Courtney Love, Kurt Cobain'i Brad Pitt'in oynamasına izin vermeyince Dövüş Kulübü'nden kovulduğunu iddia etti

Müzisyen, Helena Bonham Carter'ın oynadığı rolün ilk başta kendisine verildiğini öne sürdü

(Reuters / Fox)
(Reuters / Fox)
TT

Courtney Love, Kurt Cobain'i Brad Pitt'in oynamasına izin vermeyince Dövüş Kulübü'nden kovulduğunu iddia etti

(Reuters / Fox)
(Reuters / Fox)

Courtney Love, hayatını kaybeden eşi Kurt Cobain'i Brad Pitt'in oynamasına izin vermediği için Dövüş Kulübü'nden (Fight Club) kovulduğunu öne sürdü.
David Fincher'ın 1999 tarihli beğenilen kült gerilim filmi Dövüş Kulübü'nde Pitt, Edward Norton ve Helena Bonham Carter rol almıştı.
WTF With Marc Maron podcast'inin son bölümünde Love, Bonham Carter'ın canlandırdığı Marla karakterine başta kendisinin seçildiğini iddia etti.
The Independent'ta yer alan habere göre Love, sunucu Marc Maron'a Cobain hakkında bir film yapmak üzere kendisine ulaşan Pitt ve film yönetmeni Gus Van Sant'a "ateş püskürdükten" sonra Dövüş Kulübü'nden kovulduğunu söyledi.
Şarkıcı, Nirvana'nın solistiyle 1992'de evlenmişti. Cobain, iki yıl sonra 1994'te 27 yaşında ölmüştü. Çiftin tek çocuğu Frances Bean Cobain, şimdi 30 yaşında.
Hole grubunun solisti Love şöyle dedi:
"Brad'in Kurt'ü oynamasına izin vermezdim. Ateş püskürdüm. Ben ruhumu şeytana satmam. Siz kim olduğunuzu sanıyorsunuz?"
Love, aralarında geçtiğini iddia ettiği tartışmanın ayrıntılarına değindi ve Pitt'e, "Sana güvenip güvenmediğimi bilmiyorum; filmlerin kâr amaçlı mı, onu da bilmiyorum. Gerçekten iyi sosyal adalet filmleri ama... Eğer beni anlamıyorsan, Kurt'ü de anlamıyorsun demektir ve ben senin anladığını hissetmiyorum Brad" dediğini belirtti.
Şarkıcı, öne sürdüğü tartışmanın Van Sant'ın 2005'te Cobain'den esinlenerek çektiği Son Günler hakkında olmadığına açıklık getirdi.

(Reuters)

Love, görüşmeden sonra kendisine filmden kovulduğunun söylendiğini öne sürdü.
Şarkıcı, haberi kendisine ilk veren kişinin Norton olduğunu söyledi.
Love, "Edward hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı" diye öne sürdü ve devam etti:
"'Güç bende değil!' diyordu." 
Anlaşılan Love, daha sonra Fincher'dan artık Marla'yı oynamayacağını doğrulayan bir telefon almış.
Şarkıcı, Pitt'in önerdiği Cobain hakkındaki biyografik filme 2020'de bir kez daha hayır dediğini öne sürdü.
Love, Cobain hakkında film yapma fikrine tamamen karşı olmadığını, sadece bunu başka biriyle yapmak istediğini düşündüğünü söyledi ve şu ifadeleri kullandı:
"Arkadaşım Cameron Crowe [bana] 'Brad Pitt bu dünyaya seni Kurt için takip etmeye gelmiş' demişti, ki bu 1996'dan beri devam ediyor."
The Independent, yorum için hem Pitt'in hem de Fincher'ın bir temsilcisiyle temasa geçse de henüz yanıt alamadı.
 



