Çad’da Debi'nin geçiş dönemi devam edecek mi?

Çad Cumhurbaşkanı Muhammed İdris Debi. (AFP)
Çad Cumhurbaşkanı Muhammed İdris Debi. (AFP)
TT

Çad’da Debi'nin geçiş dönemi devam edecek mi?

Çad Cumhurbaşkanı Muhammed İdris Debi. (AFP)
Çad Cumhurbaşkanı Muhammed İdris Debi. (AFP)

Orta Afrika ülkesi Çad'daki geçiş hükümeti, gittikçe büyüyen bir askeri ve siyasi isyanla karşı karşıya. Askeri Geçiş Konseyi Başkanı Muhammed İdris Debi'nin önümüzdeki iki yıl boyunca ve seçimler yapılana kadar iktidarda kalma ihtimali ülkede uzlaşmazlık konusu.
38 yaşındaki General Muhammed Debi, babası Mareşal İdris Debi'nin isyancılar tarafından öldürülmesinin ardından 20 Nisan 2021'de bir askeri konseyin başına geçerek ülkenin liderliğini üstlendi. Geçiş döneminin 20 Ekim'de sona ermesi planlanıyordu ancak ulusal diyalog kararlarına göre Muhammed İdris Debi’nin iki yıl sonra yapılacak seçimlere kadar cumhurbaşkanı olarak görevinde kalacağı açıklandı. İki yıl sonra yapılacak seçimlere Debi de katılabilecek.
Çad hükümeti perşembe günü aralarında bir insan hakları aktivisti ve bazı subayların da yer aldığı darbe girişiminin başarısızlığa uğratıldığını duyurdu.
Enformasyon Bakanlığından yapılan açıklamada, Çad İnsan Hakları Örgütü (OTDH) Başkanı Bahreddin Berdei Targuio liderliğindeki 11 subayın söz konusu kalkışmanın arkasında olduğu belirtildi.
Darbe girişimine adı karışanların 8 Aralık’tan bu yana gözaltında tutulduğu ifade edilen açıklamada, olayın bir grup subayın ülkeyi istikrarsızlaştırma girişimi olduğu bilgisi paylaşıldı.
Açıklamada, güvenlik birimlerinin ‘komployla’ bağlantılı kişilerin askeri teçhizatlarına da el koyduğu bildirildi.
Ulaştırma Bakanı ve hükümet sözcüsü Aziz Muhammed Salih konuya ilişkin açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Söz konusu kişiler hakkında ‘suç ortaklığı, anayasal düzeni ihlal, suç çetesi oluşturmak ve yasa dışı silah bulundurmak’ suçlarından adli soruşturma başlatıldı. Davayı soruşturmakla görevlendirilen yargıç hapsedilmeleri talimatını verdi."
Bahreddin Berdei Targuio, cumhurbaşkanının ‘çok hasta’ olduğunu ve ‘hastaneye kaldırıldığını’ açıklamasının ardından ‘anayasal düzeni ihlal’ suçundan üç yıl hapis cezasına çarptırıldı.
N'Djamena Genel Yayın Yönetmeni Ebubekir Abdusselam, Baba Debi'nin akrabalarının yanı sıra ordu ve orduya yakın çevrelerin, Askeri Geçiş Konseyi'ne yönelik darbe yapılması ihtimalini sıkça dillendirdiklerini aktardı. 
Çadlı gazeteci Abdusselam, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada medyada duyulan çok sayıda başarısız darbe girişimi olduğunu ve bunların bir kısmının güvenlik güçleri tarafından gizlendiğini bildirdi. 
Babasının ölümünün ardından 20 Nisan 2021'de iktidarı devralan General Muhammed İdris Debi İtno'nun 18 aylık geçiş süreci sonrası yönetimi sivillere devretme sözünü tutmaması ve iki yıllık yeni geçiş dönemi için cumhurbaşkanlığına getirilmesi tepkiye yol açtı. Derhal demokratik yönetime geçilmesi talebiyle muhalefetin sokağa çıkması ülkedeki krizi derinleştirdi.
Ekim 2022’deki askeri yönetim karşıtı protestolarda yaklaşık 50 kişi yaşamını kaybetti, 300’den fazla kişi de yaralandı. Hükümet gösterileri ‘silahlı isyan’ olarak nitelerken insan hakları grupları ise ‘demokrasi yanlısı gösteriler’ olduğunu vurguladı.
Debi geçtiğimiz ekim ayında, geçiş dönemi için bir yol haritası ile ulusal diyaloğu tamamladı. Siyasi muhalefet ve sivil toplumun büyük bir kesimi tarafından ise söz konusu diyalog boykot edildi.  Ulusal diyaloğun ardından alınan kararların en dikkat çekeni, geçiş döneminin iki yıl uzatılması oldu. Söz konusu kararlara göre Debi bir sonraki seçimlerde aday olabilecek, yasama konseyi genişleyecek ve Çad'da Doha Barış Anlaşması'nı imzalayan silahlı hareketlere 45 sandalye tahsis edilecek.
Abdusselam, ordunun baba Debi'den sonra benimsediği politikaların birçoğunun başarısızlığına dikkat çektiği açıklamasında şunları syledi:
“Bütün veriler bize acı gerçekleri gösteriyor ki bu güç ya da iktidar mücadelesinde devlet tüm potansiyellerini heba etti. Ne denilebilir ki! Vatandaşın yararına ve ülkenin yeniden inşası için hiçbir şeyi başaramadı.”
Diğer yandan Vatan için Barış Partisi’nin eski lideri Çadlı siyasi aktivist Dr. El-Abid Mustafa el-Beşir, geçiş döneminin devam edebilmesi için Fransız desteğinin sürmesinin şart olduğunu savundu. Beşi,r Şarku'l-Avsat'a verdiği demeçte “Başkan Debi'yi iktidara getirenler, Doha müzakerelerine öncülük edenler ve diyalogun sonuçlarını belirleyenler Fransızlar. Dolayısıyla Fransız kontrolü devam ettiği sürece mevcut durum devam edecektir” dedi.
Darbe girişimlerinin tekrarlanma olasılığının sadece Debi’ye yakın isimlere bağlı olduğunu belirten Beşir, bir Fransız generalin, iktidardaki aileye mensup bir grup generalle görüştüğünü ve onları geçici başkana zarar vermeye yönelik herhangi bir girişimin sonuçları konusunda uyardığını aktardı.
Rusya'nın geçiş hükümetini devirmek için askeri muhalefeti destekleme olasılığı bulunduğunu söyleyen Beşir, Fransa'nın bazı eski kolonilerinden ayrılmasının bu seçeneğin gerçekleşme ihtimalini güçlendirdiğini ifade etti.



