Ekonomi, Çin’i ‘Sıfır Kovid’ politikasından vazgeçmeye mi zorladı?

Üç yıllık sınır kontrolleri sona erdi.

Karantinayı kaldırma kararı sonrası seyahat arttı (Shutterstock)
Karantinayı kaldırma kararı sonrası seyahat arttı (Shutterstock)
TT

Ekonomi, Çin’i ‘Sıfır Kovid’ politikasından vazgeçmeye mi zorladı?

Karantinayı kaldırma kararı sonrası seyahat arttı (Shutterstock)
Karantinayı kaldırma kararı sonrası seyahat arttı (Shutterstock)

Uzmanlar, solunum yolu hastalıklarının yayılma ihtimalinin arttığı kış mevsiminin gelmesiyle ‘Sıfır Kovid’ politikasından vazgeçme kararı alan Çin’e eleştiriler yöneltiyor. Ancak son zamanlarda bu politika kapsamındaki ‘yurt dışından gelen yolcular için zorunlu karantinanın kaldırılması’ kararı, Çin’in ekonomik kriz baskısı altında bunu yapmak zorunda kaldığına işaret ediyor.
Zewail Bilim ve Teknoloji Şehri’nde moleküler biyoloji ve viroloji profesörü olan Tamer Salim, “Krizin yönetimi, ‘Sıfır Kovid’ politikasından vazgeçme prosedürlerinin yaza ertelenmesini ya da en azından bu politika çerçevesinde uygulanan kontrollerin kademeli olarak sonlandırılmasını gerektiriyordu. Ayrıca özellikle de ‘karantinanın kaldırılmasıyla’ ilgili olanlar başta olmak üzere bu kontrollerin hızla sonlandırılmasını gerektiriyordu” diyerek, Pekin’i prosedürleri hızlandırmaya zorlayan bir ekonomik kriz olduğuna dikkati çekti.
Çin, geçtiğimiz Pazar günü yurt dışından gelen yolcular için zorunlu karantinayı kaldırdı ve böylece kendi kendine uyguladığı üç yıllık izolasyona son verdi. Financial Times tarafından Pazar günü yayınlanan bir habere göre bu izolasyon, yaklaşık yarım yüzyılın en düşük büyüme hızından mustarip olan Çin’in ekonomik büyüme oranlarında bir yavaşlamaya yol açtı.
17 trilyon dolarla dünyanın en büyük ikinci ekonomisi olan Çin, hükümetin ülkeyi izole etme pahasına virüsü kontrol etmeye çalışan acımasız ‘Sıfır Kovid’ sisteminin son önlemlerini kaldırmaya karar vermesinden sonraki gün hayata dönme belirtileri göstermeye başladı.
Merkezi Çin’in güneyindeki Shenzhen’de bulunan McKinsey şirketinde Asya’ya Seyahat Departmanı Başkanı Steve Saxon, Pazar günü yaptığı açıklamada Çinli gezginler için uluslararası seyahatin geçen ay 2019 seviyesinin yüzde 5’i kadar olduğunu söylerken, bunun yaza kadar yaklaşık yüzde 50’ye çıkacağını tahmin ettiğini belirtti. Seyahat rezervasyon sitesi ‘Trip.com’, Pekin’in karantina önlemlerini iptal ettiğini açıklamasıyla dış rezervasyonların yüzde 250’den fazla arttığını açıkladı. Bu durum ise pandeminin dayattığı izolasyon önlemlerini iptal etmeye yönelik ekonomik açlığı yansıtıyor.
Bu ani ve kademeli olmayan açılımın, enfeksiyon vakalarının sayısında artışa ve hatta yeni varyantların ortaya çıkmasına neden olabileceği ihtimali hakkında ise Tamer Salim, “Çin’in son kriz yönetimi, karantina önlemlerinin sona ermesinden elde edilen ekonomik kazançların ve beklenen ölüm olanları nedeniyle yaşanan kayıpların hesaplandığı (ilan edilmemiş) bir ekonomik denklem tarafından yönetiliyor” dedi.
Salim’e göre Çin’in, özellikle yaşlılar arasında aşılama oranlarını yükseltmek için modern Batı aşılarını (MRNA aşıları) kullanması çağrısı yapan Batı baskılarına yanıt vermesi olası değil. Bu çerçevede Tamer Salim, “Ayrıca ekonomik bir hesaba göre böyle bir işlemin maliyeti, bu aşıları sağlamak için harcanacak para cinsinden hesaplanacaktır. Bunun yanı sıra dünyaya pazarlamak amacıyla Kovid-19 krizine yatırım yapmayı başardığı ulusal Çin aşılarının itibarına da zarar verecek. Dolayısıyla özellikle de antiviral ilaçlar olan bu aşılar kontrolde çok önemli bir araç haline geldiği için ulusal aşılara sahip çıkılacaktır” şeklinde konuştu.
Salim, “Bu ilaçlar, artık özellikle de Çin’de, ABD’de ya da dünyanın diğer yerlerinde yayılan yeni varyantlar olmak üzere, aşılar ve doğal enfeksiyonlar tarafından oluşturulan bağışıklık duvarını geçebilen virüsle mücadelede önemli bir silah olarak görülüyor” dedi.
Yeni İngiltere Tıp Dergisi’ne (The New England Journal of Medicine) göre Çin bu ilaçları üretme alanına girdi ve Çinli “Gunshi Bio” ve “Vigonvit Life Science” şirketlerinin ürettiği yeni bir ilaç, Amerikan ilacı Paxlovid’i geride bırakan sonuçlar elde etti.
Çin’de tablet şeklinde bulunan ‘VV116’ ilacı, Paxlovid’e göre daha az yan etki gösterirken, iki gün üst üste hiçbir Kovid-19 semptomu olmaması olarak tanımlanan iyileşme süresi, yeni ilacı kullananlar için dört gün ve Paxlovid kullananlar için beş gün olarak kaydedildi.



