Hadramut’ta İHA ekipmanı taşıyan bir Husi sevkiyatına el konuldu

Milisler ed-Dali’de saldırılar ve Sana’da ise baskı kampanyaları başlattı

2020 yılında ABD Donanması tarafından durdurulan Husilere gönderilmiş İran silah sevkiyatından bir kare (ABD Donanması)
2020 yılında ABD Donanması tarafından durdurulan Husilere gönderilmiş İran silah sevkiyatından bir kare (ABD Donanması)
TT

Hadramut’ta İHA ekipmanı taşıyan bir Husi sevkiyatına el konuldu

2020 yılında ABD Donanması tarafından durdurulan Husilere gönderilmiş İran silah sevkiyatından bir kare (ABD Donanması)
2020 yılında ABD Donanması tarafından durdurulan Husilere gönderilmiş İran silah sevkiyatından bir kare (ABD Donanması)

Husi milisleri, daha fazla bölgeyi kontrol altına alma çabasıyla ed-Dali’deki kara saldırılarını artırırken, Yemen hükümet yetkilileri Hadramut’ta, Husilere insansız hava aracı ekipmanı da dahil olmak üzere askeri kargo taşıyan iki lokomotife el konulduğunu duyurdu.
Husi milisleri Sana’da baskı ve tutuklamaları artırdı.  Meşru hükümetin raporlarına göre, birçok aktivist ve gazeteci, yolsuzluk, yağma ve haraçlar konusundaki yaygın hoşnutsuzluk dalgasının arka planında bu kampanyalardan etkilendi.
Resmi kaynaklar, Yemen İçişleri Bakanı Tümgeneral İbrahim Haydan’ın İran destekli terörist Husi milislerine yönelik insansız hava araçları ekipmanlarını taşıyan iki lokomotifi ele geçirmeyi başaran, Hadramout Vadisi ve Çölü güvenlik görevlilerinin dikkatine ve vatansever ruhuna övgüde bulundu.
Şarku’l Avsat’ın Yemen haber ajansı SABA’dan aktardığı habere göre, Bakan Haydan, Hadramut Vadisi ve Çölü Güvenlik Dairesi Müdürü Abdullah Bin Hubeyş ile yaptığı bir telefon görüşmesi sırasında, Savunma Bakanlığı’ndaki ana komuta ve kontrol merkezi ile İçişleri Bakanlığındaki Komuta ve Kontrol Genel İdaresi arasındaki sürekli koordinasyona övgüde bulundu. Zira söz konusu iki kurum, malzemelerin mukavvalarla kamufle edildiği iki lokomotifin hareketini gözlemlemiş sonrasında güvenlik noktalarına sevk edip ve sürücülerle birlikte durdurmuştu.
Hadramut Vadisi ve Çölü Güvenlik Dairesi Müdürü, “İki lokomotif, adli işlemlerin tamamlanması için Cezai Soruştuma İdaresi’ne çekildi. Terörist Husi milislere insansız hava aracı malzemeleri kaçırma açısından çete ile bağları ortaya çıkarıldı, cezalarının belirlenmesi için adalete teslim edildiler” ifadelerini kullandı.
Bu operasyon, Yemen güçlerinin insansız hava araçları ve balistik füzelere yönelik silah ve ekipman sevkiyatını ilk kez durdurması değildi. Zira ordu ve güvenlik servisleri daha önce Hadramut, el-Mahra, Marib ve el-Cevf’teki birçok sevkiyatı Husilere ulaşmadan önce durdurmuştu.
Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’ne bağlı BM uzmanlarının Yemen’e ilişkin raporunda, İran’dan Yemen bölgelerine yönelik kaçakçılık ağları kapsamında kullanılan deniz yollarının yanı sıra, doğu sınırından başlayarak silah kaçakçılarının Husiler için kullandığı karayollarının olduğuna dikkat çekmişti.
Diğer yandan, ABD Donanması geçen ay Umman Körfezi’nde Yemen’e giden iki İran silah sevkiyatını durdurduğunu açıkladı. Bu sevkiyat, geçtiğimiz yıllarda ABD ve İngiliz kuvvetleri ile Yemen Sahil Güvenliği tarafından ele geçirilen birçok sevkiyata eklendi.
ABD Donanması Beşinci Filosundan yapılan açıklamada, Yemen’e giden kaçakçılık yollarının bulunduğu Umman Körfezi’nde, 50 tondan fazla mühimmat, fünye ve füze yakıtı kaçakçılığı yapan bir balıkçı gemisinin durdurulduğunu bildirdi.
Açıklamada “Lewis P. Puller (ESP3) Deniz Seferi Üssü’nde görev yapan donanma personeli, bayrak doğrulama işleminde yasadışı sevkiyatı keşfettiler. Bu, ABD Beşinci Filosu tarafından bir ay içinde ele geçirilen en büyük ikinci yasadışı silah kaçakçılığı oldu” ifadelerine yer verildi.
