BM ve ABD’den tıkanan Yemen barış sürecini yeniden canlandırma adımı

Yemen Başkanlık Konseyi, Husi terörizmini sonlandırmanın ve adil bir çözüm bulmanın önemini vurguladı.

Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Reşad el-Alimi perşembe günü birleşmiş Milletler Yemen Özel Temsilcisi Hans Grundberg ile Riyad’da bir araya geldi. (Saba)
Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Reşad el-Alimi perşembe günü birleşmiş Milletler Yemen Özel Temsilcisi Hans Grundberg ile Riyad’da bir araya geldi. (Saba)
TT

BM ve ABD’den tıkanan Yemen barış sürecini yeniden canlandırma adımı

Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Reşad el-Alimi perşembe günü birleşmiş Milletler Yemen Özel Temsilcisi Hans Grundberg ile Riyad’da bir araya geldi. (Saba)
Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Reşad el-Alimi perşembe günü birleşmiş Milletler Yemen Özel Temsilcisi Hans Grundberg ile Riyad’da bir araya geldi. (Saba)

Birleşmiş Milletler (BM) ve ABD’nin Yemen özel temsilcileri dün Riyad’dan, tıkanmış Yemen barış sürecini yeniden canlandırmak için yeni bir çalışma turu başlattı. Temsilciler, Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Reşad el-Alimi ile ayrı ayrı görüşmeler gerçekleştirdi. Bu gelişme, ABD’nin Yemen Özel Temsilcisi Tim Lenderking’in Husi milislerinin terörist eylemlerinin engellenmesini ve krize yönelik yerel, bölgesel ve uluslararası düzeyde üzerinde anlaşmaya varılan referanslar doğrultusunda adil bir çözüm sağlanmasını vurguladığı bir zamanda geldi.
BM Yemen Özel Temsilcisi Hans Grundberg ve ABD’nin Yemen Özel Temsilcisi Tim Lenderking’in Yemen Başkanlık Konseyi koordineli yeni çabaları, Husi milislerin süresi dolan ateşkesi yenileme ve kapsamını genişletme önerilerini reddetmeyi sürdürdüğü, ayrıca savaşı yeniden başlatmanın yanı sıra kurtarılan bölgelerdeki petrol ihraç limanlarına yönelik saldırıları tekrarlamakla tehdit ettiği bir dönemde başlatıldı.
Husi milislerin lideri Abdulmelik el-Husi geçen ay Umman’dan bir heyeti kabul etmişti. Heyet, milisleri barış yoluna yönelmeye ikna edecek yeni mesajlar taşıyordu. Ancak gözlemcilere göre Husi grup insani yardımdan çok siyasi, ekonomik ve askeri kazanım elde etmenin yanı sıra ülkeyi 2014’ün sonlarında bozdukları geçiş yoluna geri döndürecek kalıcı bir barış anlaşmasına yol açacak herhangi bir taviz vermemeyi amaçlıyor.
BM Özel Temsilcisi Grundberg’in -planlandığı üzere- bu ayın ortasında, Yemen’deki durum ve barışı tesis etme çabalarının sonuçları hakkında Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne (BMGK) yeni yılın ilk brifingini sunması bekleniyor. Ancak Yemen siyasetinde yakın gelecekte herhangi bir radikal çözüme ulaşması pek mümkün görünmüyor.
Yemenli resmi kaynaklar çarşamba günü, Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Reşad el-Alimi ile konsey üyeleri Abdullah el-Alimi ve Osman Mecli’nin, ABD’nin Yemen Özel Temsilcisi Tim Lenderking ve ABD'nin Yemen Büyükelçisi Stephen Fagin ile bir araya geldiğini aktardı. Söz konusu toplantıda ‘Yemen’deki durumla ilgili gelişmeler, terörist Husi milislerinin uzlaşmazlığı ve insani sıkıntıları artırması, küresel enerji kaynaklarını tehdit etme konusundaki ısrarı gölgesinde barış yolunu canlandırmaya yönelik bölgesel ve uluslararası çabaları’ ele aldıkları da belirtildi.
Yemen resmi haber ajansı SABA’ya göre Alimi ve konsey üyeleri ‘Konsey ve hükümetin barış çabalarına karşı yaklaşımını ve Husi milislerinin milyonlarca Yemenli için hayati öneme sahip tesislere ve limanlara yönelik terörist saldırılarla ihlal ettiği insani ateşkesin unsurlarını olumlu şekilde ele aldıklarını’ hatırlattılar.
Ajansa göre, Alimi ‘Husi terör tehditlerinin yanı sıra İran rejiminin Yemen’i uluslararası barış ve güvenlik için bir tehdit haline getirmek amacıyla uluslararası olarak yasaklı silahlardan daha fazla sevkiyat göndererek Yemen işlerine bariz müdahalesini engellemek üzere uluslararası toplumun üstlendiği rolün önemini’ vurguladı.
