Araplar Suriye-Türkiye normalleşmesi ve şartları konusunda bölündü

BAE, Suriye-Türkiye normalleşmesine bakanlık düzeyinde katılmaya çalışırken Washington, Ankara ile Kürtler arasında arabuluculuk yapıyor

Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed ve BAE Dışişleri Bakanı Şeyh Abdullah bin Zayed, 4 Ocak'ta Şam'da bir araya geldiler (AFP)
Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed ve BAE Dışişleri Bakanı Şeyh Abdullah bin Zayed, 4 Ocak'ta Şam'da bir araya geldiler (AFP)
TT

Araplar Suriye-Türkiye normalleşmesi ve şartları konusunda bölündü

Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed ve BAE Dışişleri Bakanı Şeyh Abdullah bin Zayed, 4 Ocak'ta Şam'da bir araya geldiler (AFP)
Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed ve BAE Dışişleri Bakanı Şeyh Abdullah bin Zayed, 4 Ocak'ta Şam'da bir araya geldiler (AFP)

ABD ve bazı Arap ülkelerinin normalleşme treninin ilerleyişini durdurmaya ya da trenin nihai varış noktasına ulaşması için gerekli şartları ve istasyonları belirlemeye çalıştıkları bir dönemde Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Rusya’nın Suriye-Türkiye normalleşmesindeki rolüne üst düzeyde katılmak istemesi, normalleşme konusunda Araplar arasında bir bölünme olduğuna işaret ediyor.
Şarku'l Avsat'ın edindiği bilgilere göre Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Suriye Dışişleri Bakanı Faysal Mikdad, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'un katılımıyla önümüzdeki Çarşamba günü Moskova'da bir araya gelecekler. BAE ise Dışişleri Bakanı Şeyh Abdullah bin Zayed'in katılımıyla dörtlü bir görüşme olması için çalışıyor.
Moskova’da yapılacak görüşmeyle, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed’in bir araya geleceğin bir zirvenin önünün açılması planlanıyor. BAE’nin zirveye ev sahipliği yapmayı teklif ettiği bilgisine ulaşılırken zirvenin Moskova'da yapılması durumunda BAE'den üst düzey bir yetkilinin katılabileceği bildirildi. Esed, geçtiğimiz yılın ortalarında BAE’yi ziyaret etmiş ve Abu Dabi Veliaht Prensi Muhammed bin Zayid Al Nahyan ile görüşmüştü.
BAE Dışişleri Bakanı Şeyh Abdullah bin Zayed, 2021 yılının Kasım ayındaki ziyaretinden sonra Şam'ı geçtiğimiz Çarşamba günü ikinci kez ziyaret etti. Şam'da bir araya gelen Suriye Devlet Başkanı ve BAE Dışişleri Bakanı bahsi geçen konuları ele aldılar. Suriye'nin resmi haber ajansı SANA’nın aktardığına göre Esed, Suriye ile BAE arasındaki ilişkileri ‘köklü’ olarak nitelendirirken bu ilişkilerin geri dönmesinin gayet doğal olduğunu vurguladı. SANA, BAE’li Bakan’ın ülkesinin Suriye'nin istikrarını ve tüm toprakları üzerindeki egemenliğini desteklediğini vurguladığını aktardı. Bakan ayrıca BAE'nin Suriye krizine ülkenin güvenliğini, istikrarını ve birliğini yeniden tesis eden siyasi bir çözüm bulma çabalarını desteklemedeki kararlılığını da vurguladı.
