Filistin yönetimi: İsrail hükümetine cevap vermek için tüm yasal önlemleri alacağız

İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Ben-Gvir’ın Mescid-i Aksa baskınından (AA)
İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Ben-Gvir’ın Mescid-i Aksa baskınından (AA)
TT

Filistin yönetimi: İsrail hükümetine cevap vermek için tüm yasal önlemleri alacağız

İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Ben-Gvir’ın Mescid-i Aksa baskınından (AA)
İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Ben-Gvir’ın Mescid-i Aksa baskınından (AA)

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Mescid-i Aksa'yı basan İsrail hükümeti ve üyelerine tepki göstererek, buna karşı tüm yasal önlemleri alacaklarını belirtti.
Filistin haber ajansı WAFA'nın haberine göre, Abbas, Ramallah'taki Filistin Devlet Başkanlığı binasında Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) Yürütme Komitesinin toplantısında konuşma yaptı.
Abbas, konuşmasında, "Mescid-i Aksa'yı basan İsrail hükümeti ve üyelerine cevap vermek için uluslararası meşruiyet tarafından sağlanan gerekli tüm yasal önlemleri alacağız. İster İsrail hükümeti isterse ABD hükümeti ile ilgili olsun, tüm konuları tartışacağız. Çünkü İsrail politikasının arkasında ABD yönetiminin olduğu sır değil." dedi.
Mescid-i Aksa'ya düzenlenen baskının Başbakan Binyamin Netanyahu hükümetinin ilan ettiği politikanın uygulanmasının başlangıcı olduğunu dile getiren Abbas, kendilerinin bu politikayı kesin bir şekilde reddettiklerini vurguladı.

Ben-Gvir'in provokatif Aksa baskını
Provokatif eylemleriyle tanınan İsrailli aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, 3 Ocak’ta İsrail polisinin yoğun koruması altında Mescid-i Aksa'ya baskın düzenleyerek Harem-i Şerif'e girmişti.
Aşırı sağcı Yahudi Gücü Partisi lideri Ben-Gvir, 5 yıl sonra Mescid-i Aksa'ya giren görevdeki ilk İsrailli bakan oldu.
Ben-Gvir yeni kurulan hükümette bakan olmadan önce milletvekilliği döneminde de Mescid-i Aksa baskınları, Filistinlilere yönelik şiddet eylemlerini teşvik etmesi ve ırkçı söylemleri nedeniyle adından sıkça söz ettiriyordu.



Hamas: Edan Alexander'ın serbest bırakılmasının İsrail'in ‘askeri baskısı’ ile ilgisi yok

ABD vatandaşı İsrailli asker Edan Alexander, Tel Aviv'de ailesiyle buluştu. (AFP)
ABD vatandaşı İsrailli asker Edan Alexander, Tel Aviv'de ailesiyle buluştu. (AFP)
TT

Hamas: Edan Alexander'ın serbest bırakılmasının İsrail'in ‘askeri baskısı’ ile ilgisi yok

ABD vatandaşı İsrailli asker Edan Alexander, Tel Aviv'de ailesiyle buluştu. (AFP)
ABD vatandaşı İsrailli asker Edan Alexander, Tel Aviv'de ailesiyle buluştu. (AFP)

Hamas bugün yaptığı açıklamada ABD vatandaşı İsrailli asker Edan Alexander'ın serbest bırakılmasının İsrail'in askeri baskısının bir sonucu değil, ABD yönetimiyle yapılan temasların bir ‘meyvesi’ olduğunu bildirdi.

Hamas'tan yapılan açıklamada, “Edan Alexander'ın geri dönüşü, Siyonist saldırganlığın ya da askeri baskı yanılsamasının bir sonucu değil, ABD yönetimiyle yapılan ciddi temasların ve arabulucuların çabalarının bir meyvesidir” denildi.

Hamas dün, ABD Başkanı Donald Trump'ın Körfez turu öncesinde Gazze Şeridi'nde tutulan Edan Alexander'ı serbest bıraktı. 21 yaşındaki Alexander, 19 aydan uzun bir süredir Gazze Şeridi'nde tutuluyordu ve ABD vatandaşlığına sahip yaşayan son esirdi.

Hamas tarafından yapılan açıklamada, Alexander'ın serbest bırakılmasının İsrail Başbakanı’nın söylediğinin aksine İsrail'in askeri baskısının değil, Washington'la yapılan ‘ciddi temasların’ bir sonucu olduğu belirtildi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Alexander'ın dönüşünü ‘sıcak’ bir şekilde karşıladı ve ‘İsrail hükümetinin yaşayan ya da ölü tüm esirleri ve kayıp kişileri geri getirmeye kararlı olduğunu’ vurguladı. Netanyahu, Alexander'ın serbest bırakılmasının İsrail devletinin askeri baskısı ve Trump'ın ‘siyasi baskısı’ sonucunda gerçekleştiği değerlendirmesinde bulundu.

İsrail ordusu, 7 Ekim saldırısı sırasında kaçırılan 251 esirden 57'sinin halen Gazze Şeridi'nde tutulduğunu, bunlardan 34'ünün öldüğünü açıkladı. Ayrıca Hamas, 2014 yılından bu yana bir İsrail askerinin cesedini elinde tutuyor.

Gazze Şeridi’ndeki Sağlık Bakanlığı'nın son verilerine göre savaşın başlamasından bu yana Gazze Şeridi'nde çoğu sivil olmak üzere en az 52 bin 862 Filistinli hayatını kaybetti. Bunların 2 bin 749'u yaklaşık iki ay süren kırılgan bir ateşkesin ardından İsrail'in 18 Mart'ta saldırılarına yeniden başlamasından sonra yaşamını yitirdi.