Nisan ayında yedi üyeyle göreve başlayan Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı ‘üzerinde anlaşmaya varılan referanslara dayanan kapsamlı ve sürdürülebilir bir barış yaklaşımının yanı sıra BM ve ABD temsilcilerinin Yemen halkının acılarını dindirmek, devlet kurumlarını eski haline getirmek ve İran rejimi tarafından arka çıkılan terörist Husi milislerin darbesini sona erdirmek için gösterdikleri çabaları desteklemeye olan bağlılığını’ yinelendi.
Yemen resmi kaynakları, Alimi’nin Başkanlık Konseyi üyeleri Abdullah el-Alimi Bavezer ve Osman Mecli ile birlikte, Riyad’da BM Özel Temsilcisi Hans Grundberg ve yardımcısı Muin Şerim ile görüştüğünü bildirdi.
Kaynaklara göre toplantıda Yemen dosyasındaki gelişmelerin yanı sıra BM’nin bölgesel ve uluslararası toplumla koordineli olarak Yemen’de barış yolunu yeniden canlandırma çalışmaları ve İran rejimi tarafından desteklenen terörist Husi milislerin neden olduğu savaşı ve dünyanın en kötü insani ıstırabını sona erdirme çabaları ele alındı.
Alimi toplantıda, ‘BM’nin, Yemenlilerin devletin kurulması, insana yakışır yaşama sahip olunması, eşit yurttaşlık ve kamu hak ve özgürlüklerinin korunmasına yönelik arzularını gerçekleştirmek için ilgili uluslararası kanun ve sözleşmeler de dahil olmak üzere ulusal, bölgesel ve uluslararası düzeyde üzerinde anlaşılan referanslara uygun biçimde, Yemen sorunu konusunda adil ve kapsamlı bir çözüm sağlamadaki rolünü’ vurguladı.
Bu gelişmeler, ateşkesin yenilenmemesine rağmen cephedeki göreceli sakinliğin ve ateşkesin, özellikle de Hudeyde limanlarına akaryakıt akışı ve Sana havaalanından ticari uçuşların yapılmasına ilişkin maddelerinin uygulanmaya devam etmesi gölgesinde gerçekleşti. Ancak Husilerin gerilime hız vermesi nedeniyle durumun yeniden şiddetlenmesi olasılığına ilişkin endişeler giderek artıyor.
Husilerin, kendilerine daha fazla askeri kontrol ve ekonomik kazanım garantilemeyen herhangi bir BM barış önerisini kabul edip etmeyeceği bilinmiyor. Milisler ülke içinde gücünü gösterme ve uluslararası toplumdan daha fazla kazanç elde etmek amacıyla insani konuları kullanmak üzere baskı yapma için takipçilerini cuma günü Sana’da gösteri yapmaya çağırdı.
Milisler geçtiğimiz haftalarda kontrolleri altındaki bölgelerde, sosyal medyadaki bazı ünlülerde dahil olmak üzere Husi liderlerinin yolsuzluğunu eleştirenlere karşı bir kampanya başlatmış ayrıca Yemen hükümetini ve insan hakları camiasını kızdıran bir adımla, bazılarının idam edilmesi ve hapsedilmesi için yönünde yeni emirler vermişti.
Yemen Enformasyon Bakanı Muammer el-İryani milisleri baskıcı davranışlarıyla İran rejiminin izinden gitmekle suçladı. Husilerin verdiği infaz emirlerinin, insanların mevcut koşulları kınayarak seslerini yükseltmelerine, özgürlük ve onurlu yaşam haklarını talep etmelerine engel olmak üzere, milis kontrolündeki bölgelerdeki politikacıları, gazetecileri, aktivistleri ve vatandaşları terörize etmeye yönelik açık bir girişim olduğunu söyledi.
Yemenli Bakan ‘Husi milislerinin devlete karşı darbesinden bu yana, projelerine karşı çıkan politikacılara, medya çalışanlarına, gazetecilere, aktivistlere ve askeri personellere yönelik 350 ölüm cezası çıkardığını belirten’ insan hakları raporlarına dikkat çekti.
İryani uluslararası topluma, BM’ye, BM ve ABD özel temsilcileri ile insan hakları örgütleri ve organlarına, ‘suç’ olarak nitelendirdiği bu uygulamaları kınama ve ‘yargıyı teröre, gasp ve hesaplaşmaya alet etmeye son vermek, tutukluların ve kaçırılanların dosyalarına müdahale etmeyerek onları koşulsuz olarak serbest bırakmalarını sağlamak için’’ Husi milisleri üzerinde gerçek bir baskı oluşturma çağrısında bulundu.
Yemen’deki sivil toplum kuruluşları da Husi milislerinin Sana’da çok sayıda sosyal medya aktivistini ve ünlüyü kaçırmasını kınadı. Söz konusu kuruluşlar, 120 örgütün imzasıyla yayınladığı bir bildiride, ‘milislerin her şeyi yiyip bitiren yolsuzluk ve yağmalama uygulamalarına karşı tutumlarını sosyal medya platformlarında dile getiren medya çalışanlarına, gazetecilere ve ünlülere karşı yürütülen çılgın ve histerik kampanyaları büyük bir endişeyle takip ettiklerini’ belirtti.