BM: Afganistan'da DEAŞ Horasan'a bağlı 2 bin savaşçı faaliyet gösteriyor

11 Aralık'ta Celalabad'da düzenlenen mezuniyet töreninde Afgan polis memurları (EPA)
11 Aralık'ta Celalabad'da düzenlenen mezuniyet töreninde Afgan polis memurları (EPA)
TT

BM: Afganistan'da DEAŞ Horasan'a bağlı 2 bin savaşçı faaliyet gösteriyor

11 Aralık'ta Celalabad'da düzenlenen mezuniyet töreninde Afgan polis memurları (EPA)
11 Aralık'ta Celalabad'da düzenlenen mezuniyet töreninde Afgan polis memurları (EPA)

Birleşmiş Milletler’in (BM) yayımladığı bir raporda, DEAŞ Horasan örgütünün Afganistan’da yaklaşık 2 bin savaşçıyı bünyesinde barındırdığı, 14 yaşın altındaki çocuklara ideolojisini aşıladığı ve sürdürdüğü terör eylemleriyle bölgesel güvenliği tehdit ettiği belirtildi.

Raporda, Peştunların Afganistan’daki DEAŞ unsurlarının lider kadrolarında ağırlıkta olduğu, buna karşılık çok sayıda militanın Orta Asya ülkelerinden geldiği kaydedildi. Şarku’l Avsat’ın Khaama Press’ten aktardığına göre, örgütün yapısı ulusötesi bir nitelik taşıyor.

Rapora göre, DEAŞ Horasan’ın temel hedefleri arasında küresel ölçekte geniş çaplı saldırılar düzenlemek, savaşçı devşirme kapasitesini göstermek ve mali destek sağlamak yer alıyor. Analistler, örgütün etki alanını genişletmesinin Afganistan ve genel olarak bölge için kalıcı bir tehdit oluşturduğu uyarısında bulunuyor.

BM raporunda ayrıca, örgütün Afganistan’ın kuzeyindeki bazı bölgelerde ve Pakistan sınırına yakın alanlarda okullar kurduğu, bu merkezlerde 14 yaşın altındaki çocuklara ideolojik eğitim verildiği ve intihar saldırıları için hazırlandıkları ifade edildi. BM, çocukların bu şekilde kullanılmasını son derece tehlikeli olarak nitelendirdi.

Uzmanlar, söz konusu raporun Afganistan’ın hâlen birçok aşırılık yanlısı örgüt için güvenli bir sığınak olma özelliğini koruduğunu ortaya koyduğunu belirtiyor. Bölgesel ve uluslararası otoriteler, terörle mücadelede eşgüdümlü adımlar atılmaması halinde bu örgütlerin nüfuzlarını genişletebileceği ve bölgenin farklı noktalarında yeni saldırılar gerçekleştirebileceği endişesini dile getiriyor.


Pakistan: İmran Han ve eşi yolsuzluk davasında 17 yıl hapis cezasına çarptırıldı

Eski Pakistan Başbakanı İmran Han'ın Mart 2023 tarihli bir fotoğrafı (Reuters)
Eski Pakistan Başbakanı İmran Han'ın Mart 2023 tarihli bir fotoğrafı (Reuters)
TT

Pakistan: İmran Han ve eşi yolsuzluk davasında 17 yıl hapis cezasına çarptırıldı

Eski Pakistan Başbakanı İmran Han'ın Mart 2023 tarihli bir fotoğrafı (Reuters)
Eski Pakistan Başbakanı İmran Han'ın Mart 2023 tarihli bir fotoğrafı (Reuters)

Pakistan merkezli Geo News televizyonu, bir mahkemenin bugün eski Başbakan İmran Han ve eşi Büşra Bibi hakkında, devlete ait hediyelerin gerçek değerinin altında elden çıkarılmasıyla bağlantılı bir yolsuzluk davasında her biri için 17 yıl hapis cezası verdiğini duyurdu.

