Yemen Hükümeti Husilerin kadınlara baskılarını kınadı

Böbrek yetmezliği çeken Yemenli bir kadın, Sana’daki bir sağlık merkezinde diyalize giriyor (EPA)
Böbrek yetmezliği çeken Yemenli bir kadın, Sana’daki bir sağlık merkezinde diyalize giriyor (EPA)
TT

Yemen Hükümeti Husilerin kadınlara baskılarını kınadı

Böbrek yetmezliği çeken Yemenli bir kadın, Sana’daki bir sağlık merkezinde diyalize giriyor (EPA)
Böbrek yetmezliği çeken Yemenli bir kadın, Sana’daki bir sağlık merkezinde diyalize giriyor (EPA)

Husi milislerinin, insan hakları aktivistleri, medya çalışanları ve darbeci grubun yolsuzluğunu eleştiren kişiler dahil olmak üzere muhaliflerine karşı insan hakları ihlallerini artırdığı sırada Yemen hükümeti, darbe hapishanelerinde, kaçırılmış bin 700’den fazla kadın olduğuna dikkat çekerek, grubun kontrolü altındaki bölgelerde kadınlara yönelik devam eden baskıyı kınadığını yineledi.
Hükümetin ve insan hakları kuruluşlarının raporlarına göre, milisler, Yemenli bir sunucuyu, yanında mahremi olmadan yolculuk yaptığı bahanesiyle Sana ile Damar arasındaki yolda kaçırarak hapishaneye götürdü.
Yemenli yayıncı Aşvak el-Yerimi’nin kaçırılmasına, Husi milislerinin hapishanelerinde özellikle de Sana’daki milis kontrolündeki merkez hapishanede bulunan kaçırılmış onlarca kadının, fiziksel ve psikolojik işkence ve tedavinin reddi dahil olmak üzere çeşitli türlerde insan hakları ihlallerine maruz kaldığına yönelik raporlar eşlik etti.
Yemen Enformasyon Kültür ve Turizm Bakanı Muammer el-İryani, tayıncı Aşvak el-Yerimi’nin hakkında yorum yaparak, İran’a bağlı terörist Husi milislerinin, Sana ve Dhamar vilayetleri arasında seyahat ettiği sırada yanında mahremi olmadığı bahanesiyle Yerimi’yi kaçırdığını ve sözde Güvenlik ve İstihbarat Teşkilatı’na götürdüğünü söyledi. Söz konusu kurum, siyasi, medya ve insan hakları faaliyetleri nedeniyle kadınların kaçırılması ve zorla kaybedilmesi suçlarının bir uzantısını teşkil ediyor.
İryani yaptığı açıklamalarda, insan hakları raporlarına göre, darbeden bu yana Husi milislerinin gözaltı merkezlerinde kaçırılan kadın sayısının yaklaşık olarak bin 700’e ulaştığını, bu kişilerin arasında insan hakları aktivistleri, medya uzmanları, gazetecilein yer aldığını açıkladı. Bakan raporlara göre, milislerin bu kişileri alıkoymaya devam ettiğini ve yüzlercesinin kötü durumda olduğunu ve Yemen değer ve geleneklerini alenen ihlal ederek onlara karşı psikolojik ve fiziksel işkence uyguladığını da belirtti.
Yemenli Bakan uluslararası topluma, Birleşmiş Milletlere, insan hakları ve kadın örgütlerine, ‘suç uygulamaları’ olarak tanımladığı bu uygulamaların kınanması çağrısında bulundu. Söz konusu uygulamaların Husi milislerinin bir ‘terör örgütü’ olduğu gerçeğini ortaya koyduğunu belirtti. Bakan aynı zamanda ‘Kaçırılan tüm kişilerin derhal serbest bırakılması ve Yemenli kadınlara yönelik suç ve ihlallere son verilmesi için milisler üzerinde gerçek bir baskı uygulanması’ çağrısında bulundu.
Yemenli bakan yaptığı açıklamalarda, Husi milislerin hapishanelerindeki kadın tutuklulara yönelik ihlallerini kınadı. Kadın tutukluların maruz kaldıkları trajik koşullara, psikolojik ve fiziksel işkence türlerine ve sağlık bakımının eksikliğine dikkat çekti.
İnsan hakları raporları, Sana’da bulunan merkezi hapishanede kadınlar bölümü idaresinden de sorumlu olan Um el-Karrar el-Maruni’nin, onlarca kadın tutukluya işkence yaptığını ve onları sadece ölümlerinden sonra dışarı çıkmalarına izin vermekle tehdit ettiğini bildirdi.
Yemen Enformasyon Bakanı yaptığı açıklamalarda, Husi milislerinin, Arap Birliği’nin Kadın Liderler Birliği Yemen Ofisi Başkanı, insan hakları uzmanı feminist Fatıma Salih el-Arveli’yi, 5 aydır kendisine karşı herhangi bir suçlama yapmadan veya ailesiyle iletişim kurmasına izin vermeden tutmaya devam etiğini açıkladı. Arveli, Husilerin çocukları savaşçıları arasında alma suçunu ve milis kontrolündeki bölgelerde kadınların koşullarını eleştirdiği bir yayının ardından kaçırılmıştı.
İryani bunların yanı sıra, 7 Ekim 2016’dan bu yana Husi milislerinin gözaltı merkezlerinde tutulan 32 yaşındaki Esma Matar el-Umesi’nin sağlık durumunun kötüleştiğine uyarıda bulundu. Umisi’nin avukatı da, kadının hayatını tehdit eden bir dizi hastalık nedeniyle sağlığının kötü olduğunu belirtmişti.
Bakan İryani, insan hakları raporlarında belirtilenlere dikkat çekerek, idam cezasına çarptırılan iki çocuk annesi Esma el-Umesi ile Husi milislerin kontrolündeki merkezi hapishanede tutulan yüzlerce kadının aşağılayıcı ve zalimce muamelenin yanı sıra, tıbbi ihmal, hapishane amiri Um el-Karrar el-Maruni’nin ve hapishane gardiyanları tarafından ölüm tehdidine maruz kaldığını belirtti.
İryani, uluslararası topluma, Birleşmiş Milletlere, İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Ofisi’ne (OHCHR) insan hakları ve kadın hakları örgütlerine, hukuki, ahlaki ve insani sorumluluklarını yerine getirerek, kaçırılan kadın Esma el-Umesi’nin hayatını kurtarmak için müdahale etme, onlara sağlık hizmet sunma, tutuklanan ve zorla kaybedilen, trajik koşullardan mustarip tüm kadınların derhal serbest bırakılması için gerçek bir baskı uygulama ve Yemenli kadınlara karşı benzeri görülmemiş suçlara son verme çağrısında bulundu.
Yemenli insan hakları kaynakları tarafından belirtilene göre, Husilerin kadınlara yönelik baskını yoğunlaştırmasının, milislerin kontrolündeki bölgelerde Yemenlilere yönelik doğrudan öldürme, yaralama, adam kaçırma, mülk yağmalama ve haraç ödeme zorunluluğu dayatma gibi günlük olarak onlarca ihlalin kaydedilmesiyle aynı zamana denk geldi.
Kaynaklara göre, bu ihlallerin sonuncusu, milislerin İbb’deki Muzeyhira ilçesindeki evlerine baskın yaparak 12 kişiyi kaçırması oldu. Milisler kaçırdıkları kişileri Muzeyhira’da ve İbb’in diğer bölgelerindeki hapishanelere nakletti.