Gazze ateşkesi, anlaşma şartlarının yarattığı engeller ve ilerleme umutları arasında sıkışıp kaldı

İsrail'in Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye'de bulunan Halime es-Sadiye Okulu'na düzenlediği saldırının meydana getirdiği hasarı inceleyen Filistinliler (AFP)
İsrail'in Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye'de bulunan Halime es-Sadiye Okulu'na düzenlediği saldırının meydana getirdiği hasarı inceleyen Filistinliler (AFP)
TT

Gazze ateşkesi, anlaşma şartlarının yarattığı engeller ve ilerleme umutları arasında sıkışıp kaldı

İsrail'in Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye'de bulunan Halime es-Sadiye Okulu'na düzenlediği saldırının meydana getirdiği hasarı inceleyen Filistinliler (AFP)
İsrail'in Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye'de bulunan Halime es-Sadiye Okulu'na düzenlediği saldırının meydana getirdiği hasarı inceleyen Filistinliler (AFP)

Gazze ateşkes müzakereleri, Hamas'ın İsrail'i engellemekle suçladığı ve ABD ile İsrail'in görüşmelerde bir ilerleme kaydedileceği ve birkaç gün içinde anlaşmaya varılacağı yönündeki iyimser söylemleri arasında Katar'ın başkenti Doha'da altıncı gününe girdi.

Şarku’l Avsat'a konuşan uzmanlar, karmaşık müzakere sahnesini deşifre etti. Uzmanlara göre, görüşmelerin geleceğine dair süren belirsizliğe rağmen, Amerikan tarafının açık ve doğrudan baskıları sayesinde bir ‘çözülme’ ihtimali ağır basıyor. Bu süreçte, engelleyici şartların aşılması ve Hamas’a bazı güvencelerin verilmesi öngörülüyor. Ayrıca, ABD ile İsrail arasında Gazze cephesinde bir sakinlik sağlanması konusunda mutabakat bulunuyor. Zira, Washington ile Tahran arasındaki mevcut görüşme hattı başarısız olursa, İran’a ikinci bir saldırı düzenlenmesi ihtimali değerlendiriliyor.

Geçtiğimiz pazar gününden bu yana Doha'da devam eden müzakerelerin ortasında Netanyahu perşembe günü yayınladığı bir videoda Hamas'ın silahsızlandırılmasını, askeri kabiliyetlerinin olmamasını ve bölgeyi yönetmemesini şart koşarak bunlar olmadan Gazze Şeridi'nde anlaşma ihtimalini dışladı ve savaşa geri dönme tehdidinde bulundu. Netanyahu, “Bu müzakereler yoluyla elde edilebilirse iyi olur, aksi takdirde kahraman ordumuzun gücüyle başka yollarla elde edeceğiz” dedi.

