Mikolayivli kadınlar şehirlerinin savunmasına katıldı

Aleksandra Savitska, Mikolayiv'de dağıtım için yemek kutuları hazırlanırken bir muhabirle konuşuyor (AFP)
Aleksandra Savitska, Mikolayiv'de dağıtım için yemek kutuları hazırlanırken bir muhabirle konuşuyor (AFP)
TT

Mikolayivli kadınlar şehirlerinin savunmasına katıldı

Aleksandra Savitska, Mikolayiv'de dağıtım için yemek kutuları hazırlanırken bir muhabirle konuşuyor (AFP)
Aleksandra Savitska, Mikolayiv'de dağıtım için yemek kutuları hazırlanırken bir muhabirle konuşuyor (AFP)

Svetlana Taranova ve diğer kadınlar,  soğuk ve bombardıman altında bile Ukrayna’nın işgalinin ilk gününden bu yana ön ve arka saflar olmak üzere Mikolayiv’i savunan isimlerden.  Aynı zamanda Ukrayna’nın Karadeniz’deki stratejik liman şehri olan Mikolayiv, çok fazla kadının kaçtığı yerlerden biri.
Eski bir inşaat firması çalışanı olan 50 yaşındaki Taranova açıklamasında, “24 Şubat saat 11:00’de Rus tanklarının Ukrayna topraklarına girmesinden saatler sonra yerel savunma birlikleri ile sözleşme imzaladım. Bir fedakarlık yaptığımı düşünmüyorum, mümkün olan tek kararı verdim” ifadelerini kullandı.
Kısa bir süre sonra 70 kilometre doğudaki Herson’un kontrolünün Moskova'ya geçerken, Kremlin’in hedefi Odessa.Rus kuvvetleri, Odessa'yı almak için Mikolayiv'i geçmek zorunda kaldı ve şehre yönelik topçu bombardımanı sistematik hale getirdi. Piyadeye katılarak kendisini Ruslarla savaşın ortasında bulunan Taranova, “İlk başta parça tesirli bombalar ürkütücüydü, her patlamada kalbim atmayı bıraktı. Artık saklanma ihtiyacı hissetmiyorum, sadece intikam istiyorum. Burada savaşıyoruz” şeklinde konuştu.
AFP’nin haberine göre, geçtiğimiz Ekim ayında şehir neredeyse her gece bombalanırken, arka planda kadınlar da savaşa katıldı.
Fırın işçisi Svetlana Nechuk (41), “Biz de burada savaşıyoruz” diyerek, çalışmaya askerlere yemek yedirerek devam ettiğini bildirdi. Nechuk’un AFP ile gerçekleştirdiği röportaj sırasında, şehir merkezi eski bir binanın molozunun kaldırılmasına tanık oldu. Z emin kattaki fırın ise yıkılmış görünüyordu. Ayrıca bölge yönetim binasının yapısı, bir Rus füzesinin 7. katı delip geçmesiyle çökmek üzereydi.  Julia’nın bölge yakınlarındaki dairesi ise üç kez bombalandı.
Bilgi teknolojisi alanında çalışan 30 yaşındaki Julia ve kızı ülkenin hali hazırda en güvenli alanlarından  biri olan batıya doğru yola çıktı. Ancak özellikle Ukrayna ordusu için çevrimiçi bir bağış toplama kampanyası sayesinde toplayabildiği a ekipmanı dağıtmak için düzenli olarak Mikolayiv'e geri dönüyor. Julia aynı zamanda her Cuma akşamı kafelerde piyano çalıp şarkı söyleyip piyano çalıyor. Ses terapisinin insanları sakinleştirmeye yardımcı olduğunu dile getiren Julia, “İyimser olmalarına yardımcı oluyorum. Müzik ruhun şifası” dedi.

