FTX'i batıran Sam Bankman-Fried, Bahamalar'da hâlâ seviliyor

"Bence iyi bir kalbi var. O bir Bahamalı"

Sam Bankman-Fried tutuklanmadan önce verdiği röportajda "Bilerek dolandırıcılık yapmadım" demişti (Reuters)
Sam Bankman-Fried tutuklanmadan önce verdiği röportajda "Bilerek dolandırıcılık yapmadım" demişti (Reuters)
TT

FTX'i batıran Sam Bankman-Fried, Bahamalar'da hâlâ seviliyor

Sam Bankman-Fried tutuklanmadan önce verdiği röportajda "Bilerek dolandırıcılık yapmadım" demişti (Reuters)
Sam Bankman-Fried tutuklanmadan önce verdiği röportajda "Bilerek dolandırıcılık yapmadım" demişti (Reuters)

Kripto para borsası FTX'i batıran Sam Bankman-Fried dünyanın dört bir tarafından yatırımcıların öfkesinden nasibini alsa da Bahamalar'da durum farklı.
The New York Times'ta dün yer alan haberde Bahamalıların, işinsanını iyi sözlerle andığı ifade edildi.
Bankman-Fried bir süredir Bahamaların başkenti Nassau'nun yakınındaki lüks bir konutta yaşıyordu. Haberde 30 yaşındaki zanlının, hayır kurumlarına, kiliselere, polise ve diğer devlet kurumlarına milyonlarca dolar bağışladığı yazıldı.
Örneğin FTX, Birleşik Krallık Prensi William ve eşi Catherine Middleton'ın marttaki Bahamalar ziyareti için düzenlenen devlet resepsiyonunun masraflarını karşıladı.
Gazete, Bankman-Fried'ın ada ülkesinin ekonomisini çeşitlendirmeye çalıştığını da iddia etti. Buna örnek olarak zanlının, yüzlerce varlıklı yatırımcıyı bir araya getiren kripto para konferansı düzenlenmesini sağlaması gösterildi.
ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu (SEC) de Bankman-Fried'a Alameda Research şirketinin hesabına aktarılan paralarla Bahamalar'da lüks gayrimenkuller satın alındığı öne sürmüştü. Bu mülklerin Bankman-Fried ve ebeveynlerinin yanı sıra farklı FTX yöneticilerine gittiği iddia edilmişti.
SEC, söz konusu satın alımlara dair belgelerin özensizce düzenlendiğini, hatta bazı durumlarda kayıt bile tutulmadığını ileri sürmüştü. Komisyon, yatırımcıların bu işlemlerden haberi olmadığını da belirtmişti.
FTX'in yeni CEO'su John J. Ray ise 13 Aralık'ta ABD Kongresi'nde verdiği ifadede Bahamalı yetkilileri, batmadan önce FTX'den 100 milyon dolar çekmekle suçlamıştı. Bahamalar Menkul Kıymetler Komisyonu ise bu iddiayı yalanlamıştı.
Başkentteki bir okulda yöneticilik görevini yürüten Shemeca Moss, NYT'ye yaptığı açıklamada "Bence Bankman-Fried'ın iyi bir kalbi var. O bir Bahamalı" dedi.
61 yaşındaki ressam Patrick Fergoson ise işinsanı hakkındaki iddiaların, ağır hapis cezası verilen suçların yanında sönük kaldığını savundu:
"Hiç mantıklı değil."
Nassau'daki bir kilisede görev yapan Philip Butler "Ona acıyorum" ifadesini kullandı.
Bankman-Fried, FTX'in merkezi olan ülkede 12 Aralık'ta tutuklanmıştı. NYT, işinsanının gönderildiği hapishanenin kötü koşullarıyla bilindiğini ancak Bankman-Fried'ın bu hapishanede "kral muamelesi gördüğünü" yazdı.
Zira işinsanı, hapishanenin sürekli gözetlenen tıbbi kanadında 5 mahkumla birlikte tutuldu. Bir vegan olan Bankman-Fried'a kahvaltıda ekmek ve reçel verildi. Öğle ve akşam yemekleri için sebze yemekleri hazırlandı.

Neler olmuştu?
Kripto para borsası FTX, daha birkaç ay önce sektörün en büyükleri arasındaydı. Kasımda likidite krizi nedeniyle çöken ve iflas bildiren şirket, kripto piyasalarını derinden sarstı.
2022'nin başlarında 32 milyar dolar değere ulaşan şirketin çöküşünün ardından, 7 gün içinde kripto piyasasından kabaca 200 milyar dolar silindi. Kripto para birimlerinin değeri hızla düşerken, FTX'in 1 milyondan fazla alacaklısının olduğu öne sürülüyor.
Piyasa değerinin kabaca 4'te bir oranında küçülerek 400 milyar dolardan yaklaşık 300 milyar dolara gerileyen Bitcoin ise toplam değer bazında en ağır kayıpları yaşayan kripto para birimi oldu.
Bu sarsıntıdan birkaç hafta sonra Bankman-Fried, şirketinin merkezi olan Bahamalar'da tutuklandı ve ABD'ye iade edildi.
Bugünlerde müşterilerini ve yatırımcılarını dolandırma suçlamasıyla yargılanmayı bekleyen Sam Bankman-Fried'ın, ev hapsinde kalmasına karar verildi. ABD'de hakim karşısına çıkan 30 yaşındaki eski milyarder, 250 milyon dolarlık kefaletle kısa süre önce ailesine teslim edildi.
Hakkındaki suçlamaya göre işinsanı, bir diğer kripto şirketi Alameda Research'ü finanse etmek, değerli gayrimenkuller satın almak ve milyonlarca dolarlık siyasi bağış yapmak için FTX'teki müşteri mevduatlarını yasadışı şekilde kullanmıştı.
Independent Türkçe, The New York Times, The Wall Street Journal



