'Kutup ayısı başkentinde' kutup ayısı kalmayacak

Kuzey kutbundaki bölgeler, dünyanın geri kalanından 4 kat hızlı ısınıyor

Kutup ayıları en sevdikleri yiyecek olan fokları bulmak için kalın buz tabakasındaki deliklere muhtaç (AFP)
Kutup ayıları en sevdikleri yiyecek olan fokları bulmak için kalın buz tabakasındaki deliklere muhtaç (AFP)
TT

'Kutup ayısı başkentinde' kutup ayısı kalmayacak

Kutup ayıları en sevdikleri yiyecek olan fokları bulmak için kalın buz tabakasındaki deliklere muhtaç (AFP)
Kutup ayıları en sevdikleri yiyecek olan fokları bulmak için kalın buz tabakasındaki deliklere muhtaç (AFP)

Kanada hükümetinin yeni araştırmasına göre, Arktik Bölgesi'nde yer alan Hudson Körfezi'nin batı kesiminde kutup ayıları hızla kayboluyor.
Araştırma raporunda, özellikle dişi ayı ve yavru sayısında çarpıcı bir düşüş olduğu belirtildi.
Bu bölge, "dünya kutup ayısı başkenti" diye lanse edilen turizm merkezi Churchill kasabasına da ev sahipliği yapıyor. Araştırmacılar buradaki kutup ayılarını saymak ve nüfus eğilimlerini tahmin etmek için her 5 yılda bir bölgenin üzerinde uçuşlar yapıyor.
Ağustos ve Eylül 2021 arasında yapılan son sayımın sonuçları bu ay açıklandı. Gözlemler, toplam nüfusun 618 olduğunu ortaya koydu.
5 yıl önceki sayımda toplam nüfus 842 olarak belirlenmişti.
Raporda ayrıca, "2011 ve 2021 arasında yetişkin dişi ve yavru ayıların sayısında önemli düşüşler" kaydedildiği de vurgulandı.
Araştırmacılar, "Gözlemlediğimiz düşüşler, iklim değişikliğinin kutup ayıları üzerindeki demografik etkilerine ilişkin uzun süredir devam eden tahminlerle tutarlı" ifadelerini kullandı.
Kutup ayılarının deniz buzunu merkezine alan habitatları endişe verici bir hızla yok oluyor.
İklim bilimciler, gezegenin kuzey kutup bölgelerinin dünyanın geri kalanından 4 kat daha hızlı ısındığı görüşünde.
Denizlerdeki buz tabakası ısınmanın etkisiyle incelirken, ilkbaharda daha erken parçalanmaya başladı.
Hudson Körfezi'ndeki buz kütlesinin 1980'lerden bu yana yaz aylarında yaklaşık yüzde 50 azaldığı tahmin ediliyor.
Uzmanlar iklim ve hayvan popülasyonundaki bu olumsuz eğilimin körfezdeki kutup ayılarını tamamen yok edebileceğini söylüyor.
Independent Türkçe, The Guardian, NPR



Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere güvenin azaldığı tespit edildi

Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
TT

Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere güvenin azaldığı tespit edildi

Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)

Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere daha az güvenildiği ortaya kondu. Hatta okuyucu bilginin yanlış olduğundan şüphelense bile, gerçeği ortaya çıkaran gazeteciye pek güvenmiyor. 

Medyaya güven azalırken dezenformasyonun arttığı bir dönemde hatalı bilgileri düzeltmek de zorlaşıyor.

Yayın kuruluşları ve gazetecilerin taraflı olduğu düşüncesiyle insanlar okudukları haberlere temkinli yaklaşıyor. Daha önceki çalışmalarda veri doğrulamanın yarattığı etkiyle ilgili çelişkili sonuçlar çıkmıştı. 

Yanlış haberleri çürütmenin ne kadar işe yaradığı ve neden etki yaratmadığını öğrenmek isteyen araştırmacılar bir çalışma yürüttü.

Communication Research adlı hakemli dergide yayımlanan çalışmada 691 katılımcıya siyasi ve ekonomik haberler okutuldu. Bu haberlerde evsizlik oranlarından fentanilin aşırı doz ölümlerindeki etkisine kadar çeşitli iddialar yer alıyordu.

Bunların doğruluğuna ne kadar inandığını belirten katılımcılar daha sonra bu iddiaları onaylayan veya çürüten doğrulamayı okudu. Ardından bu doğrulamayı yapan gazeteciye ne kadar güvendikleri soruldu. 

Daha sonra bazı ürünlerle ilgili bilgiler içeren yazılarla aynı çalışma yürütüldü. Bu sefer verilen doğrulamalara "doğruluk kontrolü" işareti konmadı. Araştırmacılar bu sayede duyulan güvenin bu etiketten etkilenip etkilenmediğini anlamaya çalıştı.

İki çalışmanın sonucunda da yanlış bilgileri çürüten gazetecilere duyulan güven kayda değer derecede daha azdı. Katılımcılar inandıkları düşünceyi doğrulayanlara daha çok güvenirken, diğerlerinde daha fazla kanıt talep ediyordu. 

Çalışmanın yazarlarından Randy B. Stein, PsyPost'a yaptığı açıklamada "Halk genel olarak gazetecilere güveniyor ve doğrulayıcı makalelere duyulan güven epey yüksek" diyerek ekliyor: 

Yani klişe düşüncenin aksine, halkın doğruluk kontrollerine ve gazetecilere hiç güvenmediği doğru değil ancak düzelten/çürüten makalelere yönelik daha fazla şüphe var.

Araştırmacılar buradaki düzeltmenin, yayın kuruluşlarının haberlerindeki hataları düzeltmek için yayımladığı tekzip metinleri olmadığını ekliyor.   

Bilim insanları ilginç bir sonuçla da karşılaştı: Katılımcılar bir bilginin doğruluğundan şüphe etse bile bunu çürüten gazetecilere güvenmiyordu. 

Araştırmacılar bir haberin çürütülmesinin şaşkınlık yaratması, insanların onaylamaya kıyasla daha çok kanıt araması ve gazetecilerin taraflı davrandığından şüphelenmesinin buna yol açtığını düşünüyor. 

Şaşırtıcı bir diğer bulguysa, haberin çürütülmesi katılımcıların iddiayla ilgili düşüncesini değiştirmesine karşın gazeteciye güvenleri yine de sarsılıyordu. 

Stein, "Yanlış bilgileri düzeltmeye çalışan gazetecilerin (ya da herhangi birinin) aleyhine bir durum var" diyor. 

Araştırmacılar, halkın yanlış bilgileri çürüten haberlere nasıl ve neden güvenip güvenmediği üzerine daha fazla araştırma yapılması gerektiğini belirtiyor.

Makalenin yazarları, Conversation için kaleme aldıkları yazıda şu ifadeleri kullanıyor:

Gazetecilerin önündeki zorluk, bilgiyi çürüten biri gibi görünmeden bunu nasıl çürüteceklerini bulmak olabilir.

Independent Türkçe, PsyPost, Conversation, Communication Research