Araplar Suriye-Türkiye normalleşmesi ve şartları konusunda bölündü

BAE, Suriye-Türkiye normalleşmesine bakanlık düzeyinde katılmaya çalışırken Washington, Ankara ile Kürtler arasında arabuluculuk yapıyor

Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed ve BAE Dışişleri Bakanı Şeyh Abdullah bin Zayed, 4 Ocak'ta Şam'da bir araya geldiler (AFP)
Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed ve BAE Dışişleri Bakanı Şeyh Abdullah bin Zayed, 4 Ocak'ta Şam'da bir araya geldiler (AFP)
TT

Araplar Suriye-Türkiye normalleşmesi ve şartları konusunda bölündü

Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed ve BAE Dışişleri Bakanı Şeyh Abdullah bin Zayed, 4 Ocak'ta Şam'da bir araya geldiler (AFP)
Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed ve BAE Dışişleri Bakanı Şeyh Abdullah bin Zayed, 4 Ocak'ta Şam'da bir araya geldiler (AFP)

ABD ve bazı Arap ülkelerinin normalleşme treninin ilerleyişini durdurmaya ya da trenin nihai varış noktasına ulaşması için gerekli şartları ve istasyonları belirlemeye çalıştıkları bir dönemde Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Rusya’nın Suriye-Türkiye normalleşmesindeki rolüne üst düzeyde katılmak istemesi, normalleşme konusunda Araplar arasında bir bölünme olduğuna işaret ediyor.
Şarku'l Avsat'ın edindiği bilgilere göre Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Suriye Dışişleri Bakanı Faysal Mikdad, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'un katılımıyla önümüzdeki Çarşamba günü Moskova'da bir araya gelecekler. BAE ise Dışişleri Bakanı Şeyh Abdullah bin Zayed'in katılımıyla dörtlü bir görüşme olması için çalışıyor.
Moskova’da yapılacak görüşmeyle, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed’in bir araya geleceğin bir zirvenin önünün açılması planlanıyor. BAE’nin zirveye ev sahipliği yapmayı teklif ettiği bilgisine ulaşılırken zirvenin Moskova'da yapılması durumunda BAE'den üst düzey bir yetkilinin katılabileceği bildirildi. Esed, geçtiğimiz yılın ortalarında BAE’yi ziyaret etmiş ve Abu Dabi Veliaht Prensi Muhammed bin Zayid Al Nahyan ile görüşmüştü.
BAE Dışişleri Bakanı Şeyh Abdullah bin Zayed, 2021 yılının Kasım ayındaki ziyaretinden sonra Şam'ı geçtiğimiz Çarşamba günü ikinci kez ziyaret etti. Şam'da bir araya gelen Suriye Devlet Başkanı ve BAE Dışişleri Bakanı bahsi geçen konuları ele aldılar. Suriye'nin resmi haber ajansı SANA’nın aktardığına göre Esed, Suriye ile BAE arasındaki ilişkileri ‘köklü’ olarak nitelendirirken bu ilişkilerin geri dönmesinin gayet doğal olduğunu vurguladı. SANA, BAE’li Bakan’ın ülkesinin Suriye'nin istikrarını ve tüm toprakları üzerindeki egemenliğini desteklediğini vurguladığını aktardı. Bakan ayrıca BAE'nin Suriye krizine ülkenin güvenliğini, istikrarını ve birliğini yeniden tesis eden siyasi bir çözüm bulma çabalarını desteklemedeki kararlılığını da vurguladı.
Yol haritası
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun 16-17 Ocak’ta, ABD'li yetkilileri Şam'la normalleşmeye ilişkin gelişmeler, Suriye Dışişleri Bakanı Mikdad ile görüşmesi ve Suriye, Türkiye ve Rusya savunma bakanları ve istihbarat başkanlarının geçtiğimiz haftalarda Moskova’da yaptıkları görüşmede ABD’li askerlerin DEAŞ’a karşı Suriye Demokratik Güçleri’ni (SDG) desteklemek için konuşlandırıldığı Suriye’nin kuzeydoğusunda bir takım düzenlemeler yapılması da dahil olmak üzere vardıkları bazı uzlaşılar çerçevesinde Rusya'nın güvenlik, askeri, siyasi ve ekonomi alanlarında desteklediği ‘yol haritası’ hakkında bilgilendirmek üzere Washington’ı ziyaret etmeyi planladığı gelen bilgiler arasında.
Şarku’l Avsat’a konuşan Batılı bir diplomat, Suriye’nin kuzeydoğusunda Türkiye ile Kürtler arasında arabuluculuk çabaları çerçevesinde ABD'li üst düzey bir yetkilinin önümüzdeki saatlerde Ankara’yı ziyaret edeceğini söyledi.
Ankara, Moskova’nnı ve Washington'ın 2019 yılı sonlarında ikili olarak imzalanan askeri anlaşmalardaki, SDG'nin omurgasını oluşturan Halk Koruma Birlikleri’nin (YPG) Türkiye sınırlarından Suriye'nin 30 kilometre derinliğine kadar oluşturulacak bir tampon bölgenin yanı sıra Menbiç ve Tel Rıfat bölgelerinden çekilmesini içeren taahhütlere uymalarını istiyor. Ayrıca bu bölgelerden ağır silahların çekilmesi de söz konusu anlaşmalarda yer alıyor.
