Irak’taki yerel para birimi krizi Kazımi’nin değerini mi ortaya çıkardı?

Başbakan Sudani, yerel para birimindeki kriz karşısında kritik bir sınavda

Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani (AP) - Irak eski Başbakanı Mustafa el-Kazımi (DPA)
Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani (AP) - Irak eski Başbakanı Mustafa el-Kazımi (DPA)
TT

Irak’taki yerel para birimi krizi Kazımi’nin değerini mi ortaya çıkardı?

Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani (AP) - Irak eski Başbakanı Mustafa el-Kazımi (DPA)
Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani (AP) - Irak eski Başbakanı Mustafa el-Kazımi (DPA)

Irak sokakları, ABD'nin ülkedeki dolar akışına yönelik katı önlemlerinin bir sonucu olarak yerel para biri birimi dinarın değerindeki büyük dalgalanma nedeniyle bir buçuk ay boyunca çalkantılı bir süreç yaşadı. Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani hükümeti bu süreçte kritik bir sınavdan geçti. Bu süreç aynı zamanda Sudani’nin eski Başbakan Mustafa el-Kazımi ile kıyaslanmasına neden oldu.
Irak basını, iki ay öncesine kadar Kazımi'nin ülkeyi ‘kötü yönettiğine dair’ pek çok şeyi destekleyen sistematik bir kampanyayla birlikte ülkedeki siyasi çıkmaza ulusal çözüm olarak gösterilen Sudani hakkında iyimser tahminlerde bulunuyordu.
Ancak Irak kamuoyu, dolar kurundaki yükselişin piyasaları sarsması nedeniyle, bir önceki hükümetten eşi benzeri görülmemiş bir mali fazla veren mevcut hükümetin, krizi yönetmede ve diğer dosyalardaki ciddi sorunlarla karşı karşıya olduğunu anladı. Ekonomistler, Başbakan Sudani'nin kararlarında idari doğaçlama olduğuna dikkati çektiler.
Irak Merkez Bankası, Aralık ayı ortalarında dolar ve yabancı para birimi satışı için yeni bir elektronik platform oluşturmaya yönelmesiyle birlikte döviz satış penceresinin satış hacminde yaşanan düşüşün nedeninin, ABD’nin hükümetin, partilerin ve bankaların dolar almasını engelleme yönündeki baskısına karşı bir tedbir olduğunu açıklamıştı. Dinarın değerinin düştüğü ve hayat pahalılığının arttığı haftalarda, bağımsız çalışan gazeteciler ve araştırmacılar, Irak sokakların yetkililere, finans sektöründe olan bitene ve iktidarda perde arkasında neler olup bittiğine dair karşı güven eksikliği ve komplo teorilerinin yeniden ortaya çıkması da olmak üzere kaosun belirtilerini gözlemlediler. Birçok kişi Lübnan'daki mali çöküş senaryosunu ülkedeki krizi açıklamak için kullandılar.
Yerel pazarda iş modelleri değişti ve Iraklı işadamları, tüketicilerin talep ettiği dolar bazlı malları ithalatını bırakmaya başladılar. Maaşını yerel para biriminde alan kamu çalışanları, dolar kurundaki yükselişin başlıca mağdurları oldular.
Irak kamuoyu, Sudani'nin başbakan olarak göreve başlamasından bu yana ilk kez, mali krizin ağırlığı altında eski Başbakan Kazımi'nin çok sınırlı bir mali bütçeyle başlayan, çalışanların maaşlarının ödenmesini ve hükümet programlarının mümkün olan en düşük düzeyde yürütmeyi amaçlayan bir dizi katı önlemle eşi benzeri görülmemiş bir mali fazla verilmesiyle sona eren görev sürecini hatırladı.
