Tunus Cumhurbaşkanı tarafları “devleti istikrarsızlaştırmaya” çalışmakla suçluyor

Tunuslu avukatların başkentteki grevinden bir görüntü (EPA)
Tunuslu avukatların başkentteki grevinden bir görüntü (EPA)
TT

Tunus Cumhurbaşkanı tarafları “devleti istikrarsızlaştırmaya” çalışmakla suçluyor

Tunuslu avukatların başkentteki grevinden bir görüntü (EPA)
Tunuslu avukatların başkentteki grevinden bir görüntü (EPA)

Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said dün akşam yaptığı açıklamalarda, “Birtakım partiler, ülkedeki siyasi krizi körüklemek ve devletin istikrarını baltalamak için parlamento seçimlerin ikinci turunu engelleme çabası içerisinde” ifadelerini kullandı. Genel seçimlerin ikinci turunu engelleme girişimi kapsamında halka para dağıtan ve iktidara karşı kışkırtan tarafların olduğunu dile getiren Said, devletin iç ve dış güvenliğine karşı "komplo kurma ve ülkeyi kaosa sürükleme girişiminin" özgürlük tanımının içinde bulunmadığını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Said, söz konusu siyasi partileri açık ve net bir şekilde isimlendirmedi. Bununla birlikte, uzmanlarının çoğu, Said’in sözleriyle 25 Temmuz 2021'den beri açıkladığı siyasi tercihlerinin muhaliflerini kastettiğini doğruladı. Bunların başında Raşid Gannuşi liderliğindeki Nahda Hareketi'nin desteklediği muhalefetteki “Ulusal Kurtuluş Cephesi” geliyor.
Tunus'ta 262 adayın halen boş olan 131 sandalye için yarışacağı ikinci tur seçim kampanyası 20 Ocak'ta başlayacak. Dolayısıyla Said'in açıkladığı yol haritasıyla Tunus Cumhurbaşkanlığı, ikinci tura yoğun katılım sağlamanın peşinde. Bu seçimlerin ilk turundan sonra, gözlemcilere göre 2011 seçimlerinden bu yana en düşük katılım oranı olarak kabul edilen yüzde 11,2'yi geçemeyen bir katılım oranı kaydedilmişti.
Cumhurbaşkanı Said, özgürlüklerin kısıtlanmasına yönelik eleştirilere yanıt olarak, “Kartaca Sarayı’nda” hem İçişleri Bakanı Tevfik Şerefeddin hem de Ulusal Güvenlik Genel Müdürü Murad Saidan ile yaptığı toplantıda Ulusal Kurtuluş Cephesi’nin 14 Ocak'ta bir protesto yürüyüşü programlamasına atıfta bulunarak, “Özgürlük, devletin iç ve dış güvenliğine karşı kaos ve komplo anlamına gelmez.” ifadelerini kullandı. Toplantıda ayrıca Tunus'taki güvenlik durumu ve “arkasında lobilerin olduğu bilinen bazı kişilerin yasaları ihlal ederek ve ulusal güvenliğe zarar vererek yaptıkları eylemler” ele alındı. Said, kendi ifadesiyle, hukukun herkese eşit uygulanması gerektiğini vurgulayarak; “Çünkü devlet güvenliği ve toplumsal barış, çaresizce onları vurmaya çalışanların ellerine bırakılamaz” dedi.
Bu arada, eski Cumhurbaşkanı Munsif Merzuki liderliğindeki “Tunus İrade Hareketi” Partisi’ne göre, yetkililerin ocak ayı boyunca olağanüstü hâl ilan etmesi, Tunus'ta beklenen halk hareketleri için önleyici bir tedbirdir. Amacı, devletin egemen kurumlarını toplumla çatışmaya itmektir. Bu durum, devletin istikrarını benzeri görülmemiş bir şekilde tehdit ediyor. Parti, mevcut otoritenin çizdiği ve siyasi istikrara götürdüğünü söylediği yol haritasının korkunç bir şekilde başarısız olduğunu vurgularken bunun siyasi krizi ciddi şekilde şiddetlendirdiğini ve özellikle de halkın seçimlere katılmamasının ardından ülkeyi istikrarsızlaştırdığı görüşünde.