SDG ise yükümlülüklerini yerine getirdiğini ve Türkiye'nin söz konusu bölgelerdeki tüm Kürt askeri ve sivil kurumlarının geri çekilmesi ısrarına karşın iç güvenlik güçlerini (Asayiş) ve yerel konseyleri geri çekmeyeceğini söylüyor.
ABD’nin arabuluculuk girişimi, Ankara ile Kürtler arasında Türkiye’de bu yılın ortalarında yapılması planlanan cumhurbaşkanlığı ve genel seçimler öncesinde Türkiye’nin yeni bir askeri harekatını önleyecek ‘uzlaşmacı çözümler’ aramayı amaçlıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya'nın Ukrayna'da başlattığı savaş nedeniyle Washington ve Moskova'nın kendisine ihtiyaçları olduğunu biliyor. Erdoğan, Suriye'nin kuzeydoğusunda PKK ve YPG'ye karşı gerekli düzenlemeler konusunda anlaşmaya ve Türkiye’nin misafir ettiği yaklaşık 4 milyon Suriyelinin gönüllü olarak ülkelerine geri dönecekleri güvenli bölgeler oluşturmak için Esed ile görüşmeye açık hale geldi.
Şarku’l Avsat’a konuşan diplomatik bir kaynak, Ankara’nin Suriye, Türkiye ve Rusya savunma bakanlarının Moskova'da yaptığı görüşmenin ardından Şam'dan sızdırılan ve Türkiye’nin Suriye'nin kuzeyinden tamamen çekilmeyi kabul ettiği yönünde söylemlerden rahatsız olduğunu belirtti. Ankara’nın ve Şam'ın PKK'yı ortak tehdit olarak gördüklerini söyleyen Diplomat, “Her türlü ayrılıkçı gündeme karşı çalışacaklardır. Çünkü bu, her iki ülkenin bekalarına karşı bir tehdit oluşturuyor. İki ülke ayrıca Halep-Lazkiye karayolunun açılması için de çalışacaklar” dedi.
Dörtlü koordinasyon
BAE Dışişleri Bakanı Şeyh Abdullah bin Zayed'in Şam ziyareti, ABD'nin Suriye-Türkiye görüşmelerin ardından ‘Esed ile normalleşmeye karşı’ yapılan resmi açıklamalardan bir gün sonra gerçekleşti. Şarku’l Avsat’a konuşan diplomat, Batılı ülkeler arasında normalleşmeye karşı açıklama yapan tek ülkenin ABD olduğunu ve ABD Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamayla Fransa, Almanya ve İngiltere ile birlikte normalleşmeyi reddeden tutumunun açıkça ilan edildiği dörtlü bir koordinasyon sağlamak için çalıştığını ve çalışmaya devam ettiğini söyledi.
Birleşmiş Milletler (BM) Suriye Özel Temsilcisi Pedersen, Mikdad ile görüşmek üzere Şam'a yapacağı ziyaret öncesinde ‘normalleşme konusundaki tutumlarını teyit etmek ve Bu ayın 10’una kadar uzatılan, uluslararası yardımlara ilişkin bir BMGK kararında öngörülen Suriye’de erken toparlanma çerçevesinde elektrik projeleri için finansman sağlanmasını desteklemek’ için 23 Ocak’ta ABD, Fransa, Almanya ve İngiltere’nin temsilcileri ile Cenevre'de bir araya gelecek. Burada BAE’nin, ABD’nin Suriye’ye uyguladığı yaptırımlar ve ‘Caesar (Sezar) Yasası’nın izin verdiği ölçüde Suriye’deki ekonomik ve elektrik projelerinin finansmanına katkıda bulunmayı teklif ettiği belirtilmeli.
Şam ile en üst düzeyde görüşmelere başlayan ilk ülke olan Ürdün'ün, 2018 yılının ortalarında Rusya ile ABD arasında güneyde ateşkes ve gerilimi azaltma anlaşmasının imzalanmasına destek vermesi dikkat çekiciydi. Ürdün şu an Arap ülkeleriyle ‘Şam ile normalleşme karşılığında Arap ülkelerinin taleplerini tanımlayan ortak bir tutuma’ ulaşma çabalarına öncülük ediyor. Batılı bir yetkili, Ürdün’ün normalleşmenin başlamasından sonra Suriye sınırından Ürdün’e yapılan uyuşturucu ve silah kaçakçılığının yanı sıra DEAŞ’ın bu bölgedeki eylemlerinin arttığını ve İran’ın Suriye’nin güneyinde, Ürdün sınırı yakınlarındaki varlığının azalmadığını açıkladığını söyledi. Batılı yetkili, bundan sonraki aşamada siyasi ve jeopolitik adımlar atılması için Şam'a baskı uygulanabilecek şekilde koordinasyon kurulması için talepler olduğuna dikkati çekti.
Öte yandan bir Arap kaynak, Hamas Hareketi’nin üst düzey isimlerinden Halil el-Hayye ve Usame Ebu Hamdan'ın önümüzdeki hafta Şam'ı ziyaret edeceğini söyledi. Hamas Hareketi liderlerinin on yıl önce Şam’dan ayrılmasından bu yana ilk kez gerçekleştireceği bir ikili ziyaret olacağını söyleyen kaynak, bu ziyaretin geçtiğimiz Ekim ayında Filistin’den bir heyetin Esed ile yaptığı görüşme çerçevesinde gerçekleşeceğini kaydetti. Kaynak, Hayye ve Ebu Hamdan'ın ziyaretinin amacının, Hamas Hareketi’nin yeniden Suriye'ye temsilci ataması meselesini tartışmak ve Şam'a üst düzey ziyaretler düzenlemek olduğunu belirttiler.



