Irak hükümeti yarım asırlık zorunlu sürgünün ardından Ezidilerin toprakları dosyasını çözdü

Bundan tam 47 yıl önce Ezidilerin 146 köyünde mallarına el konuldu, evleri yıkıldı

Irak hükümeti yarım asırlık zorunlu sürgünün ardından Ezidilerin toprakları dosyasını çözdü
TT

Irak hükümeti yarım asırlık zorunlu sürgünün ardından Ezidilerin toprakları dosyasını çözdü

Irak hükümeti yarım asırlık zorunlu sürgünün ardından Ezidilerin toprakları dosyasını çözdü

Irak Bakanlar Kurulu, eski Irak rejiminin Ezidileri sınır dışı etme ve topraklarına el koyma kararından yaklaşık yarım asır sonra, Ezidilerin toprakları meselesini karara bağladı.  Bakanlar Kurulu’ndan Salı günü yapılan açıklamada, “Karar, 1975 yılından bu yana yerleşim yeri olarak kullanılmayan Ninova ilinin Sincar (Şengal) ilçesinde Ezidilere ait arazilerin mülkiyetini de kapsıyor” denildi.
Karara göre arazilerin mülkiyeti, 2013 tarihli ve 21 sayılı Devlet Fonlarının Satış ve Kiralama Kanunu’nun 7’nci ve 8’inci maddeleri uyarınca ve aynı kanunun 40’ıncı maddesi hükümlerine göre kamu ihale hükümlerine istisna olarak tahmin kurulları tarafından tahmin edilen değerde olacak.
Tarım ve Maliye bakanlıkları, arazilerin farklı şekillerde kullanımlarının değiştirilmesi için gerekli yasal düzenlemeleri yaptı. Bunun ardından Bakanlar Kurulu’nun 2020 tarihli ve 28 sayılı kararı kapsamında satış fiyatı eklenecek.
Bakanlar Kurulu’na yakın bir kaynak Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, “Mevcut hükümet (Muhammed Şiya es-Sudani hükümeti) tarafından çözülen bu dosya, Irak toplumunun önemli bir kesiminin çektiği acıların bir özeti niteliğindedir. Ezidilerin, Ninova ilinin Sincar ilçesinde sahip oldukları evlere ve arazilere eski rejim döneminde el konulmuş, adaletsizliğe ve dışlanmaya maruz kalmışlardır” ifadelerini kullandı.
Kaynak sözlerini şöyle sürdürdü:
“1975 yılında Kürt hareketinin sona ermesi ve aynı yıl Cezayir Anlaşması'nın imzalanmasının ardından eski rejimin izlediği ayrımcı politikalar kapsamında Iraklı Ezidiler, Sincar Dağı bölgesinde bulunan 146 köyden tehcir edildi. Bu köyler, evler yıkılarak, kuyu ve pınarlar beton doldurularak, arazi ve bahçeler düzleştirilerek yok edildi. Daha sonra bu köylerin, yerinden edilen sakinleri Sincar Dağı'nın kuzeyinde ve güneyinde kurulan 11 zorunlu yerleşkede toplandılar ve yıkılan köylerine tekrar yaklaşmaları engellendi.”
Ezidilere ait arazilerin mülkiyeti meselesi 47 yıl boyunca görmezden gelindi. Ardından Bakanlar Kurulu'nun bu arazilerin bir kısmının mülkiyeti için oylama kararı aldığı açıklandı.
Ezidilerin 1975 yılında köylerinden tehcir edilmeleri kararından doğan zararın, Ezidi köylerinin eski rejim tarafından zorla yerleşkelere sürülmesi ve Ezidi köylerinin yok edilmesi sürecinden kaynaklandığını vurgulayan kaynak, özellikle ekonomik ve sosyal bakımdan olmak üzere çeşitli düzeylerde ciddi hasarların meydana geldiğini belirtti. Sincar bölgesindeki Ezidilerin ağır ekonomik zarara maruz kaldıklarını belirten kaynak, “O dönemde geçimleri çiftçilik ve hayvancılığa bağlı olmasına rağmen, sahip oldukları köylerdeki topraklarını ve bahçelerini ekip biçmeleri engellendi” şeklinde konuştu.
Kaynak, konuşmasının devamında şunları söyledi:
“Ezidilerin evlerinin tapularının olmaması nedeniyle 47 yıldır tapu gerektiren hiçbir işlem yapamadılar ve kredi alamadılar. Ancak mevcut hükümetin ve Başbakan’ın talimatıyla 47 yıllık bu mesele 10 günde çözüldü.”
Ezidi Milletvekili Viyan Dexil, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Irak Temsilciler Meclisi’nde bir Ezidi bileşeni olduğunu belirterek “Sincar'daki evlerinin mülkiyetinin Ezidilere geri verilmesi doğru yönde atılmış bir adım. Ancak federal hükümetin bu adil kararıyla ilgili yerine getirilmesi gereken birçok talep söz konusu” dedi.
Dexil, şunları söyledi:
“Bu adil karar, on binlerce Ezidi ailenin ikamet ettikleri Sincar ve Baac ilçelerindeki, Sincar Dağı'nın çevresine dağılmış yüzlerce köyden 1975 yılında eski Irak rejimi tarafından Araplaştırma politikaları çerçevesinde yerlerinden edildikten, toprakları ve çiftlikleri gasp edildikten sonra yaklaşık yarım asırlık ertelemenin ardından alındı. Politikacılar, diplomatlar, uluslararası kuruluşlar ve uluslararası insan hakları örgütleriyle yaptığımız görüşmelerde her zaman Ezidilere Sincar ve Baac’taki evlerinin geri verilmesi çağrısında bulunduk. Ayrıca bu dosya üzerinde 2016 ve 2017 yıllarında Birleşmiş Milletler İnsan Yerleşimleri Programı’ndan (UN-Habitat) bir ekiple bir buçuk yıl çalıştık. UN-Habitat’tan bir ekip, bu ayın ortalarında topraklarının mülkiyeti geri verilmeyen Ezidilerin sayısı ile ilgili bir raporu Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani'ye sundu. Bakanlar Kurulu kararının uygulanmasından önce atılması gereken bazı adımlar var. Bu adımlar çerçevesinde Ezidilerin de dahil olduğu birkaç komitenin oluşturulmalı, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) hükümeti ve Ninova yerel yönetimi ile yüksek koordinasyon kurulmalı ve söz konusu köyler için tüm altyapının yeniden inşası için bir ana plan geliştirmeye başlanmalı.”



