Göç; Tunus ve İtalya'nın uykularını kaçırıyor

Uzmanlar güvenlik yaklaşımları konusunda uyarıyor ve ekonomik bir çözümün gerekliliğinin altını çiziyor

Tunus Aile Bakanı Emel el-Hac Musa ve İtalyan Büyükelçi Fabrizio Saggio / Fotoğraf: Independent Arabia
Tunus Aile Bakanı Emel el-Hac Musa ve İtalyan Büyükelçi Fabrizio Saggio / Fotoğraf: Independent Arabia
TT

Göç; Tunus ve İtalya'nın uykularını kaçırıyor

Tunus Aile Bakanı Emel el-Hac Musa ve İtalyan Büyükelçi Fabrizio Saggio / Fotoğraf: Independent Arabia
Tunus Aile Bakanı Emel el-Hac Musa ve İtalyan Büyükelçi Fabrizio Saggio / Fotoğraf: Independent Arabia

Son yıllarda Tunuslu ailelerin göç eğilimi, ülkenin içinden geçtiği ekonomik kriz nedeniyle arttı ve İtalya kıyılarına ulaşan aile sayısı 700 aileye ulaştı.
Tunus, aileleri düzensiz göçten koruyacak bir plan geliştirmek için İtalyan tarafıyla iş birliği içinde bir çözüm bulmaya çalışıyor.
Bununla birlikte, sonuçlar belirsizliğini koruyor. Özellikle bazı gözlemciler bunu, İtalyan hükümetinin kaçak göçle mücadele için benimsediği yaklaşımları bir göz boyası olarak görüyor. 
Tunus Aile, Kadın, Çocuk ve Yaşlılar Bakanı Emel Hac Musa, İtalya'nın Tunus Büyükelçisi Fabrizio Saggio ile bir araya geldi.
Bakanlık tarafından yayımlanan açıklamaya göre, toplantıda iki ülke arasında aile ve kadınla ilgili alanlarda mevcut iş birliğinin yönleri ele alındı.
Toplantıda ayrıca, 11 Aralık Ulusal Aile Günü münasebetiyle bakanlık tarafından başlatılan düzensiz göçten korunmak amacıyla ailelerin ekonomik ve sosyal entegrasyonuna yönelik yeni programın ana hedefleri gözden geçirildi. 
Bunun yanı sıra toplantıda, geçim kaynaklarının yaratılması yoluyla ailelerin göç etmesinin önlenmesi, bilinçlendirilmesi, kapasite desteği ve ekonomik olarak güçlendirilmesini ve gençleri düzensiz göçün olumsuz etkileri hakkında bilinçlendirme tartışmalarına dahil etmek için nüfus yoğunluğunun yüksek olduğu şehirlere ve kenar mahallelere yönelmeyi içeren eylem stratejisini uygulamak için ortak işbirliği yollarına değinildi.

Güçlendirme ve kapsayıcılık
Tunuslu Bakan, düzensiz göç olgusunu tüm yönleriyle ele almak için ilgili çeşitli paydaşları bir araya getiren kapsamlı, katılımcı bir ulusal yaklaşımın benimsendiğini doğruladı.
Musa, Bakanlığın, Safakes, Mehdiye, Tunus, Kassarin ve Medenin de dahil olmak üzere beş vilayette ilk aşamada uygulanacak olan bu ulusal program için ilk mali fonları tahsis ettiğini kaydetti. 
Programın, özellikle gençler, kadınlar ve kızlar olmak üzere düzensiz göçmen ailelerinin üyelerini refakat ve ekonomik ve sosyal güçlendirme yoluyla çevrelemeyi, güçlendirmeyi ve kapsayıcılığı hedeflediğini açıkladı.
Bakan Musa, bakanlığın özellikle Tunus'un içinden geçtiği olağanüstü ekonomik durum sırasında, özel durumları olan grupları teşvik etmek amacıyla, Özel Durumları Olan Ailelere Ekonomik Güçlendirme Programı, Okul Terk Riski Altındaki Öğrenci Annelerine Yönelik Güçlendirme Programı ve Kadın Girişimcilik ve Yatırım Programı gibi kadın ve kız çocuklarının güçlendirilmesi gibi sosyal boyutlu programlarını uygularken ekonomik bir yaklaşım benimsediğine dikkat çekti.
İtalyan Büyükelçi de düzensiz göçle mücadele ve ailenin ekonomik olarak güçlendirilmesi alanında ülkesi ile Tunus arasındaki ortaklığa desteğini ve hazır olduğunu ifade etti. İstenen sonuçlara ulaşmak için deneyimlerin paylaşılması ve eylem planının ana özelliklerinin tanımlanması çağrısında bulundu.

