İkebana, yüzyıllar boyunca olgunlaşan geleneksel Japon sanatı

Sanat, cennet, dünya ve insanı temsil eden 3 nokta içeren üçgene dayanıyor

İkebana sanatı, Nokonuma’ya kadar uzanan tarihi bir arka plana dayanıyor
İkebana sanatı, Nokonuma’ya kadar uzanan tarihi bir arka plana dayanıyor
TT

İkebana, yüzyıllar boyunca olgunlaşan geleneksel Japon sanatı

İkebana sanatı, Nokonuma’ya kadar uzanan tarihi bir arka plana dayanıyor
İkebana sanatı, Nokonuma’ya kadar uzanan tarihi bir arka plana dayanıyor

Japonya’daki tüm geleneksel sanatlar arasında ikebana veya diğer bir deyişle çiçek düzenleme sanatı sanatların en ünlü ve yaygın olanı. Bu sanatın tarihi yüzlerce yıl öncesine dayanıyor ve çağdaş sanat dünyasının ana unsurlarından biri olarak varlığını sürdürüyor.
İkebana, Nokonoma’ya kadar uzanan tarihi bir arka planda dayanıyor. Fikrin modern dünyamıza yayılana kadar ofis penceresinde, toplantı odasında, otel lobisinde, halk meydanında ve Japon evinin duvarında kendisine yer buluyor.
Aynı zamanda, ikebana sanatı artık Japonya'daki çiçek koordinatörlerinin veya sanatçıların alanı değil, tüm ülkelerden ve toplumun her kesiminden profesyonel ve amatör tasarımcıları hayranlarıyla buluşturdu.
İkebana sanatının kullanımında ve anlamında meydana gelen gelişme, yüzyıllar boyunca gelişen ve olgunlaşan mekan ve doğallık temellerini etkilemedi.
En basit haliyle ikebana, çizgilerin, renk uyumunun, mekanın ve şeklin mükemmelliğine vurgu yapılan, cenneti, yeri ve insanı temsil eden 3 noktalı bir üçgene dayalı sabit bir desen izliyor.


Japon ikebana sanatının bazı örnekleri (Şarku’l Avsat)

Bitki dallarının ortak unsurlarını birbirini izleyen güzel bir çizgide koordine ederken, ne kadar güzel olurlarsa olsunlar bir buket çiçek veya açan güllere kıyasla tercih edilir. Doğal duyular ise bundan daha az önemli değil.
Bu sanattaki uyum, uzun çam ağacından en kısa üzüm yapraklarına kadar doğayı tüm yönleriyle içeriyor.
İkebana sanatı genellikle içinde bulunulan mevsime ait yaprakları içerir ve sanatçının makasının çizgisini tamamlamaya yarayan hassas budama dokunuşlarına tabi olanlar hariç, doğal hallerinde kullanılıyor.
Japonya’da birçok ikebana sanatı okulu var. Her biri, bu okullardan sanatın temellerini gözden kaçırmadan bir dizi kural ve koordinasyon yöntemini izler. Moribana stili ve nageire sanatı gibi.
Bazı okullar, sanatın kazandığı artan önem ve çağdaş yaşam tarzındaki rolü doğrultusunda geleneksel yöntemlerin ötesinde ifade arayışında.
 



Çevreye zarar vermeden tüketilebilecek et miktarı açıklandı

ABD'nin Virginia eyaletindeki McLean kentinde bir süpermarkette indirime giren sığır etleri (AFP)
ABD'nin Virginia eyaletindeki McLean kentinde bir süpermarkette indirime giren sığır etleri (AFP)
TT

Çevreye zarar vermeden tüketilebilecek et miktarı açıklandı

ABD'nin Virginia eyaletindeki McLean kentinde bir süpermarkette indirime giren sığır etleri (AFP)
ABD'nin Virginia eyaletindeki McLean kentinde bir süpermarkette indirime giren sığır etleri (AFP)

Yeni araştırmaya göre, haftada iki tavuk göğsü filetosundan daha azına denk gelen et tüketimi gezegen için sürdürülebilir kabul edilebiliyor.