Yeni yılın bütçesini reddeden avukatlar eylem yaptı
Öte yandan, Tunus'un başkentindeki “Adalet Sarayı” önünde bugün onlarca avukat eylem gerçekleştirdi. Avukatlar, hükümetin yeni yıl bütçesini, “adalet sisteminde yapılması istenen reformlara ödenek ayrılmadığı” gerekçesiyle reddettiklerini ifade ederek, “Vatandaşlara yük olmaya hayır... Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) dayatmalarına hayır” sloganları altında mahkemelerde protestolar düzenlediler. Tunus Baro Başkanı Hatim el-Meziyu, “Hak, özgürlükler ve sosyal adaletin sağlanması için sivil, demokratik ve cumhuriyetçi bir yönetim şart. Ülkenin demokratik yoldan, hak ve bireysel özgürlüklerden, bağımsız yargıdan uzaklaştığına şahit oluyoruz. Hukukçular olarak bu gerilemeye karşı mücadele edeceğiz” dedi. Mahkemelerdeki dosyaların dijitalleşmesi, avukat ve hakimlerin çalışma ortamlarının iyileştirilmesi gibi reformların acilen yapılması gerektiğini ifade eden Meziyu, “Tunuslu avukatlar olarak demokrasiye aykırı atılan adımlara karşı mücadele etmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. Meziyu, son Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri’nin 2011 devriminde talep edilen hukuk devletinden, özgürlüklerden ve halkın kazanımlarından bir geri çekilme olduğunu teyit ettiğini belirtti.
Protestocu avukatlar, hukuk mesleğinin, baronun, yargının ve mahkemelerin statüsünde reform yapılması ve Yüksek Yargı Kurulu ile Anayasa Mahkemesi'ndeki ortaklığın onaylanması çağrısında bulunuyor. Ayrıca, yıllık işlem hacmi elli bin Tunus dinarından az olan avukatların, karşılaştırmalı yasalara benzer şekilde katma değer vergisinden muaf tutulmasını ve davacıların da davalarla ilgili hizmetlerde katma değer vergisinden muaf tutulmasını talep ediyorlar.



Tarabin aşiretinden Ebu Şebab'ın öldürülmesi Gazze'de karanlık bir dönemin sonu anlamına mı geliyor?

Yasir Ebu Şebab (Sosyal Medya)
Yasir Ebu Şebab (Sosyal Medya)
TT

Tarabin aşiretinden Ebu Şebab'ın öldürülmesi Gazze'de karanlık bir dönemin sonu anlamına mı geliyor?

Yasir Ebu Şebab (Sosyal Medya)
Yasir Ebu Şebab (Sosyal Medya)

Gazze Şeridi'ndeki Tarabin kabilesi, dün yaptığı açıklamada, üyelerinin her zaman Filistin halkının ve haklı davasının yanında olduğunu ve kabilenin adının, tarihini veya değerlerini temsil etmeyen konulara karıştırılmasına yönelik her türlü girişimi kesin bir dille reddettiğini belirtti.

İsrail kanalı i24NEWS’te yer alan açıklamada, kabilenin "yeminini bozup işgale bulaştığını" söylediği Yasir Ebu Şebab'ın öldürülmesinin, kendileri için "açık ve net bir duruşla kapatmaya çalıştıkları karanlık bir dönemin sonu" anlamına geldiği belirtildi.

Aşiret, "Filistin direnişinin tüm fraksiyonlarıyla tam bir uyum içinde olduğunu ve işgalin gündemine her ne pahasına olursa olsun hizmet eden herhangi bir grup veya milisi reddettiğini" vurguladı.

Aşiret, Gazze'deki tüm aileleri ve aşiretleri birlik olmaya ve "toplumsal veya ulusal yapıya müdahale etmeye çalışan herkesi reddetmeye" çağırarak, "Gazze'de ihanete veya işbirlikçilere yer olmadığını" vurguladı.

Filistin ve İsrail güvenlik kaynakları, İsrail kanalına, Gazze Şeridi'nin güneyindeki merkezi milislerin lideri Yasir Ebu Şebab'ın, liderliğini yaptığı milis gruplarıyla girdiği şiddetli çatışmada aldığı yaraları sonucu hayatını kaybettiğine dair yeni bilgiler aktardı.