Panik olacak vaktim yok
Şarku’l Avsat’ın yerel yönetimden aktardığına göre, Mikolayiv 262 gün boyunca Rus füzelerinin hedefi oldu. 13 Kasım’da Ukrayna güçleri Herson’u geri alarak Mikolayiv’i temas hattından uzaklaştırdı. Bu dönemde en az 150 sivil ölürken, 700'den fazla sivil ise yaralandı. 500 bin nüfustan yaklaşık 300 bini (yüzde 80’i kadın) şiddetten kaçtı. Hali hazırda şehir nüfusunun çoğunluğunu erkekler oluşturuyor.
18. yüzyılın sonunda II. Katerina'nın sevgilisi General Grigori Potyomkin, Mikolayiv’i  Osmanlı İmparatorluğu'ndan aldı. O dönem limanı inşa etmek için yalnızca askerler ve işçiler vardı. Efsaneye göre, çevre köylerin kadınları kasaba meydanında erkeklere teşhir edildi, bu durum bir grubun evliliğiyle Mikolayiv'e "Gelinler Şehri" lakabını kazandırdı. Mikolayiv Müzesi'nden tarihçi Valery Cherniavsky'ye göre, popülaritesine rağmen bu efsane kanıtlanmadı. Cherniavsky’e göre, Karadeniz'in kuzey kıyılarını "sömürgeleştirmek" amacıyla, Çarlık Rusyası yönetimindeki (orta Ukrayna) kadınlar için "tutuklama kampanyaları" düzenlendi.
Yüzden fazla tecavüz ve saldırı vakasını doğrulayan Birleşmiş Milletler’e (BM) göre, savaşın patlak vermesinden bu yana milyonlarca Ukraynalı kadın toplu göç yolunu tutarken, ülkede toplumsal cinsiyete dayalı şiddet de yayıldı. Başka yerlerde olduğu gibi, çatışma Mikolayiv'deki kadın ve kızların savunmasızlığını artırdı ancak onlar kurban gibi davranmıyorlar. Psikanalist Irina Viktorovna, Mikolayiv'de kalan kadınların bazıları çöktüğünü kabul etse bile "paniğe kapılmaya veya kaybolmaya vakti olmadığını" söylüyor.
Bugün, tehdit azalmış görünüyor, ancak Viktorovna ve Kirkina'ya göre bölgede yaşam hala çok tehlikeli. Geçtiğimiz Ekim ayında Kırım köprüsüne yapılan saldırıdan bu yana Rusya, kışın yaklaşmasıyla  milyonlarca Ukraynalıyı elektrik, su ve ısınmadan mahrum bırakarak sivil enerji altyapısını hedef alıyor.
Ancak eski bir kuaför olan Aleksandra Savitska için mücadele devam ediyor. Aleksandra, kayınpederi Mikolayiv’i savunurken öldüğünden beri kocasıyla birlikte ordu ve siviller için ekipman topluyor.   Savitska, geçtiğimiz Kasım ayı sonunda ‘Mikolayiv’e Yardım’ sivil toplum kuruluşunun yayınladığı bir video klipte, Herson'daki bir anıtın önünde kurşun geçirmez yelek ve kask takarak gıda ve hijyen malzemeleri dağıtırken görüldü. AFP’ye konuşan Savitska, “Kökten hayatım değişti. Kadınları güzelleştirirdim. Gönüllü oldum. Bu benim işim” şeklinde konuştu.



Sevilen Netflix dizisi final sezonuyla döndü: Kimi büyülendi, kimi burun kıvırdı

Sinemacı bir aileden gelen Tom Sturridge, Rock'n Roll Teknesi (Pirate Radio) ve Yolda'yla (On the Road) da tanınıyor (Netflix)
Sinemacı bir aileden gelen Tom Sturridge, Rock'n Roll Teknesi (Pirate Radio) ve Yolda'yla (On the Road) da tanınıyor (Netflix)
TT

Sevilen Netflix dizisi final sezonuyla döndü: Kimi büyülendi, kimi burun kıvırdı

Sinemacı bir aileden gelen Tom Sturridge, Rock'n Roll Teknesi (Pirate Radio) ve Yolda'yla (On the Road) da tanınıyor (Netflix)
Sinemacı bir aileden gelen Tom Sturridge, Rock'n Roll Teknesi (Pirate Radio) ve Yolda'yla (On the Road) da tanınıyor (Netflix)

Neil Gaiman'ın aynı adlı çizgi romanından uyarlanan The Sandman'in merakla beklenen final sezonuna dair ilk yorumlar geldi.

39 yaşındaki Britanyalı aktör Tom Sturridge'in rolüne geri döndüğü dizide, ona eşlik eden Boyd Holbrook ve Vivienne Acheampong da yeniden izleyici karşısında.

İkinci sezonda sonsuzların tekrar bir araya gelmesiyle kendini tehlikeli bir yolda bulan Lord Morpheus, can alıcı bir tercih sonucunda intikam peşindeki amansız varlıkların hedefi haline geliyor.

Dizi, ilk etapta 7 televizyon yazarının incelemelerine dayanarak eleştiri derleme sitesi Rotten Tomatoes'da 100 tam puan almayı başardı. Ancak daha sonra gelen yorumlar bu oranı yüzde 75'e çekti.

RogerEbert.com, "Bazı bölümler biraz sürüncemede kalsa da her biri tartışmasız bir görsel şölen. Prodüksiyon ve ışık tasarımı, modern fantastik dizilerle yarışır seviyede" diye yazdı.

The Direct ise, "Göz alıcı görseller, üst düzey prodüksiyon kalitesi ve unutulmaz performanslarla dolu ikinci sezonun ilk kısmı, hayranları daha fazlası için yalvartacak" sözleriyle övdü.

The Wrap'ten gelen yorumda da şu ifadeler yer aldı: 

En iyi anlamıyla hipnotize edici. O kadar tatmin edici ve karanlık bir rüya ki, buna kabus demeye bile diliniz varmaz.

Negatif yorumlar ise epey sert. Guardian dizinin ikinci sezonuna yalnızca iki yıldız verdi ve yorumu şu ifadelerle bitirdi: 

The Sandman fikir yoksunu değil ama bu fikirlerin hepsini bir gösteriş sisine boğuyor. Yakaladığı her fırsatı kendi eliyle kaçırıyor.

The A.V. Club ise şunları yazdı: 

The Sandman, aslının çarpıcı görsel dünyasını yakalamakta zorlanıyor; karakterlerse sanki Neil Gaiman diyaloglarını papağan gibi tekrarlayan hayal gücünden yoksun kostümlü oyuncular gibi. Tom Sturridge'in performansı zaman zaman bir parodiyi andırıyor.

The Sandman'in ikinci sezonunun ilk bölümleri Netflix'te yayında. İkinci kısım ise 24 Temmuz'da izleyiciyle buluşacak.

Independent Türkçe, GamesRadar, Rotten Tomatoes, The A.V. Club, Guardian, The Wrap, The Direct, RogerEbert.com