Gazze mahkemeleri: 2,3 milyon vatandaşa 82 hakim düşüyor

Gazze Şeridi'nde yıllarca birikmiş davalar ve uzun süren celseler, adaletin yerini bulamamasına ve hukuka güven duyulmamasına yol açtı

Gazze Şeridi'ndeki Yüksek Yargı Konseyi'ne göre, mahkemeler 2022'de 64 binden fazla dava aldı / Fotoğraf: AFP
Gazze Şeridi'ndeki Yüksek Yargı Konseyi'ne göre, mahkemeler 2022'de 64 binden fazla dava aldı / Fotoğraf: AFP
TT

Gazze mahkemeleri: 2,3 milyon vatandaşa 82 hakim düşüyor

Gazze Şeridi'ndeki Yüksek Yargı Konseyi'ne göre, mahkemeler 2022'de 64 binden fazla dava aldı / Fotoğraf: AFP
Gazze Şeridi'ndeki Yüksek Yargı Konseyi'ne göre, mahkemeler 2022'de 64 binden fazla dava aldı / Fotoğraf: AFP

İzzeddin Ebu Ayşe
Gazze'de hukuk mahkemelerinde birikmiş ve çözüm bekleyen 111 binden fazla dava, "vaka boğulması" adı verilen yeni bir problem yarattı.
Gazze sakinlerinin yaşadığı siyasi ve ekonomik krizlere ek olarak, davacıların yıllarca mahkemeler önünde beklediği davalar, her geçen yıl büyüyen bir kriz oluşturarak Filistin yargısına olan güveni sarstı.             

Vaka boğulması
Gazze hakimlerinin son bir yıl içinde mahkeme oturumlarında açılan davaları karara bağlayamaması ve bunları diğer yıllara devretmek zorunda kalmasıyla "vaka boğulması" olgusu ortaya çıktı. Bu durum "uzamış dava" olarak biliniyor. 
Uzamış davalar yargı organları nezdindeki uyuşmazlık dosyalarının aşırı birikmesine yol açtı ve bu durum, davayı kendi yöntemleriyle ya da aşiret usulüyle çözmek yerine hukuk yoluyla çözümü tercih eden vatandaşlara olumsuz yansıdı.   
Filistin'deki hukuk sistemi anayasaya ve Yasama Meclisi tarafından çıkarılan hukuki kararlara göre hareket eden olağan yargı ile İslam dininin esaslarına göre hareket eden evlenme, boşanma ve mirasa ilişkin şer’i yargı olmak üzere ikiye ayrılıyor. 
Gazze'deki Yüksek Yargı Konseyi'ne göre, olağan mahkemeler yıl boyunca 64 binden fazla adli dava ve ceza davası aldı.

"Adalete erişim hakkı engelleniyor"
Filistin İstatistik Merkezi'nin verilerine göre, Gazze'de yıllardır adli mahkemelerde karara bağlanmadan yığılıp kalan dava sayısı, yalnızca 2021'de yaklaşık 44 bin dava olmak üzere 111 bin 424 dosya idi.
Davaların yıldan yıla devredilmesi, insan hakları merkezlerindeki yetkililerde bu konunun adalete erişim hakkını engellediği yönünde bir kanı oluşturdu.
El-Mizan İnsan Hakları Merkezi'nde çalışan hukukçu Samir el-Manama konuya ilişkin şu açıklamayı yaptı:
"Dava süresinin uzunluğu vatandaşlarda mahkemelere yönelik bir güvensizlik duygusu yarattı. Avukatlar ve davacılar açısından tüm gösterge ve veriler, davaların ne kadar uzun sürdüğünü ve bunun adalete erişim hakkını engellediğini açıkça ortaya koydu. Bu durum vatandaşların, toplumda adaletin sağlanmasının temeli olan hukuki çözüm yerine aşiret çözümünü tercih etmelerine yol açabileceğini gösterdi."