Yol haritası
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun 16-17 Ocak’ta, ABD'li yetkilileri Şam'la normalleşmeye ilişkin gelişmeler, Suriye Dışişleri Bakanı Mikdad ile görüşmesi ve Suriye, Türkiye ve Rusya savunma bakanları ve istihbarat başkanlarının geçtiğimiz haftalarda Moskova’da yaptıkları görüşmede ABD’li askerlerin DEAŞ’a karşı Suriye Demokratik Güçleri’ni (SDG) desteklemek için konuşlandırıldığı Suriye’nin kuzeydoğusunda bir takım düzenlemeler yapılması da dahil olmak üzere vardıkları bazı uzlaşılar çerçevesinde Rusya'nın güvenlik, askeri, siyasi ve ekonomi alanlarında desteklediği ‘yol haritası’ hakkında bilgilendirmek üzere Washington’ı ziyaret etmeyi planladığı gelen bilgiler arasında.
Şarku’l Avsat’a konuşan Batılı bir diplomat, Suriye’nin kuzeydoğusunda Türkiye ile Kürtler arasında arabuluculuk çabaları çerçevesinde ABD'li üst düzey bir yetkilinin önümüzdeki saatlerde Ankara’yı ziyaret edeceğini söyledi.
Ankara, Moskova’nnı ve Washington'ın 2019 yılı sonlarında ikili olarak imzalanan askeri anlaşmalardaki, SDG'nin omurgasını oluşturan Halk Koruma Birlikleri’nin (YPG) Türkiye sınırlarından Suriye'nin 30 kilometre derinliğine kadar oluşturulacak bir tampon bölgenin yanı sıra Menbiç ve Tel Rıfat bölgelerinden çekilmesini içeren taahhütlere uymalarını istiyor. Ayrıca bu bölgelerden ağır silahların çekilmesi de söz konusu anlaşmalarda yer alıyor.
SDG ise yükümlülüklerini yerine getirdiğini ve Türkiye'nin söz konusu bölgelerdeki tüm Kürt askeri ve sivil kurumlarının geri çekilmesi ısrarına karşın iç güvenlik güçlerini (Asayiş) ve yerel konseyleri geri çekmeyeceğini söylüyor.
ABD’nin arabuluculuk girişimi, Ankara ile Kürtler arasında Türkiye’de bu yılın ortalarında yapılması planlanan cumhurbaşkanlığı ve genel seçimler öncesinde Türkiye’nin yeni bir askeri harekatını önleyecek ‘uzlaşmacı çözümler’ aramayı amaçlıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya'nın Ukrayna'da başlattığı savaş nedeniyle Washington ve Moskova'nın kendisine ihtiyaçları olduğunu biliyor. Erdoğan, Suriye'nin kuzeydoğusunda PKK ve YPG'ye karşı gerekli düzenlemeler konusunda anlaşmaya ve Türkiye’nin misafir ettiği yaklaşık 4 milyon Suriyelinin gönüllü olarak ülkelerine geri dönecekleri güvenli bölgeler oluşturmak için Esed ile görüşmeye açık hale geldi.
Şarku’l Avsat’a konuşan diplomatik bir kaynak, Ankara’nin Suriye, Türkiye ve Rusya savunma bakanlarının Moskova'da yaptığı görüşmenin ardından Şam'dan sızdırılan ve Türkiye’nin Suriye'nin kuzeyinden tamamen çekilmeyi kabul ettiği yönünde söylemlerden rahatsız olduğunu belirtti. Ankara’nın ve Şam'ın PKK'yı ortak tehdit olarak gördüklerini söyleyen Diplomat, “Her türlü ayrılıkçı gündeme karşı çalışacaklardır. Çünkü bu, her iki ülkenin bekalarına karşı bir tehdit oluşturuyor. İki ülke ayrıca Halep-Lazkiye karayolunun açılması için de çalışacaklar” dedi.