Emniyet müdahalesi 
Tunus Ekonomik ve Sosyal Haklar Forumu tarafından koronavirüs (Kovid-19) salgını ve Tunuslu ailelerin göç niyetleri üzerine bir saha çalışması hazırlanmış olması dikkat çekiyor.
Söz konusu çalışma ankete katılan ailelerin yüzde 57,8'inin çocuklarının geleceğinin ülke dışında daha iyi olacağına inandığını ortaya koydu.
Bir yıl önce yayımlanan araştırma, bin 400 aile örneğine dayalı olarak ülkenin farklı bölgelerinden 7 Tunus ilini kapsadı. 
Ayrıca, Tunus Ekonomik ve Sosyal Haklar Forumu'nun resmi sözcüsü Ramazan bin Ömer, "İtalyan Büyükelçi, düzensiz göç dosyasını görüşmek üzere Kadın ve Aile Bakanı'nın yanı sıra İçişleri ve Sosyal İşler Bakanı gibi Tunuslu bakanlarla birçok görüşme yaptı" dedi. 
Sözcü İbn Ömer, "Bu toplantılar, göçmenlik konularının daha güvenli bir şekilde ele alınmasını destekleyen bir İtalyan yaklaşımı çerçevesine giriyor. Kadın ve Aile Bakanlığı'nın bahsettiği program, özellikleri, hedefleri ve finansmanı konusunda net değil. Ancak Tunus'ta uygulanmakta olan birçok İtalyan programının bir parçası ve bu programlar son yıllarda sınırlarını kanıtladı" şeklinde konuştu.
İbn Ömer, "Çoğu, güvenlik yönü için daha fazla fon ayıran ve sosyal ve ekonomik yönler için bazı sınırlı fonlar tahsis eden programlardır" ifadelerini kullandı.  

Zorunlu sınır dışı etme
Ramazan bin Ömer, "Her zaman, bu programların veya bu tür anlaşmaların belirtilmemiş amaçları hakkında sorular gündeme gelir. Bugün, ailelerin zorla ülkelerine geri gönderilmesi konusunda Tunus ve İtalya arasındaki ikili işbirliği hakkında birçok endişemiz var. Bu, özellikle İtalya tarafında, uluslararası yasalara ve uluslararası yükümlülüklere saygı eksikliği nedeniyle bir gerileme teşkil ediyor" diye konuştu. 
Resmi Sözcü, aynı bağlamda "Düzensiz göçün ele alınması kapsamlı olmalı ve öncelikle Tunuslulara gelecekte umut veren siyasi istikrar konusunu içermelidir. Bunlar, etkili programların ekonomik ve sosyal yönlerini içerirler, bunlarla sınırlı değildirler ve kağıt üzerinde mürekkepten ibarettirler ve sahada zayıf sonuçları vardır" ifadelerini kullandı.
Ramazan bin Ömer, sözlerine şunları ekledi:
"Son yıllarda Tunuslu aileler arasında göç etme arzusu çarpıcı bir şekilde arttı. 700 Tunuslu aile, teknelerle İtalyan kıyılarına ulaştı. Rakam ürkütücü ve forum tarafından yapılan araştırmalara göre göç etmek isteyen ailelerin çoğu, ister engelliler gibi özel ihtiyaçları olsun, sağlık veya psikolojik düzeyde uzun tedavi süreçlerine ihtiyaçları olsun, çocuklarının statüsüyle ilgili zorluklar yaşıyor. Tunus'un içinden geçmekte olduğu kriz nedeniyle bu ihtiyaçlar karşılanamıyor."
Ayrıca İbn Ömer, Tunus'taki düzensiz göç dosyasıyla ilgilenenlerin bu programların uygulanmasını beklediklerini ve bunların etkinliğini sonuçların belirleyeceğini vurguladı.
"Düzensiz göçle ilgili yaklaşımları sınırlamak için uygulanan bir göz boyası" olarak tanımladığı bu programların kalitesi konusunda İbn Ömer, iyimser olmadıklarını da sözlerine ekledi.



BM raporu: Ortadoğu'da kaçak göçmenler arasındaki ölümler azalıyor

Uluslararası Göç Örgütü, mağdur sayısına ilişkin bilgi eksikliğini vurguladı (IOM)
Uluslararası Göç Örgütü, mağdur sayısına ilişkin bilgi eksikliğini vurguladı (IOM)
TT

BM raporu: Ortadoğu'da kaçak göçmenler arasındaki ölümler azalıyor

Uluslararası Göç Örgütü, mağdur sayısına ilişkin bilgi eksikliğini vurguladı (IOM)
Uluslararası Göç Örgütü, mağdur sayısına ilişkin bilgi eksikliğini vurguladı (IOM)

Birleşmiş Milletler Uluslararası Göç Örgütü (IOM) tarafından dün yapılan açıklamada, 2024 yılında 159'u çocuk ve 257'si kadın olmak üzere 3 bin 400 göçmenin ya kaybolduğu ya da öldüğü belirtildi.

Çatışmalar, ekonomik çöküş ve düzenli güzergahların olmaması nedeniyle pek çok göçmen ölüm tehlikesi olan yolculuklar yapmak zorunda kalıyor.

