Ramazan orucu bağışıklık hücrelerinin gelişmesine yardımcı oluyor

Ramazan orucunun faydaları hakkında daha fazla kanıt tespit edildi (Arşiv)
Ramazan orucunun faydaları hakkında daha fazla kanıt tespit edildi (Arşiv)
TT

Ramazan orucu bağışıklık hücrelerinin gelişmesine yardımcı oluyor

Ramazan orucunun faydaları hakkında daha fazla kanıt tespit edildi (Arşiv)
Ramazan orucunun faydaları hakkında daha fazla kanıt tespit edildi (Arşiv)

Amerika Birleşik Devletleri Baylor Üniversitesi’ndeki araştırmacılar, Ramazan ayında oruç tutmanın sağlıkta önemli bir rol oynayabileceğine dair daha fazla kanıt buldu.
Şarku’l Avsat’ın Metabolism Open dergisinden aktardığı habere göre derginin son sayısında yayınlanan yeni bir çalışmada araştırmacılar, 1 ay boyunca şafaktan gün batımına kadar oruç tutmanın, periferik kan mononükleer hücresi (PBMC) adı verilen bir tür bağışıklık hücresinin proteinlerini etkileyerek anti-aterosklerotik etkiye sahip olduğunu buldu.
Araştırmanın yazarı Baylor Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Doç. Dr. Ayşe Leyla Mendikoğlu üniversitenin resmi web sitesinde yayınlanan araştırmasında “Sirkadiyen ritim bozukluklarının kanser ve metabolik sendromla ilişkili olduğunu biliyoruz ve oruç sirkadiyen ritmin sıfırlanması işlevi görebilir. Oruç tuttuktan sonra katılımcılar kilo verdi, kan basıncı ve insülin direnci düzeldi” dedi.
Mevcut çalışma, Ramazan ayında oruç tutan metabolik sendrom, obezite, insülin direnci (yüksek kan şekeri seviyeleri), yüksek tansiyon ve yüksek trigliseritler (bir tür) dahil olmak üzere bir dizi durumdan mustarip 14 kişiyi taramak için kan örnekleri kullandı. Bu koşullar kardiyovasküler hastalık ve kanser riskinin artmasına neden olabilir.
Oruç dışında, katılımcıların tercih ettikleri her şeyi yemelerine izin verildi ve herhangi bir egzersiz rejimine veya kilo verme prosedürüne uymaları gerekmedi.
Katılımcılar oruç döneminin başlamasından önce ve oruç bitiminden bir hafta sonra kan örnekleri verdi. Araştırma ekibi PBMC’leri incelemek için kütle spektrometresi tekniklerini kullandı. Ateroskleroz, kalp hastalığı ve kanser teşviki ile ilişkili proteinlerin azaldığını tespit edildi. (Apolipoprotein B). (Aterosklerotik kalp hastalığı gelişme riskini tahmin etmek için düşük yoğunluklu lipoprotein (LDL) kolesterolden daha doğru bir gösterge) 4 haftalık orucun sonunda önceki seviyesine göre önemli ölçüde azalma oldu ve 1 haftalık oruçtan sonra bile eksikliği devam etti.
Mendikoğlu, “Bu çalışmanın sonuçları çok önemli. Çünkü orucun hücresel düzeyde olumlu etkisini doğrulayabildik. Ramazan ayında oruç tutan metabolik sendromlu kişilerde ilk kez bağışıklık hücrelerinin proteini üzerine bu tür bir araştırma yapıldı” dedi.



Neden çoğu kişi uykusunda örümcek yuttuğunu düşünüyor?

Bilim insanları, örümceklerin insanların ağzından uzak duracağını söylüyor (Unsplash)
Bilim insanları, örümceklerin insanların ağzından uzak duracağını söylüyor (Unsplash)
TT

Neden çoğu kişi uykusunda örümcek yuttuğunu düşünüyor?

Bilim insanları, örümceklerin insanların ağzından uzak duracağını söylüyor (Unsplash)
Bilim insanları, örümceklerin insanların ağzından uzak duracağını söylüyor (Unsplash)

Çoğu kişi insanların uyurken örümcek yuttuğu iddiasını duymuştur. Hatta bazıları, ortalama bir insanın yılda 8 örümceği mideye indirdiğini öne sürüyor. 

Peki bu iddialar gerçeği ne kadar yansıtıyor? 

