JFK suikastı dosyaları erişime açıldı ama gerçek gizli kalmaya devam ediyor

Olayın baş şüphelisi ile CIA arasında geçen diyalogların saklanması komplo teorisini güçlendirdi

ABD Başkanı John Kennedy'nin 1963'te Teksas'ta suikasta uğradığı an (AFP)
ABD Başkanı John Kennedy'nin 1963'te Teksas'ta suikasta uğradığı an (AFP)
TT

JFK suikastı dosyaları erişime açıldı ama gerçek gizli kalmaya devam ediyor

ABD Başkanı John Kennedy'nin 1963'te Teksas'ta suikasta uğradığı an (AFP)
ABD Başkanı John Kennedy'nin 1963'te Teksas'ta suikasta uğradığı an (AFP)

Beyaz Saray tarafından ABD Başkanı John F. Kennedy'nin 22 Kasım 1963 tarihinde uğradığı suikast ile ilgili 13 bin belgenin erişime açıldığını duyurmasının ardından, çok sayıda ABD'li, eski Başkan Donald Trump ve mevcut Başkan Joe Biden'ın 1992'de çıkarılan, hükümeti ve güvenlik servislerini şeffaf olmaya ve 2023'te 60'ıncı yıldönümü olacak suikastın tüm belgelerinin gizliliğini kaldırmaya zorlayan bir yasaya uymamış olmalarından ötürü hayal kırıklığına uğradı.
Peki ABD başkanları dünyayı şoke eden ve bugüne kadar hangi şartlar altında gerçekleştirildiği açıklığa kavuşturulamayan olayın etrafındaki sır perdesini aralamamakta neden ısrar ettiler. Erişime açılmayan toplam belgelerin yüzde üçünde hangi bilgiler saklanıyor?
Suikast ile ilgili gerçek bir gün ortaya çıkacak mı yoksa sır olarak mı kalacak?

Erteleme
ABD Başkanı John F. Kennedy (JFK) suikastıyla ilgili belgelerin yüzde 97'si, Başkan Biden'ın başkanlık kararıyla Amerikan kamuoyunun erişimine açıldı.
Ancak, JFK suikastının belgelerini barındıran Ulusal Arşivler ve Kayıtlar İdaresi'ne (NARA) göre bu belgelerin yüzde üçünü oluşturan 4 bin 300 belge güvenlik nedenleriyle erişime açılmadı.
Bu haber, sadece araştırmacıları ve uzmanları hayal kırıklığına uğratmakla kalmadı, aynı zamanda Sovyetler Birliği ile Soğuk Savaş'ın doruğa çıktığı bir dönemde ABD'nin genç başkanının öldürülmesiyle ilgili komplo teorilerini de güçlendirdi.
Independent Türkçe'de yer alan habere göre Beyaz Saray, JFK suikastının yarattığı derin milli trajedinin tarihin sayfalarında ve o korkunç günü hatırlayan birçok ABD'linin hafızasında hâlen yankılandığını ve suikastla ilgili kayıtları koruma ihtiyacının zamanla azaldığını resmen kabul etse de bu, Başkan Biden yönetiminin, NARA tarafından daha fazla incelenmesi gerektiği bahanesiyle en önemli belgelerin erişime açılmasını 30 Haziran'a ertelemesine engel olmadı.

Virginia Üniversitesi Siyaset Merkezi direktörü ve "The Kennedy Half-Century: The Presidency, Assassination, and Lasting Legacy of John F. Kennedy" (Kennedy'nin Yarım Yüzyılı: John F. Kennedy'nin Başkanlığı, Suikastı ve Mirası) adlı kitabın yazarı Larry J. Sabato, belgelerin erişime açılmasıyla ilgili yaptığı değerlendirmede, "Bazı gizli şeyler açığa çıksa da 1963 yılında, o gün yaşanan hikayeyi hiçbir şey değiştiremez. Eğer insanlar, Oswald'ın Kennedy'nin öldürülmesinde tek başına hareket etmediğine ve CIA'nin bir şekilde işin içinde olduğuna dair komplo teorilerini destekleyecek kanıt arıyorlarsa, burada böyle bir kanıt bulamayacaklar. Çünkü mesele Oswald'ın Kennedy'yi öldürme planının bir parçası olduğu değil, CIA ve FBI işlerini yapsaydı suikastın önlenebilecek olmasıydı" yorumunda bulundu.