Yiyeceklerin yapısının tokluk hissinde rol oynayabileceği tespit edildi

Besin değeri aynı olan gıdaların hücre yapısındaki farklılıklar, tokluk hissinde kayda değer bir etki yaratabiliyor (Unsplash)
Besin değeri aynı olan gıdaların hücre yapısındaki farklılıklar, tokluk hissinde kayda değer bir etki yaratabiliyor (Unsplash)
TT

Yiyeceklerin yapısının tokluk hissinde rol oynayabileceği tespit edildi

Besin değeri aynı olan gıdaların hücre yapısındaki farklılıklar, tokluk hissinde kayda değer bir etki yaratabiliyor (Unsplash)
Besin değeri aynı olan gıdaların hücre yapısındaki farklılıklar, tokluk hissinde kayda değer bir etki yaratabiliyor (Unsplash)

Bilim insanları yiyeceklerin yapısının tokluk hissini etkileyebildiğini tespit etti. 

Obezite gibi hastalıkların artışında modern beslenme alışkanlıkları kritik bir rol oynuyor. Ultra işlenmiş gıdalar da bu sorunun temel nedenleri arasında sayılıyor.

Öte yandan bu yiyecekler genellikle yağ, şeker ve tuz gibi sağlığa risk teşkil ettiği bilinen besinleri de yüksek miktarda içeriyor. Uzmanlar gıdaların nasıl "işlendiğinin" gözden kaçabileceğini söylüyor.

Birleşik Krallık'taki Imperial College London ve Quadram Enstitüsü'nden araştırmacılar gıdaların yapısının, etkilerini nasıl değiştirdiğini anlamak üzere bir çalışma yürüttü.

Bulguları hakemli dergi Nature Metabolism'de yayımlanan çalışmada 10 sağlıklı yetişkin 4 günlüğüne bir kliniğe yerleştirildi. Katılımcılara beslenme sondası takılarak mide ve üst ince bağırsaklarından düzenli numune alındı. Böylece gıdaların nasıl sindirildiği ve bunun bağırsaktaki metabolizma sonucu ortaya çıkan maddeleri nasıl etkilediği değerlendirildi.

Katılımcılar, hücreleri kırılmış veya bütün haldeki nohut unundan yapılan lapalarla beslendi. Yani bir lapadaki nohutlar, geleneksel nohut unu yapımında olduğu gibi doğal hücre yapısı bozulacak şekilde işlenmişti. Diğerindeyse hücrelerin bozulmaması için farklı bir işlem uygulandı.

Araştırmacılar, besin değerleri birebir aynı olan bu gıdaların vücutta farklı etkilere yol açtığını gözlemledi. 

Hücre yapısı bozulan nohut unundan yapılan lapa, daha hızlı sindirilerek kandaki glikoz seviyesini, diğer lapaya kıyasla 2 ila 4 kat daha fazla yükseltti.

Parçalanmamış hücrelere sahip gıda ise daha yavaş sindirildi. Ayrıca iştahı bastırmasıyla bilinen GLP-1 ve PYY hormonları daha uzun süre boyunca salgılandı. Katılımcılar da daha uzun süre tokluk hissettiğini bildirdi. 

Çalışmanın çok az kişiyle yapılmış olması gibi önemli bir sınırlılığı var. Ancak bulgular obezite ve tip 2 diyabetle mücadelede, gıdaların yapısının kayda değer bir rol oynayabileceğine işaret ediyor.

Makalenin yazarlarından Gary Frost "Gıdaların yapısının değiştirilmesi, nihayetinde halkı tip 2 diyabet gibi kronik hastalıklardan korumaya katkı sağlayabilir ve bu araştırma bu yüzden çok heyecan verici" diyor.

Çalışmanın bir diğer yazarı Mingzhu Cai ise zayıflama iğnelerinin başarısına değinerek şu ifadeleri kullanıyor:

Ozempic gibi GLP-1 agonistleri hakkında çok fazla tartışma dönüyor. Doğal GLP-1 seviyeleri asla bu ilaçların dozuna ulaşmayacak olsa da nasıl ve nerede salındığını anlayarak vücudumuzun üretebileceği dozları artırma şansımız var.

Bulgular, gıdaların işlenme biçimindeki farklılıkların yalnızca tokluk hissini artırmakla kalmayıp daha sağlıklı sonuçlar da doğurabileceğini gösteriyor.

Independent Türkçe, Imperial College London, Quadram Enstitüsü, Nature Metabolism