Suudi Arabistan, iki devletli çözümü baltalayan adımları reddettiğini yineledi... Gazze Şeridi'ni kurtarmak için uluslararası eylem çağrısında bulundu

Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Riyad'daki Bakanlar Kurulu toplantısına başkanlık etti. (SPA)
Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Riyad'daki Bakanlar Kurulu toplantısına başkanlık etti. (SPA)
TT

Suudi Arabistan, iki devletli çözümü baltalayan adımları reddettiğini yineledi... Gazze Şeridi'ni kurtarmak için uluslararası eylem çağrısında bulundu

Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Riyad'daki Bakanlar Kurulu toplantısına başkanlık etti. (SPA)
Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Riyad'daki Bakanlar Kurulu toplantısına başkanlık etti. (SPA)

Suudi Arabistan Bakanlar Kurulu, Gazze Şeridi'ndeki savaşın derhal sona erdirilmesi çağrısını yineledi ve Gazze Şeridi'ndeki insani felaketi sona erdirmek ve ‘iki devletli çözüm’ temelinde Ortadoğu'da adil ve kapsamlı bir barışın sağlanmasına yönelik çabaları desteklemek için uluslararası toplumun ortak çabalarının önemini vurguladı. Bu bağlamda Bakanlar Kurulu, Suudi Arabistan ve İtalya dışişleri bakanları tarafından yayınlanan ve bölgesel istikrar için çalışmaya ve barış şansını zedeleyecek her türlü önlemi reddetmeye yönelik taahhüdü içeren ortak bildirinin içeriğini vurguladı.

