Oscar ödüllü Iñárritu, "itiraf" niteliğindeki yeni filmini anlattı: "Kaybettiğim oğlumu tasvir etmek özgürleştiriciydi"

"Eğer söylenecek sözün kalmadığı bu deneyimlerle yüzleşmediyseniz, bunları karşı tarafa nasıl anlatacaksınız?"

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP
TT

Oscar ödüllü Iñárritu, "itiraf" niteliğindeki yeni filmini anlattı: "Kaybettiğim oğlumu tasvir etmek özgürleştiriciydi"

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP

Meksikalı yönetmen Alejandro González Iñárritu, İspanya'nın önde gelen gazetelerinden El Pais'e verdiği söyleşide yeni filmi Bardo, Bir Avuç Doğrunun Yalan Yanlış Güncesi'yle (Bardo, falsa crónica de unas cuantas verdades) ilgili konuştu.
Iñárritu, hayatında belirli döngüler içinde çalıştığını ve Bardo'yla 2000'lerde başlayan bu döngüyü sonlandırdığını söyledi.
59 yaşındaki büyük yönetmen, son filminin hayatında karşılaştığı zorluklardan, babasıyla ilişkisinden ve oğlunun kaybından izler taşıdığını belirterek, şu ifadeleri kullandı:
"Kaybettiğim oğlumu tasvir etmek özgürleştiriciydi. 25 yıl önce oldu ve bununla ilgili kırılganlığımı üzerimden atamamıştım. Hayat, sizde çatlaklar oluşturuyor. Fakat Leonard Cohen'in de dediği gibi, ışık da böyle içeri giriyor. Ben de acıya bu şekilde yaklaştım çünkü bu sayede duruma daha aydınlık ve kabullenen bir yerden yaklaşabildim."
Iñárritu, Bardo'nun bir şahsi itiraf gibi görülebileceğini söyleyerek, şöyle devam etti:
"Kendimi tamamen bu filme teslim etti. Saklayacak ya da utanacak hiçbir şey yok. Yaralarımı, acımı ve kalbimi gözler önüne seriyorum. Tam da bu yüzden bazı eleştirileri kabul etmiyorum."
Filmlerinde her zaman cesur ve özgün işler ortaya koymayı hedeflediğini belirten ünlü yönetmen, sanatçının kendi deneyimlerinden yola çıkmasının önemine de vurgu yaptı ve ekledi:
"Eğer film çekecekseniz, bunun size özgü olmasını sağlayın. Gerisi işçilik. Bir evladın kaybı gibi acı verici deneyimlerin, benzer şeyleri yaşamayanlar tarafından anlaşılması çok zor. Eğer herhangi bir sebebi bulunamayan ya da söylenecek sözün kalmadığı bu deneyimlerle yüzleşmediyseniz, bunları karşı tarafa nasıl anlatacaksınız?"
Yönetmenin oğlu Luciano, 1997'de doğduktan iki gün sonra hayatını kaybetmişti. Iñárritu, ilk uzun metrajı Paramparça Aşklar Köpekler'i (Amores Perros) de Luciano'ya adamıştı.
16 Aralık'ta Netflix'te yayımlanan Bardo, Meksikalı gazeteci ve belgesel yapımcısı Silverio Gama'nın hikayesini anlatıyor. Yapım tıpkı Iñárritu gibi ülkesinden ayrılarak ABD'ye giden Gama'nın evine döndükten sonra kimliği, ailesi, anıları ve ülkesinin gerçekleriyle yüzleşmesini konu alıyor.
Iñárritu senaryoyu Birdman ve Diriliş'te (The Revenant) birlikte çalıştığı Nicolás Giacobone'la kaleme aldı. Iñárritu, bu filmlerle 2014 (Birdman) ve 2015'te (Diriliş) En İyi Yönetmen Oscarı'nı kazanmıştı.
Independent Türkçe, El Pais



Alman yapımı Netflix filmi kötü yorumlara rağmen listeleri altüst etti

Philip Koch yönetmenliğindeki Tuğla, IMDb kullanıcılarından 10 üzerinden 5,5 puan alabildi (Netflix)
Philip Koch yönetmenliğindeki Tuğla, IMDb kullanıcılarından 10 üzerinden 5,5 puan alabildi (Netflix)
TT

Alman yapımı Netflix filmi kötü yorumlara rağmen listeleri altüst etti

Philip Koch yönetmenliğindeki Tuğla, IMDb kullanıcılarından 10 üzerinden 5,5 puan alabildi (Netflix)
Philip Koch yönetmenliğindeki Tuğla, IMDb kullanıcılarından 10 üzerinden 5,5 puan alabildi (Netflix)

Netflix'in Alman yapımı yeni gerilim filmi Tuğla (Brick), yayına girmesinin üstünden bir hafta bile geçmeden izlenme listelerini altüst etti.

10 Temmuz'da izleyiciyle buluşan film, yalnızca iki günde dünya genelinde platformun zirvesine oturdu. Yayına girdiği ilk gün 43 ülkede zirveye yerleşen Tuğla, 12 Temmuz'da bu sayıyı 44'e çıkardı. Gerilim, 36 ülkede hâlâ bir numarada yer alıyor.

Film, ilişkileri bozulmak üzere olan Tim ve Olivia'nın bir gece dairelerinde uyanmasıyla başlıyor. Ancak sorun bu kez yalnızca aralarındaki gerilim değil: Gece boyunca kimliği belirsiz biri tarafından tüm apartman, siyah tuğlalarla örülerek dış dünyadan izole edilmiş. Artık ne pencereden çıkmak ne de kapıyı açmak mümkün.

Netflix, 18 yaşından küçük izleyiciler için uygun olmadığını belirttiği filmin konusunu resmi açıklamada şöyle özetliyor:

Apartmanlarının etrafı bir gecede gizemli bir tuğla duvarla çevrilen Tim ve Olivia, oradan canlı çıkabilmek için temkinli komşularıyla birlik olmak zorunda kalır.

Eleştirmenlerden olumsuz yorumlar almasına rağmen film, kısa sürede uluslararası bir fenomene dönüştü. FlixPatrol'un verilerine göre Tuğla, Netflix'te 18,2 milyon izlenme sayısına ulaşarak dünya çapında en çok seyredilen film olmayı başardı.

Tuğla, eleştiri derleme sitesi Rotten Tomatoes'da sinema yazarlarından sadece yüzde 35'lik bir beğeni puanı elde edebildi. Gerilim filminin izleyici puanı ise yüzde 28'de kaldı.

Başrollerde Zack Snyder imzalı Ölüler Ordusu'ndan (Army of the Dead) tanıdığımız Matthias Schweighöfer ve Hırsızlar Ordusu (Army of Thieves) yıldızı Ruby O. Fee yer alıyor. Onlara Frederick Lau, Salber Lee Williams ve Axel Werner gibi isimler eşlik ediyor.

Bazı izleyiciler Tuğla için "başarılı bir gerilim" ifadesini kullanırken kimi sinemaseverler de filmin "izlemeye değer" olduğunu söyledi. Bazıları ise filmi "sıkıcı" ve "ağır tempolu" diye tanımladı.

Sosyal medyada bir kullanıcı, "Netflix'teki Tuğla akılalmazdı, kesinlikle tavsiye ederim" dedi. Bir diğeri ise filme 10 üzerinden 8 vererek, "Dram, gerilim ve merak unsurlarını başarıyla harmanlamış" yorumunda bulundu.

Tuğla, halen Netflix'te izlenebilir.

Independent Türkçe, Hello!, CBR.com, FlixPatrol