Aynı ay içinde durdurulan bir önceki sevkiyatla ilgili olarak ise, ABD Donanması geçen ayın ortasında yaptığı açıklamada, İran’ın Umman Körfezi üzerinden Husi darbe grubuna doğru yola çıkardığı büyük miktarda füze yakıtını içeren bir sevkiyat olduğunu belirtmişti.
Sevkiyat roket yakıtı üretiminde yaygın olarak kullanılan 70 tondan fazla amonyum perkloratın yanı sıra patlayıcılar ve patlayıcı üretiminde kullanılan 100 ton üreyi içeriyordu.
O dönemde ABD Deniz Kuvvetleri Merkez Komutanlığı (NAVCENT), Beşinci Filo ve Birleşik Deniz Kuvvetleri Komutanı Koramiral Brad Cooper, bunun büyük miktarda patlayıcı madde olduğunu doğrularken “Büyüklüğüne bağlı olarak, 10’dan fazla orta menzilli balistik füzeyi ateşlemek için yeterli” olduğu açıklamasında bulunmuştu.
Diğer yandan, Yemen askeri medyası Husi milislerinin son günlerde temas bölgelerindeki noktalar üzerinde daha fazla kontrol sağlamak amacıyla ed-Dali’deki saldırılarını artırdığını ancak bu saldırıların, bir dizi milis üyesinin öldürülmesine ve yaralanmasına yol açan ortak hükümet güçleri tarafından püskürtüldüğünü açıkladı.
Yemen ordusunun resmi internet sitesi September.Net, cuma günü ordu güçlerinin, Husi terör örgütünün el-Haşa ilçesinin kuzeydoğusunda çok sayıda unsuru ile gerçekleştirdiği saldırıyı bozguna uğrattığını bildirildi.
Siteye göre, Ortak Kuvvetler’in top atışları, şehrin kuzeyinden gelen terörist takviye güçlerini hedef alarak, araçlarını imha ederken, ölü ve yaralılara neden oldu.
Ed-Dali vilayetindeki saha gelişmeleri, başkent Sana’daki Husi milis üyeleri tarafından daha fazla ihlali ve grup liderlerinin yolsuzluğuna karşı aktivistlere ve protestoculara yönelik tutuklama furyasını sürdürüyor.
Yemen Enformasyon Kültür ve Turizm Bakanı Muammer el-İryani yaptığı açıklamada, Husi milislerinin yürüttüğü, gazetecileri ve aktivistleri hedef alan tutuklama kampanyasının, ‘milis liderlerinin yaşadığı panik durumunu, artan halk gerilimi ve yaklaşan ayaklanmanın nedenlerinin milisleri kökünden yok edecek kadar olgunlaştığını anladıklarını yansıtmakta olduğunu’ belirtti.
İryani yaptığı açıklamalarda “Husi milislerinin suçlarını ve ihlallerini, grubun beyhudeliğini ve yolsuzluklarını ifşa eden kişilere karşı bu çılgın kampanya, İran’daki molla rejiminin protestoculara, genç erkeklere ve kadınlara yönelik baskı ve taciz uygulamalarının yanı sıra ayaklanmalarını bastırmayı başaramayıp ve tüm İran eyaletlerinde halkın öfkesini körüklemesini hatırlatıyor” ifadelerini kullandı.
Yemen Enformasyon Bakanı, ‘gazetecilerin, medya çalışanlarının ve aktivistlerin kaçırılması ve zorla kaybedilmesi suçlarına ilişkin uluslararası sessizlik durumunu’ garipsediğini belirtirken, ‘terörist Husi milislerin kontrol bölgelerindeki vatandaşlara karşı işlediği suç ve ihlallere karşı net bir tavır alınması ve milis liderlerinden ve unsurlarından bu ihlalleri yapanların yargılanması ve hesap sorulması’ çağrısında bulundu.



Cezayir'in görkemli askeri geçit törenleri düzenleyerek verdiği mesajlar

Cezayir’de bir askeri geçit törenine elinde bayrakla uçakları selamlayan bir çocuk, 1 Kasım 2024 (AP)
Cezayir’de bir askeri geçit törenine elinde bayrakla uçakları selamlayan bir çocuk, 1 Kasım 2024 (AP)
TT

Cezayir'in görkemli askeri geçit törenleri düzenleyerek verdiği mesajlar

Cezayir’de bir askeri geçit törenine elinde bayrakla uçakları selamlayan bir çocuk, 1 Kasım 2024 (AP)
Cezayir’de bir askeri geçit törenine elinde bayrakla uçakları selamlayan bir çocuk, 1 Kasım 2024 (AP)

Rabia Abdusselam

Cezayir'in 1954 yılında Fransa’nın sömürgeciliğine karşı başlattığı Kurtuluş Devrimi’nin 70’inci yıldönümü kutlamaları sıradan bir etkinlik değildi. Ülke, 132 savaş uçağı ve insansız hava aracı (İHA), yüzlerce tank ve Rus yapımı İskender-E mobil kısa menzilli balistik sistemi gibi benzeri görülmemiş yeni silahların tanıtıldığı devasa bir askeri geçit törenine tanık oldu.