Han ailesinin avukatı Rana Mudassir Umar, Reuters’a yaptığı açıklamada, mahkemenin savunmayı dinlemeden karar verdiğini belirterek, “Mahkeme, İmran Han ve Büşra Bibi’yi yüksek para cezalarıyla birlikte 17’şer yıl hapis cezasına çarptırdı” dedi.

Eski bir uluslararası kriket oyuncusu olan İmran Han, daha sonra siyasete atılarak öne çıkan bir isim olmuş ve Ağustos 2018 ile Nisan 2022 arasında Pakistan Başbakanı olarak görev yapmıştı.

Han, 10 Nisan 2022’de mecliste yapılan güven oylaması sonucunda görevden alınmış ve Pakistan tarihinde bu yöntemle görevden düşürülen ilk başbakan olmuştu.

2024’ün başlarında ise İmran Han hakkında birden fazla yolsuzluk davasında hapis cezaları verilmişti. Han ve eşi, halen Ravalpindi’de tutuklu bulunuyor.


Trump’ın Asya’daki ateşkesi saatler içinde çöktü

ABD ve Malezya'nın arabuluculuğuna rağmen Kamboçya-Tayland hattında çatışmalar sürüyor (AFP)
ABD ve Malezya'nın arabuluculuğuna rağmen Kamboçya-Tayland hattında çatışmalar sürüyor (AFP)
TT

Trump’ın Asya’daki ateşkesi saatler içinde çöktü

ABD ve Malezya'nın arabuluculuğuna rağmen Kamboçya-Tayland hattında çatışmalar sürüyor (AFP)
ABD ve Malezya'nın arabuluculuğuna rağmen Kamboçya-Tayland hattında çatışmalar sürüyor (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump'ın Tayland ve Kamboçya'nın ateşkesi kabul ettiğini duyurmasına rağmen Bangkok yönetimi saldırıları sürdüreceğini bildirdi.

Trump, sosyal medyadan dün paylaştığı yazılı açıklamada, Tayland Başbakanı Anutin Charnvirakul ve Kamboçya Başbakanı Hun Manet'le "verimli bir görüşme yaptığını" ifade etmişti.

ABD Başkanı, Malezya Başbakanı Enver İbrahim'in de arabuluculuğuyla tarafların ateşkesi kabul ettiğini söylemişti.

Ancak Tayland Başbakanı Charnvirakul, Trump'la görüşmesinin ardından yayımladığı mesajda "Toprağımıza ve halkımıza yönelik tehdit olmadığını hissene kadar askeri operasyonlara devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.

Charnvirakuli, Kamboçya sınırdaki mayınları temizleyip askerlerini çekene dek ateşkesin mümkün olmayacağını da ekledi.

Trump'ın ateşkes açıklamasına rağmen iki taraftan da saldırı haberleri geldi.

Tayland ordusu, Kamboçya'ya ait iki askeri hedefe sabah saatlerinde iki F-16'yla harekat düzenlendiğini duyurdu.

Sınırdaki Ban Nong Ya Kaeo ve Ban Nong Chan yerleşimlerine yakın noktadaki silah ve mühimmat depolarının vurulduğu aktarıldı.

Ayrıca Kamboçya'daki Thma Da bölgesinde yer alan Zafer Köprüsü'nün de vurulduğu belirtildi. Punom Pen yönetimi bölgedeki sivillerin tahliye edildiğini duyurdu.

Diğer yandan Tayland, Kamboçya'dan bugün düzenlenen roket saldırısında bazı sivillerin yaralandığını bildirdi.

Kamboçya-Tayland çatışmaları

İki ülke arasındaki sınır ihtilafı, Kamboçya'nın Fransız sömürgesi olduğu dönemde çizilen ve bölgenin Tayland'dan ayrılması için kullanılan 1907 tarihli haritadan kaynaklanıyor.

Kamboçya toprak talebinde bulunmak için bu haritayı referans alırken, Tayland haritanın yanlış olduğunu savunuyor.

Son dönemdeki gerginlikse 28 Mayıs'ta sınırda çıkan çatışmalarda bir Kamboçyalı askerin öldürülmesiyle başlamıştı. Taylandlı 5 asker de geçen hafta mayına basarak yaralanmıştı. 

Bunun üzerine 24 Temmuz'da taraflar arasında sıcak çatışma başlamıştı. 5 günlük çatışmalarda toplamda en az 38 kişi yaşamını yitirirken, her iki ülke de bölgeden binlerce kişiyi tahliye ettiğini duyurmuştu.

Taylandlı askerler geçen ay Kamboçya sınırında mayına basıp yaralanmış, Bangkok yönetimi de barış anlaşmasının askıya alındığını açıklamıştı.

Geçen ay tekrar başlayan çatışmalarda şimdiye dek en az 21 kişi öldü, 700 bin kişi tahliye edildi.

Independent Türkçe, CNN, BBC