Irak, İran'ın “Körfez” itirazını görmezden geldi

Geçtiğimiz perşembe günü Basra'da Körfez ülkelerinin dev bayraklarının asıldığı bir binanın önünden geçen Iraklılar (AFP)
Geçtiğimiz perşembe günü Basra'da Körfez ülkelerinin dev bayraklarının asıldığı bir binanın önünden geçen Iraklılar (AFP)
TT

Irak, İran'ın “Körfez” itirazını görmezden geldi

Geçtiğimiz perşembe günü Basra'da Körfez ülkelerinin dev bayraklarının asıldığı bir binanın önünden geçen Iraklılar (AFP)
Geçtiğimiz perşembe günü Basra'da Körfez ülkelerinin dev bayraklarının asıldığı bir binanın önünden geçen Iraklılar (AFP)

Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani başta olmak üzere Iraklı yetkililer, İran’ın ‘Arap Körfezi’ ifadesini kullanmalarına yönelik protestosunu görmezden geldiler. Iraklı yetkililerden, İran Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Nasır Kenani’nin, ‘Irak'ın Basra Körfezi yerine Arap Körfezi adını kullanmasıyla ilgili gerekli tedbirlerin alınacağına’ ilişkin açıklamasına ne bir yanıt ne de yorum geldi.
Başbakan Sudani, Basra'daki Körfez ülkelerinden gelen spor ekiplerinin katıldığı ‘Körfez 25’ şampiyonasının açılış töreninde ‘Arap Körfezi’ ifadesini kullanmıştı. İran, bu kullanıma tepki gösterdi. ‘Basra Körfezi’ ifadesi, Irak'ta ve tüm resmi yazışmalarda yaygın bir şekilde kullanılıyor. Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr da Twitter hesabı üzerinden Basra’da düzenlenen şampiyona ile ilgili memnuniyetini ifade ettiği tweetinde bu ifadeyi kullandı.
Irak'ın uluslararası kara ve deniz sınırları meselelerinde uzman olan Tuğgeneral Dr. Cemal el-Halbusi, İran'ın ‘Arap Körfezi’ kullanımı konusundaki itirazına ve bu itiraza nasıl yanıt verileceğine değindi. Halbusi, Şarku'l Avsat'a yaptığı değerlendirmede, “Ülkelerin tarihleri, diğer ülkelerden üstün oldukları anlamına gelmez. Çünkü bölgedeki her ülkenin kendi tarihi vardır. Bizim için bir yol gösterici olan başkaları için yol gösterici olandan farklıdır” ifadelerini kullandı.
İlk haritanın 18. yüzyılda Fransızca olarak çizildiğini ve Basra Körfezi'nin adına atıfta bulunduğunu belirten Halbusi, “Ondan önce de tarih, Hüsrev'in Mezopotamya topraklarındaki varlığından ve Körfez'in iki yakasına ulaşmadığından bahsediyor. Hürmüz Boğazı ile Umman Denizi arasında kalan bu bölge, Basra Körfezi, Arap Denizi, Umman Denizi, Körfez ve Basra Denizi gibi birçok isimle anılıyordu” dedi. Halbusi, Safevi, Kaçar ve Pehlevi gibi İran hanedanlıkları sırasında Körfez'in iki yakasının İran topraklarına dahil olduğuna dair hiçbir kanıtın olmadığını da sözlerine ekledi.
Şattülarap’ın kıyısında bir Arap oluşumunun yer aldığı bir nehir olduğunu ve hatta Irak coğrafyasında İran tarafında Irak’a ait bir bölgenin bulunduğunu söyleyen Halbusi, “Bazı etiketlerin belirli bir süreliğine kullanılması, bunun başka bir ülke için de bağlayıcı olduğu anlamına gelmez. İslam öncesi ve dört halife dönemi de dahil olmak üzere tarihin belli aşamaları, Körfez'in Arap karakteriyle çelişen bir önermeyi kabul edemeyecek kadar geniştir” şeklinde konuştu.
Ehlibeyt Uluslararası Üniversitesi’nden medya profesörü Dr. Galib ed-Daami, İran'ın itirazının haksız ve yanlış olduğunu, çünkü Körfez’in eski çağlardan bu yana ‘Basra Körfezi’ olarak anıldığını ve Basra Körfezi olarak da bilindiğini söyledi. Prof. Dr. Daami, ayrıca Körfez’in iki yakasında yaşayanların şu an ister İran'a ait olan bölgelerden ister diğer yakadan, yani Arap Körfezi ülkelerinden gelenler olsun Araplar olduğunu ve bunun da önemini vurguladı.Prof. Dr. Daami, Şarku’l Avsat’a yaptığı değerlendirmede şunları söyledi:“Şimdi akıllara şu sorular geliyor: İran, neden daha önce Kuveyt, Katar ve diğer ülkelerde şampiyonalar düzenlenirken itiraz etmedi de şimdi Irak'ta bir şampiyona düzenlenirken itiraz etti? Bütün siyasi söylemlerinde Arap Körfezi diyen eski Irak rejimine neden itiraz etmedi? İran, siyasi tanımlamalara göre kendisine yakın gördüğü bir hükümete ya da en azından bu hükümeti oluşturan siyasi partilere neden şimdi itiraz ediyor?”Meselenin Körfez'in isimlendirilmesinden daha büyük olduğunu ve daha ziyade, Basra’da yaşayan Arapların Körfez ülkeleri tarafından kabul görmeleri açısından büyük halk etkileşimi ile ilgili olduğunu söyleyen Prof. Dr. Daami, “En önemlisinin de gerek Körfez takımlarının gerekse Körfez taraftarlarının onlarla etkileşim kurmalarıyla ilgili olduğunu düşünüyorum. Iraklılar ile Körfez halklarından kardeşleri arasındaki sevgi ve etkileşim, milli ve Arap köklerin bir ifadesi olarak ortaya çıktı. Bu da göz ardı edilemeyecek önemli bir noktadır” yorumunda bulundu. Irak hükümetinin, İran’ın protestosuna itiraz etmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Daami, “Arap ve Körfez ülkeleri ile ilişkileri derinleştirmeli ve Irak'ın üstün çıkarlarına dayalı olarak İran'la iyi ilişkileri sürdürmeli” dedi.
 