Hayvancılığın küresel sera gazı emisyonlarının yaklaşık yüzde 15'inden sorumlu olduğu tahmin edildiğinden, araştırmacılar yıllardır protein ihtiyacını karşılamak için et tüketiminin azaltılıp baklagil alımının artırılması çağrısında bulunuyor.

İnsanları, etin haftada bir kereden daha az yendiği bitki temelli "fleksitaryen" bir diyet benimsemeye çağırıyorlar.

Ancak haftada tam olarak ne kadar et tüketilmesinin tavsiye edildiği belirsizliğini koruyor. Danimarka Teknik Üniversitesi'nden sürdürülebilir kalkınma uzmanı Caroline Gebara, "Artık çoğu kişi hem çevrenin korunması hem de sağlıkla ilgili nedenlerle daha az et yememiz gerektiğinin farkında. Ancak 'daha az'ın ne kadar olduğunu ve büyük resimde gerçekten fark yaratıp yaratmadığını anlamak zor" diyor

Nature Food adlı akademik dergide yayımlanan bu son çalışma, bu miktarı haftada yaklaşık 255 gram olarak belirledi.

Dr. Gebara, "Süpermarketteyken gözünüzde canlandırabileceğiniz ve düşünebileceğiniz somut bir rakam hesapladık, haftada 255 gram kümes hayvanı veya domuz eti" dedi.

Bu, yaklaşık iki tavuk göğsü filetosuna eşdeğer ve bir kişinin gezegene zarar vermeden haftada tüketebileceği et sınırı.

Bu rakam sadece kümes hayvanları ve domuz eti için geçerli. Çalışma, "mütevazı bir sığır eti tüketiminin" bile gezegenin kaldırabileceği sınırı aştığı uyarısını yapıyor.

Dr. Gebara, "Hesaplamalarımız, bir kişinin diyetindeki mütevazı miktarda kırmızı etin bile, çalışmada incelediğimiz çevresel faktörlere dayanarak gezegenin kaynakları yeniden üretebileceği miktarla uyumsuz olduğunu gösteriyor" dedi.

Ancak et içeren diyetler de dahil hem sağlıklı hem de sürdürülebilir olan pek çok başka beslenme şekli var.

Çalışma, sürdürülebilir gıda tercihlerini desteklemek için daha iyi siyasi rehberlik ve kamusal çerçeveler oluşturulması çağrısında bulunuyor.

Araştırma, karbondioksit emisyonları, su ve arazi kullanımı gibi çevresel faktörlerin yanı sıra farklı diyetlerin sağlık üzerindeki etkilerini de göz önünde bulunduruyor.

11 çeşit diyetin 100 binden fazla varyasyonunun incelendiği çalışmada, bunların çevre ve sağlık üzerindeki etkileri hesaplandı. Orta düzeyde kırmızı et tüketiminin bile gezegenin sürdürülebilirlik sınırlarını aştığı sonucuna varıldı.

Öte yandan, pesketaryen, vejetaryen ya da vegan bir diyetin, gezegenin destekleyebileceği sınırlar içinde olma ihtimalinin çok daha yüksek olduğu belirtiliyor.

Süt ürünleri veya yumurta ilaveli vejetaryenlik gibi karışık diyetler de sürdürülebilir olabilir. Dr. Gebara, "Örneğin hesaplamalarımız, sizin için önemliyse, peynir yemenin ve aynı zamanda sağlıklı ve iklim dostu bir diyet benimsemenin mümkün olduğunu gösteriyor" dedi.

Aynı durum yumurta, balık ve beyaz et için de geçerli ancak tabii ki diyetinizin geri kalanının nispeten sağlıklı ve sürdürülebilir olması gerek. Fakat ya hep ya hiç olmak zorunda değil.

Independent Türkçe