"Yargılamaların uzun sürmesinin en büyük nedeni hakim sayısındaki eksiklik"
Gazze'deki "vakaların boğulması" olgusunun arkasında birkaç sebep bulunuyor.
Yargıdaki İletişim Yetkilisi ve Danışman İhab Arafat, sorunun arkasında yatan sebebi şu şekilde açıkladı:
"Asli mahkemeler hukuk, ticaret, vergi ve ceza uyuşmazlıklarına ve hatta hükümet ile bireyler arasındaki uyuşmazlıklara bakıyor ve bu da çok sayıda dosyanın hakimlerin önüne getirilmesine neden oluyor. 2,3 milyon vatandaşın işlerini yöneten sadece 82 hakimimiz var ki bu sayının birçok ülkede bulunması mümkün değil. Uluslararası standartlara göre her 5 bin kişiye bir hakim düşüyor, Gazze'de ise her 25 bin kişiye bir hakim düşüyor. Normal bir hakim genellikle günde beş dava inceliyor. Gazze'deki hakim ise 35'ten fazla davayı değerlendiriyor. Yargılamaların uzun sürmesinin en büyük nedeni hakim sayısındaki eksikliktir."

Birkaç yargıç ve birkaç mahkeme
İhab Arafat, sözlerine şu şekilde devam etti:
"82 hakime ek olarak aslında 29 tane daha hakim var ama bunlar Batı Şeria'daki Filistin adli makamına bağlılar ve 2007'den beri Gazze Şeridi'nde görev yapmıyorlar. Bu da davaların birikmesine ve adalet yolunun tıkanmasına neden oluyor. Gazze'de açılan tüm davaları sonlandırmakla görevli sadece 13 mahkeme var ve bu mahkemelerin bu davaları bitirmesi imkansız."
Yasama Konseyi Hukuk İşleri Genel Müdürü Müsteşar Emced el-Uğa, davaların birikmesine yol açan nedenlerden birini şu şekilde açıkladı:
"Hâkimler aynı deneyim ve yetkinliğe sahip değildir ve bu da dava süresini uzatmaktadır."

Verimlilik kriterleri
Uğa hukuk sistemindeki aksaklıkları şu sözlerle ifade etti:
"Hâkimler, Sulh Ceza Mahkemesinde veya Asliye Mahkemesinde göreve başladıklarında, davayı yönetmede bir sorun yaşamadan son derece iyi bir şekilde davayı sürdürüyorlar. Çünkü yöntemleri sistematiktir ve hasımlar arasındaki anlaşmazlık noktalarını sınırlandırabilmektedirler. Ancak hakim başka bir bölgeye nakledildiğinde ondan sonra gelen hakim dosyayı sıfırdan ele alıp tamamlamakta zorlandığı için davalar birikiyor. Mahkemede çoğunluk sağlanamaması veya avukat bulunamamasından kaynaklanan çok sayıda idari gecikme, davaların gelecek yıllara devredilmesinde önemli bir etkendir. Gazze'deki yasalar eskidir ve davaların karara bağlanma sürecini hızlandırmak için hukuki değişikliklere ihtiyaç vardır."
Gazze’de Baro başkanı olan Safi ed-Dehduh hukuk sisteminde gördüğü zayıflığı şu sözlerle ifade etti:
"Hakimlerin yetkinliği zayıf olduğu için adalete hızlı erişim sağlanamıyor. Bu durum aynı zamanda dava süresini de uzatıyor. Bu nedenle, hakimlerin mesleki yeterliliğe dayalı olarak atanması için bir stratejik plan geliştirilmesi gerekiyor."
Arafat, şu anda Gazze'deki yargının performansını artırmak ve çalışmalarını hızlandırmak için hukuk derslerini denetleyen Uluslararası Yargı Enstitüsü ile iş birliği içinde nitelikli hakimler yetiştirmeye çalıştıklarına dikkat çekti.
Baro başkanı ed-Dehduh, avukatların ve vatandaşların yargıya olan güveni açısından bu yöntemin "çok zayıf" olduğuna inandığını ifade etti.
Ancak el-Uğa baro başkanına şu sözlerle yanıt verdi:
"Bu konu görecelidir ve yargı performansından ne ölçüde yararlanıldığına bağlı olduğu için genellenemez."