Erbil, ABD himayesinde Suriye Kürtlerini birleştirmeye yönelik hamlelere öncülük ediyor

Barzani ile Abdi arasındaki görüşme tarihi nitelikte olup Suriye'de yeni bir Kürt döneminin önünü açıyor (Independent Arabia)
Barzani ile Abdi arasındaki görüşme tarihi nitelikte olup Suriye'de yeni bir Kürt döneminin önünü açıyor (Independent Arabia)
TT

Erbil, ABD himayesinde Suriye Kürtlerini birleştirmeye yönelik hamlelere öncülük ediyor

Barzani ile Abdi arasındaki görüşme tarihi nitelikte olup Suriye'de yeni bir Kürt döneminin önünü açıyor (Independent Arabia)
Barzani ile Abdi arasındaki görüşme tarihi nitelikte olup Suriye'de yeni bir Kürt döneminin önünü açıyor (Independent Arabia)

Abdulhalim Süleyman

Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Mazlum Abdi, geçtiğimiz perşembe günü Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nin (IKBY) başkenti Erbil yakınlarındaki Selahaddin tatil beldesinde Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) Lideri Mesut Barzani'yi ziyaret etti. İki lider arasındaki ilk görüşmenin arkasında, çetrefilli Kürt sorunları yatıyordu. Abdi’ye SDG'den bir askeri heyet eşlik ederken, görüşmede Kürt liderin ofisinde Suriye dosyasından sorumlu yetkili ve geçtiğimiz hafta Abdi'yi ziyaret ederek ona Barzani'nin ziyaret davetini taşıyan Abdulhamid Derbandi de dahil olmak üzere IKBY yetkilileri de hazır bulundu.

Barzani-Abdi görüşmesi, Suriye'deki durum ve son güvenlik ve siyasi gelişmelerin ele alınması bağlamında gerçekleşti. Barzani'nin Ofisi’nden yapılan açıklamada, görüşmede, Kürt tarafların yeni koşullarla nasıl başa çıkacaklarına yönelik genel çerçevenin yanı sıra Suriye'deki Kürt taraflar arasında ortak bir pozisyona varılmasının yolları da ele alındı.

Açıklamada ayrıca, toplantıda Suriye'deki Kürt tarafların kendi kaderlerini hiçbir tarafın müdahalesi olmaksızın, barışçıl yollarla belirleme hakkının teyit edildiği belirtildi. Haklarını güvence altına almak amacıyla saflarını birleştirerek, ortak bir noktadan harekete geçerek Suriye'deki yeni yönetim ile mutabakat ve anlaşmalara varma yönünde ilerlemeleri gerektiğinin altı çizildi. Kürt taraflar “barış ve istikrar unsuru olmalı ve Kürt halkının, Suriye’deki diğer unsurların maruz kaldığı trajedilerin tekrarlanmasını önlemek için çalışmalı” denildi.