Komplo teorileri güçlendi
İşin ilginç yanı CIA tarafından geçen perşembe günü yapılan açıklamalarda, son olarak yayımlanan dosyaların çoğunun tarihi kayıtları değiştirmediğini, suikast ve soruşturma ile hiçbir bağlantısı olmadığını belirtmesiydi.
CIA sözcüsü yaptığı açıklamada, Oswald'in Mexico City ziyaretiyle ilgili bilgilere nasıl ulaştığına daha önceki açıklamalarda yer verildiğini, 2022'de erişime açılan dosyalarda bu konuda yeni bir bilgi bulunmadığını söyledi.
Ayrıca, JFK suikastı dosyalarından 28'inin erişime açılmaması Sabato'nun komplo teorilerini güçlendirdi.
Çünkü Sabato'ta göre eğer bunlar önemli bilgiler içeren belgelerse kayboldukları anlamına gelir ve bu da komplo teorilerine inanan herkesi bir komplo olduğuna ikna etmeye yeterlidir.
En önemli dosyaların erişime açılmasının sürekli olarak ertelenmesi, birçok kişinin olayla ilgili komplo teorileriyle şekillenen yorumlamalar yapmasına yol açıyor.
Çünkü bazı çevreler, komünizme sempati duyan ve bir Rus kadınla evli olan Oswald'in, JFK'nın eski Küba Devlet Başkanı Fidel Castro'yu devirme girişimleri,1961 yılındaki Domuzlar Körfezi Harekatı'nın başarısız olması ve 1962 yılının Ekim ayında Sovyetler Birliği ile ABD arasında yaşanan Küba Füze Krizi'nin ardından Castro ya da Rusya'nın istihbarat servisleri tarafından görevlendirildiğine inanıyorlar.
Hatta bazı çevreler, suikastın arkasında Kennedy'nin siyasi muhaliflerinin ve onun ölümünde çıkarı olan tarafların olduğunu iddia etti.
Belki de şimdiye kadar ifşa edilmemiş binlerce belgeyi elinde tutan CIA ya da FBI'ın suikast planını desteklemiş olabileceğini bile öne sürdüler.
Erişime açılmayan dosyalar arasında George Joannides adlı gizemli bir CIA ajanı ile ilgili 44 belge yer alıyor.
Geçen ekim ayında CIA ve FBI'ın Kennedy suikastına ilişkin ellerinde bulunan tüm gizli bilgileri açıklamaya zorlanması amacıyla dava açan Mary Ferrell Vakfı araştırmacılarına göre Joannides, Küba ile ilgili gizli bir program yürütüyordu ve Kennedy'nin vurulmasından dört ay önce Lee Harvey Oswald ile temasa geçmişti.
Özellikle Joannides ile ilgili belgeler, davaya göre ABD Ulusal Arşivleri'nin eski Başkan JFK suikastı ile ilgili dokümanları arasında yer almamasından ötürü erişime açılan son dosyalarda da aslan payına sahip değildi.