Bu açıklama, bugün Riyad'daki el-Yemame Sarayı'nda düzenlenen ve Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın başkanlık ettiği Bakanlar Kurulu toplantısında yapıldı. Veliaht Prens Muhammed bin Selman, toplantının başında Bakanlar Kurulu’na, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'den aldığı mektubun içeriği ve mektupta iki ülke arasındaki ilişkilere ilişkin konular hakkında bilgi verdi. Ayrıca, Filistin Devlet Başkanı Yardımcısı Hüseyin eş-Şeyh ile yaptığı görüşmenin sonuçlarını da değerlendirdi. Görüşmede, Filistin meselesindeki son gelişmeler ve sivilleri korumak ve Filistin halkını desteklemek için yapılan çabalar ele alınmıştı.

fgthuıkjy
Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Riyad'daki Bakanlar Kurulu toplantısına başkanlık etti. (SPA)

Bakanlar Kurulu, 27-30 Ekim tarihleri arasında Riyad'da ‘Refahın Anahtarı’ sloganıyla düzenlenecek olan Dokuzuncu Geleceğe Yatırım Girişimi Konferansı’na İki Kutsal Caminin Hizmetkârı Kral Selman bin Abdulaziz'in verdiği desteği övdü. Bu konferans, insanlık için daha müreffeh ve sürdürülebilir bir gelecek inşa etmek amacıyla uluslararası iş birliği ve yatırımı destekleme yönündeki Suudi taahhüdünün bir parçası.

(tweet)

Bakanlar Kurulu ayrıca, kardeş ve dost ülkelerle bir dizi mutabakat ve anlaşmayı onayladı. Bunlar arasında Moldova ile siyasi iş birliği konusunda bir mutabakat zaptı, Azerbaycan ile bitki koruma ve karantina konusunda bir başka mutabakat zaptı, Kızıldeniz ve Aden Körfezi'nde balıkçılık yönetimi ve deniz su ürünleri yetiştiriciliğinde bölgesel iş birliği protokolü ve Birleşik Krallık ile maden kaynakları sektöründe iş birliği mutabakat zaptı yer aldı.

jukı
Riyad'da düzenlenen Bakanlar Kurulu toplantısından (SPA)

Ulaştırma sektöründe, hava taşımacılığı hizmetleri alanında Liberya ve Ekvador ile iki anlaşma onaylandı. Ayrıca, yolsuzlukla mücadele çabalarını güçlendirmek amacıyla Suudi Arabistan Yolsuzlukla Mücadele ve Denetim Kurumu ile Özbekistan Başsavcılığı ve Yolsuzlukla Mücadele Ajansı arasında imzalanan iki mutabakat zaptı onaylandı. Bakanlar Kurulu, insan hakları alanında bir iş birliği mutabakatı onayladı ve İnsan Hakları Komisyonu'na, model anlaşmaya dayalı olarak diğer ülkelerdeki muadilleriyle anlaşmaları görüşme ve imzalamaya yetki verdi. Uzay alanında ise Bakanlar Kurulu, barışçıl amaçlı uzay faaliyetlerinde iş birliği için Suudi Arabistan ile Hindistan arasında bir mutabakat zaptını onayladı. Ayrıca, Kızıldeniz'in Sürdürülebilirliği için Ulusal Strateji'nin güncellenmiş belgesini onayladı ve kamu kurumlarındaki sivil ve askeri personel ile çalışanların rütbelerini belirlemeye yönelik yeni kuralları kabul etti.

cdfgh
Riyad'da düzenlenen Bakanlar Kurulu toplantısından (SPA)

Suudi Arabistan Bakanlar Kurulu, Mecemau’l-Hadab rezervinin coğrafi kapsamını onayladı. El-Baha Üniversitesi'nin önceki mali yıla ait nihai hesaplarını kabul eden Bakanlar Kurulu, Dışişleri Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, İslami İşler Bakanlığı ve Erdemi Teşvik ve Kötülüğü Önleme Komisyonu Genel Başkanlığı'nda bir dizi terfiyi onayladı. Buna ek olarak Bakanlar Kurulu, aralarında Endüstriyel Güvenlik Yüksek Komisyonu ve Fetva ve Bilimsel Araştırmalar Genel Başkanlığı'nın iki raporunun da bulunduğu gündemindeki bir dizi yıllık raporu ve genel konuyu inceledi ve bunlar hakkında gerekli adımları attı.


