Yemen’deki doğal afetler nedeniyle göç oranı yüzde 34’e yükseldi

Yemenlilerin büyük kısmı evlerine geri dönmek istiyor.

Yemen’in Marib şehrindeki yardı kuruluşları göç edenler için planlanan kampların inşasını sürdürüyor. (Birleşmiş Milletler)
Yemen’in Marib şehrindeki yardı kuruluşları göç edenler için planlanan kampların inşasını sürdürüyor. (Birleşmiş Milletler)
TT

Yemen’deki doğal afetler nedeniyle göç oranı yüzde 34’e yükseldi

Yemen’in Marib şehrindeki yardı kuruluşları göç edenler için planlanan kampların inşasını sürdürüyor. (Birleşmiş Milletler)
Yemen’in Marib şehrindeki yardı kuruluşları göç edenler için planlanan kampların inşasını sürdürüyor. (Birleşmiş Milletler)

Uluslararası Göç Örgütü ve Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu’nun (UNFPA) son verileri, geçen yılın başında yayınlanan verilerin aksine, Yemen’de ülke içinde göç eden kişilerin büyük bir kesimin kendi bölgelerine, evlerine dönmek istediğini gösterdi. Diğer yandan, Marib, el-Hudeyde ve Taiz şehirleri, geçen yılın ikinci çeyreğinde Birleşmiş Milletler ateşkesinin kabul edilmesinden önceki dönemdeki göçlerde ilk sıralarda yer aldı.
2022’nin ikinci yarısında elde edilen verilere göre görüşülen ailelerin yüzde 41’i temel hizmetlerin eksikliğine yönelik endişelere rağmen göç ettikleri yerlerde kalmayı planladıklarını belirtirken, yüzde 28’i henüz karar vermediğini aktardı. Göç ettikleri yerlerde kalma planları genellikle güvenlik endişeleri ile bağlantılıydı. Diğer yandan görüşülen ailelerin üçte birinden biraz azı (yüzde 31) ise geri dönmeyi planladığını bildirdi. Daha önceki verilerde, geri dönmeyi iteyenlerin oranı yüzde 7 olarak kaydedilmişti.

Geçim endişeleri
Marib, el-Hudeyde ve Taiz en yüksek seviyede göçlere tanık oldu. Ankete katılan ailelerin yaklaşık yüzde 41’i mevcut konumlarından taşınmayı planlamadığını belirtti. Söz konusu ailelerden yüzde 42’si asıl yaşadıkları bölgelerin emniyetsiz olduğunu bildirirken büyük bir çoğunluk geçim kaynaklarıyla ilgili endişelerini dile getirdi. Öyle ki yüzde 35’i şu an bulundukları yerlerde geçim fırsatlarına dair endişeleri olduğunu aktarırken yüzde 9’u başka bölgelerde geçim kaynaklarının olmadığını bildirdi. Anketlerde insanların mevcut konumlarında kalma nedenleri olarak geçim kaygıları en yaygın (yüzde 48) sebepken, ardından asıl oturdukları bölgelerdeki evlerle ilgili endişelerin (yüzde 11) ve sonrasında da güvenlik korkularının (yüzde 11) geldiği belirtildi.
Göç ettikleri alanlarda kalmaları durumunda ailelerin neredeyse tamamı (yüzde 98’i) gıda, sağlık, su ve eğitim gibi temel hizmetlerdeki sorunlara dikkat çekti. Yaklaşık yüzde 15’i mevcut barınma yerlerinde güvensizlik olduğunu belirtti. Yüzde 4’ü ise göç edenlerin kaldığı bölgelerinin dışındaki, ev sahibi topluluklar tarafından düşmanca karşılanma tehlikesi olduğunu vurguladı. Şu an barındıkları bölgelerde uzun süre kalmaları halinde beklenen en yüksek öncelikli ihtiyaçlar listesinde ise başlıklar temel gıda (yüzde 95), su (yüzde 60), barınma (yüzde 57) ve sağlık hizmetleri (yüzde 53) olarak sıralandı.
Bunların yanı sıra, ailelerin yüzde 12’si göç etmiş kişilerin bulunduğu yerlerde güvenlik ihtiyacı olduğunu belirtti. Kalmayı düşünenlerin üçte ikisinden fazlası (yüzde 68’i) tarım, inşaat ve diğer günlük iş faaliyetleriyle geçimlerini sağlamayı planladığını aktardı.