Dörtlü koordinasyon
BAE Dışişleri Bakanı Şeyh Abdullah bin Zayed'in Şam ziyareti, ABD'nin Suriye-Türkiye görüşmelerin ardından ‘Esed ile normalleşmeye karşı’ yapılan resmi açıklamalardan bir gün sonra gerçekleşti. Şarku’l Avsat’a konuşan diplomat, Batılı ülkeler arasında normalleşmeye karşı açıklama yapan tek ülkenin ABD olduğunu ve ABD Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamayla Fransa, Almanya ve İngiltere ile birlikte normalleşmeyi reddeden tutumunun açıkça ilan edildiği dörtlü bir koordinasyon sağlamak için çalıştığını ve çalışmaya devam ettiğini söyledi.
Birleşmiş Milletler (BM) Suriye Özel Temsilcisi Pedersen, Mikdad ile görüşmek üzere Şam'a yapacağı ziyaret öncesinde ‘normalleşme konusundaki tutumlarını teyit etmek ve Bu ayın 10’una kadar uzatılan, uluslararası yardımlara ilişkin bir BMGK kararında öngörülen Suriye’de erken toparlanma çerçevesinde elektrik projeleri için finansman sağlanmasını desteklemek’ için 23 Ocak’ta ABD, Fransa, Almanya ve İngiltere’nin temsilcileri ile Cenevre'de bir araya gelecek. Burada BAE’nin, ABD’nin Suriye’ye uyguladığı yaptırımlar ve ‘Caesar (Sezar) Yasası’nın izin verdiği ölçüde Suriye’deki ekonomik ve elektrik projelerinin finansmanına katkıda bulunmayı teklif ettiği belirtilmeli.
Şam ile en üst düzeyde görüşmelere başlayan ilk ülke olan Ürdün'ün, 2018 yılının ortalarında Rusya ile ABD arasında güneyde ateşkes ve gerilimi azaltma anlaşmasının imzalanmasına destek vermesi dikkat çekiciydi. Ürdün şu an Arap ülkeleriyle ‘Şam ile normalleşme karşılığında Arap ülkelerinin taleplerini tanımlayan ortak bir tutuma’ ulaşma çabalarına öncülük ediyor. Batılı bir yetkili, Ürdün’ün normalleşmenin başlamasından sonra Suriye sınırından Ürdün’e yapılan uyuşturucu ve silah kaçakçılığının yanı sıra DEAŞ’ın bu bölgedeki eylemlerinin arttığını ve İran’ın Suriye’nin güneyinde, Ürdün sınırı yakınlarındaki varlığının azalmadığını açıkladığını söyledi. Batılı yetkili, bundan sonraki aşamada siyasi ve jeopolitik adımlar atılması için Şam'a baskı uygulanabilecek şekilde koordinasyon kurulması için talepler olduğuna dikkati çekti.
Öte yandan bir Arap kaynak, Hamas Hareketi’nin üst düzey isimlerinden Halil el-Hayye ve Usame Ebu Hamdan'ın önümüzdeki hafta Şam'ı ziyaret edeceğini söyledi. Hamas Hareketi liderlerinin on yıl önce Şam’dan ayrılmasından bu yana ilk kez gerçekleştireceği bir ikili ziyaret olacağını söyleyen kaynak, bu ziyaretin geçtiğimiz Ekim ayında Filistin’den bir heyetin Esed ile yaptığı görüşme çerçevesinde gerçekleşeceğini kaydetti. Kaynak, Hayye ve Ebu Hamdan'ın ziyaretinin amacının, Hamas Hareketi’nin yeniden Suriye'ye temsilci ataması meselesini tartışmak ve Şam'a üst düzey ziyaretler düzenlemek olduğunu belirttiler.



Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Trump’la  görüşmek için Washington’a gitti

Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman (SPA)
Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman (SPA)
TT

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Trump’la  görüşmek için Washington’a gitti

Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman (SPA)
Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Prens Muhammed bin Selman, bugün (Pazartesi9 Kral Selman bin Abdülaziz’in talimatı ve ABD Başkanı Donald Trump’ın daveti üzerine resmi bir çalışma ziyareti için Amerika Birleşik Devletleri’ne gitti.

Suudi Kraliyet Divanı’ndan yapılan açıklamada, Prens Muhammed bin Selman’ın ziyareti kapsamında Başkan Trump ile bir araya gelerek iki ülke arasındaki ilişkilerin güçlendirilmesi, iş birliği alanlarının genişletilmesi ve ortak öneme sahip bölgesel konuların ele alınacağı bildirildi.

ABD’de siyasi çevreler, söz konusu ziyareti iki ülke ilişkilerinin stratejik niteliğini pekiştiren ve ekonomik ile güvenlik alanlarında ortaklığı derinleştiren önemli bir adım olarak değerlendiriyor.

Beyaz Saray’ın, sabah karşılama töreni, Oval Ofis görüşmeleri ve resmi akşam yemeğini de kapsayan kapsamlı bir devlet ziyareti programı hazırladığı belirtildi.

Trump, hafta sonu tatili için Florida’ya hareketinden önce yaptığı açıklamada, “Bu ziyaret bir buluşmadan fazlası… Suudi Arabistan’ı ve Veliaht Prensi onurlandırıyoruz” ifadelerini kullandı.

Bölgedeki gelişmeler ve iki ülkenin beklentileri ışığında, Suudi analistler Prens Muhammed bin Selman’ın Washington temaslarının, doksan yıla dayanan ilişkilerde yeni bir ivme yaratmasını bekliyor.

Ziyaretin ana gündemini, ikili ilişkilerin daha ileri seviyelere taşınması, son dönemde yürütülen temasların sonuçlandırılması ve bölgesel krizlerin barışçıl çözümlerinin ele alınması oluşturuyor.

ABD-Suudi Arabistan İş Konseyi’nin, iki ülkenin kamu ve özel sektörleri arasında stratejik bir köprü rolü üstlendiği; ortak hedefleri kalıcı ekonomik ortaklıklara ve etkin yatırım projelerine dönüştürmeyi amaçladığı ifade ediliyor.

Konseyin CEO’su Charles Hallab, Şarku’l Avsat gazetesine yaptığı değerlendirmede, ziyaretin “Suudi Arabistan 2030 Vizyonu” kapsamında savunma, yapay zekâ, dijital dönüşüm ve yaşam kalitesi endüstrileri gibi kritik sektörlerde iş birliğini daha da ileriye taşıyacağını söyledi.


Enerjiden teknolojiye... Suudi Arabistan-ABD ilişkilerinin geleceğini şekillendiren anlaşmalar

ABD Başkanı Donald Trump ve Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump ve Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman (Reuters)
TT

Enerjiden teknolojiye... Suudi Arabistan-ABD ilişkilerinin geleceğini şekillendiren anlaşmalar

ABD Başkanı Donald Trump ve Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump ve Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman (Reuters)

Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın Washington ziyareti, Suudi Arabistan ile ABD arasındaki ekonomik iş birliğinin benzeri görülmemiş bir ivme kazandığı kritik bir dönemde gerçekleşiyor.

Artık ilişki yalnızca enerji sektöründeki tarihi ortaklıkla sınırlı değil; yapay zekâ, madencilik, yenilenebilir enerji ve eğlence gibi geleceğin hayati sektörlerini de kapsayacak şekilde genişlemiş durumda. Bu genişleme, ekonomik dönüşümü hedefleyen Vizyon 2030 amaçlarıyla uyumlu.

Bu yoğun ticari faaliyet, karşılıklı güveni ve daha sürdürülebilir, çeşitli bir küresel ekonomi inşa etme yönündeki ortak isteği yansıtıyor.

2025 yılının ilk on ayında -yani ABD Başkanı Donald Trump’ın bu yıl 20 Ocak’ta başlayan yeni döneminden itibaren- iki ülkenin özel sektörü, yalnızca büyük finansal anlaşmalarla sınırlı kalmayan; bilgi transferi, teknoloji yerelleştirme ve yerel yeteneklerin geliştirilmesini de içeren bir dizi anlaşma, mutabakat zaptı ve stratejik ortaklığa imza attı.