Cezayir bu büyüklükte bir askeri geçit törenini ilk kez düzenlemiyor. Bundan iki yıl önce, bağımsızlığının 60’ıncı yıldönümünde yetkililer, Cezayir hükümetinin 30 milyon euro (32 milyon dolar) ayırdığı büyük bir askeri geçit törenini düzenledi. Bu durum, askeri gücü göstermesinin arkasında yatan sebepler ve bu askeri geçit törenlerinin verdiği mesajlar hakkında soru işaretleri yarattı.

Askeri geçit töreninde, medya tarafından ‘Cezayir'in uyuyan canavarı’ olarak anılan Rus ordusunun envanterindeki versiyonu 500 kilometre, dışarıya ihraç edilen versiyonu 280 kilometre menzile sahip olan Rus yapımı İskender-E balistik füze sisteminin tanıtılması heyecan yarattı. Törende, yüksek savaş kabiliyetine sahip etkili bir silah olan BM-30 Smerç çok namlulu roketatar sistemi, çok sayıda hedefi tespit ve takip edebilen ve balistik füzeleri ve çeşitli uçakları püskürtme ve imha etmede üstün yeteneklere sahip olan S-300 karadan havaya füze savunma sistemi ve D-30 obüslerinin yanı sıra hareket halindeki düşman hedefleri hassas bir şekilde imha edebilen BARQ lazer güdümlü anti tank füze sistemleri başta olmak üzere savunma ve saldırı silahları ile modern füze sistemlerinden oluşan bir cephanelik de sergilendi.

Ordunun silahlarının modernizasyonu

Törende Hava Kuvvetlerinin sahip olduğu silahlar da vardı. S-90 ve P-350 nakliye uçakları, S-130 taktik nakliye uçağı ve Ilyushin Il-76 havada yakıt ikmal uçağının yanında Suhoy-24 ve Suhoy-30 savaş uçakları uçuş yaptı. Cezayir Donanması da Akdeniz sularında Cercera, el-Hakkar ve Ouarsenis denizaltıları ve düşman topraklarının derinliklerindeki kara hedeflerini uzun mesafelerden yok etmek için derin denizden karaya kanatlı füzeler fırlatan ve gemileri ve denizaltıları yok etmek için torpido ve uzun menzilli füzeler kullanabilen Varshavyanka sınıfı denizaltısı gibi etkileyici gösterilerle geçit törenine katıldı.

Cezayir'in 2025 yılı genel bütçesi, Cezayir ordusu ve Savunma Bakanlığı bütçesinde 2024 bütçesine kıyasla ve 2018 yılından bu yana tahmini üç milyar dolarlık bir artışla 25 milyar doların üzerinde kayda değer ve kesintisiz bir artış olduğunu ortaya koyarken, askeri geçit töreni Cezayir'in savunma sektörüne her yıl harcadığı paranın büyüklüğünü gösterdi. Cezayir’in Savunma Bakanlığı ve ordu bütçeleri, yetkililerin ordunun teçhizat ve silahlarını yenileme ve modernize etme ve hatta gelişmiş silah sistemleri edinme arzusu nedeniyle rekor bir artışa tanık oldu. 2023 yılında 18 milyar dolar olan savunma bütçesi, 2024 yılında 22 milyar dolara yükselirken 2025 bütçesinde ise 25,1 milyar dolara ulaştı.

Çeşitli siyaset ve güvenlik analistleri, terörizm, Sahel bölgesindeki huzursuzluk, suç oranları, gizli göç ve insan kaçakçılığı ile ilgili artan güvenlik sorunları ve Cezayir'in etrafının Mali, Nijer ve Libya gibi güvenlik ve siyaset alanında zayıflıklarla boğuşan bir grup ülkeyle çevrili olması gerçeği göz önüne alındığında, bu askeri geçit törenlerinin yapılmasına hak veriyorlar. Kasaba Merbah Ouargla Üniversitesi’nde siyaset bilimi ve uluslararası ilişkiler profesörü ve uluslararası ilişkiler uzmanı olan Dr. Mebruk Kahi, Al-Majalla'ya yaptığı değerlendirmede, askeri geçit törenlerinin özellikle zamanlaması açısından iktidarın hem yurt içine hem de yurt dışına göndermek istediği siyasi mesajı ve hedefleri olduğunu söyledi.

