğimiz cumartesi günü meydana gelen bıçaklamanın yaşandığı yerde güvenlik önlemleri aldı. (AFP)
TT

AB: Gazze’deki savaş nedeniyle artan bir terör tehdidiyle karşı karşıyayız

Fransız polisi, Paris’te geçtiğimiz cumartesi günü meydana gelen bıçaklamanın yaşandığı yerde güvenlik önlemleri aldı. (AFP)
Fransız polisi, Paris’te geçtiğimiz cumartesi günü meydana gelen bıçaklamanın yaşandığı yerde güvenlik önlemleri aldı. (AFP)

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu İçişlerinden Sorumlu Komiseri Ylva Johansson, Gazze'de devam eden savaş nedeniyle AB’nin şu anda artan bir terör tehdidiyle karşı karşıya olduğunu söyledi.

AB ülkelerinin içişleri bakanlarının toplantısına katılmak üzere Belçika'nın başkenti Brüksel'e giden Johansson açıklamasında “İsrail ile Hamas arasındaki savaş ve toplumumuzda yarattığı kutuplaşma göz önüne alındığında, yaklaşan tatil sezonuyla birlikte Avrupa Birliği'nde artan, büyük bir terör saldırısı riski ortaya çıkıyor” ifadelerini kullandı.

AB yetkilisi, geçtiğimiz cumartesi günü Paris'te meydana gelen ve bir Alman turistin öldürüldüğü, iki kişinin de yaralandığı bıçaklı saldırıya işaretle, daha önce yaşanan olaylara atıfta bulundu.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Johansson ayrıca ibadet yerlerinin korunması için ilave 30 milyon euro sağlanacağını bildirdi.

Avrupa Birliği bakanlarının, Gazze ve Ukrayna'daki savaş zemininde blok içindeki güvenlik konusunu tartışması planlanıyor. Gündemde ayrıca Avrupa Birliği içinde serbest, vizesiz dolaşıma yönelik Schengen bölgesi ve bloğun sığınma ve göç prosedürlerinde reform yapılmasında kaydedilen ilerleme de yer alıyor.