Gazze'de onlarca açlık çeken insan İsrail savaş makinesinin kurbanı

İsrail'in çarşamba günü El-Bureyc mülteci kampındaki bir okulu bombalaması sırasında olay yerinden kaçan bir kızın video görüntüsü (Reuters)
İsrail'in çarşamba günü El-Bureyc mülteci kampındaki bir okulu bombalaması sırasında olay yerinden kaçan bir kızın video görüntüsü (Reuters)
TT

Gazze'de onlarca açlık çeken insan İsrail savaş makinesinin kurbanı

İsrail'in çarşamba günü El-Bureyc mülteci kampındaki bir okulu bombalaması sırasında olay yerinden kaçan bir kızın video görüntüsü (Reuters)
İsrail'in çarşamba günü El-Bureyc mülteci kampındaki bir okulu bombalaması sırasında olay yerinden kaçan bir kızın video görüntüsü (Reuters)

İsrail güçleri, ABD yardımlarının dağıtıldığı noktalara akın eden Filistinlileri ve yardım kamyonlarının giriş yollarını hedef almaya devam etti. Bu saldırılar, özellikle mart ayında ateşkesin bozulmasından sonra, mayıs ayı sonundan beri yüzlerce kişinin ölümüne yol açtı.

Dün, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus şehrinin güneyindeki Al-Tina Caddesi'nde Amerikan yardımlarının dağıtıldığı noktada toplanan 32 Filistinli öldürüldü. Yeni katliamda 100'den fazla kişi yaralandı. Bazıları ağır, diğerleri ise orta ve hafif yaralı. Dün Gazze'nin çeşitli bölgelerinde ölenlerin sayısı 70'e yükseldi.

Bölgeden Şarku’l Avsat’a konuşan bir görgü tanığı, İsrail tanklarının ateş açtığını, ardından küçük bir “quadcopter” insansız hava aracının yardım almak için gelen binlerce sivile doğrudan ateş açtığını söyledi.

Resim  Filistinliler, Gazze'deki Nuseyrat mülteci kampındaki bir yardım dağıtım merkezine düzenlenen İsrail hava saldırısının kurbanlarını taşıyor (AFP)

Tanık, yaklaşık 300 metre mesafeden rekor hızla gelen başka bir İsrail tankının, gençlerin bulunduğu bölgeye yaklaştığını, bazılarının etrafını çevreledikten sonra geri çekildiğini, insansız hava araçlarının (İHA) garip sesler çıkardığını ve sakinlerden bölgeyi terk etmelerini ve bir daha geri dönmemelerini istediğini anlattı.

Cuma günü, Gazze'nin güney ve orta kesimlerinde yardım bekleyen 14 Filistinli, yardım dağıtım noktalarında veya yaklaşık bir haftadır fiilen giriş yapamayan yardım kamyonlarının giriş yollarında her gün meydana gelen olaylarda hayatını kaybetti. Bazı durumlarda, İsrail güçlerinin işlediği katliamlarda çok sayıda kişi öldürüldü.

891 kişi öldü

İsrail, önceki olaylarda yardım dağıtım noktalarında meydana gelen olaylarla ilgili soruşturma başlattığını iddia ederken, Hamas ise İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki sınır kapılarını kapatarak, yardım ve mal girişini engellediğini ve açlık çeken sivilleri kasten hedef aldığını belirtiyor.

Gazze Sağlık Bakanlığı'nın verilerine göre dünkü olaydan önce, ABD kuruluşuna ait yardım dağıtım noktalarının açıldığı geçen mayıs sonundan bu yana 891 Filistinli öldürüldü, 5 bin 754'ten fazla kişi yaralandı.

CDF
Gazze Şeridi'ndeki gıda kıtlığı nedeniyle ciddi yetersiz beslenme sorunu yaşayan Filistinli bir çocuk (EPA) 

Sağlık kaynaklara göre, kurbanların çoğu, tüm Gazze halkını etkisi altına alan gerçek bir kıtlık nedeniyle sağlık sorunları yaşayan ailelerine yardım ulaştırmak için yardım dağıtım merkezlerine gelen gençler ve genç erkekler.

Gazze Sağlık Bakanlığı, insani yardım arayanlara yönelik katliamların binlerce kişinin hayatını tehdit ettiğini belirterek, bölgenin, temel gıda maddelerinde ciddi kıtlık ve yaygın yetersiz beslenmeyle karşı karşıya olduğunu ve bu felaketin sonuçlarını tedavi edecek tıbbi imkanların tamamen yetersiz olduğunu açıkladı.