Oswald'in CIA ile ilişkisi 
Öte yandan CIA yetkilileri, ellerinde bulunan Joannides belgelerinin sayısını inceliyor.
Ayrıca Başkan Biden, 1992 tarihli Belgelerin İfşa Edilmesi Yasası'nın askeri savunma, istihbarat operasyonları, kolluk kuvvetleri ve dış ilişkilerdeki tutumlar ilgili bazı zararlara karşı korunmak için bilgilerin açıklanmasının ertelenmesine izin verdiğini açıkladı.
Ancak 1994-1998 yılları arasında 1992 tarihli Kennedy Suikast Kayıtları Toplama Yasası uyarınca kurulan Kennedy Suikast Kayıtları İnceleme Kurulu'na başkanlık eden Yargıç John H. Tunheim, söz konusu iddiaları 1990'lı yıllarda duyduğunu, ancak onlara inanmadığını söyledi.
Bu ay içinde Başkan Biden'a bir mektup yazan Tunheim, onu hukukun ruhuna saygı duymaya çağırdı. Tunheim, mektubunda 1963'te 'Devrimci Öğrenciler Grubu' adlı Küba lideri Fidel Castro karşıtı bir grubu yöneten Joannides'ın izlediği programa atıfta bulundu.
Grubun, suikasttan önceki aylarda New Orleans'ta Oswald ile temasa geçmiş olması, bazı çevrelerin Kennedy cinayetinde CIA'nin suç ortağı olduğuna dair spekülasyonlar yapmasına yol açtı.
Oswald, Devrimci Öğrenciler Grubu ile temas kurduğu ve kamuoyunda Küba lideri Castro'yu destekleyen bir aktivist olarak tanındığı dönemde ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), iki yıl önce CIA tarafından düzenlenen Domuzlar Körfezi Harekatı başarısızlığını telafi edip Castro'ya karşı bir askeri müdahaleyi haklı çıkarmak ve olayı Küba'nın üstüne yıkmak amacıyla ABD'ye karşı sahte bir saldırı düzenlemek üzere 'Northwoods Operasyonu' adlı bir plan yaptı. 
Mary Ferrell Vakfı, ABD yönetimine açtığı davada Northwoods Operasyonu belgelerinin yanı sıra, CIA'nin Castro'ya suikast düzenleme planları, Başkan Kennedy'nin özel danışmanlığını yapan etkili tarihçi Arthur Schlesinger Jr.'ın 30 Haziran 1961 tarihinde CIA ile ilgili eleştiri notu ve JFK'nın Domuzlar Körfezi Harekatı başarısızlığından sonra CIA'nin yeniden yapılandırılması ilgili belgelerin ortaya çıkmasını talep ediyor.

Cevapsız sorular
Mary Ferrell Vakfı Başkan Yardımcısı ve JFK suikastı uzmanı Jefferson Morley, erişime açılan belgelerin, tarihçi Arthur Schlesinger Jr.'ın notunun hâlâ büyük ölçüde geçerli olduğunu gösterdiğine işaret etti. Morley, CIA'nin suikasttan iki yıl önce yazılan ve performansını açıkça eleştiren bu notla ilgili belgeyi ortaya çıkarmaması halinde zaman iyi niyetli olduğunun ve yasalara uyup uymadığının sorgulanması gerektiğine işaret etti.
Morley'e göre Joannides ve Oswald arasındaki bağlantıya ilişkin belgeler ve CIA'nin aldatmacaları onlarca yıl öncesine uzanırken ancak Kennedy Suikast Kayıtlarını Toplama Yasası ile gün yüzüne çıktılar. Tunheim, CIA'nin 1970'li yıllarda yönetim kurulunu ve ABD Senatosu'nda kurulan bir soruşturma komitesini yanılttığını söyledi.
CIA, Joannides dosyalarının suikastla ilgili olmadığı ve adı karışmadığı için açıklanmaması gerektiğini söylerken, Tunheim bunun doğru olmadığını, çünkü Joannides dosyalarının suikastla yakından alakalı olduğunu vurguladı.
ABD merkezli analiz ve danışmanlık şirketi Gallup tarafından yapılan bir ankete ve geçen hafta Mary Ferrell Vakfı ile demokrat çizgideki anketör Fernand Amande tarafından geçtiğimiz hafta gerçekleştirilen başka bir ankete göre JFK suikastından bu yana ABD'lilerin çoğu suikast mahallinde silahlı olan tek kişinin Oswald olmadığına inanıyor.
Amande, NBC News'e yaptığı açıklamada, "Bir ABD başkanının öldürülmesiyle ilgili, Amerikan tarihinin en önemli meselesine dair altmış yıllık belgelerin erişime açılmasının daha fazla ertelenmesi ve gözden geçirilmesi gerektiğinin söylenmesi, yalnızca daha fazla şüphe uyandırmakla kalmıyor, CIA'nin Başkan Biden'ı ABD'lilerin büyük çoğunluğuyla arası kötü bir siyasetçi durumuna düşürmesine de yol açıyor. İnsanların üstü kapalı bir şekilde CIA'nin Virginia'daki merkezinde büyük bir yozlaşmanın olduğu fikrine kapılmalarına neden oluyor" dedi.

