Japonya’daki tüm geleneksel sanatlar arasında ikebana veya diğer bir deyişle çiçek düzenleme sanatı sanatların en ünlü ve yaygın olanı. Bu sanatın tarihi yüzlerce yıl öncesine dayanıyor ve çağdaş sanat dünyasının ana unsurlarından biri olarak varlığını sürdürüyor.
İkebana, Nokonoma’ya kadar uzanan tarihi bir arka planda dayanıyor. Fikrin modern dünyamıza yayılana kadar ofis penceresinde, toplantı odasında, otel lobisinde, halk meydanında ve Japon evinin duvarında kendisine yer buluyor.
Aynı zamanda, ikebana sanatı artık Japonya'daki çiçek koordinatörlerinin veya sanatçıların alanı değil, tüm ülkelerden ve toplumun her kesiminden profesyonel ve amatör tasarımcıları hayranlarıyla buluşturdu.
İkebana sanatının kullanımında ve anlamında meydana gelen gelişme, yüzyıllar boyunca gelişen ve olgunlaşan mekan ve doğallık temellerini etkilemedi.
En basit haliyle ikebana, çizgilerin, renk uyumunun, mekanın ve şeklin mükemmelliğine vurgu yapılan, cenneti, yeri ve insanı temsil eden 3 noktalı bir üçgene dayalı sabit bir desen izliyor.

Japon ikebana sanatının bazı örnekleri (Şarku’l Avsat)
Bitki dallarının ortak unsurlarını birbirini izleyen güzel bir çizgide koordine ederken, ne kadar güzel olurlarsa olsunlar bir buket çiçek veya açan güllere kıyasla tercih edilir. Doğal duyular ise bundan daha az önemli değil.
Bu sanattaki uyum, uzun çam ağacından en kısa üzüm yapraklarına kadar doğayı tüm yönleriyle içeriyor.
İkebana sanatı genellikle içinde bulunulan mevsime ait yaprakları içerir ve sanatçının makasının çizgisini tamamlamaya yarayan hassas budama dokunuşlarına tabi olanlar hariç, doğal hallerinde kullanılıyor.
Japonya’da birçok ikebana sanatı okulu var. Her biri, bu okullardan sanatın temellerini gözden kaçırmadan bir dizi kural ve koordinasyon yöntemini izler. Moribana stili ve nageire sanatı gibi.
Bazı okullar, sanatın kazandığı artan önem ve çağdaş yaşam tarzındaki rolü doğrultusunda geleneksel yöntemlerin ötesinde ifade arayışında.