DEAŞ-Horasan ile Pakistan Talibanı yakınlaşması Kabil ve İslamabad’ı tehdit ediyor

Afganistan'da DEAŞ-Horasan örgütünün saldırılarının artacağından korkuluyor

Son günlerde güvenliğin artırıldığı başkent Kabil'de daha fazla kontrol noktası kurulurken silahlı araçlar ve Taliban özel kuvvetleri ise sokaklarda daha sık görülmeye başlandı (AP)
Son günlerde güvenliğin artırıldığı başkent Kabil'de daha fazla kontrol noktası kurulurken silahlı araçlar ve Taliban özel kuvvetleri ise sokaklarda daha sık görülmeye başlandı (AP)
TT

DEAŞ-Horasan ile Pakistan Talibanı yakınlaşması Kabil ve İslamabad’ı tehdit ediyor

Son günlerde güvenliğin artırıldığı başkent Kabil'de daha fazla kontrol noktası kurulurken silahlı araçlar ve Taliban özel kuvvetleri ise sokaklarda daha sık görülmeye başlandı (AP)
Son günlerde güvenliğin artırıldığı başkent Kabil'de daha fazla kontrol noktası kurulurken silahlı araçlar ve Taliban özel kuvvetleri ise sokaklarda daha sık görülmeye başlandı (AP)

Taliban, Ağustos 2021'in ortalarında Kabil'de iktidara geçtiğinden bu yana, DEAŞ-Horasan örgütü gibi azılı bir düşmanla karşı karşıya kaldı. Afganistan dahilindeki liderlerine ve komutanlarına karşı düzenli saldırılara maruz kalan Taliban, üyelerinin ve radikal liderliğinin DEAŞ-Horasan terör örgütüne geçiş yapmalarıyla başa çıkmak zorunda kalıyor.
DEAŞ-Horasan terör örgütü, Taliban Kabil’in kontrolünü ele geçirmeden önce de büyümeye başlamıştı. Hem Pakistan Talibanı (TTP), hem de Afganistan Talibanı üyelerinin DEAŞ-Horasan örgütüne geçiş yapmaları ile bu örgütteki üye sayısında ciddi bir artış kaydedildi. Afgan Talibanı liderleri, Pakistan hükümeti temsilcilerini üyeleri Afganistan ile Pakistan sınırındaki şehir ve köylerde saklanan TTP’ye karşı iyi muamelede bulunmaları konusunda ikna etmeye çalıştı. Böylece TTP üyelerinin DEAŞ-Horasan terör örgütünden uzaklaştırılması planlanıyor. Zirâ Afganistan’daki Taliban liderleri, TTP üyelerine aşırı baskı uygulamalarının TTP’yi DEAŞ-Horasan ile iş birliğine itebileceğini söylüyor.
General Faiz Hamid liderliğindeki Pakistanlı yetkililerin bulunduğu 50 kişilik heyet, Afganistan İçişleri Bakanlığı yetkililerinin de katılımıyla Kabil'de TTP temsilcileriyle müzakerelere başladı. Söz konusu heyetin özel bir uçak aracılığıyla Kabil'e ziyareti kolaylaştırıldı. Ancak örgüt ile Pakistanlı heyet arasında gerçekleşen dolaylı müzakerelerden sonra bir ilerleme sağlanamadı. Pakistan Talibanı, ordu güçlerinin aşiret bölgelerinden çekilmesini, aşiret bölgelerini Hayber - Pahtunhva’ya dahil etme sürecinin durdurulmasını talep etti. Ancak Pakistan hükümeti her iki hususu da kesin bir dille reddetti.
General Faiz Hamid’in Kabil ziyareti ardından Pakistan topraklarındaki güvenlik durumunda değişiklik meydana geldi. TTP Pakistan’ın batısındaki yedi ​​aşiret bölgesinde faaliyet gösterirken bugün ise operasyonlarını ülkenin güneyindeki Belucistan'a kadar genişletti. Ayrıca yakın zamanda bir intihar saldırısı gerçekleştirdi.
Şarku’l Avsat’ın yerel kaynaklardan edindiği bilgilere göre TTP, Belucistan’daki bölücülerle temas kurarak Pakistan genelinde terör saldırıları için iş birliği yapıyor. Son aylarda gözler bu terör ittifakına çevrildi. Zirâ bu durum, terör örgütlerinin ülkenin sosyal hayatını sekteye uğratma tehdidinde tehlikeli bir boyut kazandırdı.
TTP, El Kaide gibi küresel terör ağlarıyla uzun bir etkileşim geçmişine sahip. TTP, kuruluşunun ilk yıllarında El Kaide’den yüklü miktarda finansal destek almıştı. Ancak günümüzde İslamabad hükümeti, terör tehdidinin kökünü kazımaya hazır görünüyor. Ülkenin sivil ve askeri liderleri geniş çaplı bir askeri operasyon üzerinde anlaşmadan önce, Pakistan'daki güvenlik ortamının ve siyasi durumun geleceğini şekillendiren hususlara dikkat edilmesi gerekiyor. Pakistan hükümeti, TTP ile Taliban arasında daha önce var olan ittifak göz önüne alındığında, Taliban’ın olası herhangi bir askeri operasyona yönelik tepkisini izlemeli. Afganistan bugün uluslararası düzeyde bir terör ve silahlı gruplar merkezine dönüşmüş durumda. Buradan çıkarımla, TTP ile mücadelenin buzdağının sadece görünen kısmı olduğu anlaşılabilir. Bu terör tehdidi karşısında uluslararası sınırları sabit tutmak, gelecekte TTP'yi ortadan kaldırmaktan daha önemli gibi görünebilir. Askeri operasyon planlayan herhangi bir yetkili, Pakistan'ın iflasın eşiğinde olduğunun farkında olmalıdır.



