Myanmar Askeri Konseyi ‘Budist Bin Ladin'i’ onurlandırdı

Budist rahip Ashin Wirathu. (AFP)
Budist rahip Ashin Wirathu. (AFP)
TT

Myanmar Askeri Konseyi ‘Budist Bin Ladin'i’ onurlandırdı

Budist rahip Ashin Wirathu. (AFP)
Budist rahip Ashin Wirathu. (AFP)

Myanmar'da dini nefreti körüklemedeki rolü nedeniyle ‘Budist Bin Ladin’ lakaplı Müslüman karşıtı radikal milliyetçi Budist rahip Ashin Wirathu dün iktidardaki askeri konsey tarafından ödüle layık görüldü.
Askeri konsey medya ekibine göre kanlı mezhep isyanlarının ardından 2013 yılında Time dergisi tarafından ‘Budist bin Ladin’ olarak anılan Wirathu'ya, ‘Thiri Bianchi’ lakabı verildi.
Myanmar'da askeri yönetimin lideri Min Aung Hlaing, Wirathu'ya ‘Myanmar Birliği'nin iyiliği için gösterdiği olağanüstü çabalardan dolayı’ bu ödülün takdim edildiğini bildirdi.
Myanmar'ın İngiltere'den bağımsızlığının 75’inci yıl dönümünü kutlamaya hazırlanırken Wirathu’nun yanı sıra yüzlerce kişiye daha ödül ve onursal unvanlar verildi.
AFP’nin haberine göre Wirathu, özellikle Müslümanlara karşı radikal milliyetçi  karşıtı söylemleriyle tanınıyor.
2013 yılında Time dergisi, Wirathu'yu ‘Budist Terörün Yüzü’ olarak nitelendirmişti.
Budist rahip daha önce Müslümanlara ait işletmelerin boykot edilmesi ve Budistler ile Müslümanlar arasındaki evliliklerin kısıtlanması çağrısında bulunmuştu.
Wirathu daha sonra Aung San Suu Çi döneminde fitne suçlamasıyla hapse atıldı.
Askeri konsey Eylül 2021'de Wirathu'nun kendisine yöneltilen tüm suçlamalar düştükten sonra serbest bırakıldığını duyurdu.
77 yaşındaki Suu Çi ise yaklaşık iki yıl önce askeri darbeyle devrilmesinden bu yana tutuklu.
Geçtiğimiz hafta bir cunta mahkemesi, 33 yıl boyunca emir parmaklıklar ardında kalma olasılığıyla karşı karşıya olan Nobel Ödülü sahibi Aung San Suu Çi’ye yönelik son suçlamalarla ilgili kararlar aldı.
Aung San Suu Çi, Myanmar’da yaşanan kaos sürecinde demokrasinin sembolüydü. Ancak ülkesindeki Müslümanların trajedisi sebebiyle toplumdan dışlandı.



Hong Kong'da tartışma yaratan öneri: "Yönetimin karalanması yasaklansın"

Hong Kong Baş Yöneticisi John Lee (Reuters)
Hong Kong Baş Yöneticisi John Lee (Reuters)
TT

Hong Kong'da tartışma yaratan öneri: "Yönetimin karalanması yasaklansın"

Hong Kong Baş Yöneticisi John Lee (Reuters)
Hong Kong Baş Yöneticisi John Lee (Reuters)

Shweta Sharma Muhabir 

Hong Kong'un yasama meclisi, milletvekillerinin yönetimi "karalamasını" yasaklayacak ve Pekin'in kent üzerindeki genel kontrolüne "samimi destek" verilmesini zorunlu kılacak bir dizi yeni etik kural teklif etti.

Sadakati sağlamayı amaçlayan kurallar, bunların ihlali durumunda uzaklaştırmalar ve maaş kesintilerini de içeren 5 aşamalı bir ceza sistemi öngörüyor.

Hong Kong Yasama Konseyi'ne (LegCo) bu hafta sunulan yeni etik kuralların, Meclis Komitesi tarafından incelendikten sonra bir sonraki yasama döneminin başında yürürlüğe girmesi bekleniyor.

Belgeye göre milletvekillerinin görevlerini yerine getirirken "Baş Yönetici'ye" ve Özel İdari Bölge (ÖİB) yönetimine "samimi destek" vermeleri ve yapıcı bir tutum sergilemeleri gerekiyor.

Metinde "Baş Yönetici'nin ve ÖİB yönetiminin görevlerindeki güvenilirliğini kasten karalamamalı; yürütmenin liderliğindeki yönetimin etkinliğini isteyerek zayıflatmamalı ya da baltalamamalılar" diye ekleniyor.

Ayrıca yalnızca Pekin'e ve Çin Komünist Partisi'ne (ÇKP) sadık kişilerin Hong Kong'da kamu görevi üstlenebileceği yönündeki emirlere atıfta bulunarak "Hong Kong'u vatanseverlerin yönetmesi" ilkesinin kapsamlı bir şekilde hayata geçirilmesi çağrısında bulunuyor.

Hong Kong Free Press'e göre LegCo Başkanı Andrew Leung, kuralların milletvekillerinin konuşmasını engellemeyeceğini söyledi ancak "kırmızı çizgiyi aşmamaları" gerektiğine dair onları uyardı.

LegCo yeni kuralları uygulamak için Üyelerin Menfaatleri Komitesi'nin rolünü genişleterek adını "Yasama Konseyi Denetleme Komitesi" olarak değiştirmeyi önerdi.

Yeniden yapılandırılan bu organ, milletvekilleri hakkındaki şikayetleri soruşturma ve disiplin cezaları uygulama yetkisine sahip olacak.

Gözlemciler bu etik kuralların, 2020'de çıkarılan ulusal güvenlik yasasından bu yana siyasi muhalefet üzerindeki denetimi sıkılaştırmak ve yalnızca Pekin yanlısı "vatanseverlerin" Hong Kong'u yönetmesini sağlamak amacıyla yürütülen daha geniş kapsamlı bir baskının parçası olduğunu belirtiyor.

Çin anakarasına sınır dışı edilmeleri öngören bir yasa tasarısına tepki olarak 2019'da patlak veren hükümet karşıtı kitlesel protestoların aylarca sürmesinin ardından Pekin, Haziran 2020'de ulusal güvenlik yasasını yürürlüğe koyarak muhalefeti etkin bir şekilde susturdu.

O zamandan beri, önde gelen birçok aktivist ya yargılanıyor ya hapse atılıyor, demokrasi yanlısı medya kuruluşları kapatılıyor ve sivil toplum örgütleri dağılıyor veya faaliyetlerini gizlice sürdüyor.

Mart 2021'de Pekin, Hong Kong'u yalnızca "vatanseverlerin" yönetebilmesini sağlamayı amaçlayan bir yasa çıkardı.

Bu reformla yasama meclisindeki demokratik temsil azaldı, seçimlere daha sıkı denetim geldi ve adayları değerlendirmek için Pekin yanlısı bir inceleme komitesi kuruldu.

Hong Kong yönetimi bu değişikliğin kentin istikrarını ve refahını koruyacağını iddia etse de demokrasi yanlısı adayların seçime girmesini fiilen engellediği için uluslararası kamuoyundan geniş çapta eleştiriye maruz kaldı.

 Independent Türkçe, independent.co.uk/asia