Baltık Denizi'nde "sabotaj" tartışması: "Çin'i suçlamak riskli bir hamle"

Tartışmaların odağındaki Yi Peng 3'ün yapımı 2001'de tamamlanmıştı (AP)
Tartışmaların odağındaki Yi Peng 3'ün yapımı 2001'de tamamlanmıştı (AP)
TT

Baltık Denizi'nde "sabotaj" tartışması: "Çin'i suçlamak riskli bir hamle"

Tartışmaların odağındaki Yi Peng 3'ün yapımı 2001'de tamamlanmıştı (AP)
Tartışmaların odağındaki Yi Peng 3'ün yapımı 2001'de tamamlanmıştı (AP)

Baltık Denizi'nde Finlandiya, Almanya, İsveç ve Litvanya arasında bağlantı kuran denizaltı telekomünikasyon kablolarının kopmasıyla sabotaj şüpheleri artıyor. Ancak uzmanlara göre gözlerin Çin'e çevrilmesi için henüz erken.

Olayla ilgili inceleme yürüten İsveç ve Danimarka, kabloların kopmasından sorumlu olabileceği gerekçesiyle Çin'e ait bir kargo gemisine odaklanıyor.

Danimarka Savunma Komutanlığı'ndan 20 Kasım'da yapılan açıklamada Çin merkezli Ningbo Yipeng şirketine ait Yi Peng 3 adlı geminin yakın takibe alındığı bildirilmişti. 

Salıyı çarşambaya bağlayan gece Danimarka ve İsveç arasındaki Kattegat Boğazı'nda demirleyen geminin, pazarı pazartesiye bağlayan gece "C-Lion 1" kablo hattının yakınlarında görüldüğü aktarılmıştı. İsveç polisi de dün incelemelerde Yi Peng 3'e odaklanıldığını duyurmuştu.

Fransa'nın kamu yayıncısı France 24'ün paylaştığı uydu takip verilerine göre, Rusya'nın St. Petersburg şehrinden Mısır'ın başkenti Kahire'ye giden kargo gemisi, Finlandiya ve Almanya arasında uzanan C-Lion 1 kablosu kesildiğinde bölge civarındaydı. Geminin daha sonra rotasını değiştirerek İsveç ve Litvanya arasında uzanan BCS kablosunun yakınına gittiği ve bu kablonun da arızalandığı belirtiliyor. 

ABD'nin Ukrayna'ya Rus topraklarına uzun menzilli füzelerle saldırma izni vermesinin ardından yaşanan olay, Avrupa'da sabotaj paniği yarattı. Gözler Çin ve Rusya'ya çevrildi.

Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius, "Kimse bu kabloların kazara koptuğuna inanmıyor" demişti. Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen de durumun "sabotaj olduğu ortaya çıkarsa şaşırmayacağını" söylemişti.

Diğer yandan France 24'ün görüştüğü uzmanlar, olayda Çin'in suçlanmasının riskli bir hamle olduğunu söylüyor.

Kopenhag Üniversitesi'nden deniz güvenliği uzmanı Christian Bueger, Çin'in olayla ilgili olduğuna dair henüz hiçbir kanıta rastlanmadığını hatırlatarak, Pistorius'un açıklamasının "erken ve şaşırtıcı" bulduğunu belirtiyor ve ekliyor: 

Böyle bir açıklama, Almanya'nın diplomatik manevra için hareket alanını kısıtlıyor. Almanya savunma bakanı, açıkça Çin'i Alman altyapısına sabotaj yapmakla suçluyor.

Bueger, Çin'in Rusya'yı desteklemek için Avrupa sularında hibrit savaş taktikleri kullandığının tespit edilmesi halinde bunun "daha önce duyulmamış, çok provokatif ve şaşırtıcı bir şey olacağını" söylüyor.

Birleşik Krallık'taki Lancaster Üniversitesi'nden Basil Germond, Baltık Denizi'nin hibrit savaş stratejileri için uygun bir bölge olduğuna dikkat çekerek, "Burada şüpheli ve kötü niyetli faaliyetleri önlemek zor" diyor. 

Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov iddialara tepki göstererek şunları söylemişti: 

Hiçbir sebep yokken her şey için Rusya'yı suçlamaya devam etmek oldukça saçma.

Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Lin Jian da gemilerin sıkı kanunlarla denetlendiğini ve yasalara uygun şekilde hareket ettiğini savunmuştu. 

Britanya'nın tanınmış gazetelerinden Financial Times, geminin ait olduğu Ningbo Yipeng firmasıyla iletişime geçmişti. Şirket, Pekin yönetiminin kendilerinden "incelemeye katkı sağlamalarını istediğini" bildirmiş, daha fazla detay paylaşmamıştı.

Independent Türkçe, France 24, Financial Times