Cezayir Cumhurbaşkanı Tebbun'un Mali'deki Wagner varlığıyla ilgili mesajları ne anlama geliyor?

Mali Başbakanı Choguel Kokalla Maiga, 2015 yılında imzalanan Barış ve Uzlaşma Anlaşması taraflarıyla diyaloğun devam edeceği konusunda güvence verdi

Cezayir'in Sahel'deki dış müdahaleyi önleyeceğine güvendiği Ortak Harekat Kurmayı Komitesi / Fotoğraf: Cezayir Savunma Bakanlığı
Cezayir'in Sahel'deki dış müdahaleyi önleyeceğine güvendiği Ortak Harekat Kurmayı Komitesi / Fotoğraf: Cezayir Savunma Bakanlığı
TT

Cezayir Cumhurbaşkanı Tebbun'un Mali'deki Wagner varlığıyla ilgili mesajları ne anlama geliyor?

Cezayir'in Sahel'deki dış müdahaleyi önleyeceğine güvendiği Ortak Harekat Kurmayı Komitesi / Fotoğraf: Cezayir Savunma Bakanlığı
Cezayir'in Sahel'deki dış müdahaleyi önleyeceğine güvendiği Ortak Harekat Kurmayı Komitesi / Fotoğraf: Cezayir Savunma Bakanlığı

Ali Yahi
Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun'a atfedilen, Rus Wagner grubunun bölgedeki varlığını üstü kapalı eleştirdiği açıklamaları ardından Mali'deki durum Cezayir'i endişelendiriyor.
Bu açıklamaların şifreli mesajlar olduğunu düşünenler ve gerçekleri sorgulayanlar mevcut.
Ancak söz konusu açıklamaların doğru veya yanlış olduğunun açıklanması, Cezayir, Rusya ve Mali arasındaki ilişkilerini sarsma noktasına getiren tüm soruları yanıtlamak için gerekli bir adım olmaya devam ediyor. 

"Wagner'e ödedikleri parayı ekonomik projelere yatırmaları daha faydalı"
Cezayir Cumhurbaşkanı Tebbun, Fransız Le Figaro gazetesine verdiği demeçte, Mali'deki cuntanın Rus Wagner grubuna ödediği parayı ekonomik projelere yatırmasının daha faydalı olacağını söyledi.
Aynı zamanda "Beni en çok endişelendiren husus terör değil. Zira terörü yenebiliriz. Ancak Sahel'in sefalet içinde boğulması beni endişelendiriyor. Çözümün yüzde 80 ekonomi, yüzde 20'si güvenlik ile ilgili. Çözüm açıkça Cezayir'den geçiyor. Bu bölgede sakinliği sağlamak için 2015 tarihli Cezayir Anlaşması'nı uygulamamıza yardım edilmiş olsaydı, durum böyle olmayacaktı. Barışı yeniden sağlamak için kuzey Mali halkı Mali hükümet kurumlarına entegre edilmelidir" ifadelerine başvurdu. 

Görüşme resmiyette mevcut değil
Tebbun'un Fransız Le Figaro gazetesine verdiği röportaj Cezayir'de yayımlanmadı.
Cezayir Haber Ajansı'nın resmi internet sitesinde yer alan haberde, yalnızca Tebbun'un Sahel'deki istikrarsızlığa, Libya'daki krize değindiği kısımlara odaklanıldı.
Tebbun, söz konusu açıklamasında, "Cezayir'in bu krize ilişkin mantığı, diğerlerininki gibi jeopolitiğe değil, komşuluk ilkesine dayanıyor. Bir asrı aşkın süredir Malili kardeşlerimizle iyi bir uyum içerisinde yaşıyoruz. Bölgede barışın yeniden tesisi, kuzey Mali halkının bu ülkenin kurumlarına entegre edilmesinden geçiyor" ifadelerine başvurdu. 

"Mali, Wagner unsurlarının varlığından henüz resmi olarak bahsetmedi"
Siyaset bilimi ve uluslararası ilişkiler profesörü Mebruk Kahi, Tebbun'a atfedilen açıklamalar hakkında yorum yapmadı.
Bu ifadelerin gerçek olmadığını vurgulayan haber siteleri olduğuna değinen Kahi, "Mali'deki resmi makamlar, Cumhurbaşkanı Tebbun'a atfedilen açıklamalar ile ilgili şimdiye dek herhangi bir yorumda bulunmadı. Mali hükümeti, Mali topraklarında Rus Wagner unsurlarının varlığından henüz resmi olarak bahsetmedi" ifadelerine başvurdu. 