Trump’tan Küba radyosuna yayın yasağı: Castro kardeşlerin yapamadığını gerçekleştirdi

Trump ilk döneminde de radyonun fonunda kesintiye gitmişti (Reuters)
Trump ilk döneminde de radyonun fonunda kesintiye gitmişti (Reuters)
TT

Trump’tan Küba radyosuna yayın yasağı: Castro kardeşlerin yapamadığını gerçekleştirdi

Trump ilk döneminde de radyonun fonunda kesintiye gitmişti (Reuters)
Trump ilk döneminde de radyonun fonunda kesintiye gitmişti (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump, Florida’dan Küba'ya İspanyolca haber akışı sağlayan Radyo Marti’nin faaliyetlerine son verdi.  

New York Times (NYT), Trump yönetiminin cumartesi günü gönderdiği bir e-postayla 40 yıllık Radyo Marti’nin faaliyetlerinin sonlandırılacağını duyurduğunu aktarıyor.

ABD’de yaşayan ve 2021’de Küba’da patlak veren protestoları destekleyen Ramon Saul Sanchez, bu haberin radyo çalışanlarının kendisiyle söyleşi yapmayı planladığı sırada geldiğini belirtiyor:

Kafaları çok karışmıştı. Bana ‘İşimize son verildiğini öğrendik. Gitmemiz gerekiyor’ dediler.

Trump, başta Amerika’nın Sesi (VOA) olmak üzere federal hükümet tarafından finanse edilen bazı medya kuruluşlarında bütçe ve personel sayısının azaltılması kararını vermişti.

Kararda, VOA, Özgür Avrupa ve Asya Radyosu’yla Küba'ya İspanyolca haber akışı sağlayan Radyo Marti'ye ev sahipliği yapan ABD Küresel Medya Ajansı'nın fonksiyonlarının minimum seviyeye çekilmesi yönünde talimatlar yer almıştı.

VOA çalışanları ve bazı medya örgütleri, “hukuka aykırı” olduğu gerekçesiyle kararı mahkemeye taşımıştı.

ABD Kongresi’ndeki Küba kökenli üç siyasetçiden biri olan Mario Diaz-Balart, Trump’la görüşerek radyonun faaliyetlerinin yeniden başlamasını talep edeceğini belirtiyor.

ABD Dışişleri Bakanlığı ise “durumun karmaşık ve değişken olduğunu” bildiriyor. Trump’ın atadığı Dışişleri Bakanı Marco Rubio da Küba kökenli. Cumhuriyetçi liderin Latin Amerika Özel Temsilcisi Mauricio Claver-Carone sınırlı da olsa radyonun faaliyetlerini sürdüreceğini düşündüğünü ifade ediyor.

Radyo, 1983’te dönemin ABD Başkanı Ronald Reagan tarafından kurulmuştu. Fidel Castro ve Küba Komünist Partisi karşıtı lobicilik faaliyetleriyle tanınan Küba kökenli iş insanı Jorge Mas Canosa’nın talebiyle hayata geçirilen radyo, Soğuk Savaş’ta adaya sansürsüz yayın yapmayı hedefliyordu.

NYT, Trump’ın bu kararla “Castro kardeşlerin 40 yıldır yapamadığını tek hamlede gerçekleştirdiğini” yazıyor.

Diğer yandan Radyo Marti, Soğuk Savaş'tan kalma modası geçmiş bir yayın kuruluşu olarak da görülüyordu. Radyoyu eleştirenler, Küba’daki komünist yönetim hakkında tek taraflı yayınlar yapıldığına dikkat çekiyor. Radyo, defalarca Kongre raporlarına konu olan yolsuzluk skandallarına da karışmıştı. Kuruluşa bağlı televizyon kanalı TV Marti ise Küba’da o kadar sık engellendi ki adada “Görünmeyen TV” diye adlandırılıyor.

ABD'nin Küba'ya yönelik ambargoları ilk kez 1960'da başlatıldı ve ilerleyen yıllarda kapsamı daha da genişletildi. Öte yandan ABD'nin Küba'ya yönelik ambargosunu kaldırmasına dair karar tasarısı 2012'den bu yana her yıl Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda (BMGK) kabul ediliyor. Fakat bağlayıcılığı bulunmayan BMGK kararı sadece tavsiye niteliği taşıyor ve uluslararası toplumun tutumunu gösteriyor.

Independent Türkçe, New York Times, El Pais