Araplar Suriye-Türkiye normalleşmesi ve şartları konusunda bölündü

BAE, Suriye-Türkiye normalleşmesine bakanlık düzeyinde katılmaya çalışırken Washington, Ankara ile Kürtler arasında arabuluculuk yapıyor

Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed ve BAE Dışişleri Bakanı Şeyh Abdullah bin Zayed, 4 Ocak'ta Şam'da bir araya geldiler (AFP)
Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed ve BAE Dışişleri Bakanı Şeyh Abdullah bin Zayed, 4 Ocak'ta Şam'da bir araya geldiler (AFP)
TT

Araplar Suriye-Türkiye normalleşmesi ve şartları konusunda bölündü

Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed ve BAE Dışişleri Bakanı Şeyh Abdullah bin Zayed, 4 Ocak'ta Şam'da bir araya geldiler (AFP)
Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed ve BAE Dışişleri Bakanı Şeyh Abdullah bin Zayed, 4 Ocak'ta Şam'da bir araya geldiler (AFP)

ABD ve bazı Arap ülkelerinin normalleşme treninin ilerleyişini durdurmaya ya da trenin nihai varış noktasına ulaşması için gerekli şartları ve istasyonları belirlemeye çalıştıkları bir dönemde Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Rusya’nın Suriye-Türkiye normalleşmesindeki rolüne üst düzeyde katılmak istemesi, normalleşme konusunda Araplar arasında bir bölünme olduğuna işaret ediyor.
Şarku'l Avsat'ın edindiği bilgilere göre Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Suriye Dışişleri Bakanı Faysal Mikdad, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'un katılımıyla önümüzdeki Çarşamba günü Moskova'da bir araya gelecekler. BAE ise Dışişleri Bakanı Şeyh Abdullah bin Zayed'in katılımıyla dörtlü bir görüşme olması için çalışıyor.
Moskova’da yapılacak görüşmeyle, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed’in bir araya geleceğin bir zirvenin önünün açılması planlanıyor. BAE’nin zirveye ev sahipliği yapmayı teklif ettiği bilgisine ulaşılırken zirvenin Moskova'da yapılması durumunda BAE'den üst düzey bir yetkilinin katılabileceği bildirildi. Esed, geçtiğimiz yılın ortalarında BAE’yi ziyaret etmiş ve Abu Dabi Veliaht Prensi Muhammed bin Zayid Al Nahyan ile görüşmüştü.
BAE Dışişleri Bakanı Şeyh Abdullah bin Zayed, 2021 yılının Kasım ayındaki ziyaretinden sonra Şam'ı geçtiğimiz Çarşamba günü ikinci kez ziyaret etti. Şam'da bir araya gelen Suriye Devlet Başkanı ve BAE Dışişleri Bakanı bahsi geçen konuları ele aldılar. Suriye'nin resmi haber ajansı SANA’nın aktardığına göre Esed, Suriye ile BAE arasındaki ilişkileri ‘köklü’ olarak nitelendirirken bu ilişkilerin geri dönmesinin gayet doğal olduğunu vurguladı. SANA, BAE’li Bakan’ın ülkesinin Suriye'nin istikrarını ve tüm toprakları üzerindeki egemenliğini desteklediğini vurguladığını aktardı. Bakan ayrıca BAE'nin Suriye krizine ülkenin güvenliğini, istikrarını ve birliğini yeniden tesis eden siyasi bir çözüm bulma çabalarını desteklemedeki kararlılığını da vurguladı.
Yol haritası
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun 16-17 Ocak’ta, ABD'li yetkilileri Şam'la normalleşmeye ilişkin gelişmeler, Suriye Dışişleri Bakanı Mikdad ile görüşmesi ve Suriye, Türkiye ve Rusya savunma bakanları ve istihbarat başkanlarının geçtiğimiz haftalarda Moskova’da yaptıkları görüşmede ABD’li askerlerin DEAŞ’a karşı Suriye Demokratik Güçleri’ni (SDG) desteklemek için konuşlandırıldığı Suriye’nin kuzeydoğusunda bir takım düzenlemeler yapılması da dahil olmak üzere vardıkları bazı uzlaşılar çerçevesinde Rusya'nın güvenlik, askeri, siyasi ve ekonomi alanlarında desteklediği ‘yol haritası’ hakkında bilgilendirmek üzere Washington’ı ziyaret etmeyi planladığı gelen bilgiler arasında.
Şarku’l Avsat’a konuşan Batılı bir diplomat, Suriye’nin kuzeydoğusunda Türkiye ile Kürtler arasında arabuluculuk çabaları çerçevesinde ABD'li üst düzey bir yetkilinin önümüzdeki saatlerde Ankara’yı ziyaret edeceğini söyledi.
Ankara, Moskova’nnı ve Washington'ın 2019 yılı sonlarında ikili olarak imzalanan askeri anlaşmalardaki, SDG'nin omurgasını oluşturan Halk Koruma Birlikleri’nin (YPG) Türkiye sınırlarından Suriye'nin 30 kilometre derinliğine kadar oluşturulacak bir tampon bölgenin yanı sıra Menbiç ve Tel Rıfat bölgelerinden çekilmesini içeren taahhütlere uymalarını istiyor. Ayrıca bu bölgelerden ağır silahların çekilmesi de söz konusu anlaşmalarda yer alıyor.