Bu detaylı inceleme, Şarku’l Avsat tarafından sektörel olarak sınıflandırılan en önemli anlaşmalar ve ticari duyurulara ışık tutmayı amaçlıyor. Bu da Suudi Arabistan-ABD ortaklığının sürdürülebilir kalkınmanın sağlanmasında ve küresel ekonominin geleceğinin şekillendirilmesine katkıda bulunmadaki stratejik önemini doğruluyor.

Finans ve yatırım

Finans ve yatırım sektörü büyük bir ivme kazandı. Başlıca Amerikan kuruluşları, Suudi Arabistan’daki hızlı büyümeden faydalanmak ve Suudi Arabistan Kamu Yatırım Fonu (PIF) ile daha yakın çalışmak amacıyla Riyad’daki varlıklarını güçlendirmek için yarışıyor.

* Bölgesel merkez

Amerikan finans devleri, Riyad’ı bölgesel merkezleri olarak seçti. Ekim 2025’te Citigroup, Riyad’daki bölgesel merkezinin açılışını resmen duyurdu. Aynı şekilde State Street Corporation, Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesi için yeni bölgesel merkezini başkentte faaliyete geçirdi. Nisan 2025’te Bank of New York Mellon, kendi bölgesel merkezini kurmak için gerekli lisansı aldı. Yönetim danışmanlığı şirketi Bain & Company de yeni bölgesel merkezinin açılışını ilan etti.

axscdf
ABD'deki State Street binası (Reuters)

* İş genişlemesi

Goldman Sachs, Ekim 2025’te Suudi Arabistan’daki servet yönetimi bölümünü genişlettiğini duyurdu; bu adım, on yılı aşkın süredir devam eden faaliyetlerini daha da güçlendiriyor.

* Devasa fonlar ve ortaklıklar

Ekim ayında, Geleceğe Yatırım Girişimi (FII), küresel bir varlık yönetim şirketi olan Guggenheim Investments ile stratejik bir ortaklık kurduğunu duyurdu. Mart ayında, ABD'li özel sermaye şirketi Warburg Pincus, Hassana Investment Company ile yaptığı anlaşma ile Krallık'taki yatırım fırsatlarını araştırdı. Mayıs ayında, ABD'li yatırım şirketi Burlington Capital, Al-Bushra Altyapı Geliştirme Fonu'na stratejik ortak olarak katıldı. Şubat ayında, Suudi İhracat-İthalat Bankası (Saudi EXIM), ticaret finansmanı çözümlerini geliştirmek için American International Group (AIG) dahil olmak üzere küresel kuruluşlarla üç reasürans anlaşması imzaladı.

xcsdfg
Üç reasürans anlaşmasının imza töreninden (Suudi İhracat-İthalat Bankası / Saudi EXIM)

* Eğlence ve teknolojiye yatırım

PIF'ın yatırımları, ekonomik çeşitlendirme planını teyit ederek, interaktif eğlence sektörü ve gelecek teknolojilerine odaklandı. Eylül ayında, PIF'ın da dahil olduğu bir konsorsiyumun liderliğinde Electronic Arts (EA) şirketinin yaklaşık 55 milyar dolar karşılığında satın alınacağının açıklanmasıyla sektör büyük bir anlaşmaya tanık oldu. PIF destekli Scopely, Mart 2025'te, Pokemon Go'nun geliştiricisi Niantic'in video oyun bölümünü 3,5 milyar dolar karşılığında satın almak için bir anlaşma imzaladı.

Ocak 2025'te WWE, Suudi Arabistan Genel Eğlence Otoritesi ile ortaklaşa, Royal Rumble etkinliğinin Ocak 2026'da Riyad'da, Kuzey Amerika dışında ilk kez düzenleneceğini duyurdu. Suudi Arabistan'ın SURJ Sports Investment şirketi de, küresel spor sektörüne yatırımı artırmak için ABD merkezli Enfield Investment Partners ile bir ortaklık anlaşması imzaladı.