Gazze Şeridi'nde acil ateşkes çağrısında bulunan Körfez ülkeleri, ‘iki devletli çözümü’ vurguladı

Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) 165. Bakanlar Konseyi toplantısı başladı. (KUNA)
Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) 165. Bakanlar Konseyi toplantısı başladı. (KUNA)
TT

Gazze Şeridi'nde acil ateşkes çağrısında bulunan Körfez ülkeleri, ‘iki devletli çözümü’ vurguladı

Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) 165. Bakanlar Konseyi toplantısı başladı. (KUNA)
Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) 165. Bakanlar Konseyi toplantısı başladı. (KUNA)

Kuveyt'te toplanan Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) Bakanlar Konseyi, Gazze Şeridi'nde acil ve kalıcı bir ateşkes çağrısında bulundu; sivillerin korunmasını ve yardımların engelsiz bir şekilde ulaştırılmasını vurguladı. İsrail işgalinin suçlarını ve abluka politikasını kınayan KİK Bakanlar Konseyi, Katar, Mısır ve ABD'nin arabuluculuk çabalarını övdü.

Toplantının ardından KİK Bakanlar Konseyi, ‘iki devletli çözümün’ uygulanmasını ve başkenti Kudüs olan 1967 sınırları içinde bir Filistin devletinin kurulmasını vurguladı ve Filistin devletinin uluslararası alanda giderek artan tanınmasını memnuniyetle karşıladı.

KİK Bakanlar Konseyi, ‘Gazze Şeridi'nde ateşkesi sağlamak, rehineleri ve mahkûmları serbest bırakmak, sivil halkı korumak ve insani yardımın acil ve kesintisiz bir şekilde ulaştırılmasını kolaylaştırmak için acil ve kapsamlı bir anlaşmaya varılması gerektiğini’ vurguladı. Konsey, ‘İsrail işgal güçlerinin Gazze Şeridi halkına karşı işlediği soykırım suçunu, Gazze Şeridi'nde kıtlığa yol açan kasıtlı abluka politikasını ve etnik temizlik, toplu cezalandırma ve siviller ile gazetecilerin öldürülmesi politikasını’ en şiddetli şekilde kınadı.

Konsey, 28-30 Temmuz tarihlerinde Birleşmiş Milletler (BM) Genel Merkezi’nde Suudi Arabistan ve Fransa'nın eş başkanlığında düzenlenen Filistin sorununun barışçıl çözümü ve iki devletli çözümün uygulanmasına ilişkin üst düzey uluslararası konferansın başarısını övdü. Konsey, Gazze Şeridi'ndeki savaşı sona erdirmek, iki devletli çözümün uygulanması yoluyla Filistin meselesinin adil ve sürdürülebilir bir şekilde çözülmesini sağlamak, Gazze Şeridi ve Batı Şeria'yı Filistin Yönetimi çatısı altında birleştirmek ve bölgedeki tüm ülkeler için istikrar ve güvenliği sağlamak amacıyla yapılan tüm çabaları desteklediğini bildirdi.

Hor Abdullah

Diğer yandan KİK Bakanlar Konseyi, Irak'a Kuveyt'in egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı duyması çağrısını yineledi. Ayrıca Irak'a, Kuveyt devleti ile Irak arasında imzalanan Hor Abdullah'taki deniz seyrüseferinin düzenlenmesine ilişkin anlaşmaya uyması çağrısında bulundu. Konsey, Kuveyt-Irak kara ve deniz sınırlarının belirlenmesi konusunda Irak'a ikili ve uluslararası taahhütlere, anlaşmalara ve ilgili tüm BM kararlarına uyması çağrısını yineledi.

Durra gaz sahası ile ilgili olarak Konsey, bu sahanın tamamının Kuveyt devletinin deniz alanlarında yer aldığını ve Suudi Arabistan-Kuveyt sınırına bitişik su altı bölgedeki doğal kaynakların mülkiyetinin yalnızca Suudi Arabistan ve Kuveyt’e ait olduğunu bildirdi. Uluslararası hukuk hükümlerine uygun olarak ve aralarında imzalanan ve yürürlükte olan anlaşmalara dayanarak, bu bölgedeki doğal kaynakları kullanma hakkına yalnızca bu iki ülke sahip. Konsey, Suudi Arabistan ve Kuveyt arasında sınırları belirlenen bölünmüş alana bitişik su altı bölgede herhangi bir başka tarafın hak sahibi olduğu yönündeki her türlü iddiayı kesin olarak reddettiğini ifade etti.