SDG ise yükümlülüklerini yerine getirdiğini ve Türkiye'nin söz konusu bölgelerdeki tüm Kürt askeri ve sivil kurumlarının geri çekilmesi ısrarına karşın iç güvenlik güçlerini (Asayiş) ve yerel konseyleri geri çekmeyeceğini söylüyor.
ABD’nin arabuluculuk girişimi, Ankara ile Kürtler arasında Türkiye’de bu yılın ortalarında yapılması planlanan cumhurbaşkanlığı ve genel seçimler öncesinde Türkiye’nin yeni bir askeri harekatını önleyecek ‘uzlaşmacı çözümler’ aramayı amaçlıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya'nın Ukrayna'da başlattığı savaş nedeniyle Washington ve Moskova'nın kendisine ihtiyaçları olduğunu biliyor. Erdoğan, Suriye'nin kuzeydoğusunda PKK ve YPG'ye karşı gerekli düzenlemeler konusunda anlaşmaya ve Türkiye’nin misafir ettiği yaklaşık 4 milyon Suriyelinin gönüllü olarak ülkelerine geri dönecekleri güvenli bölgeler oluşturmak için Esed ile görüşmeye açık hale geldi.
Şarku’l Avsat’a konuşan diplomatik bir kaynak, Ankara’nin Suriye, Türkiye ve Rusya savunma bakanlarının Moskova'da yaptığı görüşmenin ardından Şam'dan sızdırılan ve Türkiye’nin Suriye'nin kuzeyinden tamamen çekilmeyi kabul ettiği yönünde söylemlerden rahatsız olduğunu belirtti. Ankara’nın ve Şam'ın PKK'yı ortak tehdit olarak gördüklerini söyleyen Diplomat, “Her türlü ayrılıkçı gündeme karşı çalışacaklardır. Çünkü bu, her iki ülkenin bekalarına karşı bir tehdit oluşturuyor. İki ülke ayrıca Halep-Lazkiye karayolunun açılması için de çalışacaklar” dedi.
Dörtlü koordinasyon
BAE Dışişleri Bakanı Şeyh Abdullah bin Zayed'in Şam ziyareti, ABD'nin Suriye-Türkiye görüşmelerin ardından ‘Esed ile normalleşmeye karşı’ yapılan resmi açıklamalardan bir gün sonra gerçekleşti. Şarku’l Avsat’a konuşan diplomat, Batılı ülkeler arasında normalleşmeye karşı açıklama yapan tek ülkenin ABD olduğunu ve ABD Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamayla Fransa, Almanya ve İngiltere ile birlikte normalleşmeyi reddeden tutumunun açıkça ilan edildiği dörtlü bir koordinasyon sağlamak için çalıştığını ve çalışmaya devam ettiğini söyledi.
Birleşmiş Milletler (BM) Suriye Özel Temsilcisi Pedersen, Mikdad ile görüşmek üzere Şam'a yapacağı ziyaret öncesinde ‘normalleşme konusundaki tutumlarını teyit etmek ve Bu ayın 10’una kadar uzatılan, uluslararası yardımlara ilişkin bir BMGK kararında öngörülen Suriye’de erken toparlanma çerçevesinde elektrik projeleri için finansman sağlanmasını desteklemek’ için 23 Ocak’ta ABD, Fransa, Almanya ve İngiltere’nin temsilcileri ile Cenevre'de bir araya gelecek. Burada BAE’nin, ABD’nin Suriye’ye uyguladığı yaptırımlar ve ‘Caesar (Sezar) Yasası’nın izin verdiği ölçüde Suriye’deki ekonomik ve elektrik projelerinin finansmanına katkıda bulunmayı teklif ettiği belirtilmeli.
Şam ile en üst düzeyde görüşmelere başlayan ilk ülke olan Ürdün'ün, 2018 yılının ortalarında Rusya ile ABD arasında güneyde ateşkes ve gerilimi azaltma anlaşmasının imzalanmasına destek vermesi dikkat çekiciydi. Ürdün şu an Arap ülkeleriyle ‘Şam ile normalleşme karşılığında Arap ülkelerinin taleplerini tanımlayan ortak bir tutuma’ ulaşma çabalarına öncülük ediyor. Batılı bir yetkili, Ürdün’ün normalleşmenin başlamasından sonra Suriye sınırından Ürdün’e yapılan uyuşturucu ve silah kaçakçılığının yanı sıra DEAŞ’ın bu bölgedeki eylemlerinin arttığını ve İran’ın Suriye’nin güneyinde, Ürdün sınırı yakınlarındaki varlığının azalmadığını açıkladığını söyledi. Batılı yetkili, bundan sonraki aşamada siyasi ve jeopolitik adımlar atılması için Şam'a baskı uygulanabilecek şekilde koordinasyon kurulması için talepler olduğuna dikkati çekti.
Öte yandan bir Arap kaynak, Hamas Hareketi’nin üst düzey isimlerinden Halil el-Hayye ve Usame Ebu Hamdan'ın önümüzdeki hafta Şam'ı ziyaret edeceğini söyledi. Hamas Hareketi liderlerinin on yıl önce Şam’dan ayrılmasından bu yana ilk kez gerçekleştireceği bir ikili ziyaret olacağını söyleyen kaynak, bu ziyaretin geçtiğimiz Ekim ayında Filistin’den bir heyetin Esed ile yaptığı görüşme çerçevesinde gerçekleşeceğini kaydetti. Kaynak, Hayye ve Ebu Hamdan'ın ziyaretinin amacının, Hamas Hareketi’nin yeniden Suriye'ye temsilci ataması meselesini tartışmak ve Şam'a üst düzey ziyaretler düzenlemek olduğunu belirttiler.