"Açıklamaları anlamak zor"
Uluslararası ilişkiler araştırmacısı Adnan Muhtali, bu husustaki açıklamasında şunları söyledi:
"Cumhurbaşkanı Tebbun'un ifadeleri, muğlak ifadeler. İki şekilde anlaşılabilecek şifreli bir mesaj gibi görünüyor. İlki, Mali'deki değişikliklerden etkilenen Fransızlara karşı hafif bir önyargıya işaret ediyor. Zirâ Cezayir ile Fransa arasındaki ilişkiler önemli ölçüde iyileşti. Bu, Mali'ye verilen desteğin geri çekildiği anlamına gelmiyor. Ortak Harekat Kurmayı Komitesi'nin (Cezayir, Nijer, Moritanya ve Mali'yi kapsayan) devreye girmesi ardından Wagner grubunun Sahel'deki faaliyetlerinin artmasının Cezayir'e faydası olmayacağı düşünülebilir."

Çıkarılabilecek ikinci anlam ise, bu çatışmada harcanan paranın kalkınmaya harcanmasını daha iyi olacağı. Fransızların Ruslara karşı koymak için harcadıkları gibi, Rusların harcadıkları kaynaklar yayılmalarını kapsamlı hale getiriyor. Bamako'nun, bilhassa ülkede kötüleşen ekonomik koşullar ışığında Ruslara ödeme yapması pek olası değil. Cezayir rejiminin zihniyetini iyi ve derinlemesine bilmiyorsanız, açıklamaları anlamak zor. Cumhurbaşkanı'nın sözleri, hakikati arayan herkesi şaşırtıyor. Bu açıklamaları dikkatlice ele almayanlar, doğrudan ilk olasılığı düşünecektir.

"Bu bir propagandadır"
Siyaset bilimi ve uluslararası ilişkiler profesörü Necva Abir, "Fransa'nın Mali'den çekilmesi ardından Wagner'in artan rolü, Libya dahil olmak üzere Sahel bölgesinde artan risklere ve tehditlere yol açabilecek bir istikrarsızlık durumunu haklı çıkaracaktır. Rusya aslında Wagner'in faaliyetlerini resmi olarak tanımıyor. Cezayir her durumda, Cezayir'in Wagner'in Mali ve Sahel'deki çalışmalarını kolaylaştırdığı fikrini ihraç etmeye çalışan tüm Batılı iddiaları proaktif bir şekilde çürütüyor. Bu, Cezayir üzerindeki baskıyı artırmak ve onu tarafsızlıktan çıkarmak için birçok tarafın yaymaya çalıştığı bir propagandadır" ifadelerini kullandı.

Mali Başbakanı Maiga diyaloğun devamı için güvence verdi
Mali Başbakanı Choguel Kokalla Maiga, 2015 yılında imzalanan Barış ve Uzlaşma Anlaşması taraflarıyla diyaloğun devam edeceği konusunda güvence verdi.
Brezilya'nın yeni Devlet Başkanı Luiz Inacio Lula da Silva'nın göreve başlama töreninin oturum aralarında Cezayir Ulusal Halk Meclisi Başkanı İbrahim Boughali ile görüşen Maiga, bu diyaloğun bazılarının hükümet ile kuzeydeki vatandaşlar arasında karışıklık yaratmak için kullanmaya çalışabileceği tüm yorumlardan kaçınılmasını sağlayacağını söyledi.
Aynı zamanda, "İki ülke ve iki halk arasındaki güven ilişkileri, Cezayir'in Kuzey Mali'deki krizi çözmedeki arabuluculuğunu yetkili kılıyor" ifadelerini kullandı.