Gazze ateşkesi: Philadelphia Koridoru 2 ile ilgili anlaşmazlıklar arabulucuların çabalarını zorlaştırıyor

Dün Gazze şehrinde yıkımın ortasında yükselen duman (Reuters)
Dün Gazze şehrinde yıkımın ortasında yükselen duman (Reuters)
TT

Gazze ateşkesi: Philadelphia Koridoru 2 ile ilgili anlaşmazlıklar arabulucuların çabalarını zorlaştırıyor

Dün Gazze şehrinde yıkımın ortasında yükselen duman (Reuters)
Dün Gazze şehrinde yıkımın ortasında yükselen duman (Reuters)

ABD-İsrail görüşmelerinde Hamas ile İsrail arasında anlaşmazlık konusu ‘tek nokta’ olan, İsrail'in Mısır sınırı yakınlarındaki stratejik bir bölgenin kontrolünü ele geçirmesi ve Kahire'nin bunu reddetmesi konuşuluyor.

Mısırlı ve Filistinli kaynaklar, Katar’ın başkenti Doha'da devam eden ateşkes görüşmelerinde ‘taraflar arasında uçurumlar’ ve ‘İsrail'in inatçılığı’ olduğunu vurguladılar.

İsrail basını, müzakere masasında bir ‘kriz’ olduğu yönünde sızıntıları aktarırken özellikle Mısır'ın, arabulucuların anlaşmaya varmak için çabalarını desteklemek üzere uluslararası toplumun ve Avrupa ülkelerinin arabulucu rolü almasını talep etmesi ve Katar heyetinin ABD'de bulunması bu sızıntılara neden oluyor.