Petrol, gaz ve mineraller

Enerji ve doğal kaynaklar sektörü, ortaklığın temel dayanağı olmaya devam etti; özellikle gaz projeleri ve petrolün kimyasallara dönüştürülmesine yönelik girişimlere artan bir odaklanma görüldü.

* Aramco'nun devasa anlaşmaları

Mayıs ayında Aramco, toplam potansiyel değeri yaklaşık 90 milyar dolar olan 34 mutabakat zaptı ve anlaşmayı ABD şirketleriyle imzaladığını duyurdu. Ayrıca NextDecade ve Sempra ile 6,2 milyon ton sıvılaştırılmış doğal gaz için bir mutabakat zaptı imzaladı.

Ağustos ayında Aramco, el-Cafura gaz sahasını geliştirmek üzere orta ölçekli altyapı varlıkları için BlackRock liderliğindeki bir konsorsiyumla 11 milyar dolarlık kiralama ve geri kiralama anlaşması imzaladı.

xsdfr
Honeywell ve Aramco arasında yapılan anlaşmanın imza töreninden (Honeywell)

Eylül ayında, Aramco ve Honeywell, ham petrolü doğrudan kimyasallara dönüştürme teknolojisini geliştirmek üzere bir anlaşma imzaladı. Ocak ayında KBR, Aramco’nun gaz işleme kapasitesini artırmak için yürüttüğü büyük genişleme programını desteklemek üzere bir sözleşme kazandı; Baker ise el-Cafura sahasının üçüncü aşamasındaki gaz teknolojisi talebini kazandı. Ekim ayında, Baker, doğal gaz sahalarında boru döşeme ile entegre sondaj operasyonlarını genişletmek için bir sözleşme aldı.

* Madencilik

Ekim ayında, Bechtel, Ma’aden tarafından Arjom Altın Madeni’nin geliştirilmesi için mühendislik, tedarik ve inşaat yönetimi ana sözleşmesini kazandı. Mayıs ayında, Ma’aden, nadir toprak elementleri için entegre bir tedarik zinciri kurmak üzere Amerikan MP Materials Corp ile bir mutabakat zaptı imzaladı.

İletişim ve bilgi teknolojileri

İletişim ve bilgi teknolojileri sektörü, büyük anlaşmaların odak noktası olarak öne çıkıyor ve altyapıyı destekleyen dev girişimlerle destekleniyor.

* Yapay zekâya büyük yatırımlar

Şubat ayında, yapay zekâ çipleri geliştiren girişim Groq, Suudi Arabistan’dan 1,5 milyar dolarlık taahhüt aldı. Ayrıca Salesforce, yapay zekâ geliştirmeyi desteklemek ve 30 bin Suudi vatandaşını eğitmek için 500 milyon dolarlık yatırım planlarını açıkladı.

Ekim ayında, HUMAIN ve Qualcomm, 200 MW işlem gücüne sahip gelişmiş bir yapay zekâ altyapısı kurmak için ortaklık yaptıklarını duyurdu; bu ortaklık, Mayıs 2025’te Qualcomm ve HUMAIN arasında imzalanan mutabakat zaptının devamı niteliğinde.

Ağustos ayında, HUMAIN, Suudi Arabistan’da Groq kullanarak OpenAI modellerini çalıştırmaya başladı.

asdfrg
HUMAIN CEO'su Tarık Emin ve Qualcomm CEO'su Cristiano Amon (HUMAIN)

Şubat ayında Accenture, bulut çözümleri ve üretken yapay zekanın benimsenmesini hızlandırmak için Google Cloud ile ortaklık kurarken, ServiceNow 2026 yılında Suudi Arabistan'da veri merkezleri açacağını duyurdu.

Yine Şubat ayında, Elon Musk'ın Neuralink şirketinin rakibi Paradromics, beyin-bilgisayar arayüzü tedavileri geliştirmek için NEOM ile ortaklık kurdu.