Hızlı Destek Kuvvetleri ile Güney Sudan güçleri arasında gerilim yaşanıyor

Nisan 2023'te Hızlı Destek Kuvvetleri tarafından dağıtılan bir videodan alınan ve Hartum'un Doğu Nil bölgesindeki savaşçıları gösteren bir fotoğraf (Arşiv- AFP)
Nisan 2023'te Hızlı Destek Kuvvetleri tarafından dağıtılan bir videodan alınan ve Hartum'un Doğu Nil bölgesindeki savaşçıları gösteren bir fotoğraf (Arşiv- AFP)
TT

Hızlı Destek Kuvvetleri ile Güney Sudan güçleri arasında gerilim yaşanıyor

Nisan 2023'te Hızlı Destek Kuvvetleri tarafından dağıtılan bir videodan alınan ve Hartum'un Doğu Nil bölgesindeki savaşçıları gösteren bir fotoğraf (Arşiv- AFP)
Nisan 2023'te Hızlı Destek Kuvvetleri tarafından dağıtılan bir videodan alınan ve Hartum'un Doğu Nil bölgesindeki savaşçıları gösteren bir fotoğraf (Arşiv- AFP)

Juba'daki haberler, Güney Kordofan eyaletinin Heglig petrol bölgesinde Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) ile Güney Sudan Savunma Kuvvetleri arasında gerginlik olduğunu doğrularken, HDK iki taraf arasında herhangi bir silahlı çatışma yaşandığını reddetti.

Juba Post gazetesi, cumartesi gecesi ile pazar sabahı arasında, Juba, Port Sudan ve Nyala arasında yapılan üçlü bir anlaşma uyarınca Heglig petrol sahalarını korumakla görevli Güney Sudan güçleri ile Sudan ordusunun komşu ülkeye çekilmesinin ardından bölgenin kontrolünü ele geçiren HDK arasında keskin bir gerginliğin arttığını bildirdi.

Ancak HDK komutanının danışmanı Paşa Tabik, Facebook'ta yaptığı bir paylaşımda, Sudan yanlısı gazete ve medya kuruluşlarında Heglig'deki çatışmalarla ilgili çıkan haberlerin asılsız olduğunu belirtti. Bu arada, Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre HDK’nin müttefiki Abdulaziz el-Hilu liderliğindeki Sudan Halk Kurtuluş Hareketi-Kuzey (SPLM-N) fraksiyonuyla birlikte kuşattığı Güney Kordofan eyaletinin başkenti Kadugli'den insani yardım ve BM çalışanlarının tahliyesi devam etti.


ABD, Hizbullah'ı yeniden silahlanmaya çalışmakla suçladı

Hizbullah üyeleri, Mayıs 2023'te Güney Lübnan'da düzenlenen bir askeri tatbikat sırasında (DPA
Hizbullah üyeleri, Mayıs 2023'te Güney Lübnan'da düzenlenen bir askeri tatbikat sırasında (DPA
TT

ABD, Hizbullah'ı yeniden silahlanmaya çalışmakla suçladı

Hizbullah üyeleri, Mayıs 2023'te Güney Lübnan'da düzenlenen bir askeri tatbikat sırasında (DPA
Hizbullah üyeleri, Mayıs 2023'te Güney Lübnan'da düzenlenen bir askeri tatbikat sırasında (DPA

Lübnan hükümetinin ordunun Litani Nehri'nin güneyindeki bölgeyi tamamen silahsızlandırma planını uygulamaya yakın olduğunu açıklamasından bir gün sonra, Cumhuriyetçi ABD Senatörü Lindsey Graham dün Hizbullah'ı yeniden silahlanmaya çalışmakla suçladı.

İsrail ziyaretinde, "Hizbullah'ın daha fazla silah üretmeye çalıştığını görüyorum... ve bu kabul edilemez" dedi. Bu arada, savaş ve İsrail'in ateşkes anlaşmasını sürekli ihlal etmesi nedeniyle yerlerinden edilen yaklaşık 90 bin kişi, Lübnan'ın güneyindeki sınır köylerinden iki yıl sonra yeni evlerine yerleşti ve iş yerlerini oraya taşıdı.

Yerlerinden edilenlerden bazıları güneydeki şehir ve köylerde, diğer bir grup ise Beyrut'un güney banliyölerine ve bölgelerine taşınmış, bir kısmı da başkente yakın Lübnan Dağı banliyölerinde yaşamayı tercih etmiştir.