Kuveyt, okullarda her türlü siyasi ve dini etkinliği yasakladı

Kuveyt Eğitim Bakanı, siyasi etkinlik düzenleyen okul yetkililerinin görevden uzaklaştırılmasını emretti (KUNA)
Kuveyt Eğitim Bakanı, siyasi etkinlik düzenleyen okul yetkililerinin görevden uzaklaştırılmasını emretti (KUNA)
TT

Kuveyt, okullarda her türlü siyasi ve dini etkinliği yasakladı

Kuveyt Eğitim Bakanı, siyasi etkinlik düzenleyen okul yetkililerinin görevden uzaklaştırılmasını emretti (KUNA)
Kuveyt Eğitim Bakanı, siyasi etkinlik düzenleyen okul yetkililerinin görevden uzaklaştırılmasını emretti (KUNA)

Kuveyt dün okullarında tüm siyasi, dini ve partizanca faaliyetleri ve etkinlikleri yasakladı.

Kuveyt Eğitim Bakanı Seyid Celal Abdul Muhsin el-Tabtabai, okul etkinlikleri sırasında siyasi faaliyetler düzenleyen lise yetkililerinin okuldan uzaklaştırılmasını emretti. Eğitim Bakanlığı, "eğitim faaliyetlerini düzenleyen yönetmelik ve talimatları ihlal ederek düzenlenen okul etkinlikleriyle ilgili iki olay" hakkında acil soruşturma başlattı.

Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim İşleri Müsteşar Yardımcısı Mühendis Hamad el-Hamad, yayınladığı genelgede, tüm okul idarelerinden, tüm kamu kurum ve kuruluşlarının, kurumlarının ve resmi heyetlerinin Kuveyt içinde veya dışında herhangi bir resmi etkinlikte başka bir ülkenin bayrağını dalgalandırmaktan veya milli marşını çalmaktan kaçınmasını öngören Kabine kararına uymaları da dahil olmak üzere gerekli tedbirleri almalarını talep etti. Genelgede ayrıca, Milli Eğitim Bakanı'na okullarda kutlama yapılmasına ilişkin Kabine kararına uyması çağrısında bulunuldu.


Faysal bin Ferhan, Şarm eş-Şeyh Zirvesi'nde Suudi Arabistan heyetine başkanlık ediyor

TT

Faysal bin Ferhan, Şarm eş-Şeyh Zirvesi'nde Suudi Arabistan heyetine başkanlık ediyor

Faysal bin Ferhan, Şarm eş-Şeyh Zirvesi'nde Suudi Arabistan heyetine başkanlık ediyor

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan bin Abdullah, Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman bin Abdulaziz adına, bugün Mısır’ın Şarm eş-Şeyh kentine geldi.

Faysal bin Ferhan, Gazze Şeridi’ndeki savaşın sona erdirilmesine ilişkin anlaşmanın imzalanmasının beklendiği Şarm eş-Şeyh Barış Zirvesi’ne katılan Suudi Arabistan heyete başkanlık edecek.


Nobel Ödüllü Ömer Yaghi: Bu başarının arkasında Muhammed bin Selman'ın desteği var

Nobel Kimya Ödülü sahibi Suudi bilim insanı Ömer Yaghi,(SPA)
Nobel Kimya Ödülü sahibi Suudi bilim insanı Ömer Yaghi,(SPA)
TT

Nobel Ödüllü Ömer Yaghi: Bu başarının arkasında Muhammed bin Selman'ın desteği var

Nobel Kimya Ödülü sahibi Suudi bilim insanı Ömer Yaghi,(SPA)
Nobel Kimya Ödülü sahibi Suudi bilim insanı Ömer Yaghi,(SPA)

2025 Nobel Kimya Ödülü'nü kazanan Suudi bilim insanı Profesör Ömer Yaghi, Başbakan Veliaht Prens Muhammed bin Selman'a, "Vizyon 2030 kapsamında Krallığımız için bu başarıyı elde etmemizde en büyük etkiyi yaratan bilimsel kariyerime verdiği sürekli destekten dolayı" içten teşekkürlerini ve takdirlerini sundu.

Profesör Yaghi, Suudi Arabistan liderliğine, araştırma, geliştirme ve inovasyon sistemine, çeşitli bilimsel alanlardaki bilim insanlarına ve araştırmacılara verdikleri cömert destek ve himaye için minnettarlığını ve takdirini dile getirdi.

Yaghi, "Bu ödülü almak benim ve dünyadaki tüm Suudi ve Arap bilim insanları için büyük bir onur. Tanrı'dan bu başarının, gelecek nesil gelecek vaat eden Suudi ve Arap gençleri için araştırma ve inovasyon yolculuklarına devam etmeleri konusunda bir teşvik ve ilham kaynağı olmasını diliyorum" ifadelerini kullandı.

Nobel ödüllü araştırmacı, "Dünyanın dört bir yanından aldığım tebrik mesajlarından çok memnun oldum ve onlara minnettarım" dedi. Ayrıca, Kral Abdülaziz Bilim ve Teknoloji Şehri'nin (KACST) son yıllarda Kaliforniya Üniversitesi, Berkeley ile ortak Mükemmeliyet Merkezi aracılığıyla sağladığı sürekli destekten övgüyle söz etti.

Profesör Ömer Yaghi, alanında en önde gelen Suudi bilim insanlarından biridir. 21. yüzyılın en önemli bilimsel yeniliklerinden biri olan ağ kimyası bilimini kurmuş ve enerji, çevre, su tuzdan arındırma ve karbon yakalama alanlarında yeni ufuklar ve uygulamalar ortaya koymuştur.

Öncü başarıları ve katkılarından dolayı, İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi tarafından verilen 2025 Nobel Kimya Ödülü'ne, bu tarihi başarıya ulaşan ilk Suudi bilim insanı olarak layık görüldü.