Gazze Şeridi'nde fırtına nedeniyle 11 kişi hayatını kaybetti, birçok ev yıkıldı

Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
TT

Gazze Şeridi'nde fırtına nedeniyle 11 kişi hayatını kaybetti, birçok ev yıkıldı

Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)

Gazze Şeridi'ni 24 saatten kısa bir süre içinde vuran fırtına ve derin alçak basınç sistemi, birçok evin çökmesi ve bölge genelinde çadırların sular altında kalması sonucu 11 Filistinlinin ölümüne birçok kişinin de yaralanmasına yol açtı.

Filistin Haber Ajansı'na (WAFA) göre yerel kaynaklar, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'nın Bir el-Naja bölgesinde, yerinden edilmiş kişilerin barındığı bir evin çökmesi sonucu 5 Filistinlinin öldüğünü ve birçok kişinin de yaralandığını bildirdi.

 Gazze Şeridi'nin güneyinde Han Yunus'taki bir kampta yağmurlu bir günde yerinden edilmiş Filistinli kadın (Reuters)Gazze Şeridi'nin güneyinde Han Yunus'taki bir kampta yağmurlu bir günde yerinden edilmiş Filistinli kadın (Reuters)

Şarku'l Avsat'ın ulaştığı kaynaklar, bugün şafak vakti Gazze şehrinin batısındaki el-Rimal mahallesinde yerinden edilmiş kişilerin çadırlarının üzerine büyük bir duvarın çökmesi sonucu 2 vatandaşın öldüğünü, Gazze şehrinde aşırı soğuktan bir çocuğun, el-Şati kampında ise bir bebeğin hayatını kaybettiğini belirtti. Dün de el-Şati kampında bir duvarın çökmesi sonucu bir kişi hayatını kaybetti.