Şarku’l Avsat’a konuşan uzmanlar, İsrail'in Mısır sınırı yakınlarındaki bölgelerden, özellikle de ‘Philadelphia Koridoru 1 ve Philadelphia Koridoru 2’ bölgelerinden çekilmemeyi sürdürmesi halinde müzakerelerin çıkmaza girebileceğini düşünüyor.

gthy
Salı günü Gazze'nin güneyindeki Morag Ekseni’nde seyir halindeki İsrail askeri araçları (AP)

Mısır, geçtiğimiz yıl sınırlarına yakın olan Philadelphia (Salahaddin) Koridoru’nun İsrail tarafından yeniden işgal edilmesini reddetmiş ve iki taraf arasında bu konuda gerginlikler yaşanırken derhal geri çekilmesini talep etmişti. Öte yandan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu geçtiğimiz nisan ayında, ‘Philadelphia Koridoru 2’ olarak nitelendirdiği, Han Yunus’un hemen güneyinde uzanan bir askeri yol olan Morag Ekseni’nin kontrol altına alınması gerektiğini ve bu koridorun işgal edilmesinin Filistin'in Refah bölgesini Gazze Şeridi'nden ayırmaya imkan vereceğini açıklamıştı.

"Stratejik riskler"

Dün Şarku’l Avsat’a konuşan Mısırlı bir kaynak, Kahire'nin İsrail'in Philadelphia Koridoru veya Morag Ekseni gibi bölgelerden çekilmesinin önemine ilişkin tutumunun sarsılmaz olduğunu ve ‘Filistinlileri Refah'ta toplama gibi, bölgedeki istikrarı bozacak ve onların zorla yerlerinden edilmesine yol açacak başka planlar dayatılmasının kesinlikle kabul edilemez’ olduğunu belirtti.

Doha’daki mevcut müzakerelerin ‘gizli’ olduğunu ve ABD ve İsrail çevrelerinde yayılan söylentilerin aksine, müzakerelerin sona ermiş ve çıkmaza girmiş olabileceğini düşünen kaynak, buna karşın ABD’nin baskısıyla İsrail'in tutumunun değişmesi halinde bu durumun değişebileceğini belirtiyor.

fvbfrg
Dün Gazze Şeridi'nin orta kesimlerindeki Gazze şehrinde İsrail'in saldırısının ardından dumanların yükseldiği görüntü (AFP)

Filistinli bir kaynak, Morag Ekseni’nin müzakere belgesinde kalan veya temel sorun olmadığını, işgalci İsrail’in geri çekileceği bölgeler konusunda bir anlaşmaya varılması ve uluslararası toplum ile Birleşmiş Milletler (BM) kurumlarının insani yardımları ulaştırma rolünün yeniden aktif hale getirilmesi gerektiğini, bunun da Washington'ın işgalci İsrail’e karşı ciddi bir tutum sergilemesi ve anlaşmayı engellememesi veya başarısızlığa uğratmaması için baskı yapması halinde gerçekleşebileceğini’ belirtti.

Dün Şarku’l Avsat’a konuşan kaynak, Mısır’ın İsrail’in önerisini reddettiği ve bu konuda net bir tavır sergilediğini belirterek, Kahire’nin İsrail’in Refah bölgesindeki işgalinin Mısır'ın ulusal güvenliği için doğrudan bir tehdit oluşturduğunun ve Morag Ekseni gibi sınır şeridine yakın bölgelere düzensiz bir şekilde çekilmenin gelecekte ciddi gerginliklere yol açabilecek stratejik riskler barındırdığının farkında olduğunu da sözlerine ekledi.

Öte yandan İsrail gazetesi Yedioth Ahronoth, başlıca anlaşmazlık noktasının İsrail'in Morag Eksenini kontrol altında tutma planıyla ilgili olduğunu aktardı. Gazete  bu konuyla ilgili olarak İsrail’de, rehinelerin serbest bırakılmasını geciktirebileceğini düşünenler ile İsrail'in, yerinden edilmiş kişileri Hamas üyelerinden ayırmak için bir şehir inşa etme girişimleri çerçevesinde bunun hayati önem taşıdığını düşünenler arasında görüş ayrılığı olduğunu bildirdi.

bgy
Dün Gazze Şeridi'nin güneyindeki Nasır Hastanesi önünde cenaze töreni düzenleyen Filistinliler (AFP)

Öte yandan İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz pazartesi günü yaptığı açıklamada, bakanlığın Refah bölgesinde en az 600 bin Filistinliyi kabul etmek üzere yeni bir insani bölge kuracağını ve bu bölgenin Hamas’tan arındırılmış olacağını söyledi.