Doğal afetler göçleri artırdı
UNFPA’nın bir başka raporuna göre altı aylık ateşkes çatışmaların azalmasını sağladı. Bu da geçen yıl içinde göç oranında yüzde 18’lik bir düşüşe yol açtı. Ancak şiddetli mevsimsel seller ve kuraklıklar gibi doğal afetler, geçim kaynakları ile kurtarma araç ve hizmetlerinin sağlanmasını kesintiye uğrattı. Aileleri evlerinden etti ve mevcut güvenlik açıklarını şiddetlendirdi. Sonuç olarak bu durum göç oranlarında yüzde 34’lük bir artışa neden oldu.
UNFPA liderliğindeki BM Müdahale Mekanizması’na göre, yıl sonuna kadar yeni göç edenlerden 447 bin kişiye yardım edildi. Göç edenlerin yüzde 62’si, yani 275 bin kişi çatışma nedeniyle yer değiştirirken yüzde 38’i yeni 170 bin kişi şiddetli yağışlar ve seller nedeniyle göç etmişti. BM Müdahale Mekanizması su, sanitasyon, koruma ve eğitim sektörleriyle ilgili bilgileri toplarken aynı zamanda güncellenen haftalık verileri kullanarak vakaları bu sektörlerdeki kilit ortaklara aktarıyor.
Uluslararası Göç Örgütü’nün Küresel Yer Değiştirme İzleme Matrisi, Aden’de 20 göç bölgesine, insanların dönüş konusundaki düşüncelerine ilişkin değerlendirmede bulundu.  2022 yılında Aden’e ve içine doğru yeni göçler nispeten yaygın değildi ve geri dönmek isteyenler, kayıtlı tüm yeni göçlerin sadece yüzde 2’sini (200 aile) oluşturuyordu.
Bu verilere göre söz konusu bölgelerde 2017 ile 2019 yılları arasında göç eden hanelerin dörtte üçü, yani 74’ü 2018'in ilk çeyreğinde göç etti. Göçlerin yüzde 16’sı 2020’nin başından bu yana olanları kapsıyor. Ailelerin çoğu (yüzde 75) el-Hudeyde’den geldi. Zira söz konusu bölgede çatışmalar 2018’in ortalarında başlamıştı. Göç edenlerin yüzde 19’u ise Taiz’den geldi. Bu da ailelerin yüzde 6’sı haricinde tamamının batı kıyısından Aden’e göç ettiğini gösteriyor.



İsrail güçleri Suriye'nin güneyindeki Dera kırsalına girdi

Golan Tepeleri'ndeki İsrail tankları (Reuters - Arşiv)
Golan Tepeleri'ndeki İsrail tankları (Reuters - Arşiv)
TT

İsrail güçleri Suriye'nin güneyindeki Dera kırsalına girdi

Golan Tepeleri'ndeki İsrail tankları (Reuters - Arşiv)
Golan Tepeleri'ndeki İsrail tankları (Reuters - Arşiv)

İsrail güçleri Suriye'nin güneyindeki Dera vilayeti kırsalında yer alan Yermuk Havzası'ndaki çeşitli noktaları işgal etti.

Suriye devlet televizyonu, ‘İsrail güçlerine ait altı aracın Dera'nın batısındaki Yermuk Havzası'nda bulunan Saysun köyüne girdiğini’ duyurdu.

Ahrar Horan Topluluğu internet sitesi, ‘üç araçtan oluşan bir İsrail kuvvetinin Yermuk Havzası'ndaki Ayn Zikr köyünün eteklerinde bulunan devrik rejim güçlerinin 112. Tugayı’na ait eski bir askeri alana girdiğini’ bildirdi.

Şarku’l Avsat’ın Alman haber ajansı DPA’dan aktardığına göre, İsrail güçlerinin söz konusu bölgeye girmesi, Beşşar Esed rejiminin devrilmesinin ardından gerçekleşen ikinci ihlal. Zira daha önce de askeri bölgeye girmişler ve içinde sabotaj ve buldozer operasyonları gerçekleştirmişlerdi.

Suriye devlet televizyonunun haberine göre İsrail güçleri, 2 Temmuz'da Kuneytra'nın güneyindeki Mezraa el-Basali'de gözaltına aldıkları üç Suriye vatandaşını birkaç saat sonra serbest bıraktı.

İsrail ordu güçleri çarşamba günü güney Kuneytra kırsalındaki bir çiftliğe saldırı düzenleyerek üç vatandaşı gözaltına aldı; Tel Aviv bu kişilerin İran'la bağlantılı olduğunu iddia etti.

28 Haziran'da bir İsrail ordu gücü güney Kuneytra kırsalındaki Ruveyhine köyünü işgal ederek evlerde arama yaptı ve evlerin içini tahrip etti.

Dera 24 televizyon kanalı, iki tank ve iki araçtan oluşan bir İsrail gücünün köye girdiğini ve bazı evlerde arama yaptığını bildirdi.

İsrail'in Suriye'ye yönelik saldırıları Esed rejiminin devrilmesinden sonra önemli ölçüde arttı. İsrail ordusu Suriye ordusuna ait askeri mevzileri hedef alarak buraları imha etti. İsrail ayrıca, Şam, Kuneytra ve Dera kırsalında kara saldırılarıyla eş zamanlı olarak tampon bölgeyi kontrol altına aldı, ardından sınır bölgelerinde operasyonlar düzenlemeye başladı.