Dün el-Amadi bölgesindeki Ebu Cebel kampında bir çadırın çökmesi sonucu iki çocuk yaralandı; Han Yunus'un el-Mevasi bölgesindeki mülteci çadırında ise bir bebek aşırı soğuktan hayatını kaybetti.

Sivil savunma ekipleri, son birkaç saat içinde en az 10 evin çöktüğünü, son olarak da el-Kerame ve Şeyh Rıdvan mahallelerinde 2 evin yıkıldığını bildirdi.

Bu olumsuz hava koşulları ayrıca Han Yunus'un el-Mevasi bölgesindeki kampların tamamının sular altında kalmasına, Deyr el-Belah'taki el-Bassa ve el-Baraka'nın geniş alanlarının, Nuseyrat'taki Merkez Pazarı'nın ve Gazze Şehri'ndeki Yermuk ve liman bölgelerinin hasar görmesine yol açtı.

 Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden hayvanlarla çekilen arabalar geçiyor (EPA)Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden hayvanlarla çekilen arabalar geçiyor (EPA)

Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım ve Çalışma Ajansı (UNRWA), dün yaptığı açıklamada, şiddetli yağmur ve ıslak çadırların, aşırı kalabalık Gazze Şeridi'ndeki kötüleşen sağlık ve yaşam koşullarını daha da kötüleştirdiğini belirterek, soğuk hava, yetersiz sanitasyon ve hijyen eksikliğinin salgın hastalık riskini artırdığını vurguladı. UNRWA, insani yardıma erişimin acilen kolaylaştırılması çağrısında bulundu.


Berri: Barack'ın Lübnan'ı Suriye'ye ilhak etme söylemi "kabul edilemez bir hata"

Lübnan Parlamento Başkanı Nebih Berri, ABD Büyükelçisi Michel Issa'yı kabul etti (Parlamento Başkanlığı)
Lübnan Parlamento Başkanı Nebih Berri, ABD Büyükelçisi Michel Issa'yı kabul etti (Parlamento Başkanlığı)
TT

Berri: Barack'ın Lübnan'ı Suriye'ye ilhak etme söylemi "kabul edilemez bir hata"

Lübnan Parlamento Başkanı Nebih Berri, ABD Büyükelçisi Michel Issa'yı kabul etti (Parlamento Başkanlığı)
Lübnan Parlamento Başkanı Nebih Berri, ABD Büyükelçisi Michel Issa'yı kabul etti (Parlamento Başkanlığı)

Lübnan Parlamentosu Başkanı Nebih Berri, ABD Büyükelçisi Tom Barrack'ın Lübnan'ın Suriye'ye ilhak edilmesi çağrısıyla ilgili zaman zaman yaptığı tehditleri kabul edilemez bir hata olarak nitelendirerek reddetti. Berri, "Hiç kimse Lübnanlıları tehdit edemez. Özellikle diplomatlar ve hele ki Büyükelçi Tom Barrack gibi bir isim tarafından Lübnanlılara bu şekilde hitap etmek, akıl almaz bir durumdur. Lübnan'ın Suriye'ye ilhak edilmesiyle ilgili söyledikleri ciddi ve kesinlikle kabul edilemez bir hatadır." dedi.

Öte yandan Berri, Basın Sendikası'ndan bir heyete, ilgili yasa konusunda yaşanan görüş ayrılıklarına rağmen, gelecek mayıs ayında yapılması planlanan parlamento seçimlerinin iptal edilmeyeceğini ya da ertelenmeyeceğini vurguladı.