SDG Genel lideri  de Barzani'nin açıklamasında yer alanları teyit etti, kendisiyle görüşmekten duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Kürt pozisyonunun birliği ve bölgenin güvenliği “kolektif sorumluluğumuzdur ve bu konuda birbirimizle iş birliği yapacağız” dedi.

Çetrefilli Kürt dosyaları

Barzani-Abdi görüşmesinin zeminini hazırlayan nedenlerin başında Suriye'deki Kürt taraflar arasında bir dizi çetrefilli ve tartışmalı dosyaların varlığı geliyor. Bunlar arasında şunlar sayılabilir; Barzani'ye yakın Kürt Ulusal Konseyi'nin özyönetime katılımı konusunda bugüne kadar siyasi bir anlaşmaya varılamaması. Bölgenin, Türkiye yanlısı grupların saldırıları nedeniyle istikrara kavuşamaması ve Kürt tarafların Şam'daki yeni yönetimle ilişkilerde siyasi bir birliktelik sağlayamamış olmasından ise bahsetmiyoruz bile.

Beşşar Esed rejiminin devrilmesi ve Şam'daki rejim değişikliğinin ardından Suriye'deki yeni yönetim ile iletişim ve temas kanalları açıldı. Ancak bu kısa dönemde, birçok Kürt siyasi figür yeni Şam liderliği ile bireysel olarak iletişime geçmeye çalıştı. Kürt lider Mesud Barzani'nin medya danışmanı Kifah Mahmud, “Bu durum amaç birliğini kesinlikle etkileyecek ve belki de Kürt pozisyonunun parçalanmasına yol açacak” diyor. Şarku’l Avsat’ın  Independent Arabia’dan aktardığı habere göre  Kifah Mahmud bu yeni koşulların Başkan Barzani'yi Suriye'nin kuzeydoğusundaki özerk yönetim bölgelerine temsilcisini göndermeye sevk ettiğini söyledi. Barzani’nin temsilcisi Abdi ile görüştü ve net bir mesaj iletti; “hedef ortak, ama siyasi vizyonlar nedeniyle bu hedefe nasıl ulaşılacağı konusunda ihtilaf var.”

Birleşik bir ekip

Barzani'nin danışmanı, Kürt liderin bu güçleri tek bir müzakere heyeti altında birleştirmek için çalıştığını söyledi. Suriye'de yeni siyasi liderliğin açılımıyla bütün bu dosyaların açılması fırsatı doğduğu için, bu sayede Suriye'de Kürt pozisyonunun, tanınmayan veya ele alınmayan sorunu gündeme getirme konusunda birleşik bir güce sahip olacağını düşündüğünü belirtti.

SDG Komutanı'nın Erbil ziyaretinin hedefleri arasında, Barzani'yi, Türkiye'nin kuzeydoğu Suriye'ye yönelik saldırılarını durdurmak için arabuluculuk yapmaya ikna etmek de yer alıyor. Ankara, SDG'yi yasadışı kabul ettiği Kürdistan İşçi Partisi'ne (PKK) bağlı olmakla suçluyor. Son yıllarda düzenlediği askeri operasyonlarının çoğu bu gerekçeye dayanıyordu ve özellikle Fırat Nehri üzerinde bulunan Tişrin Barajı ve Karakozak Köprüsü bölgesinde aynı gerekçe ile operasyonlarını sürdürüyor.

Başkan Barzani'nin danışmanı, “Türkiye, PKK’nın Türkiye dışında hiçbir uzantısının olmamasını talep ediyor. Şu anda Barzani ve Kürdistan yönetiminin de desteklediği, PKK ile Türk yönetimi arasında bir tür anlaşmaya varılması ile sonuçlanabilecek girişimler sürüyor. Danışman “Bu, Suriye'de yaşananlara olumlu etki yapacaktır” dedi. Barzani'nin Temsilcisi Abdulhamid Derbandani'nin ziyareti ve Başkan Barzani'nin Mazlum Abdi ile görüşmesinin “yakın gelecekte Suriye sahnesinde olumlu gelişmelere yol açacağını” açıkladı.