‘ABD baskısı’ kartı

Eski Mısır Dışişleri Bakanı ve Mısır Dışişleri Konseyi Başkanı Büyükelçi Muhammed Urabi, İsrail'in Mısır için kabul edilemez olan sınırlarda kalma gibi tutumunu değiştirmediği sürece ateşkes için bir fırsat olduğunu düşünmüyor. Masada birtakım zorluklar olduğunu ve anlaşma için son şansın giderek azaldığını belirten Büyükelçi Urabi, İsrail'in anlaşmayı kabul etmek için henüz ciddi bir adım atmadığını vurguladı.

Hamas konusunda uzman Filistinli siyasi analist İbrahim el-Medhun, İsrail'in çekilmeyi engellemeye ve uluslararası kuruluşların çalışmalarını aksatmaya çalıştığını belirterek, “İsrail'in Gazze'nin güneyinden ve doğusundan çekilmeme konusundaki ısrarı, zorla yerinden etme planının hâlâ geçerli olduğu yönündeki endişeleri güçlendiriyor ve bu da gerçek bir sükunet veya kapsamlı bir siyasi çözüm için gösterilen çabaları baltalıyor” dedi.

dfrgt
Dün Gazze şehrinin batısındaki Şati Mülteci Kampı’nda İsrail'in saldırısının yol açtığı yıkıma derin düşüncelerle bakan Filistinli bir genç (AFP)

Filistinli siyasi analist Nizar Nazzal ise İsrail'in Morag Ekseni’nde kalma ısrarının arabulucuların çabalarını zorlaştırdığını ve İsrail'in yerinden etme planını sürdürme niyetini ortaya koyduğunu belirtti. Mısır'ın ‘ulusal güvenliğine tehdit oluşturduğu için bunu kabul etmeyeceğini’ ifade eden Nazzal, “Ancak genel olarak, ABD’nin Netanyahu üzerindeki baskısı, onun bu eksende güçlerini azaltmasına ve geçici bir anlaşmaya varmaya yöneltebilir” şeklinde konuştu.

Avrupa Birliği'nin rolü

İsrail’in ateşkes ve esir takası anlaşmasını tehdit eden bu hamleleri devam ederken Mısır Dışişleri Bakanı Bedir Abdulati, Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noël Barrot ve ve Hollanda Dışişleri Bakanı Kasper Veldkamp ile dün Gazze'de ateşkese ilişkin müzakerelere dair son gelişmeleri, uluslararası toplumun sorumluluklarını yerine getirmesi ihtiyacını ve ateşkes çabalarını destekleme konusunda Avrupa Birliği'nin (AB) rolünün önemini görüştü.

Yedioth Ahronoth gazetesi, Katar heyetinin bu hafta Washington'a giderek ABD yönetiminin üst düzey yetkilileriyle görüşmelerde bulunduğunu, Başkan Donald Trump'ın ise salı günü İsrail Başbakanı Netanyahu ile Beyaz Saray'da ikinci kez bir araya gelerek ‘Gazze konusunda azami baskı uygulamak’ için görüşmelerde bulunduğunu bildirdi.

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa'ar dün düzenlediği basın toplantısında,İsrail'in ‘Gazze'de ateşkes sağlanması konusunda ciddi olduğunu ve bunun gerçekleştirilebilir bir hedef olduğunu’ vurguladı. Sa’ar, “Geçici bir ateşkes sağlanırsa, kalıcı bir ateşkes için müzakerelere başlayacağız” dedi.

İsrail ve ABD'nin anlaşmayı desteklemesinin ‘gerçekte hiçbir karşılığı olmadığını’ düşünen Urubi, “Washington İsrail’e baskı yapmadığı sürece, ateşkes anlaşması olmayacak ve bu da İsrail’in bölgede barışı engellemeden veya geciktirmeden gerçek bir yol izlemesini sağlayacak. Mısır’ın şu anki girişimleri akıllıca ve sorumluluk sahibidir ve arabulucuların çabalarına uluslararası ve Avrupa desteği sağlamak ve bölgede istikrarı sağlamak amacıyla yapılıyor” değerlendirmesinde bulundu.

Öte yandan Medhun’a göre İsrail'in bu yaklaşımını sürdürmesi, daha fazla tırmanışa ve 60 günlük sınırlı bir ateşkes fikrinin önünü açacak, ancak nihai bir çözüm getirmeyecek. Medhun, böyle bir durumun ise Filistinliler tarafından kabul edilmeyeceğinin altını çizdi.

Nazzal ise, anlaşmanın açıklanmasının ardından ABD'nin baskısıyla ‘İsrail'in, Hamas’ın çok sayıda rehineyi serbest bırakmasının ardından bölgeyi yeniden savaşa sürükleyecek mayınlar döşeyeceğini’ öngörüyor.