Parlamento başkanlığından yapılan açıklamaya göre Berri'nin ABD'nin Beyrut Büyükelçisi Michel Issa'yı 24 saat içinde ikinci kez kabul etmesi dikkat çekiciydi; zira görüşmede "iki ülke arasındaki ikili ilişkilerin yanı sıra genel durumdaki gelişmeler ve güncel olaylar" ele alındı.


İsrailli bakanlar eski Gazze yerleşiminde bayrak töreni düzenlenmesini talep etti

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir (EPA)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir (EPA)
TT

İsrailli bakanlar eski Gazze yerleşiminde bayrak töreni düzenlenmesini talep etti

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir (EPA)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir (EPA)

Aralarında Başbakan Binyamin Netanyahu liderliğindeki Likud Partisi’nden sekiz ismin de bulunduğu 11 İsrailli bakan, dün Savunma Bakanı Yisrael Katz’dan Hanuka Bayramı sırasında Gazze Şeridi’nde bayrak töreni düzenlenmesine izin verilmesini talep etti.

Aşırı sağcı ve yerleşim yanlısı Nahala Hareketi tarafından başlatılan girişim kapsamında yayımlanan mesajda, “Gazze’nin İsrail topraklarının bir parçası olduğunu gururla teyit etmenin zamanı geldi. Bu bölge yalnızca Yahudi halkına aittir ve derhal İsrail devletinin bir parçası hâline gelmelidir” ifadeleri yer aldı.

Mesajda ayrıca, etkinliğin temel amacının ‘İsrail’in 2005’te bölgeden çekilirken boşalttığı, Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki eski Nisanit yerleşiminin kalıntıları üzerinde İsrail bayrağını göndere çekmek’ olduğu belirtildi.

dfrtg
İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir (Reuters)

Mesajın imzacıları arasında, aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ile aralarında Ulaştırma Bakanı Miri Regev’in de bulunduğu sekiz Likud’lu bakan yer aldı.

Ayrıca, toplam 120 sandalyeli Knesset’ten 21 milletvekili de metne imza attı. İmzacı vekiller Ben-Gvir liderliğindeki Otzma Yehudit (Yahudi Gücü) Partisi ile Likud’a mensup.

Nahala Hareketi, ‘Nisanit’te bayrak töreni’ olarak duyurduğu etkinliğin, Gazze Şeridi’nde hâlen İsrail ordusunun kontrolündeki bölgede yapılacağını açıkladı.

Etkinliğin 18 Aralık’ta, sekiz gün süren Hanuka’nın beşinci gecesinde düzenlenmesi planlanıyor. Bayram bu yıl pazar günü başlayacak.

İsrail Savunma Bakanlığı, konuya ilişkin AFP’nin yorum talebine henüz yanıt vermedi.

jbhj
İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (DPA)

İsrail ordusu çarşamba akşamı yaptığı açıklamada, ‘İsrail topraklarından Gazze Şeridi’ne geçen birkaç İsrailli sivilin gözaltına alındığını’ duyurdu.

Yerleşimciler ve Filistinlilere yönelik saldırılarla suçlanan aşırılık yanlılarına hukuki destek veren Honenu örgütü ise yaptığı açıklamada, ‘Çarşamba günü onlarca sağcı aktivistin, Nisanit’in kalıntıları üzerinde bir yerleşim kurulmasını talep etmek üzere Gazze sınır çitini aştığını’ belirtti.

10 Ekim’de İsrail ile Hamas arasında yürürlüğe giren kırılgan ateşkes kapsamında, İsrail ordusu Gazze Şeridi’nin yarısından fazlasında kontrol sağlamasına imkân veren bir hatta çekilmişti. Savaşın büyük yıkıma uğrattığı bölgede bu hat fiili kontrol sınırı olarak işliyor.

Geçtiğimiz kasım ayında Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi tarafından da desteklenen ABD’nin Gazze barış planı ise İsrail güçlerinin bölgeden kademeli olarak çekilmesini öngörüyor.