Iraklıların çeşitli iletişim araçları aracılığıyla mevcut krize verdiği tepkiler, Kazımi'nin başbakanlık görevini üstlendiği ve milyonlarca çalışanın maaşlarını ödemek için sağlam garantilerle döviz kurunda istikrarı sürdürdüğü iki yıllık dönemine kıyasla şu an mali çıkarlar ve ekonomik istikrar hakkında bir büyük endişe duyduklarını gösterdi.
Eski Başbakan Mustafa el-Kazımi, geçtiğimiz Mayıs ayında, Irak'ta ekonomik büyümenin yüzde 9,5'e ulaşmasını bekleyen Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) raporlarına göre hükümetin, 2022 ve 2023 yılları arasındaki iki yıllık çalışması boyunca Arap ülkeleri düzeyinde en yüksek ekonomik büyümeyi yakalamayı başardığını açıkladı.
Eski Maliye Bakanı Ali Allavi, bu mali fazlalılığın, iç ve dış borçların ödenmesinin yanı sora federal bütçedeki boşlukların ve açıkların kapatılmasına yatırılması şartıyla -ki bu başarıldı- Irak Merkez Bankası'nın nakit rezervlerinin 2022 sonunda 90 milyar dolara çıkması yönündeki beklentilerini açıklamıştı. Ancak Sudani hükümetinin göreve başlamasının üzerinden iki ay geçmesine rağmen henüz bir bütçe sunulmazken yerel para birimi büyük bir düşül yaşadı.
Bugünlerde siyasi çevreler ve halk, Kazımi ile Sudani'nin siyasi performanslarını içeren karşılaştırmalar yapıyorlar. Yabancı taraflar için çalışmakla suçlandığı basının sert eleştirilerine maruz kalan eski Başbakan Kazımi, müttefiklerinin başta ABD'nin Bağdat Büyükelçisi Alina Romanowski olmak üzere ABD’li yetkililerle olan güçlü ilişkisi hakkında endişelenmeye başladıkları Sudani gibi rahat hareket edemiyordu.
(Şii) Koordinasyon Çerçevesi ittifakının önde gelen isimleri geçtiğimiz ay Şarku’l Avsat’a yaptıkları açıklamalarda, ülkede sözü geçen Şii tarafların Başbakan Sudani ile ABD’liler arasındaki olağanüstü iletişimden rahatsız olduklarını ve hükümetin İran'ın Irak'taki nüfuzunu kırmak için çalışacağına dair korkularının arttığını belirtmişlerdi.
Buna karşın Kazımi hükümeti ‘kritik bir denge çizgisi’ sürdürüyordu. Üst düzey eski bir yetkilinin belirttiğine göre Kazımi, ne ABD’lilerin Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’ni (IKBY) fon sağlamasıyla ilgili taleplerini ne de İran tarafının hükümet kurumlarında etkili olan ve yolsuzluk yapan kişilere yönelik soruşturmaları durdurma taleplerini kabul etti.
Sudani hükümeti, yaklaşık 3 hafta önce IKBY’ye yaklaşık 400 milyar Irak dinarı gönderdi. Bunun üzerine Bağımsız Milletvekili Hadi es-Selami, ‘Federal Yüksek Mahkemenin kararını ihlal ettiği ve kamu parasını kasten israf ettiği’ gerekçesiyle Başbakan Sudani hakkında dava açtı.
Üst düzey eski yetkili, Kazımi ile ABD’nin eski Bağdat Büyükelçisi Matthew Toller arasındaki ilişkinin çok güçlü olmadığını, ancak Sudani ile mevcut Büyükelçi Romanowski'nin sık sık görüşmelerinin Tahran'a yakınlığıyla bilinen Koordinasyon Çerçevesi güçlerinin desteklediği bir Başbakan olarak biraz garipsendiğini ve Kazımi’nin zayıf görünmesine rağmen inatçı biri olduğuna inanıldığını söyledi.