* Dijital genişleme

Ocak 2025'te Amazon Web Services, Cidde'de yeni bir Amazon CloudFront kenar sitesi açacağını duyurdu. Nisan ayında SS&C Technologies bölgedeki faaliyetlerini güçlendirmek için Riyad'da yeni bir ofis açacağını duyurdu.

İnşaat, gayrimenkul ve ulaşım

Amerikan şirketleri, Suudi Arabistan’ın büyük projelerinin altyapı ve lojistik hizmetlerinin yönetimi ve geliştirilmesinde önemli bir rol oynadı:

* Proje yönetimi

Ekim ayında, Parsons Corporation, Diriye Projesi’nin ikinci aşamasında altyapı geliştirmeyi desteklemek için 56 milyon dolarlık bir sözleşme kazandı. Temmuz 2025'te Bechtel, Mayıs ayında Riyad Expo 2030 için proje yönetimi danışmanı olarak seçildi. Bechtel, Riyad'daki Kral Selman Uluslararası Havalimanı'nda üç yeni terminal için bir anlaşma imzaladı. Mart ayında, ABD şirketi Turner Construction, tamamlandığında dünyanın en yüksek kulesi olacak Cidde Kulesi'nin proje yöneticisi olarak atandı.

asdfg
Riyad'daki Kral Selman Uluslararası Havalimanı Projesi (Suudi Arabistan Kamu Yatırım Fonu – PIF)

* Lojistik

Ağustos ayında AECOM, Krallık'ta entegre lojistik hizmetlerinin büyümesini desteklemek için Special Integrated Logistics Zone Company ile stratejik bir ortaklık kurduğunu duyurdu.

Havacılık ve otomotiv

Bu sektördeki anlaşmalar, ileri teknolojilerin benimsenmesi ve geleceğin havacılığına odaklanarak Suudi Arabistan’ın küresel lojistik merkezi konumunu güçlendirdi.

* Gelişmiş havacılık

Eylül 2025’te, Suudi Arabistan ve Boeing, gelişmiş hava taşımacılığı sektöründe iş birliği fırsatlarını keşfetmek üzere bir mutabakat zaptı imzaladı. Haziran ayında, Abdul Latif Jameel ve Joby Aviation, Suudi Arabistan’da elektrikli uçakların dağıtım olanaklarını keşfetmek için bir mutabakat zaptı imzaladı. Mart 2025’te, Amerikan Doroni Aerospace, Kingdom Aero Industries ile H1-X model ‘uçan arabayı’ üretmek üzere ortaklık kurduğunu açıkladı. Ocak ayında ise Matternet, M2 insansız uçağını işletmek için Suudi Arabistan Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nden onay aldı; böylece ilk onay alan operatör oldu.

* Havayolları

Ekim ayında Delta Havayolları, 2026 yılının Ekim ayından itibaren Atlanta ile Riyad arasında direkt uçuşların başlayacağını duyurdu. Ayrıca Riyadh Air, Şubat ayında IBM ile, misafir deneyimlerini geliştirmek amacıyla bir yapay zekâ kurumu kurmak için bir anlaşma imzaladı.

y67
Delta Havayolları’na ait bir uçak (Şarku’l Avsat)

* Otomobiller

Tesla, mart ayında yaptığı duyurunun ardından nisan ayında Suudi Arabistan'da faaliyetlerine başladı. WeRide ve Uber de ekim ayında Riyad'da sürücüsüz taksi hizmetini sunmaya başladı.

Su ve yenilenebilir enerji

Bu anlaşmalar, enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesi ve temiz ve sürdürülebilir enerji çözümlerinin benimsenmesi konusunda güçlü bir taahhüdü gösteriyor.