Yeni belirsizlik
Mary Ferrell Vakfı'nın Başkanı Rex Bradford, bundan 20 yıl önce, Başkan Lyndon Johnson ile dönemin FBI Direktörü J. Edgar Hoover arasında geçen bir konuşmaya ait ses kaydının, Başkan Kennedy'nin öldürülmesinden 22 saat sonra gizemli bir şekilde silindiğini keşfettiğini, çünkü Mexico City hikayesinin JFK suikastı için çok önemli olduğunu söyledi.
Bradford, bu yüzden CIA'nin, Oswald'ın Meksika ziyareti hakkında çelişkili hikayeler anlatan CIA ajanı David Atlee Phillips ile Dallas'taki kıdemli bir CIA operasyon yetkilisi olan ve Oswald'ın 1962'de Teksas'a döndüğünden haberdar olup bir CIA ajanına Oswald'ın zararsız olduğunu söylediği anlatılan James Walton Moore gibi CIA çalışanları ile ilgili belgelerin tamamen erişime açılmasını istiyor.

Başkan Kennedy'yi kurtarabilirler miydi?
Erişime açılan yeni belgeler, 1963 yılının aralık ayında Mexico City'deki bir CIA şubesinin, Oswald'in Meksika'dayken Sovyetler Birliği'nin Mexico City Büyükelçiliği ile 1 Ekim'de yaptığı telefon görüşmesini dinlediğini ortaya koyarken, telefon görüşmesinin Meksika Cumhurbaşkanlığı Ofisi ile çok gizli bir ortak operasyonla açığa çıkarıldığı ve Meksikalı güvenlik görevlileri ile kolluk kuvvetlerinin bundan haberi olmadığı ilk kez ortaya çıktı.
Bu da dönemin Meksikalı yöneticilerinin ABD'nin ekseninde olduğunu gösteriyordu.

Madem ortak telefon dinleme merkezi, ABD vatandaşlarının Sovyetler Birliği Büyükelçiliği ile kurdukları temaslara -ki bu ABD yasalarına göre suçtu- ilişkin sık sık bilgi veriyorsa ve ABD'li istihbarat ajanları, kaçmaya çalışan ABD ordusu üyelerini tutukluyorsa neden Oswald'a Sovyetler Birliği Büyükelçiliği ile temas kurduğu için ceza almadı ya da ABD'li ajanlar tarafından tutuklanmadı? 
Eski bir gazeteci ve "A Cruel and Shocking Act: The Secret History of the Kennedy Assassination" (Acımasız ve Sarsıcı Bir Eylem: Kennedy Suikastının Gizli Tarihi) kitabının yazarı Philip Shenon, ABD hükümetinin Oswald'in başkanı öldürme planından haberdar olup olmadığını, CIA'nin, Lee Harvey Oswald'in bir tehlike oluşturduğunu bilip bilmediğini sorgularken "Oswald, Başkan Kennedy'yi öldürme niyetinden bahsettiyse bu bilgiye göre hareket etselerdi, başkanı kurtarabilirler miydi?" diye sordu.



Oscar kazanması beklenen film neden 10 yılda çekilemedi?

Hawke, Linklater'ın Mavi Ay'ında Lorenz Hart rolünde (Sony)
Hawke, Linklater'ın Mavi Ay'ında Lorenz Hart rolünde (Sony)
TT

Oscar kazanması beklenen film neden 10 yılda çekilemedi?

Hawke, Linklater'ın Mavi Ay'ında Lorenz Hart rolünde (Sony)
Hawke, Linklater'ın Mavi Ay'ında Lorenz Hart rolünde (Sony)

Ethan Hawke, yönetmen Richard Linklater'la son işbirliği Mavi Ay'ın (Blue Moon) 10 yılı aşkın süredir yapım aşamasında olduğunu açıkladı.

Mavi Ay'da Hawke'un hayat verdiği Broadway söz yazarı Lorenz Hart, (efsanevi ikili Rodgers ve Hammerstein'ın yarısı olan) eski ortağı Richard Rodgers çığır açan hit müzikali Oklahoma!'nın açılış gecesini kutlarken, özgüveninin yıkılmasıyla yüzleşiyor.

Margaret Qualley, Andrew Scott ve Bobby Cannavale'nin de rol aldığı müzikal drama, Hawke'un Linklater'la çalıştığı 9 film.

Perşembe günü Variety & CNN Actors on Actors röportajında Sydney Sweeney'yle sohbet eden Hawke, Linklater'la onlarca yıldır süren dostluğunun başlangıcını anlattı.

55 yaşındaki Oscar adayı aktör, "23-24 yaşındayken Richard Linklater'ın seçmelerine katıldım ve Gün Doğmadan (Before Sunrise) filmine seçildim. Böylece 30 yılı aşan bir dostluk başladı" dedi. 