IOM tarafından dün Kahire'de açıklanan ‘Ortadoğu ve Kuzey Afrika'da Kayıp Göçmenler 2024’ raporuna göre bölge dışındaki deniz yolları en ölümcül rotalar olmaya devam ediyor. Bölgede 2 bin 500'den fazla ölüm ve kayıp vakası kayıtlara geçerken, kara yollarında da 900'den fazla vaka kaydedildi.

Bu sayı, yaklaşık 5 bin vakanın kaydedildiği 2023 yılına kıyasla yüzde 30'luk bir düşüş olduğunu gösterse de hala endişe verici derecede yüksek ve muhtemelen trajedinin gerçek boyutunu yansıtmıyor. Özellikle uzak çöllerde ve çatışma bölgelerinde ya da hayatta kalan kimsenin bulunamadığı boğulma vakalarında veri eksiklikleri nedeniyle birçok ölüm vakası rapor edilmiyor. Kesin olmayan izlemeler ve ülkeler arasındaki koordinasyon eksikliği ile insani yardıma sınırlı erişim, rakamların gerçeği tam olarak yansıtmamasına katkıda bulunuyor.

Bölge genelinde ‘güvenli olmayan göç yollarının’ yürek burkan gerçeklerine dikkat çeken raporda bölgesel iş birliğinin arttırılması, veri toplanmasının iyileştirilmesi ve göçmenlerin onurunu ve haklarını koruyan, hayat kurtarmaya ve kayıpların ailelerine destek olmaya öncelik veren kapsamlı adımlar atılması çağrısı yapıldı.

898o0
Raporun Kahire'de açıklandığı oturumdan (Şarku’l Avsat)

IOM Ortadoğu ve Kuzey Afrika Bölge Direktörü Osman el-Belbisi, raporun açıklandığı oturumda yaptığı konuşmada şunları söyledi:

“İstatistikler sabit sayılardır. Bu rapordaki her sayı, çok erken kaybedilen bir hayatı temsil ediyor. Bunlar anonim ve kaçınılmaz trajediler değil, bunlar kişisel, önlenebilir trajedilerdir. Acilen harekete geçmeli ve verileri iyileştirerek, daha güvenli rotalar sağlayarak ve ortak sorumluluğu teşvik ederek hayat kurtarmak için daha fazlasını yapmalıyız.”

Rapora göre 2024 yılında Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesinde (MENA) hayatını kaybeden göçmenlerin 739'u ve bölge içinde hayatını kaybedenlerin yüzde 80'inden fazlası Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkeleri vatandaşıydı.

Rapor, 2024 yılında küresel çapta 9 bin 103'ten fazla ölüm ve kayıp vakasını belgeledi. Verilerin tamamına ulaşılamaması, bu durumun izlenememesine yol açıyor. Göçmenler isimsiz bir şekilde hayatlarını kaybederken, aileleri çoğu zaman herhangi bir cevap bulamadan ve durum telafi edilmeden acılarını yaşıyorlar.

zdfgty
Deniz yolları en tehlikeli göç rotaları olmaya devam ediyor (IOM)

Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesinde göçün nasıl yönetildiğinin yeniden düşünülmesi çağrısında bulunan rapor, sınır ötesi veri toplama ve mağdur tespit sistemlerinin güçlendirilmesi, göçmenleri potansiyel risklere karşı etkin bir şekilde uyarmak için erken uyarı mekanizmalarının iyileştirilmesi ve böylece uygun önlemlerin alınması ve yolculukları sırasında can kayıplarının önlenmesine yardımcı olunmasının, daha etkili düzenli göç yollarının sağlanmasının, göç bağlamının insani doğasını yansıtan ve kamuoyu tartışmalarıyla bilgilendiren sorumlu ve dengeli medya anlatılarının desteklenmesinin yanı sıra, veri ve kanıt boşluklarını doldurmak ve politika oluşturulmasına katkıda bulunmak için akademik katılımın teşvik edilmesinin önemine dikkati çekti.

Raporun sunumu, IOM Bölgesel Veri Merkezi tarafından Kahire'deki Amerikan Üniversitesi (AUC) Göç ve Mülteci Çalışmaları Merkezi ve sinema ile sağlık arasındaki ilişkiye odaklanan bir kısa film festivali olan ‘Medfest Egypt’ ortaklığında düzenlenen bölgedeki düzensiz göçün riskleri, gerçekleri ve sorumlulukları konulu kısa film gösterimi ve panel tartışması ile birlikte yapıldı. Dün yapılan oturumun insani yardım kuruluşlarından, akademi camiasından ve medyadan gelen katılımcıları, koordinasyonsuz veri toplama, paylaşma ve doğrulamanın, olumsuz anlatıların ve reaktif politikaların can kayıplarının devam etmesine nasıl katkıda bulunduğunu ve bu gerçeği değiştirmek için koordineli, kanıta dayalı bir yaklaşım benimsemenin önemini müzakere etti.