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar perşembe günü Avusturya gazetesi Die Presse'ye verdiği röportajda, müzakerelerin geleceği için bir başka koşul öne sürerek Hamas liderlerinin sürgüne gönderilmesinin ‘savaşı sona erdirecek çözümün bir parçası olabileceğini’ belirtti.

Diğer yandan Hamas yaptığı açıklamada, İsrail'in ‘kötü niyetli’ tutumunu eleştirerek daha önce ‘saldırganlığın kalıcı olarak durdurulmasını, işgal ordusunun kapsamlı bir şekilde geri çekilmesini ve yardımların serbest akışını sağlayacak bir anlaşma karşılığında tüm esirlerin bir kerede serbest bırakılacağı kapsamlı bir takas anlaşmasına varmayı teklif ettiğini, ancak Netanyahu'nun o zaman bu teklifi reddederek kaçmaya ve daha fazla engel koymaya devam ettiğini’ vurguladı.

Bununla birlikte Hamas, hem Filistin hem de İsrail tarafındaki esirlerin serbest bırakılması karşılığında savaşı sona erdirecek bir anlaşmaya yönelik müzakerelere ‘olumlu ve sorumlu’ yaklaşımını sürdürdüğünü ifade etti. Bu açıklama, Hamas'ın ‘devam eden ateşkes görüşmelerinde yardım akışının sağlanması, İsrail güçlerinin Gazze Şeridi'nden çekilmesi ve kalıcı bir ateşkes için gerçek garantiler verilmesi de dâhil olmak üzere birçok önemli noktanın müzakere edildiğini’ belirtmesinden bir gün sonra geldi.

Han Yunus'ta yerinden edilmiş insanlar için kurulan derme çatma bir kampta yıkılmış çadırları inceleyen Filistinlilere bakan bir kadın (AFP)Han Yunus'ta yerinden edilmiş insanlar için kurulan derme çatma bir kampta yıkılmış çadırları inceleyen Filistinlilere bakan bir kadın (AFP)

Bu, Hamas liderlerinden Basim Naim'in ‘Netanyahu'nun 22 aylık savaş ve kıtlıkta başaramadığını müzakere masasında da başaramayacağını’ vurguladığı basın açıklamalarıyla aynı zamana denk geldi.

Netanyahu'nun Gazze Şeridi ve İran dosyalarına değindiği Washington ziyaretinin ardından İsrail yeniden İran'ı vurma tehdidinden söz etmeye başladı. Savunma Bakanı Yisrael Katz perşembe günü yaptığı açıklamada, İsrail'in İran tarafından tehdit edilmesi halinde bu ülkeyi ‘daha büyük bir güçle’ vuracağını söyledi.

İsrail'in haziran ayında İran'a karşı 12 gün süren bir hava savaşı başlatması bölgede daha geniş çaplı bir çatışma korkusu yarattı. İki taraf, 23 Haziran'da ABD Başkanı Donald Trump tarafından ilan edilen, ABD arabuluculuğunda bir ateşkes üzerinde anlaştı.

İsrail ve Filistin konularında uzman Mısırlı siyaset bilimi profesörü Dr. Tarık Fehmi, ateşkes müzakerelerinin engellerden ve ayrıntılara getirilen karartmadan, ABD'nin baskısı altında bir atılımın her iki tarafça da kabul edilmesine doğru ilerleyeceğini düşünüyor. Fehmi, Netanyahu'nun Washington ziyaretinde Gazze ve İran meselelerinin farklı görüşlere yol açacak şekilde ele alındığını, ancak Trump'ın Gazze'de anlaşmanın tamamlanması ve İsrail'in gerekirse İran'ı vurmasına izin verilmesi konusunda ısrarcı olduğunu belirtti.

Fehmi'ye göre bir atılım şansı, İsrail'in özellikle Mısır sınırına yakın Morag Koridoru’ndan kademeli olarak çekilmeyi kabul etmesiyle mümkün. Hamas, ABD yönetimiyle doğrudan iletişim kanalının devam etmesiyle bunu kabul edebilir. Bu da müzakerelerdeki pozisyonunu güçlendirecek, Netanyahu'nun Trump ile çatışmasını önleyecek ve İran'ı tekrar hedef alma isteklerini kabul etmesi karşılığında Gazze anlaşmasını uygulamasına olanak tanıyacaktır.