10 yıl önce bana [Mavi Ay] senaryosunu verdi. Ben de 'Bu filmi çekmeliyiz' dedim. O da 'Evet, çekeceğiz ama henüz değil' dedi.

Kafası karışan Hawke, "Şimdi çekelim" diye ısrar etmiş ancak Linklater ona "Hayır. Hazır değilsin. Sadece hayal etmeyi sürdürelim" demiş.

Aktör, "Böylece neredeyse 10 yıl boyunca, 18 ayda bir okuma yapıp bunun üzerine konuştuk" diye açıkladı.

En sonunda mutfak masamda bir okuma yaptık, herkes gitti ve ben Rick'e baktım. O da 'Hazırız' dedi.

Hawke, parayı denkleştirip artık başlama vakti olduğunu fark ettiği zaman "korkunun kapıyı çaldığını" söyledi.

Hawke, "O zaman 'Bir saniye, burada çok fazla laf kalabalığı var. Daha fazla zamana ihtiyacım var' diye düşündüm" diye anlattı. 

[Linklater] 'Daha fazla zamanımız yok. Çalışman lazım' dedi.

Görsel kaldırıldı.
Margaret Qualley, Mavi Ay'da Hart'ın ilham perisini canlandırıyor (Sony Pictures)

Önceki günlerde Hawke, içtenlikle canlandırdığı Hart rolüyle Altın Küre adaylığı aldı. Yapım da Müzikal veya Komedi türünde En İyi Film'e aday gösterildi.

Hawke, Sweeney'ye karakteri hakkında "Larry odadaki en küçük ve en büyük kişi" dedi. 

Gey ve bir kadına aşık. Kıskançlıkla içten içe çürüyor ama aynı zamanda sıcakkanlı ve duyarlı biri.

Ekimde vizyona giren Mavi Ay, eleştirmenlerin gözünde başarılı oldu. The Independent'tan Clarisse Loughrey, üç yıldızlı eleştirisinde "Linklater, 1940'ların Broadway ortamını tüm kırılgan zekası ve zarafetiyle ustaca yansıtıyor" diyerek filmi övdü. 

Filmde Frank Sinatra'dan Küçük Kardeşim'e (Stuart Little) kadar her konuda sivri espriler içeren zekice diyaloglar da bolca mevcut.

Ancak Loughrey filmin sorununun, "Hart'la barda geçirdiğimiz süre uzadıkça hikayenin daha da klostrofobik ve moral bozucu hale gelmesi" olduğunu savundu.

Independent Türkçe


Beklenen dövüş filmi "absürt denecek kadar zengin" kadrosuyla geliyor

Beklenen dövüş filmi "absürt denecek kadar zengin" kadrosuyla geliyor
TT

Beklenen dövüş filmi "absürt denecek kadar zengin" kadrosuyla geliyor

Beklenen dövüş filmi "absürt denecek kadar zengin" kadrosuyla geliyor

Canlı çekim Street Fighter filminin ilk fragmanı yayımlandı. 

Video oyunu serisinden uyarlanan filmden ilk görüntüler, Los Angeles'ta düzenlenen The Game Awards'ta izleyicilerle buluştu. 

1993'te geçen filmin oyuncuları da sahneye çıktı. 

Resmi senaryo özetine göre, yolları ayrılan Ryu ve Ken gizemli Chun-Li'nin çağrısıyla dünya çapındaki bir dövüş turnuvasına katılarak yeniden bir araya geliyor. Ancak bu turnuva, hem birbirleriyle hem de geçmişleriyle yüzleşmelerini gerektiren ölümcül bir arka plana sahip.

Ryu'yu canlandıran Andrew Koji, Ken Masters rolündeki Noah Centineo ve Chun-Li'ye hayat veren Callina Liang'ın dışında kadroda pek çok önemli oyuncu var: Cody Rhodes (Guile), Orville Peck (Vega), 50 Cent (Balrog), Jason Momoa (Blanka), Vidyut Jammwal (Dhalsim), Oliver Richters (Zangief), Hirooki Goto (E. Honda), David Dastmalchian (M. Bison), Roman Reigns (Akuma), Andrew Schulz (Dan Hibiki), Eric André (Don Sauvage), Mel Jarnson (Cammy), Rayna Vallandingham (Juli), Alexander Volkanovski (Joe).