Sidney Liman Köprüsü üzerinde Gazze'yle dayanışma yürüyüşü düzenlendi

Melbourne'deki Victoria Eyalet Kütüphanesi önünde düzenlenen ‘Özgür Filistin’ yürüyüşüne katılan göstericiler (DPA)
Melbourne'deki Victoria Eyalet Kütüphanesi önünde düzenlenen ‘Özgür Filistin’ yürüyüşüne katılan göstericiler (DPA)
TT

Sidney Liman Köprüsü üzerinde Gazze'yle dayanışma yürüyüşü düzenlendi

Melbourne'deki Victoria Eyalet Kütüphanesi önünde düzenlenen ‘Özgür Filistin’ yürüyüşüne katılan göstericiler (DPA)
Melbourne'deki Victoria Eyalet Kütüphanesi önünde düzenlenen ‘Özgür Filistin’ yürüyüşüne katılan göstericiler (DPA)

Binlerce protestocu bugün sağanak yağmur altında Avustralya'nın Sidney kentindeki ikonik Liman Köprüsü'nden geçerek, savaştan zarar gören ve insani krizin giderek kötüleştiği Gazze Şeridi'ne yardım talebiyle yürüdü.

Filistinli yetkililerin Gazze Şeridi'nde 60 binden fazla insanın hayatını kaybetmesine neden olduğunu söylediği savaşın üzerinden yaklaşık iki yıl geçerken, hükümetler ve insani yardım örgütleri gıda kıtlığının bölgede yaygın bir açlığa yol açtığını söylüyor.

Organizatörleri tarafından ‘İnsanlık Yürüyüşü’ olarak adlandırılan yürüyüşe katılanlardan bazıları açlığın sembolü olarak tencere taşıdı.

Şarku’l Avsat’ın Reuters’tan aktardığına göre WikiLeaks'in kurucusu Julian Assange da yürüyüşe katıldı.

dsfgthy
Aralarında WikiLeaks'in kurucusu Julian Assange'ın (soldan üçüncü) da bulunduğu protestocular, İsrail savaşına ve Gazze Şeridi'nde devam eden gıda kıtlığına karşı düzenlenen Filistin yanlısı gösteri sırasında Sidney Liman Köprüsü'nden geçiyor. (AFP)

Geçtiğimiz hafta Yeni Güney Galler eyalet polisi ve eyalet başbakanı, yürüyüşün şehrin önemli bir simgesi ve ana ulaşım güzergahı olan köprüden geçmesini engellemeye çalışmış, yoldan geçmenin güvenlik risklerine ve ulaşımın aksamasına neden olacağını savunmuştu. Eyalet Yüksek Mahkemesi dün (cumartesi) yürüyüşün yapılabileceğine karar verdi.

Yeni Güney Galler polisi yüzlerce memur görevlendirdiğini söyledi ve protestocuları barışçıl kalmaya çağırdı. Benzer bir protesto yürüyüşünün gerçekleştiği Melbourne'de de çok sayıda polis görevlendirildi.

vfe
Sidney Filistin Eylem Grubu'nun Sidney'de düzenlediği İnsanlık Yürüyüşü sırasında binlerce protestocu Sidney Liman Köprüsü'nden geçti. (DPA)

İsrail üzerindeki diplomatik baskı son haftalarda arttı. Fransa ve Kanada, Filistin devletini tanıyacaklarını açıklarken, Birleşik Krallık da İsrail'in insani krizi çözmemesi ve ateşkese varmaması halinde diğer ülkeleri takip edeceğini duyurdu.

İsrail bu planları Gazze Şeridi'ni yöneten ve Ekim 2023'te İsrail'e bir saldırı düzenleyen Hamas'ı ödüllendirmek olarak nitelendirdi.

Avustralya Başbakanı Anthony Albanese iki devletli çözümü desteklediğini belirterek, İsrail'in yardımları engellemesinin ve sivilleri öldürmesinin savunulamayacağını ya da görmezden gelinemeyeceğini ifade etti.