Bakanlık, sağlık ekiplerinin açlık ve yetersiz beslenme nedeniyle ölüm oranlarında belirgin bir artış gözlemlediğini belirtti ve uluslararası toplumun sessizliğinin devam etmesi halinde, benzeri görülmemiş bir sağlık ve insani felaketin yaşanacağı uyarısında bulundu. Bakanlık uluslararası toplumu, Birleşmiş Milletler kurumları ve insan hakları örgütlerini bu katliamları durdurmak ve gıda, ilaç ve yakıtın güvenli ve düzenli bir şekilde ulaştırılması için insani koridorlar açmak üzere acil ve etkili adımlar atmaya çağırdı.

Sağlık Bakanlığı istatistikleri

Gazze Sağlık Bakanlığı verilerine göre geçtiğimiz aylarda Gazze Şeridi'nde yetersiz beslenme ve kıtlık nedeniyle 70'ten fazla çocuk hayatını kaybetti. Son üç ayda insani krizlerin ikiye katlanmasıyla birlikte bu sayının belirgin bir artış gösterdiği belirtildi.

Son üç gün içinde, iki buçuk yaşından küçük 4 çocuk yetersiz beslenme nedeniyle hayatını kaybetti. Sonuncusu dün sabah, Gazze şehrinde yaşayan Cavid el-Enkar adlı çocuktu.

SCDFGRT
Gazzeliler, Han Yunus'taki yerinden edilmiş kişiler için kurulan kampta yiyecek bulma zorluğunun yanı sıra su bulmakta da zorlanıyor (AP)

Saha'da İsrail, Gazze Şeridi'nde yerinden edilmiş kişilerin çadırlarını, evlerini ve çeşitli hedefleri bombalamaya devam ediyor. Dün yaklaşık 36 kişi öldü. Ölenler arasında, Hamas hükümetine bağlı Nusayrat Polis Merkezi müdürü Ömer Akl'ın ailesi de var. Akl'ın eşi ve tüm çocukları da öldü.

İsrail'in saldırılarında ölenlerin sayısı 7 Ekim 2023'ten bu yana 58 bin 765 kişiye, yaralıların sayısı ise 140 bin 485 kişiye yükseldi. İsrail'in geçen ocak ayında yürürlüğe giren ateşkesin ardından savaşı yeniden başlatması sonucu 18 Mart'tan bu yana ölenlerin sayısı 7 bin 938 kişi oldu.

90 hedef saldırıldı

İsrail ordusu dün öğleden sonra, hava kuvvetlerinin son 24 saat içinde Gazze Şeridi'nde 90 hedefi vurduğunu ve Gazze şehrinde kara operasyonlarını genişlettiğini açıkladı.

İsrail güçleri, özellikle Gazze ve Han Yunus şehirlerinin yanı sıra Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye el-Beled bölgesinde bombalama ve kara operasyonlarını genişletiyor. Bu bölgede ilk kez bu kadar kapsamlı bir kara operasyonu gerçekleştiriyorlar. Daha önce, şehrin bitişiğindeki Cibaliye mülteci kampında en az üç kez operasyon düzenlemişlerdi.

FGTHYU
Filistinliler Nuseyrat mülteci kampındaki bir dağıtım noktasında yiyecek bulmakta zorlanıyor (AFP)

İsrail, mevcut operasyonların amacının “Hamas”a askeri baskı uygulamak olduğunu söylerken, Gazze'deki siviller bu saldırıların bedelini ödüyor. Bu operasyonlar sonucunda hayatını kaybeden çocukların ve kadınların görüntüleri ortaya çıkarken, “Hamas” İsrail'i halkına karşı kasıtlı katliamlar yapmakla suçluyor.

İsrailli subaylar, Yedioth Ahronoth gazetesine, özellikle Doha'da devam eden müzakerelerin başarısızlıkla sonuçlanması durumunda, operasyonlarını genişletmek için siyasi kadrodan onay beklediklerini söyledi. Gazze Şehri'nin orta ve batı kesimlerinde, çoğunluğu şehrin doğu kesiminden ve Gazze Şeridi'nin kuzey kesiminden yerlerinden edilmiş yaklaşık 800 bin Filistinlinin yaşadığı bölgelerde operasyon planları olduğunu belirttiler.

Subaylar ayrıca, İsrail'in henüz kısmen girdiği Gazze'nin merkezindeki Nuseyrat ve Deyr el-Belah bölgelerindeki kamplara düzenleme planları olduğunu da ifade etti.