Macron, Fransa'nın Filistin devletini tanıyacağını açıkladı

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile birlikte (Arşiv – AFP)
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile birlikte (Arşiv – AFP)
TT

Macron, Fransa'nın Filistin devletini tanıyacağını açıkladı

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile birlikte (Arşiv – AFP)
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile birlikte (Arşiv – AFP)

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron dün, ülkesinin eylül ayında New York'ta yapılacak Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu sırasında Filistin devletini tanıyacağını açıkladı ve bunun bölgede barışın sağlanmasına yardımcı olacağını umduğunu belirtti.

Macron, X platformu üzerinden yaptığı paylaşımda, “Fransa'nın, Ortadoğu'da adil ve kalıcı barış sağlanması yönündeki tarihi taahhüdünü yerine getirmek üzere, Filistin devletini tanıma kararı aldığını duyuruyorum. Bunu eylül ayında BM Genel Kurulu'nda resmi olarak açıklayacağım” ifadelerini kullandı. Böylece Fransa, Filistin devletini tanıyan ilk büyük Batılı güç olacak.

Filistin Devlet Başkanı Yardımcısı Hüseyin eş-Şeyh, Fransa Cumhurbaşkanı’nın açıklamasını memnuniyetle karşıladı ve bunun ‘Fransa'nın uluslararası hukuka bağlılığını gösterdiğini’ ifade etti.

Eş-Şeyh, X hesabından Macron'a, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'a gönderdiği mesaj için teşekkür etti. Ayrıca Suudi Arabistan'a ‘Filistin devletini tanıma hususunda Fransa ile birlikte gösterdiği büyük çaba’ için şükranlarını sundu.

İsrail Başbakan Yardımcısı Yariv Levin ise Fransa'nın kararını eleştirerek, bunu ‘Fransız tarihinde kara bir leke ve terörizme doğrudan destek’ olarak nitelendirdi.

Aynı zamanda Adalet Bakanı da olan Levin, Fransa'nın aldığı ‘utanç verici’ kararın, İsrail'in 1967'den beri işgal altında tuttuğu Batı Şeria'da ‘İsrail egemenliğinin uygulanma zamanının geldiği’ anlamına geldiğini söyledi.

Haaretz gazetesi, İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich'in, İsrail'in Batı Şeria'yı ilhak etmesinin Fransa'nın Filistin devletini tanımasına en iyi yanıt olacağını söylediğini bildirdi.

Gazze konusunda ‘acil’ Avrupa görüşmeleri

Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer dün, Paris, Londra ve Berlin arasında bugün ‘acil’ görüşmeler yapılacağını duyurdu. Görüşmelerde, ‘acı ve kıtlığın tarif edilemez ve savunulamaz’ olduğu Gazze Şeridi'ndeki durumun ele alınacağı belirtildi.

Starmer, İsrail'i Gazze Şeridi’ne yardımların girişine derhal izin vermeye çağırdı. Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığına göre Starmer, “Yarın Avrupa üçlüsü (Fransa, Almanya ve Birleşik Krallık) ortaklarıyla acil bir görüşme yapacağım. Bu görüşmede, cinayetleri durdurmak ve insanlara çok ihtiyaç duydukları gıdayı sağlamak için acilen neler yapabileceğimizi tartışacağız” dedi. Starmer ayrıca, Gazze Şeridi'nde gelecekte ateşkesin sağlanmasının ‘Filistin devletini tanıma yolunda ilerleme sağlatacağını’ bildirdi.

Starmer, ‘devletin Filistin halkının vazgeçilmez hakkı olduğunu’ vurguladı ve ateşkesin ‘Filistinliler ve İsrailliler için barış ve güvenliği garanti altına alan iki devletli bir çözüme ulaşma yolunda ilerleme sağlatacağını’ söyledi.

21 aydır süren savaş, Gazze Şeridi'nde binaların yüzde 70'inin yıkılmasına veya hasar görmesine neden olarak, bölgeyi milyonlarca tonluk bir enkaz yığınına çevirdi ve karanlığa gömdü.

Dün erken saatlerde İsrail, Hamas'ın Gazze Şeridi'nde ateşkes önerisine verdiği yanıtı aldıktan sonra, Doha'daki müzakere heyetini geri çağırdığını duyurdu.

hyuı8o9
Gazze şehrinde yaşanan açlık krizi nedeniyle aşevinden yemek almak için toplanan Filistinliler (Reuters)

ABD'nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff, Washington'un müzakerecileri görüşmelerden çektiğini açıkladı ve Hamas'ı ‘iyi niyetli davranmamakla’ suçladı. Witkoff, Washington'un ‘esirleri evlerine geri götürmek ve Gazze sakinleri için daha istikrarlı bir ortam yaratmak için başka seçenekleri’ değerlendireceğini belirtti.

İsrail ordusu, 365 kilometrekarelik yoğun nüfuslu bölgeyi, 7 Ekim 2023'te Hamas'ın İsrail'in güney yerleşimlerine düzenlediği benzeri görülmemiş saldırının tetiklediği savaşta durmaksızın bombalıyor.

Hamas'ın saldırısı çoğu sivil bin 219 kişinin ölümüne yol açtı. İsrail saldırıları ise Gazze Şeridi'nde çoğu sivil 59 bin 219 Filistinlinin hayatını kaybetmesine neden oldu.