Bilim insanlarına göre, örümceklerin insanların ağzına girmesi son derece düşük bir ihtimal.

Örneğin çoğu örümcek türü, insanların yanına yaklaşmayı pek tercih etmiyor. "Onlar senden daha çok korkuyor" ifadesi klişe olsa da bu durumda doğru bir varsayım.

İnsanların nemli ağzı, örümceklere pek çekici gelmiyor. Smithsonian Enstitüsü'nden böcekbilimci Floyd Shockley, örümceklerin oksijen soluduğunu ve ağzı "çoğunlukla karbondioksit ve su buharı içeren sıcak, nemli bir mağara" gibi gördüklerini belirtiyor.

Shockley, birinin piyangoyu kazanma ihtimalinin, uyurken ağzına örümcek girmesinden daha yüksek olduğunu ifade ediyor.

Britanya Araknoloji Topluluğu'ndan Dr. Geoff Oxford da "Biri uyurken sıcak hava alıp verir" diyerek ekliyor:

Neden bir örümcek içeri girsin ki? Böyle bir şey yapmazlar.

Bilim insanları ayrıca bu inanış devam etmesine karşın iddiaları destekleyen vakalara rastlanmadığını söylüyor.

ABD'deki Burke Müzesi'nden örümcek uzmanı Rod Crawford "Bilimsel ya da tıbbi literatürde böyle bir vaka resmi kayıtlarda yer almıyor" diyerek ekliyor: 

Milyonlarca insan bir şekilde başka birini uyurken izlemiştir; peki neden bir örümceğin uyuyan kişinin ağzına girmeye çalıştığına dair tek bir görgü tanığımız yok?

Crawford bugüne kadar kulağında örümcek yakalayan bir kişiye, burnunda bulan iki kişiye ve çocukken, uykularında örümcek olduğunu düşündükleri bir şeyi ağızlarından tutup attığını söyleyen birkaç kişiye rastladığını ifade ediyor.

Kimsenin elinde kanıt olmadığını söyleyen bilim insanı "Bir örümceğin, nefes alan devasa bir canavarı ziyaret edip ağzına gireceğine ikna olmadım" diye ekiyor.

Peki neden insanlar bu iddialara inanmayı sürdürüyor? Cambridge Üniversitesi Zooloji bölümünden Dr. Matt Wilkinson "Bu bir efsane olmasında karşın birçok insan bunu gerçek gibi kabul ediyor" diyor.

IFLScience'a göre, bu iddiaların kaynağı belirsiz. 

"Lisa Birgit Holst" adında birinin 1993 tarihli bir yazısı kaynak gösterilse de daha sonra bunun sahte olduğu ortaya çıkmıştı. Gerçek birine karşılık gelmeyen yazarın isminin "tHis is a Big troLl" (Bu büyük bir trol) ifadesinin anagramı olduğu anlaşılmıştı.

Duke Üniversitesi'nden psikologların bir araştırmasına göre, eğer bir bilginin yanlış olduğuna inanmak gibi bir neden yoksa genellikle bunun nereden öğrenildiği hatırlanmıyor.

Ayrıca bazı uzmanlar, doğru bilgilerle yanlış olanlardan daha sık karşılaşıldığı için bir şeyin otomatik olarak doğru kabul edilebileceğini söylüyor. Bir bilgiye inanmamak ikinci bir adım gerektirdiğinden, iddiaları doğru varsaymak zaman ve enerji tasarrufu sağlıyor.

Örümcekle ilgili iddiaların kabul edilmesinde muhtemelen çok sık tekrar edilmesinin de payı var. Bu durum, insanların örümceklere yönelik korkusuyla birleşince gece uykuda ağza girmeleri gibi "tuhaf" davranışlar sergilemeleri daha inandırıcı gelebiliyor.

Uzmanlar böyle bir şey yaşanma ihtimalinin çok düşük olmasının yanı sıra gerçekleşmesi durumunda bir zarar vermeyeceğini de belirtiyor. 

Virginia'daki Hampden-Sydney College'da biyoloji alanın emeritus profesör olan Bill Shear, eğer böyle bir şey olursa örümceğin mide asidine ineceğini ve "insana hiçbir zarar vermeden" neredeyse anında öleceğini ifade ediyor.

Independent Türkçe, IFLScience, Washington Post, BBC, Burke Müzesi, Psychology of Learning and Motivation, Case Western Reserve Üniversitesi