Ordu ve halk arasındaki kutsal bağ

Bu mesajların hem yurt içinde hem de yurt dışındaki meselelerle ilgili olduğunu söyleyen Dr. Kahi, “Bunlar askeri düzeyde elde edilen başarıları tanıtmak ve Cezayir ordusunun vatanı savunmak ve korumak için tamamen hazır olduğuna dair bir güven mesajı göndermenin yanı sıra ordunun halkla olan ve Cezayir'in birliğini baltalamak niyetiyle kurulan pek çok komployu boşa çıkaran ilişkisini güçlendirmeyi amaçlayan bir girişim” ifadelerini kullandı.

Çeşitli siyaset ve güvenlik analistleri, artan güvenlik sorunları göz önüne alındığında, bu askeri geçit törenlerinin yapılmasına hak veriyorlar.

Şarku'l Avsat'ın Al Majalla'dan aktardığı habere göre Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun, ordunun kara, hava ve deniz kuvvetleri ile jandarma, polis, sivil savunma ve sınır güçlerinin seçkin mensuplarının katıldığı bu geçit töreninin açılış konuşmasında çeşitli mesajlar verdi. Kısacası yetkililer, askeri geçit töreninin Kurtuluş Devrimi’nin 70’inci yıldönümünün boyutlarına ve temsil ettiklerine uygun olmasını sağlamaya ve emaneti koruyanların fedakarlıklarının karşılığını vermeye istekliydiler. Bu tören, halk ile onun kalbinde yer alan Cezayir ordusunun yüksek bir vatanseverlik duygusu, sarsılmaz bir bağlılık ve saf bir vatanseverlikle çalışan mensupları arasındaki kutsal bağın gücünü ifade ediyor.

ASCDvfg
Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun, Cezayir Devrimi'nin 70’inci yıldönümü vesilesiyle düzenlenen askeri geçit töreni sırasında askeri bir aracın üzerinden törene katılanları selamlarken, 1 Kasım 2024 (AP)

Törende yaptığı konuşmada ordunun savunma doktrinini ve ülkenin güvenliğinin ve istikrarının korunması ilkesini yineleyen Cumhurbaşkanı Tebbun, Cezayir ordusunun misyonu sınırları savunmak olan bir barış, güvenlik ve konsantrasyon gücü olarak görülmesine dayanan sabit savaş doktrinini teyit eden bir mesaj verdi. Tebbun, bu mesajda “Cezayir Halk Ulusal Ordusu'nun doktrini bir savunma doktrinidir ve silahları sadece ulusal egemenliği korumanın yanı sıra ülkemizin uluslararası ve bölgesel taahhütleri ve anayasal ilkelerimiz ve kurallarımız çerçevesinde uluslararası hukuka saygı doğrultusunda uluslararası barış ve güvenliğe katkıda bulunmaya yöneliktir” dedi.

Cezayir ayrıca, Mağrip bloğu projesine yönelik mevcut yönelimi yansıtan birden fazla anlamı olan bir imajı vurgulamak istiyordu.

Tebbun, gözden geçirme faaliyetlerinin hedeflerini anlamak için bölgesel riskler ve zorluklarla ilgili dikkate değer önemli mesajlar da verdi. Mebruk Kahi, “Mali ve Nijer gibi ülkelerdeki siyasi yapının kırılganlığı ve yönetimin zayıflığı nedeniyle Sahel bölgesinde yaşananlar ve Sahra meselesindeki gelişmeler nedeniyle mesaj açık. Cezayir barışçıl çözümlere olan bağlılığını vurguluyor, ama bu onun zayıf olduğu anlamına gelmiyor. Aksine Kuzey Afrika ve Sahel bölgesinin güvenliğinin garantörü olacak güce sahip olduğunu göstermeye çalışıyor” değerlendirmesinde bulundu.

Fransa'ya gönderilen mesajlar

Cezayir ayrıca, Fas'ın Sahra üzerindeki egemenliği konusundaki son tutumu ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un geçtiğimiz hafta Fas parlamentosunda yaptığı konuşmada teyit ettiği görüşlerinin ardından Fransa'ya doğrudan bir mesaj göndermeye çalışıyor. Macron, konuşmasında Sahra'nın geleceğinin ‘sadece Fas'ın egemenliği altında ve özerklik önerisi çerçevesinde olabileceğini’ vurguladı. Konuyla ilgili bir değerlendirme yapan Prof. Nurussabah Aknuş, “Bu görüntü, özerklik seçeneğine meseleyi çarpıtarak ve BM'nin meşru çerçevesinden çıkarıp yerleşim mantığına çekerek tamamen tasfiye etme eğiliminde olan ya da olabilecek Fransa ve diğer ülkelere bir cevap niteliğindedir” diye konuştu.