Suriye ve Lübnan

Körfez ülkeleri, Süveyda'daki krizi sona erdirmek için varılan anlaşmayı memnuniyetle karşıladı ve Suriye'yi, birliğini ve vatandaşlarını korumak için bu anlaşmanın uygulanması gerektiğini vurguladı. Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera'nın, Süveyda vilayetinde Suriye vatandaşlarına karşı işlenen ihlallerden sorumlu olanların tümünden hesap sorma ve Suriye topraklarında güvenlik, devlet egemenliği ve hukukun üstünlüğünü tesis etmek için tüm çabaları destekleme, şiddeti, mezhepçiliği, fitne, kışkırtma ve nefret tohumları ekme girişimlerini reddetme taahhüdünü övdüler.

Konsey ayrıca İsrail'in Suriye'ye yönelik tekrarlanan saldırılarını ve ihlallerini, Suriye'nin egemenliğine ve istikrarına yönelik saldırılarını kınadı. Suriye hükümetinin güvenlik ve istikrarı korumak için aldığı önlemlere tam destek verdiğini ifade eden Konsey, Suriye'yi bölmeyi amaçlayan her türlü ayrılıkçı çağrıyı reddetti.

Lübnan meselesine ilişkin olarak KİK Bakanlar Konseyi, Taif Anlaşması ve ilgili uluslararası kararlar temelinde, Lübnan'ın tamamında silahların devletin elinde toplanmasını sağlayan Lübnan Bakanlar Kurulu'nun kararını memnuniyetle karşıladı.

Ayrıca, İsrail'in Lübnan'a yönelik saldırılarını kınadı ve Lübnan'a ilişkin BM Güvenlik Konseyi kararlarının, özellikle de 1701 sayılı kararın uygulanması gerektiğini vurguladı. Bu bağlamda ABD'nin arabuluculuk çabalarını takdir etti ve Lübnan'ın iç işlerine yönelik dış açıklamaları ve müdahaleleri reddettiğini ifade etti.

Yemen meselesine ilişkin olarak Konsey, deniz güvenliği ve su yollarının korunmasının ve ticari gemileri hedef alan, deniz seyrüseferini ve uluslararası ticareti tehdit eden faaliyetler dahil olmak üzere bölgenin ve dünyanın güvenliğini ve istikrarını tehdit eden faaliyetlere karşı mücadele edilmesinin önemini vurguladı.

KİK Bakanlar Konseyi, İran ile ilgili olarak, İran nükleer meselesine kapsamlı bir çözüm bulmak için ‘yapıcı müzakerelerin sürdürülmesinin’ önemini vurguladı ve bu müzakerelerin KİK ülkelerinin tüm meselelerini ve güvenlik endişelerini kapsaması gerektiğini belirtti. KİK ülkelerinin bu meseleye ilişkin iş birliği yapmaya ve meseleyi etkili bir şekilde ele almaya hazır olduklarını ve devletlerin egemenliğine, iyi komşuluk ilkelerine, BM kararlarına ve uluslararası meşruiyete bağlılık çerçevesinde ortak hedef ve çıkarların gerçekleştirilmesine katkıda bulunmak, bölgesel ve uluslararası güvenlik ve istikrarın teşvik edilmesini sağlamak için bu konuyla ilgili tüm bölgesel ve uluslararası müzakerelere, tartışmalara ve toplantılara katılmaları gerektiğini vurguladı. Konsey ayrıca, ilgili taraflar arasında diyaloğun kolaylaştırılmasında Umman Sultanlığı'nın oynadığı olumlu rolü takdir etti.


Suudi Arabistan ile Mısır arasında deniz güvenliğini desteklemek için iş birliği protokolü imzalandı

Suudi Arabistan Deniz Kuvvetleri Komutanı ile Mısır Deniz Kuvvetleri Komutanı, deniz güvenliğini desteklemek için iş birliği protokolü imzaladı. (Mısır Ordu Sözcüsü)
Suudi Arabistan Deniz Kuvvetleri Komutanı ile Mısır Deniz Kuvvetleri Komutanı, deniz güvenliğini desteklemek için iş birliği protokolü imzaladı. (Mısır Ordu Sözcüsü)
TT

Suudi Arabistan ile Mısır arasında deniz güvenliğini desteklemek için iş birliği protokolü imzalandı

Suudi Arabistan Deniz Kuvvetleri Komutanı ile Mısır Deniz Kuvvetleri Komutanı, deniz güvenliğini desteklemek için iş birliği protokolü imzaladı. (Mısır Ordu Sözcüsü)
Suudi Arabistan Deniz Kuvvetleri Komutanı ile Mısır Deniz Kuvvetleri Komutanı, deniz güvenliğini desteklemek için iş birliği protokolü imzaladı. (Mısır Ordu Sözcüsü)