Filistinli siyasi analist Dr. Suheyl Diyab'a göre Hamas mümkün olduğunca çok şey teklif etti; ancak müzakereler Netanyahu'nun, ABD yönetiminin ve özellikle de İsrail içişlerinin krizleri nedeniyle tıkanmış durumda. Netanyahu, özellikle de kişisel çıkarları için herkesi manipüle etme girişimleri sona erdiğinden, kendisine sunulan senaryoları seçme konusunda halen büyük tereddütler yaşıyor.

Diyab, Netanyahu-Trump görüşmelerinin ayrıntıları henüz açıklanmadığı için Gazze ateşkes dosyasının İran dosyasının ayrıntılarıyla bağlantılı olduğunu göz ardı etmedi. Dünyanın ABD ve İran arasındaki anlaşma ya da anlaşmazlığın seyrini izlediği bu dönemde, bir atılım ve anlaşmanın teşvik edilmesi, İsrail ve Washington'un dikkat çekici bir şekilde yeniden zorladığı bir seçenek gibi görünüyor.

İsrail'in Gazze Şeridi'nin güneyine düzenlediği saldırılarda hayatını kaybeden Filistinliler (AFP)İsrail'in Gazze Şeridi'nin güneyine düzenlediği saldırılarda hayatını kaybeden Filistinliler (AFP)

Geçtiğimiz perşembe günü televizyonda yayınlanan bir röportajda Netanyahu birkaç gün içinde bir anlaşmaya varılacağı umudunu dile getirerek şunları söyledi: “50 esir halen Hamas tarafından tutuluyor ve bunlardan sadece 20'sinin hayatta olduğuna inanılıyor. Şu anda yaşayanların yarısının ve ölülerin yarısının çıkarılmasını öngören bir anlaşmamız var, yani 10 yaşayan insanımız ve yaklaşık 12 ölen rehinemiz kalacak, ancak onları da çıkaracağım. Umarım birkaç gün içinde bunu sonuçlandırabiliriz.”

Geçen hafta Netanyahu ile Beyaz Saray'da iki kez görüşen Trump, ateşkesin yakın olduğu söylemini yineleyerek bu haftayı olası bir tarih olarak belirledi. ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio perşembe günü yaptığı açıklamada bir anlaşma için ‘büyük umutları’ olduğunu ifade etti.

Öte yandan Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, Alman mevkidaşı Johann Fadivoll ile yaptığı telefon görüşmesinde, Gazze Şeridi'ndeki son gelişmeler ile ateşkesin yeniden başlatılması ve bazı esir ve mahkûmların serbest bırakılmasına yönelik müzakerelerdeki gelişmeler hakkında bilgi verdi. Mısır Dışişleri Bakanlığı tarafından dün yapılan açıklamaya göre Abdulati, ‘Filistin halkının kanının akıtılması ve trajik insani durum ışığında Gazze Şeridi'ne insani yardım akışının sağlanması gerektiğini’ vurguladı.

Fehmi'ye göre Gazze anlaşması yaklaşıyor. “Birkaç gün içinde anlaşma nihai aşamasına girecek. Pazar ya da pazartesi günü ABD'nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff'un son rötuşları yapmak üzere bölgeye bir ziyaret gerçekleştireceğini görebiliriz” diyen Fehmi, ‘Washington'un bölgedeki çıkarlarını düşünerek ve Trump'ı izleyicileri önünde mahcup etmemek için anlaşmanın başarısız olmasına izin vermeyeceğini’ vurguladı.

Diyab, Netanyahu'nun Washington ziyaretinden sonra bir anlaşma istediğine ve Trump'a hayır diyemeyeceğine inanıyor. Dolayısıyla siyasi çıkarları çerçevesinde kendisine daha fazla zaman kazandırabilecek bir atılımla ya da özellikle farklılıklar ve ABD'nin baskıcı tutumu nedeniyle kendisini devirecek bir tökezleme ve patlamayla karşı karşıya.