Savaşmaktan kaçınma

“Suriye'deki Kürt taraflar arasındaki görüş ayrılıkları, henüz silahlı çatışma ve savaş boyutuna ulaşmadı. Zira Barzani, siyasi faaliyetlerde tarafların birbirine silah çekmesini yasaklıyor” diyen Kifah Mahmud, ülkedeki büyük siyasi ve saha dönüşümlerine rağmen Suriyeli Kürt tarafların anlaşmaya varamamasının ve birleşik bir pozisyon benimseyememesinin önündeki siyasal görüş ayrılıklarına böyle işaret etti. Suriyeli Kürt taraflar arasında kendi himayesinde daha önce yapılan anlaşmalara dayanan girişimlerde bulunduğuna değinen Kürt lider “Bu siyasi faaliyetleri bir araya getiren ortak amaç, her ne kadar her birinin araçları farklı olsa da, doğrudan Kürt sorunuyla ilgili bir amaçtır”dedi.

Barzani'nin danışmanı, “Mevcut koşullar, ülkenin koşullarını, haksızlığa uğrayan tüm kesimlere fayda sağlayacak şekilde yeniden düzenlemek için altın bir fırsat oluşturuyor" diyerek sözlerini tamamladı.

Yaklaşan konferans

Mesut Barzani'nin Kuzeydoğu Suriye Özel Temsilcisi Derbandi ziyareti sırasında Kamışlı şehrinde SDG liderleri ve daha önce Barzani ile görüşmek için Erbil'e gelen Kürt Ulusal Konseyi liderleriyle bir araya geldi. Toplantının ardından açıklama yapan Konseyin Resmi Sözcüsü Faysal Yusuf, özellikle iki parti bloğu arasında daha önce imzalanan belgeler üzerinde mutabakat sağlanması konusunda büyük mesafe kat edilmişken, IKBY Liderinin Özel Temsilcisinin ziyaretinin Suriye'deki Kürt taraflar arasındaki buzları erittiğini, Özerk Yönetim ve SDG’ye yakın taraflarla bir anlaşmaya varmaya hazır olduklarını belirtti. Kendi deyimiyle vizyonlarını ve hedeflerini birleştirme, yeni Suriye'ye aktif olarak katılmalarını sağlama yoluyla, Suriye'deki Kürt siyasi taraflar arasında bu aşamada bir anlaşmaya varılması için her türlü çabayı göstereceklerine dair Barzani'den güvence aldıklarını kaydetti.

xsdfrgthy
Kürt Liderin Özel Temsilcisi, kuzeydoğu Suriye'yi ziyaret ederek liderinin Kürt siyasi taraflara mesajlarını taşıdı (Independent Arabia)

Önümüzdeki dönemde Kürt taraflar ile Suriye'nin kuzeydoğusundaki faaliyetler arasında genişletilmiş bir konferans düzenlenmesi bekleniyor. Konferans ile Suriye'deki Kürtlerin ulusal hakları ve Suriye devletinin biçimi konusunda ortak bir siyasi vizyon üzerinde mutabakata varılmasının yanı sıra, varılacak mutabakatın ardından doğacak siyasi ve teknik ekiplerin oluşturulması da umuluyor.

Belirleyici Amerikan rolü

Derbandi'nin Kamışlı ziyareti ve Suriye'nin kuzeydoğusunu kapsayan turu sırasında kendisine, ABD Dışişleri Bakanlığı'nın Kuzeydoğu Suriye Temsilcisi Scott Bowles başkanlığındaki bir Amerikan heyeti de eşlik etti. Kürt Özel Temsilcinin Suriye'ye yaptığı ziyaret ile SDG liderinin Erbil ziyaretinin lojistik düzenlemeleri de Amerikan güvenlik tedbirleri altında gerçekleştirildi. Washington, Kürt taraflar arasındaki önceki diyalog turlarında da önemli rol oynamış ve görüşleri birbirine yakınlaştırarak ortamı hazırlamakta etkili olmuştu. İlk dönemlerde ABD Büyükelçisi William Roebuck'un himayesinde olduğu gibi, onlara anlaşmaya varmaları için baskı yapmıştı. ABD’ye Suriye'nin kuzeydoğusunda faaliyet gösteren diplomatik misyonu öncülüğünde yürütülen Fransa’nın çabaları da eşlik ediyor.

ABD Dışişleri Bakanlığı Yakın Doğu İşleri Bürosu, bugün yaptığı açıklamada, ABD'nin Barzani ile Mazlum Abdi arasında Erbil'de gerçekleşen görüşmeyi memnuniyetle karşıladığını duyurdu. “Kürtlerin iç diyaloğunun Suriye'de kapsamlı bir siyasi geçişin sağlanmasında önemli bir rol oynayabileceğini” vurguladı.