Suudi Arabistan ve Mısır bugün, iki ülke donanmaları arasındaki askeri iş birliğini güçlendirme çabalarının bir parçası olarak deniz güvenliği çabalarını desteklemek için bir iş birliği protokolü imzaladı. Bu, Suudi Arabistan Deniz Kuvvetleri Komutanı Koramiral Muhammed bin Abdurrahman el-Gureybi ve beraberindeki heyetin İskenderiye'deki Mısır Donanma Kuvvetleri Komutanlığı'na yaptığı resmi ziyaret sırasında gerçekleşti.

Mısır Deniz Kuvvetleri Komutanı Tuğamiral Mahmud Adil Fevzi, Suudi Arabistan heyetini kabul etti. Mısır Ordu Sözcüsü’nün açıklamasına göre, iki taraf ‘Mısır Donanması ile Suudi Arabistan Kraliyet Donanması arasındaki askeri iş birliğini güçlendirmenin yollarını’ görüştü.

Ayrıca, iki taraf arasında uzmanlık transferi ve değişimi yollarını görüşmek ve deniz güvenliği çabalarını desteklemek için bir iş birliği protokolü imzalamak üzere ortak bir toplantı da düzenlendi.

fghyju
Suudi Arabistan Deniz Kuvvetleri Komutanı Koramiral Muhammed bin Abdurrahman el-Gureybi, İskenderiye Tersanesi'ni ziyaret etti. (Mısır Ordu Sözcüsü)

Ziyaret sırasında, Suudi Arabistan Deniz Kuvvetleri Komutanı ve Mısır Deniz Kuvvetleri Komutanı İskenderiye Tersanesi'ni ziyaret etti. İkili, deniz kuvvetlerinin yakın zamanda edindiği en son silah sistemleri hakkında bilgi almak için bir dizi Mısır deniz birimini gezdi. Ayrıca, Deniz Harp Okulu'nu ziyaret ederek öğrencilerin en son eğitim sistemlerine göre nasıl eğitildiklerini ve nitelik kazandıklarını gözlemlediler.

Mısırlı yetkililerin açıklamasına göre bu ziyaret, ‘Mısır Silahlı Kuvvetleri'nin kardeş ve dost ülkelerle askeri iş birliğini güçlendirme konusundaki kararlılığının bir göstergesi’ olarak değerlendiriliyor. Ziyaret, Suudi Arabistan Silahlı Kuvvetleri'nden birimlerin de katılımıyla dün Mısır'da başlayan Mısır-ABD askeri tatbikatı Bright Star 2025 ile aynı zamana denk geldi.

frgty
Suudi Arabistan-Mısır toplantısında iki ülkenin donanmaları arasındaki askeri iş birliğinin güçlendirilmesi görüşüldü. (Mısır Ordu Sözcüsü)

Silahlı Kuvvetler Eğitim ve Geliştirme Kurumu Başkanı Tümgeneral Adil bin Muhammed el-Belevi'nin açıklamasına göre, söz konusu eğitim, komuta merkezi tatbikatları, saha operasyonları ve operasyon alanlarında denizcilik eğitimi gibi bir dizi faaliyet aracılığıyla ortak operasyonel kavramları güçlendirmeyi ve çeşitli katılımcı kuvvetler arasındaki operasyonel koordinasyonu geliştirmeyi amaçlıyor.

El-Belevi, Suudi Arabistan Silahlı Kuvvetleri’nin katılımının tatbikatın çeşitli aşamalarında saha birimlerini de içerdiğini ve bunun tüm komuta ve yürütme düzeylerinde geleneksel olmayan operasyonel ortamlarda deneyim alışverişini ve prosedürlerin birleştirilmesini güçlendirmeye katkıda bulunduğunu belirtti.

Bright Star 2025, Muhammed Necib Askeri Üssü ve bir dizi Mısır hava ve deniz üssünde, 43 ülkenin katılımıyla gerçekleştiriliyor. Tatbikat, terörle mücadele, düzensiz savaş, lojistik destek, tıbbi tahliye ve deniz güvenliği alanlarında, amfibi operasyonlar ve canlı ateş tatbikatları da dahil olmak üzere ortak operasyonları içeriyor.