Şarku’l Avsat’ın Kanal’ın internet sitesinden aktardığına göre kaynaklar, kavganın aşiret içindeki liderlik, yetki dağılımı ve nüfuz alanlarının paylaşımı konusundaki iç anlaşmazlıkların yanı sıra Ebu Şebab'ın İsrail ile iddia edilen iş birliğinden kaynaklanan artan gerginlik nedeniyle çıktığını belirtti. Kaynaklar, Ebu Şebab'ın bıçaklanma veya silahlı saldırıdan değil, darptan yaralandığını doğruladı.

Kaynaklar, Ebu Şebab'ın İsrail güvenlik güçlerinin yardımıyla acilen Gazze dışına tedavi için nakledildiğini, ancak Beerşeba'daki Soroka Hastanesi'ne kaldırılırken aldığı yaralar nedeniyle yolda hayatını kaybettiğini belirtti. Yardımcısı Gassan el-Dahini'nin milislerin komutasını otomatik olarak devralması bekleniyor.


Hamas, yurtdışındaki liderlerine yönelik Arap olmayan bir ülkede suikast girişimi bekliyor

İsrail'in Doha'daki Hamas liderlerine yönelik saldırısında hasar gören bina (Reuters)
İsrail'in Doha'daki Hamas liderlerine yönelik saldırısında hasar gören bina (Reuters)
TT

Hamas, yurtdışındaki liderlerine yönelik Arap olmayan bir ülkede suikast girişimi bekliyor

İsrail'in Doha'daki Hamas liderlerine yönelik saldırısında hasar gören bina (Reuters)
İsrail'in Doha'daki Hamas liderlerine yönelik saldırısında hasar gören bina (Reuters)

Hamas içinde, İsrail'in Filistin toprakları dışında bazı Hamas liderlerini hedef alan yeni bir suikast operasyonu düzenleyeceği beklentisi var.

Hareket içindeki üst düzey kaynaklar Şarku'l Avsat'a, özellikle önde gelen Hizbullah yetkilisi Heysem Tabatabai'nin suikastının ardından, liderliğe yönelik olası saldırılar konusunda endişelerin arttığını söyledi.

Bir kaynak, "hareketin liderliğinin Arap olmayan bir ülkede hedef alınacağına dair değerlendirmeler var" dedi, ancak hangi ülkede hedef alınacağını belirtmedi.

Şarku'l Avsat, yurt dışındaki Hamas liderlerine olası suikastları önlemek veya en azından zararlarını en aza indirmek için kişisel güvenlik ve ihtiyati tedbirlerle ilgili bir iç talimat belgesi dağıtıldığını öğrendi.

Belgede, "Belirli bir yerde yapılan toplantıların iptal edilmesi, farklı yerlerde yapılan periyodik olmayan toplantıların benimsenmesi gerektiği" belirtildi.

Talimatta liderlerden, "cep telefonlarını toplantı yerinden en az 70 metre uzakta tamamen izole etmeleri ve saat de dahil olmak üzere tıbbi veya diğer elektronik cihazların toplantı yerlerine girmesini engellemeleri" isteniyor.

Bu arada Gazze'deki kaynaklar, Hamas karşıtı silahlı milis grubunun lideri Yaser Ebu Şebab'ın dün öldürülmesinin, Tarabin aşiretinden iki kişinin arasında çıkan aşiret çatışması sırasında gerçekleştiğini bildirdi.

Şarku'l Avsat'a bilgi veren kaynaklar, Ebu Şebab'ın öldürülmesine katılan iki kişinin el-Dabari ve Ebu Sunayme ailelerine mensup olduğunu, her iki ailenin de Ebu Şebab ile birlikte Tarabin kabilesine mensup olduğunu belirtti.


Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn: İsrail’le görüşmeler olumlu hedef ikinci bir savaşı önlemek

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn (Reuters)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn (Reuters)
TT

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn: İsrail’le görüşmeler olumlu hedef ikinci bir savaşı önlemek

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn (Reuters)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn (Reuters)

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, bugün (Perşembe) yaptığı açıklamada, Lübnan ile İsrail arasında yürütülen ateşkes izleme mekanizmasına ilişkin görüşmelerin olumlu geçtiğini ve temel hedefin ikinci bir savaşın önüne geçmek olduğunu söyledi. Avn, mekanizmanın 19 Aralık’ta yeniden toplanacağını açıkladı.

Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre Avn, Baabda Sarayı’nda düzenlenen kabine toplantısında, ABD’de eski Beyrut Büyükelçisi olan Simon Karam’ın, Meclis Başkanı Nebih Berri ve Başbakan Nevvaf Selam ile yapılan istişareler sonucu sivil bir üyenin katılımı amacıyla heyet başkanlığına getirildiğini belirtti.

İlk doğrudan temas: UNIFIL’de tarihi toplantı

İsrail’in büyük çaplı bir tırmanış başlatabileceğine dair endişeler sürerken, Lübnanlı ve İsrailli iki sivil temsilci Çarşamba günü UNIFIL karargâhında ateşkes mekanizması komitesinin toplantısına katıldı. Bu adım, iki ülke arasında on yıllardır görülmeyen ilk doğrudan görüşme olarak kaydedildi.

dfrgt
İki Lübnan askeri, 28 Kasım 2025'te Güney Lübnan'daki Alma el-Şaab köyündeki bir Lübnan askeri noktasından, İsrail askeri karakolu Hanita'ya (solda) ve geçen yıldan bu yana İsrail güçlerinin işgal ettiği beş tepeden biri olan Labouneh'e (sağda) bakıyor (AP)

Hükümet toplantısı sonrası konuşan Enformasyon Bakanı Paul Morkos, Avn’ın “İlk oturumun çok üretken olması beklenemezdi ancak 19 Aralık’ta başlayacak sürecin yolunu açtı” sözlerini aktardı. Avn, görüşmelerin amacının hiçbir toplumsal grubu hedef almak değil bütün Lübnan’ı korumak olduğunu vurguladı.

fgthy
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn (Reuters)

Avn, “Şu ana kadar tepkiler olumlu. Bunu ikinci bir savaşın gölgesini Lübnan’dan uzaklaştırmak için kullanmalıyız” dedi. Müzakerenin tek yol olduğuna işaret eden Avn, “Lübnan’ın egemenliğinden taviz yok” diye konuştu.

Görüşmelerin çerçevesi: Sadece güvenlik

Cumhurbaşkanı Avn, Simon Karam’a verilen talimatların “tamamen güvenlik başlıklarına” odaklandığını belirterek bunları şöyle sıraladı:

İsrail saldırılarının durdurulması

İşgal altındaki noktalardan çekilme

Sınırların belirlenmesi

Esirlerin serbest bırakılması

Avn, yarın Beyrut’a gelecek BM Güvenlik Konseyi temsilcilerine, “müzakerelerin başarısı için İsrail’in olumlu ve ciddi tutum takınması yönünde baskı yapılması” çağrısında bulunacağını söyledi.

vfg5th
4 Aralık 2025'te Güney Lübnan'ın Cbaa kentinde İsrail bombardımanında hasar gören bir bölgedeki enkazın yanında bir sivil savunma kamyonu duruyor (Reuters)

Cumhurbaşkanı, heyetin ayrıca yıl sonuna kadar Hizbullah’a ait askeri tesislerin sökülmesi planının ilk aşamasını tamamlaması beklenen Lübnan ordusunun çalışmalarını yerinde incelemek üzere güneye gideceğini belirtti.

Toplantıya Simon Karam ile İsrail Ulusal Güvenlik Konseyi’nin dış politika direktörü Yury Resnick katılırken, ABD’li arabulucu Morgan Ortagus da hazır bulundu. ABD ve Fransa gelişmeyi memnuniyetle karşıladı.

Ekonomik iş birliği yok

Enformasyon Bakanı Morkos, görüşmelerin ekonomik iş birliği veya barış anlaşması gibi başlıkları kapsamadığını belirterek şunları söyledi: “Naqura görüşmeleri yalnızca güvenlik odaklıdır.”