Kültür ve sanat siteleri filmin kadrosunun "absürt denecek kadar zengin" olduğunu söylüyor. 

Video oyunlarına odaklanan Kotaku, 1994'te çekilen Son Savaş'a (Street Fighter) kıyasla bu filmin kendisini daha az ciddiye alıyor gibi göründüğünü ve ilk fragmanın heyecan verdiğini bildiriyor. 

Çekimleri 18 Ağustos'ta Avustralya'da başlayan filmin yönetmen koltuğunda Şaka Peşinde'yle (Bad Trip) tanınan Kitao Sakurai oturuyor. Sakurai, 2024'te projeden ayrılan Danny ve Michael Philippou'nun yerine geçti. Philippou kardeşler, korku türündeki Konuş Benimle (Talk to Me) ve Onu Geri Getir'le (Bring Her Back) dikkat çekmişti. 

Başta 20 Mart 2026 diye açıklanan vizyon tarihi de bu değişiklikle birlikte 16 Ekim 2026'ya alındı.

Independent Türkçe, Variety, Kotaku, Rolling Stone


Elden Ring filmi: Hayranlar muazzam bir deneyime hazır olsun

Tarnished (Lekelenmiş) diye seslenilen sürgün savaşçının hikayesi beyazperdeye taşınıyor (FromSoftware)
Tarnished (Lekelenmiş) diye seslenilen sürgün savaşçının hikayesi beyazperdeye taşınıyor (FromSoftware)
TT

Elden Ring filmi: Hayranlar muazzam bir deneyime hazır olsun

Tarnished (Lekelenmiş) diye seslenilen sürgün savaşçının hikayesi beyazperdeye taşınıyor (FromSoftware)
Tarnished (Lekelenmiş) diye seslenilen sürgün savaşçının hikayesi beyazperdeye taşınıyor (FromSoftware)

Los Angeles'ta düzenlenen The Game Awards'ta projelerini detaylandıran Bandai Namco Entertainment, yeni video oyunlarının yanı sıra Elden Ring filmine dair de açıklama yaptı. 

Japonya merkezli oyun devinin CEO'su Nao Udagawa, geçmişte Disney ve 21st Century Fox'ta üst düzey yöneticilik yapan Peter Rice'ın projeye dahil olduğunu resmen duyurdu. 

A24 ortak yapımcılığında gerçekleştirilecek film uyarlamasının senaristliğini ve yönetmenliğini Alex Garland'ın üstlendiğini hatırlatan Udagawa, geliştirme aşamasının sürdüğünü belirterek şu ifadeleri kullandı:

Projenin nasıl şekilleneceği bizi çok heyecanlandırıyor. İlk önceliğimiz gerçekten Elden Ring hayranları olacak. Uzun süredir bu seriyi destekleyen hayranların müthiş bir film ve muazzam bir deneyim hissine kavuştuğundan emin olacağız. Belki oyunu oynamadan filmi izleyenler de 'Bu dünyayı görmek ve farklı açılardan deneyimlemek için oyunu deneyeyim' diyecek.

2022 yapımı fantastik oyunun kurgusal dünyası, Game of Thrones'un yazarı George R.R. Martin tarafından kaleme alınmıştı.

FromSoftware'den Hidetaka Miyazaki'nin yönettiği oyun, Lands Between (Aradaki Topraklar) denen mitolojik dünyada geçiyor. 

Uzun süredir en iyi oyunlardan biri kabul edilen Elden Ring, 30 milyondan fazla kopya sattı ve çeşitli ödüller kazandı.

Alex Garland, son dönemde 28 Gün Sonra (28 Days Later) serisiyle gündemde.

Danny Boyle'ın 20 seneyi aşkın süre sonra 28 Yıl Sonra'yla (28 Years Later) yeniden başlattığı ve 28 Yıl Sonra İkinci Bölüm: Kemik Tapınağı'nda (28 Years Later: The Bone Temple) yönetmenlik koltuğunu Nia DaCosta'ta bıraktığı serinin yeni filmi için çalışmalara resmen başladı. 

28 Hafta Sonra (28 Weeks Later) hariç önceki filmlerin senaryosunu kaleme alan Garland, yeni yapımın hikayesi üzerinde de çalışıyor.

2003'teki ilk filmde başrol oynayan Cillian Murphy'nin de seriye geri dönebileceği konuşuluyor. 

Independent Türkçe, Variety, Deadline