Onuncu kez... Netanyahu hükümeti, yabancı basının Gazze'ye giriş yasağının uzatılmasını talep etti

Filistinli sivil savunma personeli, cumartesi günü Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta yıkılan bir evin enkazını kaldırarak Filistinli cesetleri arıyor (EPA)
Filistinli sivil savunma personeli, cumartesi günü Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta yıkılan bir evin enkazını kaldırarak Filistinli cesetleri arıyor (EPA)
TT

Onuncu kez... Netanyahu hükümeti, yabancı basının Gazze'ye giriş yasağının uzatılmasını talep etti

Filistinli sivil savunma personeli, cumartesi günü Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta yıkılan bir evin enkazını kaldırarak Filistinli cesetleri arıyor (EPA)
Filistinli sivil savunma personeli, cumartesi günü Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta yıkılan bir evin enkazını kaldırarak Filistinli cesetleri arıyor (EPA)

İsrail hükümeti, uluslararası medyanın Gazze Şeridi'ne özgür ve bağımsız erişimine izin verilmesi için Yabancı Basın Birliği tarafından verilen dilekçeye yanıt verme süresinin uzatılması talebini dün Batı Kudüs'teki Yüksek Mahkemeye üst üste onuncu kez resmi olarak iletti.

Gazze savaşının başlangıcından bu yana, İsrail'deki Yabancı Muhabirler Birliği'ni ve yüzlerce uluslararası medya kuruluşunu temsil eden Tel Aviv'deki Yabancı Basın Birliği, saha gazetecilerini Gazze Şeridi'ne ve savaştan etkilenen diğer Filistin ve hatta İsrail bölgelerine getirmeye çalıştı; ancak İsrail yetkilileri, yabancı gazetecilerin yanı sıra İsrailli gazetecilerin de girişinin ordu tarafından düzenlenen ve sıkı askeri refakat ve yayınlanmadan önce gazetecilik materyallerinin askeri sansüre tabi tutulması zorunluluğunu içeren koşullar altında gerçekleştirilen sınırlı turlarla sınırlandırıldığı istisnai durumlar dışında, sürekli olarak reddetti.

Savaşın başlamasından birkaç ay sonra, dernek İsrail mahkemelerine başvurmak zorunda kaldı ve hükümetten gazetecilerin askeri refakat olmadan Gazze'ye bağımsız olarak girmelerine izin vermesini talep etti. Ancak mahkeme, askeri operasyonları gerekçe göstererek bu talebi reddetti.

Geçtiğimiz ağustos ayında Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta bulunan Nasır Hastanesi'ne düzenlenen İsrail baskınında öldürülen beş gazeteciden birinin naaşını taşıyanlar... (AFP)Geçtiğimiz ağustos ayında Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta bulunan Nasır Hastanesi'ne düzenlenen İsrail baskınında öldürülen beş gazeteciden birinin naaşını taşıyanlar... (AFP)

Eylül 2024'te yeni bir dilekçe sunuldu ve bunun üzerine mahkeme hükümete gazetecilerin erişimine izin verecek bir plan sunması kararını verdi. Ancak hükümet, konuyu atlatmanın başka bir yolunu buldu ve mahkemeden kararın ertelenmesini ve daha fazla süre verilmesini defalarca talep etti.Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre bunu şimdiye kadar 10 kez yaptı.

Mahkeme, ertelemeyi kabul ederek İsrail'i yatıştırmaya çalışıyor gibi görünüyordu. Bu yaklaşım, İsrail politikasını bağımsız haberciliği engellemeye yönelik sistematik bir girişim olarak gören uluslararası medya çevrelerinde geniş çaplı öfkeye yol açtı.

ABD Başkanı Donald Trump'ın arabuluculuğuyla sağlanan ateşkesin 10 Ekim'de yürürlüğe girmesinin ardından eleştiriler yoğunlaştı ve yabancı basının erişim talebi daha da acil hale geldi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, konuyu yakın zamanda iki kez ele aldı. Fox News'e verdiği bir röportajda, orduya bu konuya "hazırlıklı olması" talimatı vereceğini söyledi.

İsrail Yabancı Basın Birliği, özellikle mahkemenin görünüşte "hoşgörülü" tavrından dolayı bu politikadan "derin hayal kırıklığı" duyduğunu ifade etti.

Filistinli Gazeteciler Sendikası bu yasağı "İsrail'in Gazze ve Batı Şeria'daki suçları hakkındaki gerçeği gizleme politikasının ayrılmaz bir parçası" olarak görüyor.

Sendika başkanı Nasır Ebu Bekir'e göre, 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze'de İsrail'in eliyle yaşananlar "tarihteki en büyük gazeteci katliamı"dır.

Açıklamasında, yaklaşık bin 500 Filistinli gazetecinin şu anda bombalamalar altında çalışmaya devam ettiğini, yüzlercesinin yaralandığını ve yaklaşık 200'ünün İsrail tarafından tutuklandığını, ayrıca birçok medya kuruluşunun da İsrail tarafından tahrip edildiğini belirtti.