* Güneş enerjisi ve enerji depolama

Ekim ayında Abunayyan Holding ve Nextrack, güneş enerjisinin benimsenmesini hızlandırmak için bir ortak girişim olan Nextracker Arabia'yı kurmak üzere bir anlaşma imzaladı. Ağustos ayında Healthium, Suudi Arabistan Elektrik Şirketi'nden toplam kapasitesi 4 gigawatt saat olan iki pil enerji depolama projesini hayata geçirmek üzere bir sözleşme kazandı. Şubat ayında Helion, Vizyon 2030 sürdürülebilirlik hedeflerini desteklemek için KARNO jeneratörleri tedarik etmek üzere Al-Khorayef Group ile bir niyet mektubu imzaladı.

* Hidrojen

Nisan ayında, hidrojen mobilitesi alanında küresel bir yenilikçi olan Ron, Suudi Arabistan pazarlarına stratejik ticari erişim anlaşması başlattığını duyurdu.

Sonuç olarak, 2025 yılı boyunca Suudi ve Amerikan şirketleri arasındaki iş anlaşmalarında görülen benzeri görülmemiş ivme, iki ülke arasındaki stratejik ortaklığın köklü dönüşümünün kanıtıdır. Bu anlaşmalar, Krallığın ekonomisini çeşitlendirme ve modern bilgi ve teknoloji altyapısına yoğun yatırım yapma konusundaki sarsılmaz kararlılığını da vurgulamakta ve dev Amerikan şirketlerinin, Suudi pazarının bölgesel ve küresel büyümeye açılan bir kapı olarak sunduğu benzersiz fırsatları takdir ettiğini göstermektedir.


Suudi Arabistan’dan Suriye’ye ilk ham petrol hibe sevkiyatı ulaştı

Suudi Arabistan'ın Suriye enerji sektörüne yönelik hibe programının ilk sevkiyatı Banias limanına yanaştı. (SANA)
Suudi Arabistan'ın Suriye enerji sektörüne yönelik hibe programının ilk sevkiyatı Banias limanına yanaştı. (SANA)
TT

Suudi Arabistan’dan Suriye’ye ilk ham petrol hibe sevkiyatı ulaştı

Suudi Arabistan'ın Suriye enerji sektörüne yönelik hibe programının ilk sevkiyatı Banias limanına yanaştı. (SANA)
Suudi Arabistan'ın Suriye enerji sektörüne yönelik hibe programının ilk sevkiyatı Banias limanına yanaştı. (SANA)

Suudi Arabistan’ın Suriye enerji sektörüne yönelik hibe kapsamında gönderdiği ilk ham petrol sevkiyatı pazar günü Banias Limanı’na ulaştı. Yaklaşık 650 bin varil Suudi ham petrolü taşıyan tanker limana demirledi. Bu sevkiyat, toplam 1,65 milyon varil ham petrolden oluşan hibenin ilk bölümünü oluşturuyor.

Şarku’l Avsat’ın Suudi Arabistan Haber Ajansı SPA’dan aktardığı habere göre teslimat Suudi liderliğinin talimatları doğrultusunda gerçekleştirildi. Krallığın Suriye’yi destekleme konusundaki kararlılığını sürdürecek.

Hibe anlaşması, 11 Eylül’de Suudi Kalkınma Fonu ile Suriye Enerji Bakanlığı arasında imzalanmıştı. Suudi Enerji Bakanlığı’nın gözetiminde uygulanan hibe; Suriye rafinerilerinin işletme kapasitesini artırmayı, operasyonel verimliliği ve mali sürdürülebilirliği sağlamayı, ekonomik kalkınmayı güçlendirmeyi, ekonomik zorlukların aşılmasına katkı sunmayı ve hayati sektörlerin büyümesini teşvik etmeyi hedefliyor. Böylece ulusal ve uluslararası düzeyde Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’ne destek verilmesi amaçlanıyor.

SPA, bu adımın Suudi Arabistan’ın Suriye halkının yaşam koşullarını iyileştirmeye yönelik süregelen çabalarının ve iki ülke arasındaki güçlü, tarihi bağların bir yansıması olduğunu vurguladı.